MÜSLÜMANLIK
Müslüman karakterimiz Sayid tarafınca bizlere kazandırıldı bu tema.. Diğer karakterlerde olduğu gibi Sayid'in de kendi çapında ve Müslümanlığa uygun inanışları bulunmaktaydı..
Sayid'in adada, bazı zamanlarda ettiği dualar bu temanın öğelerinden biridir.. Ayrıca teknenin üzerinde Sayid'i namaz kılarken de gördük.. Avustralya'ya Essam'ı bulmaya gittiğinde de camiye gittiğini ve orada da namaz kıldığını biliyoruz.
Bir çok zaman da, ölülerin gömülmesi açısından hassasiyet gösterdiğini gördük.. Essam'ın cenazesini alabilmek için uçağa binmediğini, ada üzerinde ise uçakta cesetlerin gömülmesinde ölülere nasıl bir pozisyon verileceğini anlatırken gördük onu.. Bu konuda cidden dikkatliydi.. Ölülerin yakılmasını, hele ki kendi rızaları alınmadan bu işin yapılması ona çok ters gelmişti.
Ayrıca Sawyer'a istemeden yapmış olduğu işkence sonrası kendi içinde huzura erebilmek için ada içine doğru bir keşfe çıktı.. Bu onun için bir kurtulma yolu olacaktı.. Rousseau'nun tuzağına düştüğünde ise kelime-i şahadet getirdiğini duymuştuk.. Tikrit'li olması da bana sünni mezhebinden olabileceğini düşündürdü.. Locke'un yakaladığı domuzların etini de yemediği lostfanlarının söylentileri arasında yer almaktadır.
HİNDUİZM
Dharma ve Namaste lafları ayrıca Hinduizm'de de geçerliliği olan laflardır..108 sayısı Hinduizm için de kutsaldır..Colleen'in cenazesi Hindu temalarıyla yapılmıştı..
YERLİ İNANIŞI
Bu temadaki en büyük öğe, adayla iletişime geçebilmek için kendini hipnoz eden Locke'un yaptıkları ve kurduğu çadır gösterilebilir.. Ter çadırı şaman ve yerli uygulamalarının bir karışımı olan, başlı başına mistik bir ritüeldi. Buna ek olarak "Black Rock" diye betimlenen bölge ve bu bölgeye olan inanış da yerlilerin inanışlarına benzer bir temadaydı..
Hıristiyanlık
İnanışın özgür iradeyle olan çatışmasında arka planda bulunan dini öğelerin çoğu Hıristiyanlık dininin öğelerindedir. Çoğu karakterin flashbacklerinde ve adadaki yaşantılarında Hıristiyanlık temasını başarıyla (ya da başarısızlıkla) canlandırdığını gördük.
Çoğu genel, çok detaylandırılmadan tanık olduğumuz Hristiyanlık dinini öğeleri mevcut. Listenin başında da Mr.Eko'nun peder olması geliyor. Güçlü inanışların vücut bulduğu ana karakterlerden biri olan Eko, adaya düştüğü günlerde iki Others mensubunu öldürdükten sonra 40 günlük suskunluğa yemin etmişti. Eko'nun bu suskunluk yemini, Hıristiyanların "Lent" adını verdikleri, Hz. İsa'nın çölde geçirdiği 40 günün acısını hissedebilmek için yapılan bir dini ritüele benzemekteydi. Eline geçirdiği büyükçe bir sopaya ise İncil'den ayetler yazmaktaydı. Yazdığı son ayet, Locke tarafından okunmuştu; "Lift up your eyes and look north" John 3.05..
Aslında bu ifade iki ayetin karışımı: Esasında "Gözlerini kaldır ve kuzeye bak" Tevrat'ın Yaratılış bölümünden bir ayet ile (ayet aslında Genesis/Yaratılış bölümünden. Sopada, bir üstte yazıyor. John 3:05 no.lu ayet ise başka bir şey söylüyor) ve Yuhanna 3. bölüm 5. ayetin numarasının birleşimi. Bu yüzden Eko'nun sopasının anlamı, dinsel referanstan ziyade Locke'a bırakılmış özel bir mesaj sayılabilir. Yani kısacası Eko orada şöyle demektedir Locke'a: "Gözlerini kaldır ve (pusulada) 305 yönüne, Kuzey'e bak John"
Daha sonra Mr.Eko, ölmüş kardeşinin boynundaki haç kolyeyi aldı.. İnanışı ve kaderine daha çok bağlanmış Eko'ya büyük bir gaz olmuştu bu küçük haç..
Ayrıca bizimkiler, her ne kadar Others Hinduizm temalı cenaze törenleri düzenlese de, Hıristiyanlığa uygun cenazeler gerçekleştiriyordu.. Ölüleri gömüyor ve başlarına birer haç dikiyorlardı.. Ayrıca Eko'nun kamp yakınlarında bir kilise kurmaya çalıştığını da biliyoruz.. Her ne kadar tamamlanmamış olsa da, daha sonra bu alan, Locke'un Amerikan yerlilerinin yaptıkları törenlere benzeyen ayinlerine mekan olacaktı..
Locke demişken, onun da Hıristiyanlığın en büyük öğelerinden biriyle örtüştüğünü biliyoruz.. Annesi ona, babasız dünyaya geldiğini söylemişti.. Bu direk olarak İsa'ya refere edilmiş bir açıklamaydı.. Buna ek olarak, Hurley'in hayali arkadaşı Dave'in onu acılarından kurtulması için intihara etmeye yöneltmesi, İncil'de adı geçen şeytanın İsa'yı çöldeki esaretine son vermesi için intihara teşebbüs etmesi hikayesine benziyordu..
İncil'den örnekler ile;
Mağarada buldukları cesetlere verilen isimler Adem ve Havva'ydı (Adam & Eve)..İlk insanlara verilen isim olarak İncil'de geçmektedir.. Claire'ın bebeğinin ismi; Aaron, Hz. Musa'nın abisinin ismiydi, yani "Harun".. Sarah; Yakup peygamberin (Jacob) babaannesinin, Isaac; babasının, Rachel; karısının ismiydi.. Ayrıca Jacob, Benjamin'in babasıydı.. Dizi karakterlerinin isimlerini Yakup peygamber ile ilişkisi bu isimlerle sınırlı değil.. Aaron ile Yakup peygamber arasında da ilişki söz konusudur.. Michael, İncil'de adı geçen tek melektir.. Uçağın kaza yapması Big Bang olarak betimlenmiştir.. Sal, Nuh'un gemisini betimlemiştir.. Locke, her şeyi elinden alınmış ama halen inanışı olan bir Job (Eyüp) olarak betimlenmiştir.. Jack'in babası Christian Shephard ölmüş ve tekrardan dirilmiştir (isme dikkat)..
Katolik tema, hikayeye Charlie, Mr.Eko ve Desmond sayesinde güzelce entegre olmuştur.. Charlie, zaten ailesi tarafından bir katolik olarak büyütülmüştü.. Ailesinin kurtuluşu onun elindeydi ve ona inanıyorlardı (babası hariç).. Eroinle tanışması ve yoldan sapması müzik kariyeriyle beraber gelmişti..Tanrı'ya inanışı vardı ama Tanrı'nın onu test ettiğine değil onla oyun oynadığına inanıyordu.. Sonrasında Claire tarafından da gerçeklerin su yüzüne çıkması Charlie için büyük bir inanç çatlamasına neden oldu.. Eko yardımıyla kilise inşaatında görev almış Charlie, bu kötü gelişmeler sonrası biraz kendine gelmişti.. Gördüğü bir hayalini ise Eko'ya anlatmış ve aldığı cevap ile Aaron'un vaftiz olması gerektiğine inanmıştı.. Bu vaftiz de Hıristiyanlık dini teması içinde önem teşkil eden bir konudur..
Eko'nun geçmiş yaşantısında da din adamı olduğunu biliyorduk.. Ama kardeşi Yemi, ondan önce din adamı olmuş ve kiliseye hizmet vermeye başlamıştı.. Eko'nun ise bu işe başlaması biraz değişik oldu.. Ülke dışına uyuşturucu kaçırmak için peder olmuş olan Eko, çok çok sonra hem kendi yaşamı için hem de kardeşinin yaşamı için büyük bir hata yaptığını anlayacaktı.. Gerçekten bir din adamı olarak, inanarak görevine başlaması, kardeşi Yemi'nin daha sonra adaya düşecek uçaktaki kaçakçılar ile kaçırılmasından sonraya denk geliyor.. Din adamı olarak yaptıkları yine tartışılırdı, değişik bir inanışa sahipti.. Bir süre sonra anormal bir olay ile karşı karşıya kalmıştı.. Ölüp tekrar dirilmiş bir kız Charlotte Malkin'den kardeşi Yemi hakkında mesaj almıştı.. Kızcağız bu mesajın ona araf bölgesinden Eko'yu izleyen kardeşinden geldiğini iddia ediyordu.. Tüm bu yaşananlar Eko'nun adada bulunmasının temel amacının bir kurtuluş olduğuna inanmasını sağladı.. Kiliseye yapmaya başlamasını buna bağlayabiliriz..Yaptıklarını yanlış bulmuyor ama kardeşinin başına gelenlerden dolayı kendisini suçluyordu.. Son anlarında Yemi kılığına girmiş kara duman tarafından itiraf etmesi ve af dilemesine zorlansa da bunu kabul etmemiş ve kara duman tarafından öldürülmüştü..
Desmond Hume ise bir aralar Eddington'da özel bir manastıra bağlı keşişti.. Manastır, gelirini özel bir bağdan topladığı üzümler ile yaptıkları özel şaraplar ile karşılıyordu.. Öte yandan, Desmond kendisine ilahi bir güç tarafından yardım edildiğine inanıyordu.. Onun sayesinde keşiş olmuş ve hizmet vermeye çalışmıştı.. Aynı zamanda kendisinin Swan'daki patlamaya neden olan anahtarı çevirmeden önce haç işaretini yaptığını biliyoruz.. Dindardır kısacası..
Adanın sakinleri arasındaki diğer bir katolik değerleri öne çıkmış karakter Hurley'dir.. İsa heykellerini toplayan, lanetlere inanmayan annesi tarafından yüksek bir İsa ve din inanışı ile büyütülmüş Hurley'nin, bulduğu karavanın çalışması için dua ettiğini biliyoruz..
Az da olsa Ortodoks teması da dizide geçmektedir.. Ben ile Locke'un aralarında Fyodor Dostoyevski'in "The Brothers Karamazov" (Karamazof Kardeşler) kitabı hakkında konuştuklarına tanık olduk.. Ben, o kitaptan bir alıntı yapmış ve Locke'un inanışını şu cümleler ile tasvir etmişti; "Men reject their prophets and slay them, but they love their martyrs and honor those whom they have slain" (İnsanlar peygamberlerini reddedip katlederler ama şehitlerini sever ve katlettiklerini onurlandırırlar)
TAOİZM
Siyah ve Beyaz tema direk Taoizm ile alakalıdır..Temayı destekleyen Dharma logosu, I Ching isimli Taoizm'in temellerini ve metotlarını anlatan kitaptaki öğelerden esinlenerek yaratılmıştır..
Dizide çoğu yerde karşımıza çıkan (Boone'un taktığı bileklik, Juliet ve Rachel'in apartmanındaki dekorasyonda) Yin & Yang şekli de Taoizm inanışının önemli bir parçasıdır..
BUDİZM
Dharma ve Namaste lafları Budizm'den gelme terimlerdir..
Sayıların (4 8 15 16 23 42) toplamı olan 108, bu din için önemli bir sayıdır..
Jin'in Sun'ı görmek için arkadaşından izin istediği sahnede bir buda heykeli gözümüze çarpıyor..
Locke, Sun'a aradığı şeyi bulabilmesi için onu aramayı bırakmasını önermişti ("To find something stop looking for it.") Zen Budistlerin bir inanışı vardır, oradan alınmış bir alıntıdır bu;
Karl'ın işkence gördüğü Room 23'deki zorla izlediği videoda gözüken laflar arasında "We are the causes of our own suffering" ("Kendi acılarımızın ürünüyüz"), "Think about your life" (yaşamını düşün"), "Plant a good seed and you will joyfully gather fruit" (İyi tohum ek ki, meyvelerini zevkle toplayasın) gibi laflar vardı.. Bu sözlerin neredeyse tamamı Dharmapada'dan (Buda'nın öğretileri/Pali Derlemeleri) alınmıştır. Budistlerin temel inanış kaynağı olarak gördüğü "The 4 noble truths" da geçen laflardır.. Bu videoda ayrıca lafından alıntılar da bulunmaktaydı..
Charles Widmore'un ofisinde, Budist temalı şekillerden oluşmuş ve üzerinde tersten "Namaste" yazılmış bir tablo vardı..
Jack'in uzakdoğu gezisinde tanıştığı güzelin ismi Ahcara idi ve bu kelime "Dharma" anlamına çıkıyordu..
Hurley'in karavanı çalıştırdıktan sonra çalmaya başlayan Shambala isimli şarkı, ismini Tibetli Budistlerin Himalayalardaki gizli krallığından almıştır..
ABORJİN İNANIŞI
Locke'un çıkmak istediği de felcinden dolayı çıkamadığı yolculuk kendisini Aborijinler kadar özgür hissetmesini sağlayacaktı..Temel olarak da onun istediği buydu..Kendisi ve ruhu ile baş başa kalabilmekti amacı.. Rose ve Bernard'ın kanseri yenmek için gittiği Isaac of Uluru ise aborijinler tarafından kutsal sayılan bir bölgede kutsal iyileştirmelerini gerçekleştiren bir "healer"(şifacı) idi..
ŞAMANİZM
Bir kader adamı olarak Locke, şaman-vari davranışları bu temayla örtüşüyor..Boone'un Shannon'ı kara duman tarafından öldürülmüş olarak gördüğü rüya ise tam şaman temalarına uygun bir olaydı..
MUSEVİLİK
Belirgin bir şekilde varlığı bulunan Musevilik teması, Hıristiyanlık ile beraber çoğu yerde ortak olarak geçmektedir.. Bazı olaylardaki simgeler olsun, bazı olaylar tamamıyla bir bütün olarak kendileri olsun, benzerlikler olsun, bazı bölümlerin isimleri olsun Yahudilerin bu inanışı ile örtüştüğü gözükmektedir.. İlk sezonun son bölümünün ismi olan Exodus ("Mısır'dan Çıkış"), Tevrat'daki Hz. Musa'nın beş kitabının ikincisidir.. İbranilerin Mısır'dan göç etmesini anlatır.. Bölümün sonunda, Swan'ın kapağı açılmış ve bizimkiler, Rousseau'nun Others geliyor diye milleti gereksiz strese sokması nedeniyle, kamp daha emniyetli olduğu için Mağaralara geçici göç etmeye başlamış, dahası SAL adadan çıkmıştı..Tema olarak benzerliği burada yakalamaktadır..
Hıristiyanlık ile ortak olan diğer bir tema ise ikinci sezon bölümlerinden birisinin ismi olarak karşımıza çıktı; The 23rd Psalm.. Bu 23. Mezmur (ilahi/Davud Peygamberin Zebur Kitabı'ndan) John Locke ve Charlie'nin uçağı yakması sırasında dile getirilmişti.. Çocuğuna Aaron ismini veren Claire'e ise Mr. Eko tarafından bu ismin anlam ve önemi anlatılıyordu (Hz. Musa'nın büyük abisinin ismi Harun/Aaron idi).. Büyük bir gizemi halen üstünde barındıran bu çocuk doğmadan önce başka bir aileye verilecekti.. Ama Claire onu kendi başına büyütmeye karar vermiş ve adada doğurmuştu..
Diğer bir tema ise siyah duman çıkaran yığınlardır (Pillar of Smoke).. İbranilerin Exodus'da bahsedilen göçleri sırasında yaktıkları ve hikayedeki gibi siyah duman çıkartan bu yığınlar adada değişik zamanlarda karşımıza çıktı..
Aslına bakılırsa, yukarıda yapılan referansların neredeyse tamamı Müslümanlık inancı için de geçerli bulunmaktadır. Üç büyük kitabi dinin insanlık tarihine bakışının ortak olduğu düşünülürse, geçen çoğu Yahudilik ve Hıristiyanlık temasının Müslümanlık için de geçerli olacağı söylenebilir. Harun (Aaron), Musa (Moses), İsa (Christ), Yakup (Jacob), Sara (Sarah), Mikail (Michael), Eyüp (Job) sadece İncil ya da Tevrat da değil, Kur'an'da da geçen peygamber ve din büyüklerinin isimleridir ve onların öyküsü benzer şekilde Kur'an'da da anlatılır. Ruhsal Kurtuluş arayışı, itiraflar ve huzur bulma, sadece Eko, Locke için değil, Sayid için de benzerdir. Ya da kader, alınyazısı, ilahi ceza, özgür irade gibi kavramlar bir çok inanç sisteminde yer etmiş ortak değer ve yargılardır.
Hıristiyanlığın diğer din ve inanç temalarına göre ön planda tutulması hem yapımcıların dini inançlarından (örneğin, dizinin fikir babası JJ Abrams'ın ismindeki ikinci J, Jacob'tır. Kendi ismini dizinin en önemli karakterlerinden birine vermesi hoş bir detay olabilir) hem de dizi karakterlerinin %98'inin Hıristiyan kültür ve inancının içinde yetişmiş olmasından kaynaklanmaktadır.
Müslüman karakterimiz Sayid tarafınca bizlere kazandırıldı bu tema.. Diğer karakterlerde olduğu gibi Sayid'in de kendi çapında ve Müslümanlığa uygun inanışları bulunmaktaydı..
Sayid'in adada, bazı zamanlarda ettiği dualar bu temanın öğelerinden biridir.. Ayrıca teknenin üzerinde Sayid'i namaz kılarken de gördük.. Avustralya'ya Essam'ı bulmaya gittiğinde de camiye gittiğini ve orada da namaz kıldığını biliyoruz.
Bir çok zaman da, ölülerin gömülmesi açısından hassasiyet gösterdiğini gördük.. Essam'ın cenazesini alabilmek için uçağa binmediğini, ada üzerinde ise uçakta cesetlerin gömülmesinde ölülere nasıl bir pozisyon verileceğini anlatırken gördük onu.. Bu konuda cidden dikkatliydi.. Ölülerin yakılmasını, hele ki kendi rızaları alınmadan bu işin yapılması ona çok ters gelmişti.
Ayrıca Sawyer'a istemeden yapmış olduğu işkence sonrası kendi içinde huzura erebilmek için ada içine doğru bir keşfe çıktı.. Bu onun için bir kurtulma yolu olacaktı.. Rousseau'nun tuzağına düştüğünde ise kelime-i şahadet getirdiğini duymuştuk.. Tikrit'li olması da bana sünni mezhebinden olabileceğini düşündürdü.. Locke'un yakaladığı domuzların etini de yemediği lostfanlarının söylentileri arasında yer almaktadır.
HİNDUİZM
Dharma ve Namaste lafları ayrıca Hinduizm'de de geçerliliği olan laflardır..108 sayısı Hinduizm için de kutsaldır..Colleen'in cenazesi Hindu temalarıyla yapılmıştı..
YERLİ İNANIŞI
Bu temadaki en büyük öğe, adayla iletişime geçebilmek için kendini hipnoz eden Locke'un yaptıkları ve kurduğu çadır gösterilebilir.. Ter çadırı şaman ve yerli uygulamalarının bir karışımı olan, başlı başına mistik bir ritüeldi. Buna ek olarak "Black Rock" diye betimlenen bölge ve bu bölgeye olan inanış da yerlilerin inanışlarına benzer bir temadaydı..
Hıristiyanlık
İnanışın özgür iradeyle olan çatışmasında arka planda bulunan dini öğelerin çoğu Hıristiyanlık dininin öğelerindedir. Çoğu karakterin flashbacklerinde ve adadaki yaşantılarında Hıristiyanlık temasını başarıyla (ya da başarısızlıkla) canlandırdığını gördük.
Çoğu genel, çok detaylandırılmadan tanık olduğumuz Hristiyanlık dinini öğeleri mevcut. Listenin başında da Mr.Eko'nun peder olması geliyor. Güçlü inanışların vücut bulduğu ana karakterlerden biri olan Eko, adaya düştüğü günlerde iki Others mensubunu öldürdükten sonra 40 günlük suskunluğa yemin etmişti. Eko'nun bu suskunluk yemini, Hıristiyanların "Lent" adını verdikleri, Hz. İsa'nın çölde geçirdiği 40 günün acısını hissedebilmek için yapılan bir dini ritüele benzemekteydi. Eline geçirdiği büyükçe bir sopaya ise İncil'den ayetler yazmaktaydı. Yazdığı son ayet, Locke tarafından okunmuştu; "Lift up your eyes and look north" John 3.05..
Aslında bu ifade iki ayetin karışımı: Esasında "Gözlerini kaldır ve kuzeye bak" Tevrat'ın Yaratılış bölümünden bir ayet ile (ayet aslında Genesis/Yaratılış bölümünden. Sopada, bir üstte yazıyor. John 3:05 no.lu ayet ise başka bir şey söylüyor) ve Yuhanna 3. bölüm 5. ayetin numarasının birleşimi. Bu yüzden Eko'nun sopasının anlamı, dinsel referanstan ziyade Locke'a bırakılmış özel bir mesaj sayılabilir. Yani kısacası Eko orada şöyle demektedir Locke'a: "Gözlerini kaldır ve (pusulada) 305 yönüne, Kuzey'e bak John"
Daha sonra Mr.Eko, ölmüş kardeşinin boynundaki haç kolyeyi aldı.. İnanışı ve kaderine daha çok bağlanmış Eko'ya büyük bir gaz olmuştu bu küçük haç..
Ayrıca bizimkiler, her ne kadar Others Hinduizm temalı cenaze törenleri düzenlese de, Hıristiyanlığa uygun cenazeler gerçekleştiriyordu.. Ölüleri gömüyor ve başlarına birer haç dikiyorlardı.. Ayrıca Eko'nun kamp yakınlarında bir kilise kurmaya çalıştığını da biliyoruz.. Her ne kadar tamamlanmamış olsa da, daha sonra bu alan, Locke'un Amerikan yerlilerinin yaptıkları törenlere benzeyen ayinlerine mekan olacaktı..
Locke demişken, onun da Hıristiyanlığın en büyük öğelerinden biriyle örtüştüğünü biliyoruz.. Annesi ona, babasız dünyaya geldiğini söylemişti.. Bu direk olarak İsa'ya refere edilmiş bir açıklamaydı.. Buna ek olarak, Hurley'in hayali arkadaşı Dave'in onu acılarından kurtulması için intihara etmeye yöneltmesi, İncil'de adı geçen şeytanın İsa'yı çöldeki esaretine son vermesi için intihara teşebbüs etmesi hikayesine benziyordu..
İncil'den örnekler ile;
Mağarada buldukları cesetlere verilen isimler Adem ve Havva'ydı (Adam & Eve)..İlk insanlara verilen isim olarak İncil'de geçmektedir.. Claire'ın bebeğinin ismi; Aaron, Hz. Musa'nın abisinin ismiydi, yani "Harun".. Sarah; Yakup peygamberin (Jacob) babaannesinin, Isaac; babasının, Rachel; karısının ismiydi.. Ayrıca Jacob, Benjamin'in babasıydı.. Dizi karakterlerinin isimlerini Yakup peygamber ile ilişkisi bu isimlerle sınırlı değil.. Aaron ile Yakup peygamber arasında da ilişki söz konusudur.. Michael, İncil'de adı geçen tek melektir.. Uçağın kaza yapması Big Bang olarak betimlenmiştir.. Sal, Nuh'un gemisini betimlemiştir.. Locke, her şeyi elinden alınmış ama halen inanışı olan bir Job (Eyüp) olarak betimlenmiştir.. Jack'in babası Christian Shephard ölmüş ve tekrardan dirilmiştir (isme dikkat)..
Katolik tema, hikayeye Charlie, Mr.Eko ve Desmond sayesinde güzelce entegre olmuştur.. Charlie, zaten ailesi tarafından bir katolik olarak büyütülmüştü.. Ailesinin kurtuluşu onun elindeydi ve ona inanıyorlardı (babası hariç).. Eroinle tanışması ve yoldan sapması müzik kariyeriyle beraber gelmişti..Tanrı'ya inanışı vardı ama Tanrı'nın onu test ettiğine değil onla oyun oynadığına inanıyordu.. Sonrasında Claire tarafından da gerçeklerin su yüzüne çıkması Charlie için büyük bir inanç çatlamasına neden oldu.. Eko yardımıyla kilise inşaatında görev almış Charlie, bu kötü gelişmeler sonrası biraz kendine gelmişti.. Gördüğü bir hayalini ise Eko'ya anlatmış ve aldığı cevap ile Aaron'un vaftiz olması gerektiğine inanmıştı.. Bu vaftiz de Hıristiyanlık dini teması içinde önem teşkil eden bir konudur..
Eko'nun geçmiş yaşantısında da din adamı olduğunu biliyorduk.. Ama kardeşi Yemi, ondan önce din adamı olmuş ve kiliseye hizmet vermeye başlamıştı.. Eko'nun ise bu işe başlaması biraz değişik oldu.. Ülke dışına uyuşturucu kaçırmak için peder olmuş olan Eko, çok çok sonra hem kendi yaşamı için hem de kardeşinin yaşamı için büyük bir hata yaptığını anlayacaktı.. Gerçekten bir din adamı olarak, inanarak görevine başlaması, kardeşi Yemi'nin daha sonra adaya düşecek uçaktaki kaçakçılar ile kaçırılmasından sonraya denk geliyor.. Din adamı olarak yaptıkları yine tartışılırdı, değişik bir inanışa sahipti.. Bir süre sonra anormal bir olay ile karşı karşıya kalmıştı.. Ölüp tekrar dirilmiş bir kız Charlotte Malkin'den kardeşi Yemi hakkında mesaj almıştı.. Kızcağız bu mesajın ona araf bölgesinden Eko'yu izleyen kardeşinden geldiğini iddia ediyordu.. Tüm bu yaşananlar Eko'nun adada bulunmasının temel amacının bir kurtuluş olduğuna inanmasını sağladı.. Kiliseye yapmaya başlamasını buna bağlayabiliriz..Yaptıklarını yanlış bulmuyor ama kardeşinin başına gelenlerden dolayı kendisini suçluyordu.. Son anlarında Yemi kılığına girmiş kara duman tarafından itiraf etmesi ve af dilemesine zorlansa da bunu kabul etmemiş ve kara duman tarafından öldürülmüştü..
Desmond Hume ise bir aralar Eddington'da özel bir manastıra bağlı keşişti.. Manastır, gelirini özel bir bağdan topladığı üzümler ile yaptıkları özel şaraplar ile karşılıyordu.. Öte yandan, Desmond kendisine ilahi bir güç tarafından yardım edildiğine inanıyordu.. Onun sayesinde keşiş olmuş ve hizmet vermeye çalışmıştı.. Aynı zamanda kendisinin Swan'daki patlamaya neden olan anahtarı çevirmeden önce haç işaretini yaptığını biliyoruz.. Dindardır kısacası..
Adanın sakinleri arasındaki diğer bir katolik değerleri öne çıkmış karakter Hurley'dir.. İsa heykellerini toplayan, lanetlere inanmayan annesi tarafından yüksek bir İsa ve din inanışı ile büyütülmüş Hurley'nin, bulduğu karavanın çalışması için dua ettiğini biliyoruz..
Az da olsa Ortodoks teması da dizide geçmektedir.. Ben ile Locke'un aralarında Fyodor Dostoyevski'in "The Brothers Karamazov" (Karamazof Kardeşler) kitabı hakkında konuştuklarına tanık olduk.. Ben, o kitaptan bir alıntı yapmış ve Locke'un inanışını şu cümleler ile tasvir etmişti; "Men reject their prophets and slay them, but they love their martyrs and honor those whom they have slain" (İnsanlar peygamberlerini reddedip katlederler ama şehitlerini sever ve katlettiklerini onurlandırırlar)
TAOİZM
Siyah ve Beyaz tema direk Taoizm ile alakalıdır..Temayı destekleyen Dharma logosu, I Ching isimli Taoizm'in temellerini ve metotlarını anlatan kitaptaki öğelerden esinlenerek yaratılmıştır..
Dizide çoğu yerde karşımıza çıkan (Boone'un taktığı bileklik, Juliet ve Rachel'in apartmanındaki dekorasyonda) Yin & Yang şekli de Taoizm inanışının önemli bir parçasıdır..
BUDİZM
Dharma ve Namaste lafları Budizm'den gelme terimlerdir..
Sayıların (4 8 15 16 23 42) toplamı olan 108, bu din için önemli bir sayıdır..
Jin'in Sun'ı görmek için arkadaşından izin istediği sahnede bir buda heykeli gözümüze çarpıyor..
Locke, Sun'a aradığı şeyi bulabilmesi için onu aramayı bırakmasını önermişti ("To find something stop looking for it.") Zen Budistlerin bir inanışı vardır, oradan alınmış bir alıntıdır bu;
Karl'ın işkence gördüğü Room 23'deki zorla izlediği videoda gözüken laflar arasında "We are the causes of our own suffering" ("Kendi acılarımızın ürünüyüz"), "Think about your life" (yaşamını düşün"), "Plant a good seed and you will joyfully gather fruit" (İyi tohum ek ki, meyvelerini zevkle toplayasın) gibi laflar vardı.. Bu sözlerin neredeyse tamamı Dharmapada'dan (Buda'nın öğretileri/Pali Derlemeleri) alınmıştır. Budistlerin temel inanış kaynağı olarak gördüğü "The 4 noble truths" da geçen laflardır.. Bu videoda ayrıca lafından alıntılar da bulunmaktaydı..
Charles Widmore'un ofisinde, Budist temalı şekillerden oluşmuş ve üzerinde tersten "Namaste" yazılmış bir tablo vardı..
Jack'in uzakdoğu gezisinde tanıştığı güzelin ismi Ahcara idi ve bu kelime "Dharma" anlamına çıkıyordu..
Hurley'in karavanı çalıştırdıktan sonra çalmaya başlayan Shambala isimli şarkı, ismini Tibetli Budistlerin Himalayalardaki gizli krallığından almıştır..
ABORJİN İNANIŞI
Locke'un çıkmak istediği de felcinden dolayı çıkamadığı yolculuk kendisini Aborijinler kadar özgür hissetmesini sağlayacaktı..Temel olarak da onun istediği buydu..Kendisi ve ruhu ile baş başa kalabilmekti amacı.. Rose ve Bernard'ın kanseri yenmek için gittiği Isaac of Uluru ise aborijinler tarafından kutsal sayılan bir bölgede kutsal iyileştirmelerini gerçekleştiren bir "healer"(şifacı) idi..
ŞAMANİZM
Bir kader adamı olarak Locke, şaman-vari davranışları bu temayla örtüşüyor..Boone'un Shannon'ı kara duman tarafından öldürülmüş olarak gördüğü rüya ise tam şaman temalarına uygun bir olaydı..
MUSEVİLİK
Belirgin bir şekilde varlığı bulunan Musevilik teması, Hıristiyanlık ile beraber çoğu yerde ortak olarak geçmektedir.. Bazı olaylardaki simgeler olsun, bazı olaylar tamamıyla bir bütün olarak kendileri olsun, benzerlikler olsun, bazı bölümlerin isimleri olsun Yahudilerin bu inanışı ile örtüştüğü gözükmektedir.. İlk sezonun son bölümünün ismi olan Exodus ("Mısır'dan Çıkış"), Tevrat'daki Hz. Musa'nın beş kitabının ikincisidir.. İbranilerin Mısır'dan göç etmesini anlatır.. Bölümün sonunda, Swan'ın kapağı açılmış ve bizimkiler, Rousseau'nun Others geliyor diye milleti gereksiz strese sokması nedeniyle, kamp daha emniyetli olduğu için Mağaralara geçici göç etmeye başlamış, dahası SAL adadan çıkmıştı..Tema olarak benzerliği burada yakalamaktadır..
Hıristiyanlık ile ortak olan diğer bir tema ise ikinci sezon bölümlerinden birisinin ismi olarak karşımıza çıktı; The 23rd Psalm.. Bu 23. Mezmur (ilahi/Davud Peygamberin Zebur Kitabı'ndan) John Locke ve Charlie'nin uçağı yakması sırasında dile getirilmişti.. Çocuğuna Aaron ismini veren Claire'e ise Mr. Eko tarafından bu ismin anlam ve önemi anlatılıyordu (Hz. Musa'nın büyük abisinin ismi Harun/Aaron idi).. Büyük bir gizemi halen üstünde barındıran bu çocuk doğmadan önce başka bir aileye verilecekti.. Ama Claire onu kendi başına büyütmeye karar vermiş ve adada doğurmuştu..
Diğer bir tema ise siyah duman çıkaran yığınlardır (Pillar of Smoke).. İbranilerin Exodus'da bahsedilen göçleri sırasında yaktıkları ve hikayedeki gibi siyah duman çıkartan bu yığınlar adada değişik zamanlarda karşımıza çıktı..
Aslına bakılırsa, yukarıda yapılan referansların neredeyse tamamı Müslümanlık inancı için de geçerli bulunmaktadır. Üç büyük kitabi dinin insanlık tarihine bakışının ortak olduğu düşünülürse, geçen çoğu Yahudilik ve Hıristiyanlık temasının Müslümanlık için de geçerli olacağı söylenebilir. Harun (Aaron), Musa (Moses), İsa (Christ), Yakup (Jacob), Sara (Sarah), Mikail (Michael), Eyüp (Job) sadece İncil ya da Tevrat da değil, Kur'an'da da geçen peygamber ve din büyüklerinin isimleridir ve onların öyküsü benzer şekilde Kur'an'da da anlatılır. Ruhsal Kurtuluş arayışı, itiraflar ve huzur bulma, sadece Eko, Locke için değil, Sayid için de benzerdir. Ya da kader, alınyazısı, ilahi ceza, özgür irade gibi kavramlar bir çok inanç sisteminde yer etmiş ortak değer ve yargılardır.
Hıristiyanlığın diğer din ve inanç temalarına göre ön planda tutulması hem yapımcıların dini inançlarından (örneğin, dizinin fikir babası JJ Abrams'ın ismindeki ikinci J, Jacob'tır. Kendi ismini dizinin en önemli karakterlerinden birine vermesi hoş bir detay olabilir) hem de dizi karakterlerinin %98'inin Hıristiyan kültür ve inancının içinde yetişmiş olmasından kaynaklanmaktadır.