Lost Dizinde Namaste ve 4 parmaklı Ardhanarishwara...

fells2

Banned
Katılım
3 Şub 2008
Mesajlar
8,906
Reaction score
0
Puanları
36
Konum
Turkey
NAMASTE NEDİR?

"Namaste" sözcüğünün anlamı " Ruhunuzu/ İçsel gerçekliği/ İçinzdeki ve içimdeki Tanrıyı selamlıyorum".

“Namaste” selamında iki elin beş parmağı da birleştirilir.

Bunun anlamı:

“Sol el 5 parmağı”: Karmanın 5 duyusu
“Sağ el 5 parmağı”: İlimin, Bilginin ( Kutadgu Bilig/Kutlı bilgi/ Bilgeliğin bilgisi) 5 aracı

Namaste’de ki sağ ve sol el parmaklarının birleştilmesi böylece Karma veya eylemin/hareketin uyumlu olması gerektiğini, sağduyulu hareket edip, buna göre eylemlerde bulunmamız gerektiğini anlatıyor.

Dharma; evrenin değişmez kanunudur her sağduyulu insan evrenin kanununa yani dharma'ya uyumlu olmalıdır.

Dharma'ya uyulmayınca ortaya Karma çıkar, Karma eylem/harekettir. Evrene uyumsuz hareket edilince etki-tepki ilkesi gereğince " ne ekersen onu biçersin", yaptığın olumsuz hareketler seni yaşam döngüsünün içinse sokar, sen dünyada tekrar tekrar doğarak karmanı yaşarsın ta ki dharma'ya uyum sağlayana kadar yani olgun bir ruha sahip oluncaya kadar"

Bu inanışın çeşitli biçimleri vardır, hatırlarsanız Da Vinci Şifresi kitabında da bunun için yani mükemmeleşmek için "kutsal evlilik" yapılması gerektiği anlatılıyordu, işte bu inanç düzeninde de bu var; kutsal evlilik"

10 PARMAK:

10 parmağın bir de sayısal değeri var:

10: Mükemelliğin simgesi, ruhsal birlik ve tamamlanmışlık

Geleneksel dinlerde de 10’un kutsallığına dair örnekler vardır:

1-)
İncil’de geçen Hz. Musa’nın 10 emri ( Claire, çocuğunun adına Hz. Musa’nın kardeşi Aaron yani Hz.Harun’un ismini koymuştu ve çocuğun kutsatmak istemişti. İncil’de )

2-)
Fisagor’un sayısal dininde “10” , Yaradalışın simgesi


KUTSAL EVLİLİK- ZITLARIN BİRLİĞİ – İLAHİ İKİLİK-YİN/YANG

Namaste aynı zamanda doğadaki eril ve dişi elementlerin bir araya evlilik kurumu içerisinde gelip, yeni başlangıçları sağlamasını simgeliyor; erkek ve kadın bir araya gelip yeni bir başlangıca yani doğuma aracı olmaları gibi ki “doğum” Lost’un ana konularından birisi!!!

Evlilik yarı kutsal bir kurum, eril ve dişil gibi iki karşıt ilke bir araya gelip, yeni bir yaşam kurmalı ve korumalıdır.

Böylece “namaste” ,eşit bir yaşamın, sağlığın, uyumun, barışın ve mutluluğun egemen olduğu bir dünyanın gereği olan bu gizli ruhsal birliğin anahtarı oluyor.


Anabritannica'da anlamı:Sanskritçe: Yarı kadın olan tanrı

Hindu tanrısı Şiva’yı eşi Parvati ile birlikte tasvir eden eril-dişi özelikli figür.

Figürü sağ yanı tanrı Şiva, sol yanı ise tanrıça Parvati’yi simgeler.

Uzmanlara göre figürün anlamı “ erkek ve dişi özelliklerinin ayrılmazlığını” göstermektir.

Şimdi tekrar asıl alıntı yaptığımız kaynağa döndüğümüzde bize bunu şöyle yorumluyorlar:

Ardhanarishwara, hermafrodit yani yarı erkek yarı kadındır.

Tanrı Şiva ve Tanrıça Parvati’nin evliliğinin simgesidir.

Evrenin ana ve babasının yaradılış için bir araya gelmesini simgeler.

Anabritannica’da Şiva’dan bahsederken 3 gözlü olduğundan bahsediyor.

3. göz içine yani özüne dönük olduğunda bağışlayıcı dışa dönük olduğunda da yıkıcı oluyor.



• God and Goddess ( Tanrı-Tanrıça)
• Priest and Priestess ( Rahip-Rahibe)
• King and Queen ( Kral-Kraliçe)
• Man and Woman ( Erkek-Kadın)
• Heaven and Earth ( Cennet-Dünya)
• Sun and Moon ( Ay-Güneş)
• Solar bull and Lunar cow ( Eril Güneşle simgelenmiş boğa, dişil Ay ile simgelenmiş inek)
• Sulfur and Quicksilver (Alchemy)
• Theory and Practice ( Teori-uygulama)
• Wisdom and Method ( Bilgelik-yöntem)
• Pleasure and Pain ( Zevk-acı)
• Astral body (consciousness) and Etheric body (sensation) ( astral:Uyku esnasında bedenden ayrılan vücud şeklimizle özdeş ve kordon aracılığıyla fizik bedenimize bağlı olan ruhsal beden- etherik:şekilsiz ruhsal beden)
• Mind and body ( Akıl-beden)
• Pneuma (spirit) and Psyche (mind)
• Hun (spiritual soul) and p'o (material soul) (Chinese)
• Conscious and Unconscious
• Animus (unconscious male element in woman) and Anima (unconscious female element in man) (Jung)
• Objectivity and Subjectivity
• Extraversion and Introversion
• Intellect and Instinct
• Reason and Emotion
• Thought and Feeling
• Inference and Intuition
• Argument and Experience
• Talent and Genius
• Silence and Cacophony
• Word and Meaning
• Schizophrenia and Epilepsy
• Depression and Mania
• Sexuality and Anxiety
• Katabolism (breaking up) and Anabolism (building up)
• Ontogeny (individual evolution) and Phylogeny (race evolution)
• Right side of body (warm) and Left side (cool)
• Front side of body (positive) and Rear side of body (negative)
• Brain and Heart
• Sahasara Chakra and Kundalini
• Insulin and Adrenalin
• Pingala (yellow solar channel in body) and Ida (white lunar channel)
• Hot breath and Cold breath (Yoga)
• Exhalation and Inhalation (Yoga)
• Linga and Yoni
There is indeed no sphere of our existence untouched by the symbolic significance of namaste

Son sözü Türkçe’ye birebir çevirerek değil de konuyu daha güzel bir şekilde açıklayacak bir şekilde yorumlarsak, anlamı şu olur:

“Namaste’nin temas etmediği hiçbir gerçeklik yok”



Üstteki örnekler zıtlığa örnek verilmiş, konuyu açıklayacak kadar birkaçını Türkçe’ye çevirdim.

The sonority of the sacred sound 'namaste' is believed to have a quasi-magical value, corresponding to a creative energy change. This transformation is that of aligning oneself in harmony with the vibration of the cosmos itself.

Üstteki alıntıda, ibadet sırasında mantra ( konsantre olmak için tekrarlanan sözcük) olarak “ namaste” kullanıldığında yaratıcı enerjinin dönüşümünü sağlayan yarı-büyüsel bir gücü oluğundan bahsediliyor.

Lost’da da “ Ada’daki yaratıcı enerji , kişilerin zihinlerindeki kişileri veya canlıları somutlaştırıp karşılarına çıkarıyor.” Bu teknolojiye sahip olanlar eğitim filmlerinde “ namaste” diyerek selam veriyorlar.

Son olarak bir kaç yorumum olacak:

1960 lı yıllarda ABD'de özellikle 68 kuşağı diye adlandırılan Çiçek Çocuklarında Hind Felsefesi moda ve saplantı haline gelmişti.

Pekçok Uzakdoğu inancı bu zamanda ABD'ye tarikatlarıyla beraber geldi.
Bugün Dünyayı saan bu uzakdoğu dinleri ve meditasyon gibi uygulamalar doğrudan Hindistan aracılığıyla değil ABD üzerinden dünyaya yayıldı.

68 kuşağı savaşa dolayısıyla Vietnam savaşına karşıydı.

John Lennon'un İmagine adlı şarkındaki gibi savaşların ve sınırların olmadığı eşitlikçi bir ütopik dünya görüşleri vardı.

Aynı dönemde kadınlar da klasik ev kadını rollerinden kurtulup, erkeklerle eşit bir şekilde yaşamaya başlarken afro-amerikalılar yani siyahlarda ayrımcı yasalara direnerek toplumsal eşitliğe - en azından yasalar karşısında- sahip olmuşlardı.

ABD Derin Devleti o zaman bu gençlik hareketini durdurmak için "uyuşturucuyu" kullandı.

Siyahların mahallelerine "uyuşturucu" akışını sağladı burada ki siyahların 68 kuşağına dahil olan temiz gençleri, eli silahlı bu gangesterlere yenik düşerek derneklerini, hareketlerini bu uyuşturucu çetelerine bıraktılar.

Özgürlükçü siyah hareketi artık uyuşturucu ve silahı elinden bırakmayan çetelere ve boynunda altın zincir taşıyan ve 1 erkeğe 5-6 kadının düştüğü müzik gruplarına dönüştü.
Tek istekleri daha çok para ve daha çok kadındı.

Siyah çeteler bu uyuşturucuları derin devletin yönlendirmesiyle 68 kuşağına aktardılari o ana kadar içki ile zaman geçiren grup artık beyinlerini ve sinirlerini çürüten uyuşturucunun etkisi altında idiler, ütopik dünya görüşünü somutlaştırmak için düzenlenen gençlik toplantıları yerini içkili-uyuşturuculu seks partilerine bıraktı.


Sonraki yıllarda Cia ve benzeri ABD derin devleti örgütlerinin başta "Lsd" olmak üzere bir çok uyuşturucuyu laborauvarlarında geliştirdikleri ve bunları kullanarak insanların beynini yıkama çalışmaları yaptıklarını ortaya çıkaran kitaplar çıkmaya başladı...

Hatta Scientology gibi derin devlete ilişkili tarikatların bu deneyler için kurulduğu ve çeşitli kimyasallarla üyelerinin beyinlerini yıkadıkları yazıldı.


68 kuşağının simgelerinden John Lennon, Savaş karşıtı söylemini siyasallaştırmaya çalışınca ABD Derin Devleti tarafından beyni yıkanmış bir adama bir parkta vurduruldu...

Ütopyacı 68 kuşağı yerini seks ve uyuşturucu bağımlısı arsız ve gamsız bir kitleye bırakırken, ABD kendisini derin devletin üyeleri olan çok uluslu şirketlerin emin(?) ellerine bırakmıştı.

Filmde de "the others/diğerleri" adlı grubun 68 kuşağından oldukları göz önüne alındığında ortaya 68 kökenli Hindu inanışlarını baz alan bir tarikat çıkıyor.
 
Geri
Üst