"MİT" tartışmaları, kısa süre önce İnternet Andıcı soruşturmasında tutuklanan eski Ge
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski Müsteşar Emre Taner ve eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş’i, KCK soruşturması kapsamında ifadeye çağıran İstanbul Özel Yetkili Başsavcıvekilliği’nin tebligatına, MİT’ten alışılmadık bir yanıt geldi. MİT, nadiren görülen bir yola başvurarak, ifadeye gitmedi ve ifade çağrısına “itirazla” karşılık verdi. İtiraz başvurusunda, MİT Kanunu uyarınca, görevle ilgili bir suçtan dolayı Başbakan’ın izni olmadan soruşturma yürütülemeyeceğini bildiren MİT, suç yeri yönünden de dosyanın, Oslo’da PKK’lılarla yapılan görüşme konusunda soruşturma yürüten Ankara Özel Yetkili Başsavcılığı’na gönderilmesini istedi. Bugüne kadar başta Ergenekon ve Balyoz olmak üzere birçok soruşturmada, “görev” ve “suç yeri” itirazlarıyla karşılaşan, ancak bunların tümünü reddeden İstanbul Özel Yetkili Başsavcıvekilliği, aynı yolu izlerse şüpheli sıfatı taşıyan MİT’çileri yeniden davet edecek ve “gelmezseniz, polis zoruyla getirtirim” ihtarında bulunacak. Alternatif yol olarak Erzincan’da örneği görülen, “ifade alınmadan soruşturmanın yürütülmesi” yoluna başvurulabilecek. Kulislerde hükümetin de özel yetkili savcıların yetkileri konusunda martta açıklamayı tasarladığı düşünce özgürlüğü paketinde yeni adımlar atmaya hazırlandığı belirtiliyor.
İŞTE ÖCALAN'DAN GÖTÜRÜLEN O MEKTUP haberi için tıklayınız
GÜL FİDAN'I KÖŞK'E ÇAĞIRDI haberi için tıklayınız
ÖZEL YETKİYE TIRPAN haberi için tıklayınız
YENİ TASLAK
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, kısa süre önce, TBMM’ye sevk edilen yargı paketinde yer alan, özel yetkili savcılıkların yetkilerini de kısıtlayan paketin asıl düşünce özgürlüğü paketi olmadığını, bu konudaki yeni bir paket üzerinde çalıştıklarını söyledi. Ergin, pakette, özellikle tutuklama ve soruşturma yöntemleri konularının ele alınabileceği sinyali verdi. MİT mensuplarına yönelik ifade çağrısının ardından Ergin’in dün iki kez Başbakan’la bir araya gelmesi, pakete bu yönüyle hız verildiği ve yetki tırpanı düzenlemeleri de içeren yeni bir tasarının hazırlanabileceği yorumlarına yol açtı.
ZAMANA OYNADILAR
Başbakanlık’ta toplantılar sürerken, Fidan, Taner ve Güneş, beklenildiği gibi dün ifade vermeye gitmedi. İfadeye gitmeleri halinde tutuklanma olasılıkları bile olan “şüpheliler”, bunun yerine İstanbul Başsavcıvekilliği’ne itiraz dilekçesi gönderdi. Dilekçede savcılara, “MİT Kanunu’nun 26. maddesine göre görevden kaynaklı suçlarda Başbakan izni olmadan soruşturma yürütemezsiniz” ve “Eylemin görevden kaynaklı olmadığını düşünerek bu itirazı reddetseniz bile suç yeri nedeniyle dosyayı Ankara’ya göndermeniz gerekir” itirazlarında bulunuldu.
ANKARA TERCİHİ
Dilekçede, Ankara Özel Yetkili Başsavcıvekilliği’nin, Oslo görüşmesi nedeniyle CHP’lilerin şikayeti üzerine zaten bir soruşturma açtığı ve aynı konuda iki soruşturma yürütülemeyeceği için İstanbul’daki dosyanın da buraya eklenmesi gerektiği savunuldu. Ankara’daki kaynaklar da özel yetkili savcılıkta böyle bir soruşturma olduğunu doğruladı.
İstanbul Başsavcıvekilliği, MİT’çilerle ilgili soruşturmayı, hükümetin talimatıyla örgütle yürütülen görüşmelere değil, Türkiye adına anlaşmalar yapılmasına, PKK’nın faaliyetlerinin yetkili birimlere bildirilmemesine, Kandil-İmralı hattında haberleşmeye imkan tanınmasına dayandırıyor. Bu nedenle de suçun görevle ilgili olmadığını savunuyor.
BAŞBUĞ DA İTİRAZ ETTİ
Milliyet gazetesinin haberine göre, bu yönüyle, tartışma, kısa süre önce İnternet Andıcı soruşturmasında tutuklanan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un durumuyla benzerlik gösteriyor. Başbuğ, MİT mensuplarından farklı olarak, İstanbul Başsavcıvekilliği’ne sorgulanırken itiraz etti. Başbuğ da görevdeyken işlediği suç nedeniyle özel yetkili mahkemede yargılanamayacağını savundu. Ancak hem savcılık, hem mahkeme bu itirazı kabul etmedi. Ergenekon soruşturmasında, özel yetkili savcıların İstanbul dışındaki şüphelilerin, “Patalya ve Kent otel toplantıları” gibi farklı kentlerdeki olaylar nedeniyle soruşturma yürütülmesine de çok sayıda kişi itiraz etti. Eski HSYK da Adalet Bakanlığı’na, savcılığın, “Türkiye Savcılığı” gibi hareket ettiği itirazında bulundu. Ancak bu itirazlar da kabul görmedi.
ZORLA GETİRME ÇIKABİLİR
Bu yönüyle, MİT’in başvurusu, mahkemelere yapılan itiraz başvuruları gibi teknik anlamda itiraz kabul edilmiyor. Savcılığın buna rağmen dilekçeyi değerlendireceği belirtiliyor. Değerlendirme sonunda savcılık, önceki tavrından farklı hareket ederse, dosyayı Ankara’ya ya da adli suçlara bakan savcılığa gönderebilecek. Aksi takdirde, önce MİT’e ifade için yeniden tebligat gönderecek. Tebligata rağmen ifade vermeye gelinmemesi halinde, polis zoruyla getirilme kararı çıkarılacağını bildirecek. Kulislerde, eski Erzurum Savcısı Osman Şanal’a bütün ihtarlara rağmen ifade vermeyen eski 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk hakkında, ifade alınmadan dava açıldığı anımsatılarak, böyle bir yolun izlenme olasılığı bulunduğu da konuşuluyor.
HSYK'DA İŞLEM YOK
KCK soruşturmasını yürüten iki emniyet müdürünün görevden alınmasının ardından kulislerde HSYK’nın da savcılar hakkında harekete geçebileceği konuşuldu. Ancak resen harekete geçmeyen HSYK’nın, gelen şikayet dilekçesi olmaması nedeniyle konuyla ilgili inceleme yapmadığı öğrenildi.
Kaynak : Savcı şimdi ne yapacak? - Gazeteport.com
Haa bu arada bakıyorum AKP yalakası tosunların gıkı çıkmıyor,kof klavye kahramanlarının dilleri bir yerlerine kaçmış.Demekki işleri çok hep beraber PKK ile görüşmeye gittiler.
Hani başbakanınız esip gürlüyordu PKK ile hükumet görüşüyor diyenler ŞERFSİZDİR diye noldi şimdi?.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski Müsteşar Emre Taner ve eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş’i, KCK soruşturması kapsamında ifadeye çağıran İstanbul Özel Yetkili Başsavcıvekilliği’nin tebligatına, MİT’ten alışılmadık bir yanıt geldi. MİT, nadiren görülen bir yola başvurarak, ifadeye gitmedi ve ifade çağrısına “itirazla” karşılık verdi. İtiraz başvurusunda, MİT Kanunu uyarınca, görevle ilgili bir suçtan dolayı Başbakan’ın izni olmadan soruşturma yürütülemeyeceğini bildiren MİT, suç yeri yönünden de dosyanın, Oslo’da PKK’lılarla yapılan görüşme konusunda soruşturma yürüten Ankara Özel Yetkili Başsavcılığı’na gönderilmesini istedi. Bugüne kadar başta Ergenekon ve Balyoz olmak üzere birçok soruşturmada, “görev” ve “suç yeri” itirazlarıyla karşılaşan, ancak bunların tümünü reddeden İstanbul Özel Yetkili Başsavcıvekilliği, aynı yolu izlerse şüpheli sıfatı taşıyan MİT’çileri yeniden davet edecek ve “gelmezseniz, polis zoruyla getirtirim” ihtarında bulunacak. Alternatif yol olarak Erzincan’da örneği görülen, “ifade alınmadan soruşturmanın yürütülmesi” yoluna başvurulabilecek. Kulislerde hükümetin de özel yetkili savcıların yetkileri konusunda martta açıklamayı tasarladığı düşünce özgürlüğü paketinde yeni adımlar atmaya hazırlandığı belirtiliyor.
İŞTE ÖCALAN'DAN GÖTÜRÜLEN O MEKTUP haberi için tıklayınız
GÜL FİDAN'I KÖŞK'E ÇAĞIRDI haberi için tıklayınız
ÖZEL YETKİYE TIRPAN haberi için tıklayınız
YENİ TASLAK
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, kısa süre önce, TBMM’ye sevk edilen yargı paketinde yer alan, özel yetkili savcılıkların yetkilerini de kısıtlayan paketin asıl düşünce özgürlüğü paketi olmadığını, bu konudaki yeni bir paket üzerinde çalıştıklarını söyledi. Ergin, pakette, özellikle tutuklama ve soruşturma yöntemleri konularının ele alınabileceği sinyali verdi. MİT mensuplarına yönelik ifade çağrısının ardından Ergin’in dün iki kez Başbakan’la bir araya gelmesi, pakete bu yönüyle hız verildiği ve yetki tırpanı düzenlemeleri de içeren yeni bir tasarının hazırlanabileceği yorumlarına yol açtı.
ZAMANA OYNADILAR
Başbakanlık’ta toplantılar sürerken, Fidan, Taner ve Güneş, beklenildiği gibi dün ifade vermeye gitmedi. İfadeye gitmeleri halinde tutuklanma olasılıkları bile olan “şüpheliler”, bunun yerine İstanbul Başsavcıvekilliği’ne itiraz dilekçesi gönderdi. Dilekçede savcılara, “MİT Kanunu’nun 26. maddesine göre görevden kaynaklı suçlarda Başbakan izni olmadan soruşturma yürütemezsiniz” ve “Eylemin görevden kaynaklı olmadığını düşünerek bu itirazı reddetseniz bile suç yeri nedeniyle dosyayı Ankara’ya göndermeniz gerekir” itirazlarında bulunuldu.
ANKARA TERCİHİ
Dilekçede, Ankara Özel Yetkili Başsavcıvekilliği’nin, Oslo görüşmesi nedeniyle CHP’lilerin şikayeti üzerine zaten bir soruşturma açtığı ve aynı konuda iki soruşturma yürütülemeyeceği için İstanbul’daki dosyanın da buraya eklenmesi gerektiği savunuldu. Ankara’daki kaynaklar da özel yetkili savcılıkta böyle bir soruşturma olduğunu doğruladı.
İstanbul Başsavcıvekilliği, MİT’çilerle ilgili soruşturmayı, hükümetin talimatıyla örgütle yürütülen görüşmelere değil, Türkiye adına anlaşmalar yapılmasına, PKK’nın faaliyetlerinin yetkili birimlere bildirilmemesine, Kandil-İmralı hattında haberleşmeye imkan tanınmasına dayandırıyor. Bu nedenle de suçun görevle ilgili olmadığını savunuyor.
BAŞBUĞ DA İTİRAZ ETTİ
Milliyet gazetesinin haberine göre, bu yönüyle, tartışma, kısa süre önce İnternet Andıcı soruşturmasında tutuklanan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un durumuyla benzerlik gösteriyor. Başbuğ, MİT mensuplarından farklı olarak, İstanbul Başsavcıvekilliği’ne sorgulanırken itiraz etti. Başbuğ da görevdeyken işlediği suç nedeniyle özel yetkili mahkemede yargılanamayacağını savundu. Ancak hem savcılık, hem mahkeme bu itirazı kabul etmedi. Ergenekon soruşturmasında, özel yetkili savcıların İstanbul dışındaki şüphelilerin, “Patalya ve Kent otel toplantıları” gibi farklı kentlerdeki olaylar nedeniyle soruşturma yürütülmesine de çok sayıda kişi itiraz etti. Eski HSYK da Adalet Bakanlığı’na, savcılığın, “Türkiye Savcılığı” gibi hareket ettiği itirazında bulundu. Ancak bu itirazlar da kabul görmedi.
ZORLA GETİRME ÇIKABİLİR
Bu yönüyle, MİT’in başvurusu, mahkemelere yapılan itiraz başvuruları gibi teknik anlamda itiraz kabul edilmiyor. Savcılığın buna rağmen dilekçeyi değerlendireceği belirtiliyor. Değerlendirme sonunda savcılık, önceki tavrından farklı hareket ederse, dosyayı Ankara’ya ya da adli suçlara bakan savcılığa gönderebilecek. Aksi takdirde, önce MİT’e ifade için yeniden tebligat gönderecek. Tebligata rağmen ifade vermeye gelinmemesi halinde, polis zoruyla getirilme kararı çıkarılacağını bildirecek. Kulislerde, eski Erzurum Savcısı Osman Şanal’a bütün ihtarlara rağmen ifade vermeyen eski 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk hakkında, ifade alınmadan dava açıldığı anımsatılarak, böyle bir yolun izlenme olasılığı bulunduğu da konuşuluyor.
HSYK'DA İŞLEM YOK
KCK soruşturmasını yürüten iki emniyet müdürünün görevden alınmasının ardından kulislerde HSYK’nın da savcılar hakkında harekete geçebileceği konuşuldu. Ancak resen harekete geçmeyen HSYK’nın, gelen şikayet dilekçesi olmaması nedeniyle konuyla ilgili inceleme yapmadığı öğrenildi.
Kaynak : Savcı şimdi ne yapacak? - Gazeteport.com
Haa bu arada bakıyorum AKP yalakası tosunların gıkı çıkmıyor,kof klavye kahramanlarının dilleri bir yerlerine kaçmış.Demekki işleri çok hep beraber PKK ile görüşmeye gittiler.
Hani başbakanınız esip gürlüyordu PKK ile hükumet görüşüyor diyenler ŞERFSİZDİR diye noldi şimdi?.