ayhanriza
New member
- Katılım
- 27 Ağu 2005
- Mesajlar
- 521
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
LEYLA İLE MECNUN
Mecnun bir gün fırsatını buldu, Leyla ile oturmaya muvaffak oldu.
Leyla, Mecnun'dan bir dilek diledi; “Ey âşık, neyin varsa getir” dedi
Mecnun dile geldi de “ey ay yüzlü; senin aşkınla ne suyum kaldı, ne kuyum” dedi. “Ne ciğerimde birazcık su kaldı benim; ne
geceleri gözüme uyku giriyor.
Aşkın, aklımı yağmaladı; şimdi bir tek canım kaldı; senden bir emir bekliyorum.
Leyla söze geldi de; “ey yiğit, ben senden canını, ne vakit istersem alırım, başka neyin var?” dedi.
Mecnun, Leyla'ya bir iğne verdi, “iki dünyada da şimdi malım mülküm ancak bu” dedi.
“Bütün varlık âleminde mâlik olduğum şey bu, bundan başka elimde avucumda, hiçbir şeyim yok.
Bunu da şunun için yanında taşımaktayım; çölde, ovada çok düşüyorum.
Ey gönül çelen, seni izlerken düşüyorum, gül gibi benim de ayağıma diken batıyor.
Yere düşünce ayağıma batan o dikeni bu iğneyle çıkarıyorum.”
O zaman Leyla Mecnun’a dedi ki; “Şimdiye kadar ben de onu arıyordum, gerçek âşık isen bu iğne, nasıl lâyık oluyor sana?
Ey perişan âşık, benim gibi bir güzeli ararken ayağına diken batarsa, o dikeni iğneyle çıkarmak doğru olamaz, çıkarırsan buna
vefa demezler.
Bir diken ki bu kadar olgunluğa sahip, daima vuslat yolunun kılavuzluğunu ediyor, onu iğneyle çıkarmak yazıktır. Sana gönül
kanını içmekten başka bir şey doğru olamaz.”
Ayağına bizim yolumuzda diken batarsa sen onu, elbisene takılmış bir gül bilmelisin.
Bu yolda gül fidanından da aşağı mısın ki gül elde etmek için bir yıl dikene sabrediyor.
Leyla’nın aşkıyla ayağına batan diken, başkalarının armağan edeceği yüzlerce gül demetinden yeğdir.
Mecnun bir gün fırsatını buldu, Leyla ile oturmaya muvaffak oldu.
Leyla, Mecnun'dan bir dilek diledi; “Ey âşık, neyin varsa getir” dedi
Mecnun dile geldi de “ey ay yüzlü; senin aşkınla ne suyum kaldı, ne kuyum” dedi. “Ne ciğerimde birazcık su kaldı benim; ne
geceleri gözüme uyku giriyor.
Aşkın, aklımı yağmaladı; şimdi bir tek canım kaldı; senden bir emir bekliyorum.
Leyla söze geldi de; “ey yiğit, ben senden canını, ne vakit istersem alırım, başka neyin var?” dedi.
Mecnun, Leyla'ya bir iğne verdi, “iki dünyada da şimdi malım mülküm ancak bu” dedi.
“Bütün varlık âleminde mâlik olduğum şey bu, bundan başka elimde avucumda, hiçbir şeyim yok.
Bunu da şunun için yanında taşımaktayım; çölde, ovada çok düşüyorum.
Ey gönül çelen, seni izlerken düşüyorum, gül gibi benim de ayağıma diken batıyor.
Yere düşünce ayağıma batan o dikeni bu iğneyle çıkarıyorum.”
O zaman Leyla Mecnun’a dedi ki; “Şimdiye kadar ben de onu arıyordum, gerçek âşık isen bu iğne, nasıl lâyık oluyor sana?
Ey perişan âşık, benim gibi bir güzeli ararken ayağına diken batarsa, o dikeni iğneyle çıkarmak doğru olamaz, çıkarırsan buna
vefa demezler.
Bir diken ki bu kadar olgunluğa sahip, daima vuslat yolunun kılavuzluğunu ediyor, onu iğneyle çıkarmak yazıktır. Sana gönül
kanını içmekten başka bir şey doğru olamaz.”
Ayağına bizim yolumuzda diken batarsa sen onu, elbisene takılmış bir gül bilmelisin.
Bu yolda gül fidanından da aşağı mısın ki gül elde etmek için bir yıl dikene sabrediyor.
Leyla’nın aşkıyla ayağına batan diken, başkalarının armağan edeceği yüzlerce gül demetinden yeğdir.