DarkCod3r
Key&RC4 Coder
LINUX Nedir?
Linux, serbestçe dağıtılabilen, çokgörevli, çok kullanıcılı UNIX işletim sistemi türevidir. Linux, Internet üzerinde ilgili ve meraklı birçok kişi tarafından ortak olarak geliştirilmekte olan ve başta IBM-PC uyumlu kişisel bilgisayarlar olmak üzere birçok platformda çalışabilen ve herhangi bir maliyeti olmayan bir işletim sistemidir.
Linux, 1991 yılında Finlandiyalı bir üniversite öğrencisi tarafından geliştirilmeye başlanmıştır. Linus Torvalds, master projesi için bir işletim sistemi yazmak için kollarını sıvadığı zaman bunun en iyi şekilde yapmanın bir yolu olarak İnternet’te duyurmak olduğunu düşünüp, şu anki açık kodlu Linux işletimi sisteminin temelini atmıştır.
UNIX Nedir?
UNIX 70’li yılların ortalarında büyük bilgisayarlar üzerinde çok kullanıcılı bir işletim sistemi olarak geliştirilmiştir.
Zaman içerisinde yayılmış ve birçok türevi ortaya çıkmıştır. UNIX ismi UNIX Research Laboratories INC şirketinin tescilli markası olduğundan dolayı birçok şirket, aynı temele dayanan işletim sistemleri için değişik isimler kullanagelmişlerdir:
Hewlett-Packard HP-UX, IBM AIX, Sun Microsystems SunOS gibi.
Novell, Microsoft Windows’a alternatif oluşturmak amacıyla 1993 yılında Unix’i satın aldı. Ancak bu yatırımdan bekleneni alamadı ve 1997’de Unix’i tekrar satmak zorunda kaldı. Unix şu an bir başka Utah şirketi olan SCO firmasının tescilli markasıdır.
İşletim Sistemleri
İşletim sistemleri, bilgisayarların çalışması için gerekli yazılımlardır.
İşletim sistemlerinin müşteri kitlesi kurumsal ve ev kullanıcısı olarak iki bölümde toplanır.
UNIX özellikle kurumsal müşterilerin çok kullanıcılı sistemlerindeki büyük bilgisayarlarına yönelik yazılmış bir işletim sistemidir.
UNIX’in türevleri olarak ana bilgisayar işletim sistemi alanında rakiplerinden birisi Novell Netware’dir.
UNIX’in rakiplerinden bir diğeri, Windows NT ile başlayan ve en son Windows 2003 Server’i kullanıma sunan Microsoft firmasıdır.
Linux, ana bilgisayarlara yönelik desteği olan bir işletim sistemi olmasının yanında bedava olması, UNIX’in pazar payını artan bir şekilde kendi lehine çevirmektedir.
Pazar payı savaşının büyük bir bölümü Microsoft’a karşı verilmektedir.
Linux, açık kodlu bedava bir işletim sistemiyse, nasıl gelir elde ediyor?
Linux Gelir Modelleri :
1. Hizmet Destek Sağlayıcı Modeli
Bu modelde şirket yazılım ürününü bedelsiz dağıtır. Şirket karşı tarafa yazılımın kullanıldığı dönemde verdiği destekten, yeni sürüm güncellemelerden, eğitimden para kazanır.
Model RedHat tarafından başarıyla uygulanmıştır ve şirket 5 sene gibi kısa bir süre sonra Nasdaq Borsasında yerini almıştır. RadHat, bütün yazılım ürünlerini GPL lisansı altında dağıtmayı bir iş politikası haline getirmiştir. RedHat çalıştığı şirketlerin istekleri ve dinamiklerine uygun birçok değişik Linux dağıtımı çıkarmaktadır. Bunun yanında sunduğu sertifika programları, yarı iletken sektörüne vermiş olduğu mühendislik desteği diğer gelir kaynaklarıdır.
2. Maliyet Azaltma Modeli
Bu modelde açık kod yazılımı direk kazanç sağlama amaçlı kullanılmaz, yazılım ile ilintili masrafları azaltır. Bilinmektedir ki bir kapalıkod üründe, yazılımı üreten şirkete bağlı kalınmakta ve alınması zorunlu olan destek pahalı olmasının yanında çoğu zaman yetersiz kalmaktadır.
Bunun yanında açık kod bir yazılımın maliyeti düşük ve her bir kopya için ayrı bir ücret vermek gerekmemektedir zira lisansı dolayısıyla ihtiyaç durumunda istenildiği kadar çoğaltılabilir. Bu tür yazılımların açık kod olmasından dolayı desteği herhangi bir yazılımcıdan, haber gruplarından da alabilir.
Bu modelin etkinliği Avrupa Komisyonu, Almanya, Fransa ve İtalya tarafından, yazılım maaliyetlerini düşürmesi bakımından kabul edilmektedir.
3. Donanım Satışı Modeli
Bu model önceki modellerle ilintili olup donanım şirketleri tarafından tercih edilmektedir. Donanım şirketleri için yazılım kar değil, bir gider teşkil etmektedir. Bunun yanında açık kod yazılım sayesinde daha düşük maliyete daha güvenli sürücü ve arabirimler yapabilmektedirler.
Silicon Graphics, bu modelde çalışan bir şirket olup, bir açık kod projesi olan Samba ile çalışmaktadır ve bu yazılımı kendi işletim sistemi olan IRIX’e taşımıştır. Şu an Samba IRIX’lerde standart gelen bir yazılım halini almıştır.
4. Patentli Yazılım Promosyon Modeli
AT&T tarafından tanınan bir iş modelidir. Şirket açık kod yazılımı, patentli ürününün reklamını yapmak için kullanır. Ürününün özel bir versiyonunu açık kod olarak piyasaya sürer. Bunun avantajı, ürününün açık kod camiası tarafından değerlendirilecek olmasıdır, böylece ürün için yeni öneriler, geliştirmeler, bug düzeltmeler olacaktır. Ürünü beğenip de bu özel versiyondan tatmin olmayanlar patentli versiyonunu alacaklardır.
5. Teknoloji Promosyon Modeli
Bu modelde şirket teknolojisinin reklamını yapmak için açık kod yoluna başvurur. Bu modelin bir öncekine göre farkı, ürünün tam versiyonunun açık kod olarak çıkarılmasıdır. Bu durumda şirketin beklentisi teknoloji ile ilintili donanımları, yazılımları satmak ve destek vermektir.
HP’nin "e-speak" ve SUN’ın "Java" teknolojileri için kullandığı yoldur.
6. Yazılım Komisyoncusu Modeli
En başarılı açık kod modellerinden biri olarak kabul edilir. Şirket ürününü açık kod olarak piyasaya çıkarır ve gelişimini sadece bünyesinde barındırdığı programcılara bağlı bırakmaz. Böylece şirket bünyesinde çok iyi programcılar barındırmak zorunda kalmaz. Gelişimini dünyanın herhangi bir yerindeki spesifik bir dalda iyi programcılarla da yapabilir.
Güvenlik şirketi olan SourceForge ve CollabNet’in kullandığı modeldir. Özellikle SourceForge normal şartlarda gelişimi 2-3 sene olarak öngörülen "Snort" I.D.S. çözümünü bu sayede 8 ayda ayağa kaldırmıştır. Sadece iyi programcıları bir nevi komisyoncu olarak kullanmakla kalmayıp, güvenlikle az da olsa ilgilenenleri t-shirt, şapka gibi hediyelerde yazılımın basit modüllerini ve dökümantasyon çalışmalarını ilerletmek için kullanmıştır.
7. Yazılımcı Lisans Modeli
Bu ilginç modelde söz konusu yazılım bireysel ve ticari olmayan kullanım için ORBacus Royalty Free Public lisansı altında bedelsiz verilmektedir. Lisans, kullanıcının programı kendi dinamiklerine göre modifiye etmesine ve istediği gibi ticari olmamak şartıyla dağıtmasına izin verir.
Eğer yazılım ticari olarak kullanılmak istenirse, kullanıcının lisans alması gerekmektedir. Bu durumda kullanıcının yazılımın modifiye edilmiş halini dağıtması, değişikliklerin şirkete bildirilmesi ve onaylanması durumunda gerçekleşir.
"Object Oriented Concepts" (O.O.C.) tarafından "Corba" yı geliştirirken kullanılmıştır. Kopya başına ücretten para kazanmıştır, kullanıcıların geliştirme ve önerilerinden faydalanmıştır.
8. Teknoloji Sponsor Modeli
Asıl amacı para kazanmak olmayan bir modeldir. "Apache" grubu tarafından benimsenmektedir. İlk olarak "Apache" piyasaya sürüldüğünde, çeşitli programcı ve webmaster’lar tarafından bugfixleri yapılmaya başlandı. Daha sonra bu geliştiriciler bir grup olarak koordine çalışmaya başladılar ve bir seneden daha kısa bir süre içinde dünyanın en iyi Web Sunucusunu yaratmış oldular.
Dünyadaki web sunucularının %70’ine yakınını oluşturan böyle bir sunucunun gelişimi kendi iş çıkarlarına uygun olduğu için IBM ve SUN gibi şirketler tarafından sponsorluk adı altında destekleniyor.
9. Kayıp Lider (Loss Leaders) Modeli
Bu modelde ürün, diğer lisansı ürünlerin kullanımını sağlamak için kayıp lider olarak piyasa sürülür. "Netscape" tarafından yıllarca uygulanmış bir modeldir. Kullanıcılara "Netscape" ile kullanılabilen bazı iş ve tüketici kanalları sağlamaktadır. 30 Milyon üyesi bulunan "NetCenter" ürünü ile kullanıcılar kendilerine özelleştirdikleri bilgilerine ulaşabilir, e-posta’larına bakabilmektedir. Bu da "Netscape" ’in asıl kazancını oluşturan reklam şirketlerinin ilgisini çekmektedir.
10. Etkin Reklam Modeli
Bu iş modelinin asıl amacı şirkete, toplumun bakış açısını değiştirmektir. Normal işi yazılım satmak olmayan bir şirket, açık kod olarak bir yazılım piyasaya sürer, dolayısıyla kaybedeceği birşey yoktur. Bu sayede, açık kod ürünlere medyanın böyle bir ilgisinin olduğu dönemde, şirketin bedava reklamı yapılmış olur ve şirket toplum nezninde de iyi bir imaj kazanmış olur.
"Ericsson" tarafından kullanılmış bir modeldir. Telekomunikasyon sistemlerinde kolay bir altyapı sağlayan "Prolog" ile benzer sentaksdaki "Erlang" programlama dilinin kodlarını açmıştır. Sonuçta işi yazılım ürünü satmak olmayan şirketin bundan bir kaybı olmamıştır. Aksine şirketin bedava reklamı yapılmış , "Erlang" birçok geliştirici tarafında geliştirilmiştir.
11. Aksesuar Modeli
Açık kod pazarında kullanılmakta olan bir iş modelidir. Basitçe Linux oyuncak penguenleri, t-shirt’ler, kupalar gibi açık kod yazılımları ile ilgili ürünlerin satışıdır. Bunu kitap satışları da kapsamaktadır. O’Reilly, SSC gibi kitap şirketleri açık kod ürünler ile ilgili piyasaya sürdükleri kitaplardan çok iyi satış elde etmişlerdir çünkü genelde açık kod ürünleri yapanlar, ürün ile ilgili kitap yerine çok ayrıntılı olmayan dökümanlar hazırlarlar, bu da ürün hakkındaki bir kitabı cazip hale getirebilir.
12. Bireysel Başarı Modeli
Açık kod camiasında ün sahibi olmak çoğu programcı açısından cezbedici bir unsurdur. Kritik bir bug’ı düzeltmek, sağlam bir açık kod proje yapmak bu camiada tanınmak için yeterlidir. Buradaki fark, eğer ticari olarak bir şirket altında programı geliştiriyorsanız bu yazılımda şirketin adı olacaktır, ama açık kod camiasında her yazılan kodda, düzeltilen bug’da programcının ismi geçecektir. Camiada oluşan rekabet bazen kim daha optimal ve hızlı bir çözüm yapabilir tarzında yarışların olmasına bile neden olmaktadır. Bu sayede kazanılan ün ve şöhret o kişiye değer katacak, programlama, danışmanlık ve destek olarak kendisine geri dönecektir.
Bu motivasyon unsuru, doğal olarak açık kod yazılımların daha kaliteli olmasını sonucu doğurmaktadır.
Kapalı kod sistemler diğer programcılar tarafından görülemediği için çoğu zaman daha düşük kaliteye sahip olmaktadır.
13. Aktivasyon Promosyon Modeli
Bu modelde şirket açık kod bir projeye sponsor olur. Bu modeli kullanan şirketler genelde bu açık kod proje temelli komple çözümler sunarlar. Model kısa zamanda iyi kalitede bir ürün elde etmek için idealdir. Bunun yanısıra şirketin medya tarafından bedava reklamı yapılmış olur ve popülaritesi artar. "Vovida" firması "VOCAL" ürünü için bu modeli kullanmış, ayrıca açık kod hizmet ve yazılım firması "Lutris" ‘de bu modeli benimsemiştir.
Sorunun Kaynağı
Boies Schiller & Flexner’den Mark J.Heise "SCO’nun, IBM ile yaptığı, yazılım ve alt lisanslama anlaşması ve uzantısındaki anlaşmalar kaynak kodunun ve bundan türetilmiş iş ve yöntemlerin korunmasına dair çok açık maddeler içeriyor. Oysa IBM, AIX kaynak kodları ile Linux’a destek verdi. Yine Unix yöntemlerini kullanarak, Linux’un bedava işletim sistemi olarak gelişmesini hızlandırdı. IBM, Unix kaynak kodları konusunda kesinlikle "kötü kullanım" yaparak, SCO ile anlaşmasını ihlal etti. Bu nedenle SCO’nun, IBM’in AIX’in dağıtımı ve kullanımı haklarını sona erdirme hakkı vardır. AIX bugün, Unix System V işletim sistem kaynak kodlarının korsan türevi haline gelmiş oluyor. Bugün itibariyle kullanıcılar da AIX kullanımlarında yasal olmayan bir iş yapmış oluyorlar" dedi.
SCO, IBM’e karşı 1 Milyar $’lık bir dava açarken, IBM’i de AIX’in dağıtımını durdurmaya, toplanan kopyalarında da yok edilmesi ya da SCO’ya geri verilmesine çağırıyor; "Bu çağırıya uyulmaması, IBM’in AIX’le ilgili işinden dolayı bir kaç milyar $’lık tazminat davası ile karşılaşmasına yol açabilir" diyor.
SCO sözcüsü Blake Stowell "Mahkemeden talep ettiğimiz zararlar, IBM’in 13 haziran itibariyle AIX’le ilgili işinden gelen miktara eşit" diyor. Stowell sektördeki rakamlara göre, IBM’in AIX işinin, 30 milyardan az olmamak üzere 50 Milyar $’a kadar bir hacimde olduğunu söylüyor.
SCO’nun Başkanı Darl McBride "IBM bizim kaynak kodumuzu ve dağıtım anlaşmasını ihlal etmeyi sürdürdü. Geçtiğimiz aylarda, SCO Unix’in haklarını korumak için, lisans anlaşmasının sınırlarını belirleyen adımlar attı. Bugün SCO mahkemeden bu hakların korunmasını talep ediyor. IBM’in bundan böyle AIX satma ya da dağıtma hakkı kalmadığı gibi müşterilerinin de artık AIX kullanma hakkı yok." diyor.
IBM sözcüsü Trink Guarino ise SCO’ya ateş püskürüyor: "SCO iddialarda bulunmaya devam ediyor. Bizim söylediğimiz ise, lisansın geri dönüşümsüz, sürekli ve sona erdirilemez olduğudur" diyor.
SCO, IBM’in Başkanı Sam Palmisano’ya 6 Martta bir mektup göndererek, IBM’in Unix-tabanlı AIX’in açık kaynak hareketine katkıda bulunarak kontrata aykırı hareket ettiğini ikaz etmişti. SCO, IBM ile ortak çalışmaları olan ve İntel tabanlı işlemcili platformlar için ürettikleri 64-bit’lik Unix tabanlı işletim sistemine ait kavramları (Monterey Projesi) da Linux içinde kullanıldığını iddia ediyor. IBM Monterey Projesinde 2001 mayısında ayrılmıştı.
SCO, IBM Başkanına gönderdiği mektupla 100 günlük süreyi çalıştırmış olmuştu. IBM Unix kaynak kod işine Şubat 1985’te, Unix’in hakları AT&T’ye ait iken girmişti. Süre geçen cuma gece yarısı dolmuş oldu. Palmisano’ya gönderilen mektupta, SCO IBM’den Unix lisansını ve AIX işletim sistemini satmaya devam edebilmesi için alması gereken adımları bildirmişti.
SCO’nun 1 Milyar $’lık davanın açıldığı 7 martta, yayınladığı bir açıklamada "SCO, IBM’e, gönderilen mektupta belirtilen, rekabete aykırı hareketlerin durdurulmasını istiyor" diyordu.
SCO’dan Stowell "Unix kaynak kod’larımıza karşı yaptıkları hareketlerini düzeltmeleri gerekiyor. Bunu kesinlikle istiyoruz" diyor.
SCO IBM’in lisans anlaşmasını sona erdirmekle birlikte, AIX müşterilerinin şu anda emniyette olduklarını söylüyor. "IBM’in lisans verdiği müşteriler şimdilik güvende. Bu hep böyle olacak anlamına gelmiyor. Ama şimdilik müşterileri suçsuz olarak değerlendirmekteyiz.
Ancak onlardan beklentimiz, bu sorunu çözmesi için IBM’i itmeleri. IBM’in müşterilerini ve haklarını düşünmeleri gerek." diyor.
Yapılan bir araştırmaya göre, IBM’in AIX ve ilgili konularda 700 kadar patenti var.
SCO, kodları gizlilik anlaşması imzalatarak, çeşitli uzman ve analistlere göstermeye başladı. Stowell, herkese farklı bir bölüm gösterdiklerini, gösterilen bölümlerin ise en az 80 satır içerdiğini bildirdi.
Kullanıcılar Linux Kullanmak için SCO’dan Lisans mı Alacak?
SCO Grubu, Linux konusunda dalgalanmalar yapan bir şirket olmaktan çıkıp, Linux kullanan girişimlere karşı makul bir şekilde kullanabileceği telif haklarıyla donanmış, su katılmamış bir tehdide dönüşüyor. Acaba öyle olacak mı?
"Yakın ve orta vadede, SCO’nun böyle bir yaklaşım içinde göreceğinizi düşünmüyorum." Diyen Yankee Grubu Kıdemli Analizcisi Laura Didio internetnews.com ile konuşmasını şöyle sürdürdü: "Netice olarak SCO bu haklarını kazanca dönüştürmek istiyor."
UnitedLinux grubunun kurucu üyesi olan ve yakın zamana kadar Linux dağıtımcılığı yapan SCO, Mart ayında yasal silahlarını IBM’e karşı kullanıp sözleşmeyi ihlalden ve meslek sırrını ifşadan 1 Milyar $’lık dava açınca Linux ortağını üzdü.
6 Mart’ta SCO, IBM Yönetim Kurulu Başkanı ve İcra Amiri Sam Palmisano’ya yolladığı ihtarnamede, Unix-tabanlı AIX kodunun parçalarını açık kaynak koduna aktarmakla ve de SCO ile IBM’in Intel’e yönelik64-bit Unix-tabanlı işletim sistemi’ni Linux’a geliştirmek için birlikte kurdukları Joint Venture olan Monterey Projesi’ndeki kavramları tanıtmakla IBM’in SCO ile yapmış olduğu sözleşmeyi ihlal ettiği uyarısında bulundu.
SCO’nun iddiasına göre IBM’in açık kaynağa katkı olarak paylaştığı AIX kodu SCO’nun Unix Sistem V’sinden ve UnixWare Fikri mülkiyetinden alıntılanmış bir çalışma olup SCO’ya göre Linux’u Unix’in "izinsiz bir türevi" haline getiriyor. SCO’nun iddialarına göre ayrıca hem bu kod hem de büyük olasılıkla SCO ile sözleşmesi bulunan diğer Unix satıcılarından gelen kod, Linux’un bir girişim-düzeyi işletim sistemi olmasında esaslı öneme sahip olan Linux Simetrik Çoklu-İşlemcilik (SMP) becerisini oluşturmakta kurucu bir unsur teşkil ediyor.
Her ne kadar SCO başlangıçta IBM’e karşı yürüttüğü sözleşme mücadelesini sürdürürken sakin görünüyordu ise de, Linux kullanan şirketlerden 1.350’sine ihtarname yollayıp "Müzik endüstrisindeki benzer emsaller gibi biz de fikri mülkiyet haklarımın ve diğer haklarımızın süregelen ihlaline son vermek için gerekli tüm hukuki yollara başvurmaya hazırız." uyarsında da bulundu. Bir başka deyişle SCO artık Linux kullanmanın korsan yazılım kullanmakla eşdeğer olduğunu iddia ediyor.
SCO Pazartesi günü, telif hakkına dayanan dava açacağını muştulayan Unix Sistem V ve UnixWare kaynak kodunun ABD tescilini aldığı haberini verdi.
SCO Başkanı ve İcra Amiri Darl McBride Pazartesi günü bunu doğrulayarak: "SCO artık son-kullanıcılara karşı geniş haklara sahip" dedi ancak şunun da altını çizdi: "Bu haklarımızı dikkatlice ve makul bir biçimde kullanmak niyetindeyiz."
Bu amaçla SCO Pazartesi günü, Linux kernelinin 2.4 ve sonraki sürümlerini kullanan ticari Linux müşterilerine çalışma-zamanlı, çiftli Linux kullanımı desteği vermek üzere düzenlenmiş UnixWare lisansına dayanarak geliştirdiği yeni bir lisanslama şeması açıkladı. SCO, lisansı satın alan her tür Linux ticari müşterisinin gerek geçmiş telif hakkı ihlallerinden gerekse gelecekteki telif hakkı ihlallerinden, tek-yürütme, çiftli formatta bağışık tutulacağını söyledi.
Fiyatlandırma henüz yapılmadıysa da McBride toplu lisanslamalar için indirim yapılacağı söyledi.
"Niyetleri Linux kullanıcılarına saldırmak" diyen Gartner Araştırma şirketi başkan yardımcısı ve araştırma müdürü George Weiss internetnews.com ile yaptığı konuşmaya şöyle devam etti: "Bu artık iki cepheli bir atılım ve tahminimize göre SCO son kullanıcılarla bireysel lisans sözleşmelerini görüşebilir."
Didio da şunları ekledi: "Linux’un arkasında şu anda çok büyük bir momentum var. SCO tüm bu Linux satıcılarıyla kötü olmak istemez. Odak noktalarını IBM’in özerinde tutmak istiyorlar."
Kullanıcılar SCO’ya Para Ödeyecek mi?
Peki çoğu dünya çapındaki en büyük şirketler olan girişim Linux’u tedarik etmiş olan müşteriler Linux kullanmak için SCO’dan lisans edinip de para vermek isteyecekler mi bakalım?
"Eğer dava konusu geçerlilik kazanırsa ve kullanıcılar ek bir lisans ücreti ödemek zorunda kalırlarsa sadece Linux kullanımlarına bir veri eklenecek ve bu Linux üzerindeki sahiplik haklarını pekiştirecek." Diyen Weiss şöyle devam etti: "ve bu artış fiyata başkaca hiçbir katma değer yüklemeyecek."
Buna rağmen Weiss, en azından bazı şirketlerin bu sıkıntıdan kurtulmak için SCO’ya para ödeyeceğinden ancak diğerlerininse hep birlikte Linux’u bırakabileceklerinden kuşkulanıyor.
"Yolladığımız uyarı yazısını almış olan şirketlerden konuştuklarımın çoğunluğu bu konuda kaygılı" diyor Weiss: "Tam bir karara varmamış ve strateji oluşturmamışlar. Bana öyle geliyor ki birçok şirket SCO ile irtibat kurup görüşme yapmalarına gerek olup olmadığını belirlemek üzere son açıklamaların etkisini değerlendirecek birer şirket içi komite kuracaklardır. Bence bu süreç muhtemelen önümüzdeki birkaç ay boyunca sürecek. Devletler ve ticari girişimler kullandıkları yazılım kodundan dolayı hiçbir hukuki sorumlulukla ve hatta hukuki sorumluluk iddiasıyla karşılaşmak istemezler."
Didio, SCO’dan aldığı bilgiye dayanarak, uyarıyı alan şirketlerin yaklaşık 45 ya da 50 tanesi yani yüzde 3.5 civarı uyarıyı aldıktan sonra SCO ile irtibat kurduğunu ve görüşmeler yaptığını söyledi ve şu yorumda bulundu: "Bence, makul bir maliyet yapısı ortaya koyar da ödeme planlarında ve fiyatlandırmada esneklik niyeti taşırlarsa şansları yüksek olur." ve ekledi: "1,500 üzerinden 50 lisans bile satsak bu bir hayli para eder."
Ancak Giga Bilişim Grubu Analizcisi Stacey Quandt, herhangi birisinin SCO’nun lisansını alacağına inanmanın zor olduğunu söyledi.
"SCO’nun IBM’e karşı yürüttüğü amacı uğruna tehlikeyi göze alma taktiği şu ana kadar başarılı olmuş değil bu yüzden de SCO’nun son taktiği son-kullanıcı müşterilerin peşine düşmektir, ki bu da pek alışılagelmiş bir durum değildir" diyen Quandt internetnews.com ile söyleşisini şöyle sürdürdü: "SCO’nun iddia ettiği şey fikri mülkiyete ve meslek sırrına tecavüz ve SCO, müşterilerin gerçeklerden dolayı değil de iddialardan dolayı kendisine ödeme yapmasını istiyor. Müşteriler hangi tavrı takınanacaklarına karar verirken bu durumu da akıllarının bir köşesinde tutmalıdırlar, ki zaten hiçkimse SCO’ya ileri sürdüğü iddialardan dolayı lisans parası ödeyecek gibi görünmüyor."
Quandt sözlerine şunu ekledi: "Herşeyi tam olan işletmeler iddialardan dolayı satın alma kararı vermezler. Görünen odur ki birçok müşteri mahkemenin sonuca ilişkin kararını bekleyecektir."
Linux Risk Altında
Bununla birlikte sırf bu bekleyiş dahi Linux’a zarar verebilir diyen Weiss, günümüzdeki tüm Linux kullanımının yaklaşık yüzde 60’ı ila 70’inin Web sunucuları ve baskı ve dosya sunucuları gibi nispeten basit nitelikte altyapı uygulamaları olduğunu belirtti.
"Bu kuruluşların etkilenmelerine gerek yok" diyen Weiss şöyle konuştu: "Ancak, veri tabanı uygulamaları üretimi için [Linux kernel] 2.4 ya da daha üst bir sürüm kullananlar kaygılanmakta haklılar."
Ve söz konusu girişim tedarikleri, Linux’un, büyük girişimlerinin ilgisini en çok cezbettiği alanlardan biri.
"Bunun neticesinde, eğer daha hızlı çalışan ve daha yüksek performans gösteren üretim sistemleri olsun istiyorlarsa, bu tür girişimler Linux planlarını ve stratejilerini yeniden değerlendirecektir. diyen Weiss sözlerini şöyle sürdürdü: "Benim tahminime göre bu karar süreci, kaygılar, belirsizlik bu tür uygulamalarda Linux’un tedarik edilişinde yavaşlamaya neden olacaktır. Özellikle önümüzdeki birkaç ay içinde çıkacak olan 2.6 kernel bakımından bu dava Linux piyasası için çok zamansız oldu. İki tane olasılık var: kullanıcılar ya SCO’nun ileri sürdüğü iddiaları duymazdan gelip direnirler ve üzerlerinde belirsizliğin kara bulutları dolaşmasına rağmen sistemlerine Linux tedarik etmeye devam ederler - ki bence birçok ticari girişim ve devlet böylesi bir tavırdan kaçınacaktır - ya da SCO ile masaya oturup SCO’nun iddiasının ne kadar geçerli olduğunu ve lisans ücreti ödemek zorunda olup olmadıklarını değerlendirirler."
Eğer bunlardan ikincisi gerçekleşirse, diyor Weiss, Linux, Unix domain’inde kalabilen ya da Windows’a kapı açabilen uygulamalara sahip altyapı ve Web tedarikleri tarafından küme düşürülüp yüksek-sonlu tedarik pazarını yitirecek.
"Bu durum, Linux pazarını dikey performansa duyarlı olmayan kurulumların ele geçirmesine yol açacaktır" diyen Weiss şöyle devam etti: "Bu da Linux topluluğuna, OSDL yol-haritasına ve girişimlerde Linux’un rolünün önem kazanacağına yönelik hevesleri olan IBM ve diğer şirketlere bir darbe inmesi demek olur."
Gözler Hala IBM’de
Öte yandan, telif hakkı meselesi IBM ile SCO arasında tartışılırken hem Didio hem de Weiss IBM’in izlediği stratejiyi sorguluyorlar. SCO yakın bir zamanda IBM’in AIX işletim sistemi lisansını feshetmiş ama IBM AIX lisansının süresiz ve geri alınmaz olduğunu söyleyerek AIX satışını sürdürmüştü.
"IBM, Linux sattığı müşterilerine sadece ‘sizi destekleyeceğiz’ diyor" diyen Didio şöyle konuştu: "IBM bu davanın bir yere varacağının önemini ve meşruluğunu es geçiyor. Bence IBM’in müşterilerine böyle bir yaklaşım sergilemesi hiç de basiretli bir hareket değil."
Didio sözlerine şunu ekledi: "IBM’den konumunu güçlü bir şekilde korumasını beklerdim. Netice olarak bence bu noktada IBM’in müşterilerine sadece ‘sizi destekleyeceğiz’ demekle yetinip de bu desteğin nasıl bir destek olduğunu açıklamaması basiretsiz bir yaklaşım. IBM, konumunun tam olarak ne olduğunu söylemelidir. Kendilerini tazmianttan bağışık tutan bir sorumsuzluk zrıhları mı var?"
Didio, eğer IBM desteğini anlatmazsa müşterilerinin kendisine duydukları inancı yitirme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Gartner’ın analizcisi Weiss da şöyle konuştu: "IBM çok akıllıca birkaç pazarlama manevrası yapmak zorunda kalacaktır. Olması gerekenden daha sessiz durdular. Kullanıcılara çözüm ya da seçenek sunmakta pek de yaratıcı olmadılar."
Bununla birlikte Weiss, IBM’in müşterilerini tazminat ödemek durumunda bırakmayacağını zira birisini açık kaynak yazılımından dolayı tazminata tabi tutmanın kolay olmadığını belirtti.
Weiss, IBM’in müşterileri 1,000 kurumsal ortamın her birinde 100’er sunucu barındırsa bunun toplamda, IBM’in teminat altına alması gereken 100,000 sunucu ettiğini söyledi: "Bu rakam kolaylıkla yüz binlerce sisteme de çıkabilir" dedi.
Şirketler ne tepki vereceklerini düşünedursunlar Didio’ya göre gelişmeleri en yakında takip edenler, IBM tarafında bir çıt çıksa duyacak olan Hewlett-Packard, Sun Mikrosistemleri, Oracle ve Microsoft şirketleri. Ancak Microsoft’u saymazsak, Linux2un refahında bu şirketlerin payları büyük.
Didio, geçtiğimiz birkaç yılın IBM’in Web hizmetlerinde, Linux’ta ve küresel hizmetlerde başat şirket haline gelişine tanık olduğunu belirtti.
"Bu, IBM’den yana çıkan ufak bir ‘çıt’" diyen Didio şöyle konuştu: "Microsoft ve Sun şirketleri şimdiden bu davayı kötüye kullanmaya başladılar."
HP, kendisi için oldukça büyük bir Linux işi oluşturdu ancak Dido HP’nin Web hizmetleri alanında kendisini Microsoft doğrultusunda soktuğunu ve küresel düzlemde sadece IBM ile kapıştığı küresel hizmet işiyle övünebildiğini belirtti.
"HP, Oracle ve Intel çok sessiz kaldılar" diyen Didio sözlerini şöyle tamamladı: "Bu da, düşmanımın düşmanı benim dostumdur zihniyetinden dolayı olsa gerek."
Yazılım Savaşları
Sunuculara yönelik işletim sistemlerinde son durum itibariyle dominant işletim sistemi Microsoft’un Windows işletim sistemleridir. Sunucu sıralamasında ikinci sıralamaya yerleşen Linux işletim sistemi, Windows ile birlikte pazar paylarını rakiplerinden almaya başlamıştır.
Özellikle IBM firmasının, sunucularında UNIX işletim sistemini kullanırken ücretsiz olan Linux işletim sistemine geçme kararı almasından sonra, pazar paylarında değişim başlamıştır. İşletim sisteminde UNIX hakim olduğun sunucu piyasasında, pazar payını Linux’a kaptırmaya başlamıştır.
Sorunun Tanımı
Linux savaşındaki asıl sorun, UNIX’in gelirlerinin azalması ve bu gelirleri arttırabilmek amacıyla, Linux’un UNIX’in türevi olmasını bahane ederek Linux’un satışlarından lisans geliri sağlamaktır.
Bu amaçla SCO firması, IBM’i hedef alarak Linux kullanılan müşterilerinden lisans bedeli ücreti almaktır.
Çözüm
İşletim sisteminin temeli olan Linux’un çekirdeğinde, UNIX’in kodlarının kullanıldığı bir gerçektir.
Linux’un çekirdeğinde kullanılan UNIX kodlarından arındırıldığı zaman sorun çözümlenmiş olacaktır.
Bunun için IBM, UNIX temelli kullanmış olduğu işletim sistemlerini kullanan müşterilerinde, UNIX kodlarından arındırılmış Linux işletim sistemlerinin kurulumunu gerçekleştirmek zorundadır.
Buradaki tek sorun oluşacak maliyeti kimin karşılayacağıdır. Lisans sorunu yaşamak istemeyen Linux kullanıcıları olan kurumlar bu maliyeti seve seve karşılayacaktır.
Linux, serbestçe dağıtılabilen, çokgörevli, çok kullanıcılı UNIX işletim sistemi türevidir. Linux, Internet üzerinde ilgili ve meraklı birçok kişi tarafından ortak olarak geliştirilmekte olan ve başta IBM-PC uyumlu kişisel bilgisayarlar olmak üzere birçok platformda çalışabilen ve herhangi bir maliyeti olmayan bir işletim sistemidir.
Linux, 1991 yılında Finlandiyalı bir üniversite öğrencisi tarafından geliştirilmeye başlanmıştır. Linus Torvalds, master projesi için bir işletim sistemi yazmak için kollarını sıvadığı zaman bunun en iyi şekilde yapmanın bir yolu olarak İnternet’te duyurmak olduğunu düşünüp, şu anki açık kodlu Linux işletimi sisteminin temelini atmıştır.
UNIX Nedir?
UNIX 70’li yılların ortalarında büyük bilgisayarlar üzerinde çok kullanıcılı bir işletim sistemi olarak geliştirilmiştir.
Zaman içerisinde yayılmış ve birçok türevi ortaya çıkmıştır. UNIX ismi UNIX Research Laboratories INC şirketinin tescilli markası olduğundan dolayı birçok şirket, aynı temele dayanan işletim sistemleri için değişik isimler kullanagelmişlerdir:
Hewlett-Packard HP-UX, IBM AIX, Sun Microsystems SunOS gibi.
Novell, Microsoft Windows’a alternatif oluşturmak amacıyla 1993 yılında Unix’i satın aldı. Ancak bu yatırımdan bekleneni alamadı ve 1997’de Unix’i tekrar satmak zorunda kaldı. Unix şu an bir başka Utah şirketi olan SCO firmasının tescilli markasıdır.
İşletim Sistemleri
İşletim sistemleri, bilgisayarların çalışması için gerekli yazılımlardır.
İşletim sistemlerinin müşteri kitlesi kurumsal ve ev kullanıcısı olarak iki bölümde toplanır.
UNIX özellikle kurumsal müşterilerin çok kullanıcılı sistemlerindeki büyük bilgisayarlarına yönelik yazılmış bir işletim sistemidir.
UNIX’in türevleri olarak ana bilgisayar işletim sistemi alanında rakiplerinden birisi Novell Netware’dir.
UNIX’in rakiplerinden bir diğeri, Windows NT ile başlayan ve en son Windows 2003 Server’i kullanıma sunan Microsoft firmasıdır.
Linux, ana bilgisayarlara yönelik desteği olan bir işletim sistemi olmasının yanında bedava olması, UNIX’in pazar payını artan bir şekilde kendi lehine çevirmektedir.
Pazar payı savaşının büyük bir bölümü Microsoft’a karşı verilmektedir.
Linux, açık kodlu bedava bir işletim sistemiyse, nasıl gelir elde ediyor?
Linux Gelir Modelleri :
1. Hizmet Destek Sağlayıcı Modeli
Bu modelde şirket yazılım ürününü bedelsiz dağıtır. Şirket karşı tarafa yazılımın kullanıldığı dönemde verdiği destekten, yeni sürüm güncellemelerden, eğitimden para kazanır.
Model RedHat tarafından başarıyla uygulanmıştır ve şirket 5 sene gibi kısa bir süre sonra Nasdaq Borsasında yerini almıştır. RadHat, bütün yazılım ürünlerini GPL lisansı altında dağıtmayı bir iş politikası haline getirmiştir. RedHat çalıştığı şirketlerin istekleri ve dinamiklerine uygun birçok değişik Linux dağıtımı çıkarmaktadır. Bunun yanında sunduğu sertifika programları, yarı iletken sektörüne vermiş olduğu mühendislik desteği diğer gelir kaynaklarıdır.
2. Maliyet Azaltma Modeli
Bu modelde açık kod yazılımı direk kazanç sağlama amaçlı kullanılmaz, yazılım ile ilintili masrafları azaltır. Bilinmektedir ki bir kapalıkod üründe, yazılımı üreten şirkete bağlı kalınmakta ve alınması zorunlu olan destek pahalı olmasının yanında çoğu zaman yetersiz kalmaktadır.
Bunun yanında açık kod bir yazılımın maliyeti düşük ve her bir kopya için ayrı bir ücret vermek gerekmemektedir zira lisansı dolayısıyla ihtiyaç durumunda istenildiği kadar çoğaltılabilir. Bu tür yazılımların açık kod olmasından dolayı desteği herhangi bir yazılımcıdan, haber gruplarından da alabilir.
Bu modelin etkinliği Avrupa Komisyonu, Almanya, Fransa ve İtalya tarafından, yazılım maaliyetlerini düşürmesi bakımından kabul edilmektedir.
3. Donanım Satışı Modeli
Bu model önceki modellerle ilintili olup donanım şirketleri tarafından tercih edilmektedir. Donanım şirketleri için yazılım kar değil, bir gider teşkil etmektedir. Bunun yanında açık kod yazılım sayesinde daha düşük maliyete daha güvenli sürücü ve arabirimler yapabilmektedirler.
Silicon Graphics, bu modelde çalışan bir şirket olup, bir açık kod projesi olan Samba ile çalışmaktadır ve bu yazılımı kendi işletim sistemi olan IRIX’e taşımıştır. Şu an Samba IRIX’lerde standart gelen bir yazılım halini almıştır.
4. Patentli Yazılım Promosyon Modeli
AT&T tarafından tanınan bir iş modelidir. Şirket açık kod yazılımı, patentli ürününün reklamını yapmak için kullanır. Ürününün özel bir versiyonunu açık kod olarak piyasaya sürer. Bunun avantajı, ürününün açık kod camiası tarafından değerlendirilecek olmasıdır, böylece ürün için yeni öneriler, geliştirmeler, bug düzeltmeler olacaktır. Ürünü beğenip de bu özel versiyondan tatmin olmayanlar patentli versiyonunu alacaklardır.
5. Teknoloji Promosyon Modeli
Bu modelde şirket teknolojisinin reklamını yapmak için açık kod yoluna başvurur. Bu modelin bir öncekine göre farkı, ürünün tam versiyonunun açık kod olarak çıkarılmasıdır. Bu durumda şirketin beklentisi teknoloji ile ilintili donanımları, yazılımları satmak ve destek vermektir.
HP’nin "e-speak" ve SUN’ın "Java" teknolojileri için kullandığı yoldur.
6. Yazılım Komisyoncusu Modeli
En başarılı açık kod modellerinden biri olarak kabul edilir. Şirket ürününü açık kod olarak piyasaya çıkarır ve gelişimini sadece bünyesinde barındırdığı programcılara bağlı bırakmaz. Böylece şirket bünyesinde çok iyi programcılar barındırmak zorunda kalmaz. Gelişimini dünyanın herhangi bir yerindeki spesifik bir dalda iyi programcılarla da yapabilir.
Güvenlik şirketi olan SourceForge ve CollabNet’in kullandığı modeldir. Özellikle SourceForge normal şartlarda gelişimi 2-3 sene olarak öngörülen "Snort" I.D.S. çözümünü bu sayede 8 ayda ayağa kaldırmıştır. Sadece iyi programcıları bir nevi komisyoncu olarak kullanmakla kalmayıp, güvenlikle az da olsa ilgilenenleri t-shirt, şapka gibi hediyelerde yazılımın basit modüllerini ve dökümantasyon çalışmalarını ilerletmek için kullanmıştır.
7. Yazılımcı Lisans Modeli
Bu ilginç modelde söz konusu yazılım bireysel ve ticari olmayan kullanım için ORBacus Royalty Free Public lisansı altında bedelsiz verilmektedir. Lisans, kullanıcının programı kendi dinamiklerine göre modifiye etmesine ve istediği gibi ticari olmamak şartıyla dağıtmasına izin verir.
Eğer yazılım ticari olarak kullanılmak istenirse, kullanıcının lisans alması gerekmektedir. Bu durumda kullanıcının yazılımın modifiye edilmiş halini dağıtması, değişikliklerin şirkete bildirilmesi ve onaylanması durumunda gerçekleşir.
"Object Oriented Concepts" (O.O.C.) tarafından "Corba" yı geliştirirken kullanılmıştır. Kopya başına ücretten para kazanmıştır, kullanıcıların geliştirme ve önerilerinden faydalanmıştır.
8. Teknoloji Sponsor Modeli
Asıl amacı para kazanmak olmayan bir modeldir. "Apache" grubu tarafından benimsenmektedir. İlk olarak "Apache" piyasaya sürüldüğünde, çeşitli programcı ve webmaster’lar tarafından bugfixleri yapılmaya başlandı. Daha sonra bu geliştiriciler bir grup olarak koordine çalışmaya başladılar ve bir seneden daha kısa bir süre içinde dünyanın en iyi Web Sunucusunu yaratmış oldular.
Dünyadaki web sunucularının %70’ine yakınını oluşturan böyle bir sunucunun gelişimi kendi iş çıkarlarına uygun olduğu için IBM ve SUN gibi şirketler tarafından sponsorluk adı altında destekleniyor.
9. Kayıp Lider (Loss Leaders) Modeli
Bu modelde ürün, diğer lisansı ürünlerin kullanımını sağlamak için kayıp lider olarak piyasa sürülür. "Netscape" tarafından yıllarca uygulanmış bir modeldir. Kullanıcılara "Netscape" ile kullanılabilen bazı iş ve tüketici kanalları sağlamaktadır. 30 Milyon üyesi bulunan "NetCenter" ürünü ile kullanıcılar kendilerine özelleştirdikleri bilgilerine ulaşabilir, e-posta’larına bakabilmektedir. Bu da "Netscape" ’in asıl kazancını oluşturan reklam şirketlerinin ilgisini çekmektedir.
10. Etkin Reklam Modeli
Bu iş modelinin asıl amacı şirkete, toplumun bakış açısını değiştirmektir. Normal işi yazılım satmak olmayan bir şirket, açık kod olarak bir yazılım piyasaya sürer, dolayısıyla kaybedeceği birşey yoktur. Bu sayede, açık kod ürünlere medyanın böyle bir ilgisinin olduğu dönemde, şirketin bedava reklamı yapılmış olur ve şirket toplum nezninde de iyi bir imaj kazanmış olur.
"Ericsson" tarafından kullanılmış bir modeldir. Telekomunikasyon sistemlerinde kolay bir altyapı sağlayan "Prolog" ile benzer sentaksdaki "Erlang" programlama dilinin kodlarını açmıştır. Sonuçta işi yazılım ürünü satmak olmayan şirketin bundan bir kaybı olmamıştır. Aksine şirketin bedava reklamı yapılmış , "Erlang" birçok geliştirici tarafında geliştirilmiştir.
11. Aksesuar Modeli
Açık kod pazarında kullanılmakta olan bir iş modelidir. Basitçe Linux oyuncak penguenleri, t-shirt’ler, kupalar gibi açık kod yazılımları ile ilgili ürünlerin satışıdır. Bunu kitap satışları da kapsamaktadır. O’Reilly, SSC gibi kitap şirketleri açık kod ürünler ile ilgili piyasaya sürdükleri kitaplardan çok iyi satış elde etmişlerdir çünkü genelde açık kod ürünleri yapanlar, ürün ile ilgili kitap yerine çok ayrıntılı olmayan dökümanlar hazırlarlar, bu da ürün hakkındaki bir kitabı cazip hale getirebilir.
12. Bireysel Başarı Modeli
Açık kod camiasında ün sahibi olmak çoğu programcı açısından cezbedici bir unsurdur. Kritik bir bug’ı düzeltmek, sağlam bir açık kod proje yapmak bu camiada tanınmak için yeterlidir. Buradaki fark, eğer ticari olarak bir şirket altında programı geliştiriyorsanız bu yazılımda şirketin adı olacaktır, ama açık kod camiasında her yazılan kodda, düzeltilen bug’da programcının ismi geçecektir. Camiada oluşan rekabet bazen kim daha optimal ve hızlı bir çözüm yapabilir tarzında yarışların olmasına bile neden olmaktadır. Bu sayede kazanılan ün ve şöhret o kişiye değer katacak, programlama, danışmanlık ve destek olarak kendisine geri dönecektir.
Bu motivasyon unsuru, doğal olarak açık kod yazılımların daha kaliteli olmasını sonucu doğurmaktadır.
Kapalı kod sistemler diğer programcılar tarafından görülemediği için çoğu zaman daha düşük kaliteye sahip olmaktadır.
13. Aktivasyon Promosyon Modeli
Bu modelde şirket açık kod bir projeye sponsor olur. Bu modeli kullanan şirketler genelde bu açık kod proje temelli komple çözümler sunarlar. Model kısa zamanda iyi kalitede bir ürün elde etmek için idealdir. Bunun yanısıra şirketin medya tarafından bedava reklamı yapılmış olur ve popülaritesi artar. "Vovida" firması "VOCAL" ürünü için bu modeli kullanmış, ayrıca açık kod hizmet ve yazılım firması "Lutris" ‘de bu modeli benimsemiştir.
Sorunun Kaynağı
Boies Schiller & Flexner’den Mark J.Heise "SCO’nun, IBM ile yaptığı, yazılım ve alt lisanslama anlaşması ve uzantısındaki anlaşmalar kaynak kodunun ve bundan türetilmiş iş ve yöntemlerin korunmasına dair çok açık maddeler içeriyor. Oysa IBM, AIX kaynak kodları ile Linux’a destek verdi. Yine Unix yöntemlerini kullanarak, Linux’un bedava işletim sistemi olarak gelişmesini hızlandırdı. IBM, Unix kaynak kodları konusunda kesinlikle "kötü kullanım" yaparak, SCO ile anlaşmasını ihlal etti. Bu nedenle SCO’nun, IBM’in AIX’in dağıtımı ve kullanımı haklarını sona erdirme hakkı vardır. AIX bugün, Unix System V işletim sistem kaynak kodlarının korsan türevi haline gelmiş oluyor. Bugün itibariyle kullanıcılar da AIX kullanımlarında yasal olmayan bir iş yapmış oluyorlar" dedi.
SCO, IBM’e karşı 1 Milyar $’lık bir dava açarken, IBM’i de AIX’in dağıtımını durdurmaya, toplanan kopyalarında da yok edilmesi ya da SCO’ya geri verilmesine çağırıyor; "Bu çağırıya uyulmaması, IBM’in AIX’le ilgili işinden dolayı bir kaç milyar $’lık tazminat davası ile karşılaşmasına yol açabilir" diyor.
SCO sözcüsü Blake Stowell "Mahkemeden talep ettiğimiz zararlar, IBM’in 13 haziran itibariyle AIX’le ilgili işinden gelen miktara eşit" diyor. Stowell sektördeki rakamlara göre, IBM’in AIX işinin, 30 milyardan az olmamak üzere 50 Milyar $’a kadar bir hacimde olduğunu söylüyor.
SCO’nun Başkanı Darl McBride "IBM bizim kaynak kodumuzu ve dağıtım anlaşmasını ihlal etmeyi sürdürdü. Geçtiğimiz aylarda, SCO Unix’in haklarını korumak için, lisans anlaşmasının sınırlarını belirleyen adımlar attı. Bugün SCO mahkemeden bu hakların korunmasını talep ediyor. IBM’in bundan böyle AIX satma ya da dağıtma hakkı kalmadığı gibi müşterilerinin de artık AIX kullanma hakkı yok." diyor.
IBM sözcüsü Trink Guarino ise SCO’ya ateş püskürüyor: "SCO iddialarda bulunmaya devam ediyor. Bizim söylediğimiz ise, lisansın geri dönüşümsüz, sürekli ve sona erdirilemez olduğudur" diyor.
SCO, IBM’in Başkanı Sam Palmisano’ya 6 Martta bir mektup göndererek, IBM’in Unix-tabanlı AIX’in açık kaynak hareketine katkıda bulunarak kontrata aykırı hareket ettiğini ikaz etmişti. SCO, IBM ile ortak çalışmaları olan ve İntel tabanlı işlemcili platformlar için ürettikleri 64-bit’lik Unix tabanlı işletim sistemine ait kavramları (Monterey Projesi) da Linux içinde kullanıldığını iddia ediyor. IBM Monterey Projesinde 2001 mayısında ayrılmıştı.
SCO, IBM Başkanına gönderdiği mektupla 100 günlük süreyi çalıştırmış olmuştu. IBM Unix kaynak kod işine Şubat 1985’te, Unix’in hakları AT&T’ye ait iken girmişti. Süre geçen cuma gece yarısı dolmuş oldu. Palmisano’ya gönderilen mektupta, SCO IBM’den Unix lisansını ve AIX işletim sistemini satmaya devam edebilmesi için alması gereken adımları bildirmişti.
SCO’nun 1 Milyar $’lık davanın açıldığı 7 martta, yayınladığı bir açıklamada "SCO, IBM’e, gönderilen mektupta belirtilen, rekabete aykırı hareketlerin durdurulmasını istiyor" diyordu.
SCO’dan Stowell "Unix kaynak kod’larımıza karşı yaptıkları hareketlerini düzeltmeleri gerekiyor. Bunu kesinlikle istiyoruz" diyor.
SCO IBM’in lisans anlaşmasını sona erdirmekle birlikte, AIX müşterilerinin şu anda emniyette olduklarını söylüyor. "IBM’in lisans verdiği müşteriler şimdilik güvende. Bu hep böyle olacak anlamına gelmiyor. Ama şimdilik müşterileri suçsuz olarak değerlendirmekteyiz.
Ancak onlardan beklentimiz, bu sorunu çözmesi için IBM’i itmeleri. IBM’in müşterilerini ve haklarını düşünmeleri gerek." diyor.
Yapılan bir araştırmaya göre, IBM’in AIX ve ilgili konularda 700 kadar patenti var.
SCO, kodları gizlilik anlaşması imzalatarak, çeşitli uzman ve analistlere göstermeye başladı. Stowell, herkese farklı bir bölüm gösterdiklerini, gösterilen bölümlerin ise en az 80 satır içerdiğini bildirdi.
Kullanıcılar Linux Kullanmak için SCO’dan Lisans mı Alacak?
SCO Grubu, Linux konusunda dalgalanmalar yapan bir şirket olmaktan çıkıp, Linux kullanan girişimlere karşı makul bir şekilde kullanabileceği telif haklarıyla donanmış, su katılmamış bir tehdide dönüşüyor. Acaba öyle olacak mı?
"Yakın ve orta vadede, SCO’nun böyle bir yaklaşım içinde göreceğinizi düşünmüyorum." Diyen Yankee Grubu Kıdemli Analizcisi Laura Didio internetnews.com ile konuşmasını şöyle sürdürdü: "Netice olarak SCO bu haklarını kazanca dönüştürmek istiyor."
UnitedLinux grubunun kurucu üyesi olan ve yakın zamana kadar Linux dağıtımcılığı yapan SCO, Mart ayında yasal silahlarını IBM’e karşı kullanıp sözleşmeyi ihlalden ve meslek sırrını ifşadan 1 Milyar $’lık dava açınca Linux ortağını üzdü.
6 Mart’ta SCO, IBM Yönetim Kurulu Başkanı ve İcra Amiri Sam Palmisano’ya yolladığı ihtarnamede, Unix-tabanlı AIX kodunun parçalarını açık kaynak koduna aktarmakla ve de SCO ile IBM’in Intel’e yönelik64-bit Unix-tabanlı işletim sistemi’ni Linux’a geliştirmek için birlikte kurdukları Joint Venture olan Monterey Projesi’ndeki kavramları tanıtmakla IBM’in SCO ile yapmış olduğu sözleşmeyi ihlal ettiği uyarısında bulundu.
SCO’nun iddiasına göre IBM’in açık kaynağa katkı olarak paylaştığı AIX kodu SCO’nun Unix Sistem V’sinden ve UnixWare Fikri mülkiyetinden alıntılanmış bir çalışma olup SCO’ya göre Linux’u Unix’in "izinsiz bir türevi" haline getiriyor. SCO’nun iddialarına göre ayrıca hem bu kod hem de büyük olasılıkla SCO ile sözleşmesi bulunan diğer Unix satıcılarından gelen kod, Linux’un bir girişim-düzeyi işletim sistemi olmasında esaslı öneme sahip olan Linux Simetrik Çoklu-İşlemcilik (SMP) becerisini oluşturmakta kurucu bir unsur teşkil ediyor.
Her ne kadar SCO başlangıçta IBM’e karşı yürüttüğü sözleşme mücadelesini sürdürürken sakin görünüyordu ise de, Linux kullanan şirketlerden 1.350’sine ihtarname yollayıp "Müzik endüstrisindeki benzer emsaller gibi biz de fikri mülkiyet haklarımın ve diğer haklarımızın süregelen ihlaline son vermek için gerekli tüm hukuki yollara başvurmaya hazırız." uyarsında da bulundu. Bir başka deyişle SCO artık Linux kullanmanın korsan yazılım kullanmakla eşdeğer olduğunu iddia ediyor.
SCO Pazartesi günü, telif hakkına dayanan dava açacağını muştulayan Unix Sistem V ve UnixWare kaynak kodunun ABD tescilini aldığı haberini verdi.
SCO Başkanı ve İcra Amiri Darl McBride Pazartesi günü bunu doğrulayarak: "SCO artık son-kullanıcılara karşı geniş haklara sahip" dedi ancak şunun da altını çizdi: "Bu haklarımızı dikkatlice ve makul bir biçimde kullanmak niyetindeyiz."
Bu amaçla SCO Pazartesi günü, Linux kernelinin 2.4 ve sonraki sürümlerini kullanan ticari Linux müşterilerine çalışma-zamanlı, çiftli Linux kullanımı desteği vermek üzere düzenlenmiş UnixWare lisansına dayanarak geliştirdiği yeni bir lisanslama şeması açıkladı. SCO, lisansı satın alan her tür Linux ticari müşterisinin gerek geçmiş telif hakkı ihlallerinden gerekse gelecekteki telif hakkı ihlallerinden, tek-yürütme, çiftli formatta bağışık tutulacağını söyledi.
Fiyatlandırma henüz yapılmadıysa da McBride toplu lisanslamalar için indirim yapılacağı söyledi.
"Niyetleri Linux kullanıcılarına saldırmak" diyen Gartner Araştırma şirketi başkan yardımcısı ve araştırma müdürü George Weiss internetnews.com ile yaptığı konuşmaya şöyle devam etti: "Bu artık iki cepheli bir atılım ve tahminimize göre SCO son kullanıcılarla bireysel lisans sözleşmelerini görüşebilir."
Didio da şunları ekledi: "Linux’un arkasında şu anda çok büyük bir momentum var. SCO tüm bu Linux satıcılarıyla kötü olmak istemez. Odak noktalarını IBM’in özerinde tutmak istiyorlar."
Kullanıcılar SCO’ya Para Ödeyecek mi?
Peki çoğu dünya çapındaki en büyük şirketler olan girişim Linux’u tedarik etmiş olan müşteriler Linux kullanmak için SCO’dan lisans edinip de para vermek isteyecekler mi bakalım?
"Eğer dava konusu geçerlilik kazanırsa ve kullanıcılar ek bir lisans ücreti ödemek zorunda kalırlarsa sadece Linux kullanımlarına bir veri eklenecek ve bu Linux üzerindeki sahiplik haklarını pekiştirecek." Diyen Weiss şöyle devam etti: "ve bu artış fiyata başkaca hiçbir katma değer yüklemeyecek."
Buna rağmen Weiss, en azından bazı şirketlerin bu sıkıntıdan kurtulmak için SCO’ya para ödeyeceğinden ancak diğerlerininse hep birlikte Linux’u bırakabileceklerinden kuşkulanıyor.
"Yolladığımız uyarı yazısını almış olan şirketlerden konuştuklarımın çoğunluğu bu konuda kaygılı" diyor Weiss: "Tam bir karara varmamış ve strateji oluşturmamışlar. Bana öyle geliyor ki birçok şirket SCO ile irtibat kurup görüşme yapmalarına gerek olup olmadığını belirlemek üzere son açıklamaların etkisini değerlendirecek birer şirket içi komite kuracaklardır. Bence bu süreç muhtemelen önümüzdeki birkaç ay boyunca sürecek. Devletler ve ticari girişimler kullandıkları yazılım kodundan dolayı hiçbir hukuki sorumlulukla ve hatta hukuki sorumluluk iddiasıyla karşılaşmak istemezler."
Didio, SCO’dan aldığı bilgiye dayanarak, uyarıyı alan şirketlerin yaklaşık 45 ya da 50 tanesi yani yüzde 3.5 civarı uyarıyı aldıktan sonra SCO ile irtibat kurduğunu ve görüşmeler yaptığını söyledi ve şu yorumda bulundu: "Bence, makul bir maliyet yapısı ortaya koyar da ödeme planlarında ve fiyatlandırmada esneklik niyeti taşırlarsa şansları yüksek olur." ve ekledi: "1,500 üzerinden 50 lisans bile satsak bu bir hayli para eder."
Ancak Giga Bilişim Grubu Analizcisi Stacey Quandt, herhangi birisinin SCO’nun lisansını alacağına inanmanın zor olduğunu söyledi.
"SCO’nun IBM’e karşı yürüttüğü amacı uğruna tehlikeyi göze alma taktiği şu ana kadar başarılı olmuş değil bu yüzden de SCO’nun son taktiği son-kullanıcı müşterilerin peşine düşmektir, ki bu da pek alışılagelmiş bir durum değildir" diyen Quandt internetnews.com ile söyleşisini şöyle sürdürdü: "SCO’nun iddia ettiği şey fikri mülkiyete ve meslek sırrına tecavüz ve SCO, müşterilerin gerçeklerden dolayı değil de iddialardan dolayı kendisine ödeme yapmasını istiyor. Müşteriler hangi tavrı takınanacaklarına karar verirken bu durumu da akıllarının bir köşesinde tutmalıdırlar, ki zaten hiçkimse SCO’ya ileri sürdüğü iddialardan dolayı lisans parası ödeyecek gibi görünmüyor."
Quandt sözlerine şunu ekledi: "Herşeyi tam olan işletmeler iddialardan dolayı satın alma kararı vermezler. Görünen odur ki birçok müşteri mahkemenin sonuca ilişkin kararını bekleyecektir."
Linux Risk Altında
Bununla birlikte sırf bu bekleyiş dahi Linux’a zarar verebilir diyen Weiss, günümüzdeki tüm Linux kullanımının yaklaşık yüzde 60’ı ila 70’inin Web sunucuları ve baskı ve dosya sunucuları gibi nispeten basit nitelikte altyapı uygulamaları olduğunu belirtti.
"Bu kuruluşların etkilenmelerine gerek yok" diyen Weiss şöyle konuştu: "Ancak, veri tabanı uygulamaları üretimi için [Linux kernel] 2.4 ya da daha üst bir sürüm kullananlar kaygılanmakta haklılar."
Ve söz konusu girişim tedarikleri, Linux’un, büyük girişimlerinin ilgisini en çok cezbettiği alanlardan biri.
"Bunun neticesinde, eğer daha hızlı çalışan ve daha yüksek performans gösteren üretim sistemleri olsun istiyorlarsa, bu tür girişimler Linux planlarını ve stratejilerini yeniden değerlendirecektir. diyen Weiss sözlerini şöyle sürdürdü: "Benim tahminime göre bu karar süreci, kaygılar, belirsizlik bu tür uygulamalarda Linux’un tedarik edilişinde yavaşlamaya neden olacaktır. Özellikle önümüzdeki birkaç ay içinde çıkacak olan 2.6 kernel bakımından bu dava Linux piyasası için çok zamansız oldu. İki tane olasılık var: kullanıcılar ya SCO’nun ileri sürdüğü iddiaları duymazdan gelip direnirler ve üzerlerinde belirsizliğin kara bulutları dolaşmasına rağmen sistemlerine Linux tedarik etmeye devam ederler - ki bence birçok ticari girişim ve devlet böylesi bir tavırdan kaçınacaktır - ya da SCO ile masaya oturup SCO’nun iddiasının ne kadar geçerli olduğunu ve lisans ücreti ödemek zorunda olup olmadıklarını değerlendirirler."
Eğer bunlardan ikincisi gerçekleşirse, diyor Weiss, Linux, Unix domain’inde kalabilen ya da Windows’a kapı açabilen uygulamalara sahip altyapı ve Web tedarikleri tarafından küme düşürülüp yüksek-sonlu tedarik pazarını yitirecek.
"Bu durum, Linux pazarını dikey performansa duyarlı olmayan kurulumların ele geçirmesine yol açacaktır" diyen Weiss şöyle devam etti: "Bu da Linux topluluğuna, OSDL yol-haritasına ve girişimlerde Linux’un rolünün önem kazanacağına yönelik hevesleri olan IBM ve diğer şirketlere bir darbe inmesi demek olur."
Gözler Hala IBM’de
Öte yandan, telif hakkı meselesi IBM ile SCO arasında tartışılırken hem Didio hem de Weiss IBM’in izlediği stratejiyi sorguluyorlar. SCO yakın bir zamanda IBM’in AIX işletim sistemi lisansını feshetmiş ama IBM AIX lisansının süresiz ve geri alınmaz olduğunu söyleyerek AIX satışını sürdürmüştü.
"IBM, Linux sattığı müşterilerine sadece ‘sizi destekleyeceğiz’ diyor" diyen Didio şöyle konuştu: "IBM bu davanın bir yere varacağının önemini ve meşruluğunu es geçiyor. Bence IBM’in müşterilerine böyle bir yaklaşım sergilemesi hiç de basiretli bir hareket değil."
Didio sözlerine şunu ekledi: "IBM’den konumunu güçlü bir şekilde korumasını beklerdim. Netice olarak bence bu noktada IBM’in müşterilerine sadece ‘sizi destekleyeceğiz’ demekle yetinip de bu desteğin nasıl bir destek olduğunu açıklamaması basiretsiz bir yaklaşım. IBM, konumunun tam olarak ne olduğunu söylemelidir. Kendilerini tazmianttan bağışık tutan bir sorumsuzluk zrıhları mı var?"
Didio, eğer IBM desteğini anlatmazsa müşterilerinin kendisine duydukları inancı yitirme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Gartner’ın analizcisi Weiss da şöyle konuştu: "IBM çok akıllıca birkaç pazarlama manevrası yapmak zorunda kalacaktır. Olması gerekenden daha sessiz durdular. Kullanıcılara çözüm ya da seçenek sunmakta pek de yaratıcı olmadılar."
Bununla birlikte Weiss, IBM’in müşterilerini tazminat ödemek durumunda bırakmayacağını zira birisini açık kaynak yazılımından dolayı tazminata tabi tutmanın kolay olmadığını belirtti.
Weiss, IBM’in müşterileri 1,000 kurumsal ortamın her birinde 100’er sunucu barındırsa bunun toplamda, IBM’in teminat altına alması gereken 100,000 sunucu ettiğini söyledi: "Bu rakam kolaylıkla yüz binlerce sisteme de çıkabilir" dedi.
Şirketler ne tepki vereceklerini düşünedursunlar Didio’ya göre gelişmeleri en yakında takip edenler, IBM tarafında bir çıt çıksa duyacak olan Hewlett-Packard, Sun Mikrosistemleri, Oracle ve Microsoft şirketleri. Ancak Microsoft’u saymazsak, Linux2un refahında bu şirketlerin payları büyük.
Didio, geçtiğimiz birkaç yılın IBM’in Web hizmetlerinde, Linux’ta ve küresel hizmetlerde başat şirket haline gelişine tanık olduğunu belirtti.
"Bu, IBM’den yana çıkan ufak bir ‘çıt’" diyen Didio şöyle konuştu: "Microsoft ve Sun şirketleri şimdiden bu davayı kötüye kullanmaya başladılar."
HP, kendisi için oldukça büyük bir Linux işi oluşturdu ancak Dido HP’nin Web hizmetleri alanında kendisini Microsoft doğrultusunda soktuğunu ve küresel düzlemde sadece IBM ile kapıştığı küresel hizmet işiyle övünebildiğini belirtti.
"HP, Oracle ve Intel çok sessiz kaldılar" diyen Didio sözlerini şöyle tamamladı: "Bu da, düşmanımın düşmanı benim dostumdur zihniyetinden dolayı olsa gerek."
Yazılım Savaşları
Sunuculara yönelik işletim sistemlerinde son durum itibariyle dominant işletim sistemi Microsoft’un Windows işletim sistemleridir. Sunucu sıralamasında ikinci sıralamaya yerleşen Linux işletim sistemi, Windows ile birlikte pazar paylarını rakiplerinden almaya başlamıştır.
Özellikle IBM firmasının, sunucularında UNIX işletim sistemini kullanırken ücretsiz olan Linux işletim sistemine geçme kararı almasından sonra, pazar paylarında değişim başlamıştır. İşletim sisteminde UNIX hakim olduğun sunucu piyasasında, pazar payını Linux’a kaptırmaya başlamıştır.
Sorunun Tanımı
Linux savaşındaki asıl sorun, UNIX’in gelirlerinin azalması ve bu gelirleri arttırabilmek amacıyla, Linux’un UNIX’in türevi olmasını bahane ederek Linux’un satışlarından lisans geliri sağlamaktır.
Bu amaçla SCO firması, IBM’i hedef alarak Linux kullanılan müşterilerinden lisans bedeli ücreti almaktır.
Çözüm
İşletim sisteminin temeli olan Linux’un çekirdeğinde, UNIX’in kodlarının kullanıldığı bir gerçektir.
Linux’un çekirdeğinde kullanılan UNIX kodlarından arındırıldığı zaman sorun çözümlenmiş olacaktır.
Bunun için IBM, UNIX temelli kullanmış olduğu işletim sistemlerini kullanan müşterilerinde, UNIX kodlarından arındırılmış Linux işletim sistemlerinin kurulumunu gerçekleştirmek zorundadır.
Buradaki tek sorun oluşacak maliyeti kimin karşılayacağıdır. Lisans sorunu yaşamak istemeyen Linux kullanıcıları olan kurumlar bu maliyeti seve seve karşılayacaktır.