Biraz önce Lost‘un 5. sezonunun finalini izledim. Ve inanılmaz bir keyf aldım. Birçok yerde dile getirdim, yine eklemek istiyorum. Bence Lost, gelmiş geçmiş en iyi işlenmiş/kurgulanmış dizi
Hala hiç izlememiş olanlar biraz önce başlasın. 6. sezon başlamadan tüm bölümleri izleyin, hiç pişman olmayacaksınız.
Dizi, geçmişi değiştirmek isteyenler ve değişmesini önlemek isteyenler arasındaki çekişmeyi anlatıyor.
Daha felsefi ve metaforik olarak yaklaşırsak; “Geçmişimizi, geleceğimizi, kısacası kaderimizi değiştirebilir miyiz?” sorusuna cevap arayan bir dizi bu.
Bu arayış içindeyken binbir gizemi ortaya saçtı.
Gizemi bizi içine çekti. Çözmek için türlü yollar denedik, okuduk, teoriler ürettik, kafa yorduk. inanılmaz zevkli bir bulmaca gibi geldi önümüze.
Gizemlerine kendi çabalarımızla cevaplar buldukça sevindik, büyük bir haz aldık, kocaman bir sır kutusu*nun içinden birer birer bilinmezleri alıp, çıkardık. Tutkuyla bağladık.
Şimdi de, dizi ile ilgili almış olduğum bazı notları paylaşmak istiyorum, merak edenler için.
Bu arada notları 5. sezon finalinden önce almıştım. Çelişen noktalar olabilir. Benimkiler sadece not. 5. sezonu izlemeyenlerin okumaması iyi olabilir.
* Ada, garip manyetik özelliklerinden ötürü, uzay-zaman doğrusunu bükebilen, daha basit bir açıklamayla; zamanda yolculuğun mümkün olduğu bir yer.
* Bu adanın dünya üzerinde sabit bir koordinatı yok. Manyetik özelliklerinden ötürü, bizim bildiğimiz, yaşadığımız uzay-zaman doğrusunun dışında bir yerlerde kaybolmuş (Lost).
* Yalnızca belirli (adadaki manyetik kuvvetlerin ciddi anlamda değiştiği) zamanlarda, belirli koordinatlarda ortaya çıkıyor, ulaşılabilir oluyor.
* Bu belirli koordinatlara Vile Vortices adı veriliyor. Bu isim dünya üzerindeki 12 noktanın ortak adı. Bu noktalardan en ünlüsü de Bermuda Şeytan Üçgeni.
(Sezon 5 - Bölüm 6: Eloise’ın olduğu klisedeki sarkaçın alındaki dünya haritasında bu noktalar bir bir seçilebiliyor)
* Ada zaman zaman, bu 12 noktadan birinde ortaya çıktığı için, dünya üzerindeki farklı farklı kültürlerin, çeşitli zamanlarda adaya rastlantı sonucu düşmesine neden olmuş. Bunlardan biri de Mısır uygarlığı.
* Birçokları Mısır piramitlerinin, o dönemin araç-gereçleri ve matematiği ile bu derece kusursuz bir şekilde inşaa edilmesinin imkansız olduğunu söylerler.
* Kim bilir, belki de Lost adasında geleceğe seyahat etmiş ve geri dönmüş kişilerin arasında Mısır piramitlerinin mimarı da vardır : ) Richard olmasın o : )) Sürmeli gözlü vs : )
* Toparlayalım; Oceanic 815, bu noktalardan Pasifik Okyanusu üzerindekinde kayboldu (Lost). Avustralya’ya yakın olan nokta.
* Bu ada, zaman yolculuğunu mümkün kıldığı için, birçok insan, geçmişinde yaşadığı kötü olayları ortadan kaldırmak, yani geleceği değiştirmek istiyor ve bu adayı kullanmak istiyor.
* Diğer taraftan, geçmişte yaşanılan şeylerden hoşnut olanlar tarafından da sonsuza dek ulaşılmaz hale getirilmeye çalışılıyor. Ulaşılmaz olmalı, çünkü birileri adaya gelip, zamanda yolculuk edip de olmuşları değiştirmesin ki, şimdiki durum muhafaza edilsin.
* Bu iki taraf geçmişin oluşmasını sağlayan parametreleri kontrol altında tutmak istiyorlar. Bu parametlerin içinde en büyük önem taşıyan ise; insan faktörü ve onların yapacağı/yaptığı seçimler.
* Bu nedenle bu iki taraf çoğu zaman adaya yeni parametreler (yani insanlar) sokup geçmiş ile ilgili yeni sonuçların doğmasına neden olmak istiyorlar.
* Ya da, geçmişin değişmesini istemeyenler de, geçmişte rastlantısal bir şekilde yaşanmış olayların olasılığını arttırmaya çalışıyor ve olayları olduğu gibi sürmesi için çabalıyorlar.
* Bunları yaparken, büyük pişmanlıkları olan, hayatlarında yollarını kaybetmiş (lost) insanların duygusal zayıflıklarını kullanarak, onları manipüle edip, geçmişte etkiledikleri olayları istedikleri şekle sokmaya çalışıyorlar.
* Yani bizim baş kahramanlarımızın neredeyse hepsi (Jack, Sawyer, Kate, Hugo, Daniel vs) birer parametre : )
5. sezon finalinden sonra şunları söyleyebilirim; Finalin ilk sahnesinde “beyaz - siyah” çatışmasını gördük. Yani beyaz iyiliği temsil ediyor, siyah da kötülüğü. Jacob beyaz yani dinsel anlamda melek, siyah olan da şeytan.
Yine ilk sahnede Siyah şöyle diyor;
- Hala benim yanıldığımı kanıtlamaya çalışıyorsun değil mi?
Ve ardından ekliyor;
- Gelirler, savaşırlar, yakıp yıkarlar, mahfederler. Her zaman böyle olur.
Yani durum şu; Beyaz yani Jacob İnsanlığın kötülükten arınabileceğini Siyah’a kanıtlamaya çalışıyor. Ama Siyah bunun hiç değişmeyeceğini, insanların kötülüğe olan eğiliminin hiçbir zaman engellenemeyeceğini iddia ediyor.
Yine ilk sahnedeki cümlelerden, bu kanıtlama çabasının, yüzyıllardır (büyük ihtimal çağlar boyunca) farklı farklı insanlarla sürekli denendiğini gösteriyor.
Dizideki Eski Mısır’a olan göndermeler de final bölümünde açığa çıkıyor böylece.
- Jacob olarak bildiğimiz, koruyucu, kural koyucu olarak bilinen Mısır tanrısı Osiris.
- İlk sahnedeki Siyah gömlekli kişi de, Osiris’in (yani Jacob’un) kardeşi; Seth.
- Mitolojiye göre, Seth, Osiris’i çok kıskanıyor. Çünkü Osiris halkı tarafından çok seviliyor. Hep onu öldürmek için çözümler arıyor. Sonunda bir yol bulup öldürüyor.
Bu öldürmenin Lost’umuzdaki karşılığı şöyle;
- Finaldeki ilk sahnedeki Siyah gömlekli kişi (Yani Seth), ilk sezonlardan bu yana izlediğimiz tüm olayların sonunda, ölüp, bedeni adaya tekrar gelen John Locke halini alıyor.
- İnsanlar Lock’un ölmüş olduğunu bildikleri halde, uçak kazasından sonra sapasağlam karşılarında görünce afallıyorlar pek tabi. Locke’un çok özel olduğuna kanaat getiriyorlar.
- Ki Benjamin bile buna inanıyor. Gerçi onun pek şansı yoktu. Çünkü tapınakta, siyah duman kızının bedenine girerek “John Locke ne derse yapacaksın” dedi.
- Böylece Benjamin’in Jacob’u (yani Osiris’i) öldürmesi için tüm şartlar sağlanmış oldu.
- Siyah duman dedik yukarıda. Artık onun da kim, ne olduğunu biliyoruz değil mi; Seth : )).
- Bir de dumanı bazen beyaz da görürdük değil mi? (Örnek) O da kim? Osiris yani Jacob.
Gerek duman olarak, gerek başkalarının bedenine girerek geçmişi değiştirmeye çalışıyorlar. Önceki sezonlarda gördüğümüz Lost kahramanlarının geçmişlerinde yaşadıkları ve düşen uçağa binmelerine neden olan olayların temellerini bu iki kardeş atıyor.
Birkaç örnek vereyim buna;
- Kate çocukluğunda bir hırsızlık yapıyor, beslenme çantası çalıyor ve yakalanıyor. Market sahibi hemen Kate’in annesini arıyor. O sırada Jacob geliyor ve beslenme çantasının parasını veriyor. Eğer vermemiş olsa annesi gelecek ve Kate’e çok kızacak. Bu yüzden daha çocukluğunda, suç işlemenin kötü bir şey olduğunu anlıyor olacak ve düşen Ocienic 815′e suçlu olarak binmemiş olacak. Ama Jacob, Kate’in hırsızlığın, suç işlemenin kötü bir şey olduğunu farketmemesi için, hediye alır gibi, beslenme çantasını geri vererek, onu suça özendirmiş oluyor.
- Jacob, Sawyer’ın anne-babasının cenazesine gidiyor. Daha sonra Sawyer’ın hayatını kökünden değiştirecek (daha doğrusu; adaya düşmesine neden olacak) olan mektubu bitirmesi için Sawyer’a kalem veriyor. Daha sonra bir kişi daha geliyor. Büyük ihtimal o da arkabası kılığındaki Siyah gömlekli (Seth). O da, mektubu elinden alıyor ve “Bunu hiçbir zaman bitirmeyeceksin tamam mı, olan oldu” diyor.
Gördüğünüz gibi hepsi, geçmişteki küçük değişikliklerle geleceği değiştirme çabası. En yukarıdaki notlarda da söylediğim gibi. Bunu yapaken insanların duygusal zayıflıklarını kullanarak, seçimlerinde etkili olmaya çalışıyorlar ki gelecek değişebilsin.
Yani bu iki kardeş hep birbirleri ile mücadele içerisinde; Aynen Seth ve Osiris gibi.
Gelecek bölümlerde ne olacak peki?
- Yine mitolojiden biliyoruz ki, İsis var. Lost’taki karşılığı da büyük ihtimal İlana.
- İsis yani İlana (Seth tarafından öldürülenen) Osiris’i yaptığı sihir ile diriltecek (büyük ihtimal bunu 6. sezon göreceğiz) ve Osiris yarı-ölü bir şekilde yaşamaya devam edecek. Yani önceki sezonlarda Jacob’ı göremiyor olmamızın sebebi buymuş : )
- Yine ilk sahnede, karşıdan gelen gemi büyük ihtimal sürekli bahsedilen “Black Rock” adı verilen gemi. Bölüm 5.15′te gördük, Richard şişe içindeki bir gemi ile oynuyordu. Gelen geminin aynısıydı sanki : ) Büyük ihtimal Richard, Black Rock’la adaya gelmişlerden.
Biraz daha toparlayalım. Taa çağlar öncesinden beri, sürekli başa saran bir döngünün (loop) bir bölümüne şahit oluyoruz Lost’ta. Mısır mitolojisinde anlatılan Lost döngüsünün bin yıllar önceki hali oluyor.
Osiris ve Seth arasındaki mücadele çağlar boyunca, değişik isimler altında devam edip geliyor yani.
Kısacası Lost, basit anlamda; İyilik ve kötülük arasında asırlardır süre gelen mücadelenin ta kendisi.
Bu arada Lost bir büyük cümle daha kuruyor aslında; “İyi” ve “kötü” her zaman kendisi gibi gözükmez.
Yani yıllar sonra iyi bir sonuca hizmet etmesi için, kötü bir olaya öncülük edilebilir. Ya da iyilik gibi gözüken bir yardım da, sonrasında daha büyük bir kötülüğe dönüşebilir. Kötü gibi görünen iyiler, iyi gibi görünen kötüler vardır ve her birinin huyları birbirine karışmıştır diyor.
Yine kısacası; Yin Yang felsefesi.
Birçoğumuzun bildiği bu mitolojik hikayenin bu derece güzel kurgulanmış olması bende neden bu kadar büyük bir sevinç duygusu oluşturdu onu çözemiyorum ama : )
Hala hiç izlememiş olanlar biraz önce başlasın. 6. sezon başlamadan tüm bölümleri izleyin, hiç pişman olmayacaksınız.
Dizi, geçmişi değiştirmek isteyenler ve değişmesini önlemek isteyenler arasındaki çekişmeyi anlatıyor.
Daha felsefi ve metaforik olarak yaklaşırsak; “Geçmişimizi, geleceğimizi, kısacası kaderimizi değiştirebilir miyiz?” sorusuna cevap arayan bir dizi bu.
Bu arayış içindeyken binbir gizemi ortaya saçtı.
Gizemi bizi içine çekti. Çözmek için türlü yollar denedik, okuduk, teoriler ürettik, kafa yorduk. inanılmaz zevkli bir bulmaca gibi geldi önümüze.
Gizemlerine kendi çabalarımızla cevaplar buldukça sevindik, büyük bir haz aldık, kocaman bir sır kutusu*nun içinden birer birer bilinmezleri alıp, çıkardık. Tutkuyla bağladık.
Şimdi de, dizi ile ilgili almış olduğum bazı notları paylaşmak istiyorum, merak edenler için.
Bu arada notları 5. sezon finalinden önce almıştım. Çelişen noktalar olabilir. Benimkiler sadece not. 5. sezonu izlemeyenlerin okumaması iyi olabilir.
* Ada, garip manyetik özelliklerinden ötürü, uzay-zaman doğrusunu bükebilen, daha basit bir açıklamayla; zamanda yolculuğun mümkün olduğu bir yer.
* Bu adanın dünya üzerinde sabit bir koordinatı yok. Manyetik özelliklerinden ötürü, bizim bildiğimiz, yaşadığımız uzay-zaman doğrusunun dışında bir yerlerde kaybolmuş (Lost).
* Yalnızca belirli (adadaki manyetik kuvvetlerin ciddi anlamda değiştiği) zamanlarda, belirli koordinatlarda ortaya çıkıyor, ulaşılabilir oluyor.
* Bu belirli koordinatlara Vile Vortices adı veriliyor. Bu isim dünya üzerindeki 12 noktanın ortak adı. Bu noktalardan en ünlüsü de Bermuda Şeytan Üçgeni.
(Sezon 5 - Bölüm 6: Eloise’ın olduğu klisedeki sarkaçın alındaki dünya haritasında bu noktalar bir bir seçilebiliyor)
* Ada zaman zaman, bu 12 noktadan birinde ortaya çıktığı için, dünya üzerindeki farklı farklı kültürlerin, çeşitli zamanlarda adaya rastlantı sonucu düşmesine neden olmuş. Bunlardan biri de Mısır uygarlığı.
* Birçokları Mısır piramitlerinin, o dönemin araç-gereçleri ve matematiği ile bu derece kusursuz bir şekilde inşaa edilmesinin imkansız olduğunu söylerler.
* Kim bilir, belki de Lost adasında geleceğe seyahat etmiş ve geri dönmüş kişilerin arasında Mısır piramitlerinin mimarı da vardır : ) Richard olmasın o : )) Sürmeli gözlü vs : )
* Toparlayalım; Oceanic 815, bu noktalardan Pasifik Okyanusu üzerindekinde kayboldu (Lost). Avustralya’ya yakın olan nokta.
* Bu ada, zaman yolculuğunu mümkün kıldığı için, birçok insan, geçmişinde yaşadığı kötü olayları ortadan kaldırmak, yani geleceği değiştirmek istiyor ve bu adayı kullanmak istiyor.
* Diğer taraftan, geçmişte yaşanılan şeylerden hoşnut olanlar tarafından da sonsuza dek ulaşılmaz hale getirilmeye çalışılıyor. Ulaşılmaz olmalı, çünkü birileri adaya gelip, zamanda yolculuk edip de olmuşları değiştirmesin ki, şimdiki durum muhafaza edilsin.
* Bu iki taraf geçmişin oluşmasını sağlayan parametreleri kontrol altında tutmak istiyorlar. Bu parametlerin içinde en büyük önem taşıyan ise; insan faktörü ve onların yapacağı/yaptığı seçimler.
* Bu nedenle bu iki taraf çoğu zaman adaya yeni parametreler (yani insanlar) sokup geçmiş ile ilgili yeni sonuçların doğmasına neden olmak istiyorlar.
* Ya da, geçmişin değişmesini istemeyenler de, geçmişte rastlantısal bir şekilde yaşanmış olayların olasılığını arttırmaya çalışıyor ve olayları olduğu gibi sürmesi için çabalıyorlar.
* Bunları yaparken, büyük pişmanlıkları olan, hayatlarında yollarını kaybetmiş (lost) insanların duygusal zayıflıklarını kullanarak, onları manipüle edip, geçmişte etkiledikleri olayları istedikleri şekle sokmaya çalışıyorlar.
* Yani bizim baş kahramanlarımızın neredeyse hepsi (Jack, Sawyer, Kate, Hugo, Daniel vs) birer parametre : )
5. sezon finalinden sonra şunları söyleyebilirim; Finalin ilk sahnesinde “beyaz - siyah” çatışmasını gördük. Yani beyaz iyiliği temsil ediyor, siyah da kötülüğü. Jacob beyaz yani dinsel anlamda melek, siyah olan da şeytan.
Yine ilk sahnede Siyah şöyle diyor;
- Hala benim yanıldığımı kanıtlamaya çalışıyorsun değil mi?
Ve ardından ekliyor;
- Gelirler, savaşırlar, yakıp yıkarlar, mahfederler. Her zaman böyle olur.
Yani durum şu; Beyaz yani Jacob İnsanlığın kötülükten arınabileceğini Siyah’a kanıtlamaya çalışıyor. Ama Siyah bunun hiç değişmeyeceğini, insanların kötülüğe olan eğiliminin hiçbir zaman engellenemeyeceğini iddia ediyor.
Yine ilk sahnedeki cümlelerden, bu kanıtlama çabasının, yüzyıllardır (büyük ihtimal çağlar boyunca) farklı farklı insanlarla sürekli denendiğini gösteriyor.
Dizideki Eski Mısır’a olan göndermeler de final bölümünde açığa çıkıyor böylece.
- Jacob olarak bildiğimiz, koruyucu, kural koyucu olarak bilinen Mısır tanrısı Osiris.
- İlk sahnedeki Siyah gömlekli kişi de, Osiris’in (yani Jacob’un) kardeşi; Seth.
- Mitolojiye göre, Seth, Osiris’i çok kıskanıyor. Çünkü Osiris halkı tarafından çok seviliyor. Hep onu öldürmek için çözümler arıyor. Sonunda bir yol bulup öldürüyor.
Bu öldürmenin Lost’umuzdaki karşılığı şöyle;
- Finaldeki ilk sahnedeki Siyah gömlekli kişi (Yani Seth), ilk sezonlardan bu yana izlediğimiz tüm olayların sonunda, ölüp, bedeni adaya tekrar gelen John Locke halini alıyor.
- İnsanlar Lock’un ölmüş olduğunu bildikleri halde, uçak kazasından sonra sapasağlam karşılarında görünce afallıyorlar pek tabi. Locke’un çok özel olduğuna kanaat getiriyorlar.
- Ki Benjamin bile buna inanıyor. Gerçi onun pek şansı yoktu. Çünkü tapınakta, siyah duman kızının bedenine girerek “John Locke ne derse yapacaksın” dedi.
- Böylece Benjamin’in Jacob’u (yani Osiris’i) öldürmesi için tüm şartlar sağlanmış oldu.
- Siyah duman dedik yukarıda. Artık onun da kim, ne olduğunu biliyoruz değil mi; Seth : )).
- Bir de dumanı bazen beyaz da görürdük değil mi? (Örnek) O da kim? Osiris yani Jacob.
Gerek duman olarak, gerek başkalarının bedenine girerek geçmişi değiştirmeye çalışıyorlar. Önceki sezonlarda gördüğümüz Lost kahramanlarının geçmişlerinde yaşadıkları ve düşen uçağa binmelerine neden olan olayların temellerini bu iki kardeş atıyor.
Birkaç örnek vereyim buna;
- Kate çocukluğunda bir hırsızlık yapıyor, beslenme çantası çalıyor ve yakalanıyor. Market sahibi hemen Kate’in annesini arıyor. O sırada Jacob geliyor ve beslenme çantasının parasını veriyor. Eğer vermemiş olsa annesi gelecek ve Kate’e çok kızacak. Bu yüzden daha çocukluğunda, suç işlemenin kötü bir şey olduğunu anlıyor olacak ve düşen Ocienic 815′e suçlu olarak binmemiş olacak. Ama Jacob, Kate’in hırsızlığın, suç işlemenin kötü bir şey olduğunu farketmemesi için, hediye alır gibi, beslenme çantasını geri vererek, onu suça özendirmiş oluyor.
- Jacob, Sawyer’ın anne-babasının cenazesine gidiyor. Daha sonra Sawyer’ın hayatını kökünden değiştirecek (daha doğrusu; adaya düşmesine neden olacak) olan mektubu bitirmesi için Sawyer’a kalem veriyor. Daha sonra bir kişi daha geliyor. Büyük ihtimal o da arkabası kılığındaki Siyah gömlekli (Seth). O da, mektubu elinden alıyor ve “Bunu hiçbir zaman bitirmeyeceksin tamam mı, olan oldu” diyor.
Gördüğünüz gibi hepsi, geçmişteki küçük değişikliklerle geleceği değiştirme çabası. En yukarıdaki notlarda da söylediğim gibi. Bunu yapaken insanların duygusal zayıflıklarını kullanarak, seçimlerinde etkili olmaya çalışıyorlar ki gelecek değişebilsin.
Yani bu iki kardeş hep birbirleri ile mücadele içerisinde; Aynen Seth ve Osiris gibi.
Gelecek bölümlerde ne olacak peki?
- Yine mitolojiden biliyoruz ki, İsis var. Lost’taki karşılığı da büyük ihtimal İlana.
- İsis yani İlana (Seth tarafından öldürülenen) Osiris’i yaptığı sihir ile diriltecek (büyük ihtimal bunu 6. sezon göreceğiz) ve Osiris yarı-ölü bir şekilde yaşamaya devam edecek. Yani önceki sezonlarda Jacob’ı göremiyor olmamızın sebebi buymuş : )
- Yine ilk sahnede, karşıdan gelen gemi büyük ihtimal sürekli bahsedilen “Black Rock” adı verilen gemi. Bölüm 5.15′te gördük, Richard şişe içindeki bir gemi ile oynuyordu. Gelen geminin aynısıydı sanki : ) Büyük ihtimal Richard, Black Rock’la adaya gelmişlerden.
Biraz daha toparlayalım. Taa çağlar öncesinden beri, sürekli başa saran bir döngünün (loop) bir bölümüne şahit oluyoruz Lost’ta. Mısır mitolojisinde anlatılan Lost döngüsünün bin yıllar önceki hali oluyor.
Osiris ve Seth arasındaki mücadele çağlar boyunca, değişik isimler altında devam edip geliyor yani.
Kısacası Lost, basit anlamda; İyilik ve kötülük arasında asırlardır süre gelen mücadelenin ta kendisi.
Bu arada Lost bir büyük cümle daha kuruyor aslında; “İyi” ve “kötü” her zaman kendisi gibi gözükmez.
Yani yıllar sonra iyi bir sonuca hizmet etmesi için, kötü bir olaya öncülük edilebilir. Ya da iyilik gibi gözüken bir yardım da, sonrasında daha büyük bir kötülüğe dönüşebilir. Kötü gibi görünen iyiler, iyi gibi görünen kötüler vardır ve her birinin huyları birbirine karışmıştır diyor.
Yine kısacası; Yin Yang felsefesi.
Birçoğumuzun bildiği bu mitolojik hikayenin bu derece güzel kurgulanmış olması bende neden bu kadar büyük bir sevinç duygusu oluşturdu onu çözemiyorum ama : )