Leo Franco: 'Takım Olarak İyi Yoldayız'

DeeD

New member
Katılım
7 May 2008
Mesajlar
208
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
34


Leo Franco: 'Takım Olarak İyi Yoldayız'

Galatasaray’ın Arjantinli kalecisi Leo Franco, Galatasaray Televizyonu’nda yayınlanan “Son Pas” programına konuk oldu.

Ligde 12 hafta geride kaldı. Bu hafta biraz boşluk oluştu antrenmanlar devam ediyor. Öncelikle takımla ilgili olarak 2 haftalık performans değerlendirmesi alabilirmiyiz?

Takıma baktığımızda gerçekten iyi bir yol içerisinde olduğumuzu görebiliriz. Bir yandan ligde 2. durumdayız diğer yandan UEFA’da bir üst tura çıkmayı garantiledik. Geçtiğimiz haftalarda da Türkiye Kupası’nda bir tur atlama başarısı yakaladık. Dolayısıyla ilerlememiz gereken üç turnuvada da son derece iyi olduğumuzu görüyoruz.

Son Diyarbakırspor maçı ile ilgili neler düşünüyor. Maçın öncesinde de bazı problemler oldu, açıklamalar oldu, kendisi de kuşkusuz basından takip etti. Gergin bir ortamda maça çıkılması beklenirken son 2 günde bir anda bahara dönen yaza dönen bir iklim koşulları diyelim Diyarbakır’da çok güzel bir atmosferde maça çıkılıp Galatasaray’ın yenik duruma düşüp çevirdiği bir karşılaşma oldu. Diyarbakır’daki atmosferi nasıl gördü onun değerlendirmesini de yapabilir mi ?

Diyarbakır’da ortam hiçbir zaman kötü olmadı, gerçekten güzel başlayan maç güzel bitti. Onlar ilk başta buldukları bir kontraatak golüyle öne geçtiler fakat bu bizim oyun düzenimizi düşünmemize neden olmadı, başlangıçtaki oyun tempomuzu devam ettirdik ve daha sonra iki gol bularak galibiyeti sağladık, bizim için önemli olan buydu.

12 maçın tamamında forma giyen tek oyuncu Leo Franco. Mustafa Sarp ve Arda ona yaklaşan dakikalar aldılar yine geride kalan maçlarda. Kendi performansı açısından bize geniş bir değerlendirme yapabilirmi?

Bence her şeyden önce Türkiye’de oynanan futbola alışmaya çalışıyorum. Ve her geçen hafta benim için yeni olan bir çalışma niteliğinden daha da keyif almaya başlıyorum. Şunu kabul etmek gerekir. Her ülkede farklı futbol oynanır. Her ülkenin şartları farklıdır ve her sezon her ülke ya da her ligin kendine has karakteristiği vardır. Hepsi birbirinden farklı geçerler. Ben şu sıra elimden geleni yapıyorum fakat tüm bu farklılıkları aslında göz önünde bulundurmak gerekiyor.

Son 10 yılını İspanya gibi Dünya’nın en pahalı liginde geçiren, Mallorca ve Atletico Madrid’de kaleyi direk koruyan isim olarak o zaman İspanya ile Türkiye arasındaki farklardan bize bahsedebilir mi? Çünkü orada 10 yıl geçirdi, yaklaşık 4 aydır da Türkiye’de.

Futbol tarzları olarak çok benzer olsalarda yani hem İspanya liginde hem Türkiye liginde oyun oynanmaya çalışılıyor. Bu gerçekten çok önemli. Öncelikli farkın hızda olduğunu söylemek lazım. Bunun aslında en büyük sebebi İspanya’daki sahaların daha hızlı futbol oynamaya elverişli olması. İki lig arasındaki en büyük fark sürat fakat Türkiye ligi ile İspanya ligi arasında örneğin bir İspanya ligi ile İtalya ligi veya İspanya ligi ile İngiltere ligi arasında olduğu kadar fark olduğundan söz edemeyiz. Ben en büyük farkı sürat olarak görüyorum.

Türkiye’de çok sayıda deplasman ve şehir görmeye başladı giderek maçlara çıktıkça kafasında oluşan imaj Türkiye hakkında kuşkusuz gelmeden önce bilgi edindi ama geldikten sonra şimdi bu kadar maç atmosferi yaşadı, bu kadar deplasman gezdi, gördü, canlandırdığı Türkiye ile yaşadığı Türkiye ne kadar örtüşüyor birbirine ?

Bugün hiç gitmemiş olsanız dahi birçok ülke, bir çok şehir hakkında gerek internet gerekse diğer yollardan çok fazla bilgi sahibi olma şansınız var. Ben de Türkiye’ye gelmeden önce oldukça geniş bir araştırma yapmıştım. Avrupa’da gittikçe daha fazla tanınan bir ülke Türkiye. Benim daha önce edinmiş olduğu bilgilerle tamamen örtüşen bir görüntü verdi. Ne daha fazla ne daha eksik ben kendi aklımda kendi araştırmalarımda edindiğim bilgileri doğrulayan şeyler gördüm.

Peki meslektaşları ile ilgili neler söylemek ister? 18 takımlı ligimize baktığımız zaman kendisi gibi yabancı kaleciler çoğunlukta, fakat Türk Milli Takımı’nı koruyan kaleciler ya da diğer takımların Türk kalecileri de var. Nasıl gördü Türkiye Ligi’nin kaleci standartını, kaleci ortalamasını? Ve Avrupa’yla kıyaslarsa hangi seviyede görebilir?

İki üç farklı çalışma ya da teknik tipinden bahsedilebilir. Ben Türkiye’deki kalecilerin İspanya’daki oyunculara nazaran ufak tefek teknik farklılıklarının olduğunu görüyorum ama bu zaten son derece normaldir. Örneğin Güney Amerika’dan, aynı ülkeden gelen iki kalecide ufak tefek benzerliklere, diğerlerinden ayrılan farklılıklara rastalamak mümkündür. Ama ne olursa olsun bugün Dünya genelinde kabul görmüş bir çalışma sistemi var. Artık hep aynı şekilde çalışıyorsunuz, saha içinde yaptığınız hareketleriniz sizden vermeniz beklenen tepkiler üç aşağı beş yukarı hep aynı. Benim Türkiye’de gördüğüm kalecilerin tekniği daha çok Coupe’ye benziyor. Örneğin İspanya Lig’inde yer alabileceklerini düşünüyorum. Dünya’nın herhangi bir yerinde de çok farklı adledileceklerini hiç düşünmüyorum. Sonuçta kaleci kalecidir, saha içersinde yapması gereken belli başlı bazı hareketler vardır. Ve hepimiz aynı şeyi yapmaya çalışıyoruz.

Türk Mili Takım savunmasının bir anlamda arkasında oynuyor. Sabri, Hakan, Servet, Gökhan tabi bu oyuncular değişse bile onların alternatifi olan Emre Aşık, Emre Güngör diğerleri Uğur, Caner hepsi milli takım oyuncuları olduğu için, rahatlıkla bu söylemi yapabiliriz. Arkadaşlarıyla bu açıdan uyumu, her geçen gün artan grafikle ilgili neler söyleyecek Franco?

Bence oyuncuların koordinasyon halinde çalışmaları ve bunun için birbirlerini tanımaları çok önemlidir. Devamlı olarak aynı oyun sistemi içersinde oynayan, aynı yerde birbiriyle oynamaya alışık bir oyuncu çizgisini muhafaza edebilmesi gerçekten çok önemlidir. Bu gerek Galatasaray’ın başarısı için, gerek Türk Milli Takımı’nın başarısı için muhakkak çok önemlidir. Galatasaray’a bakarsak bizim bir yandan gerçekten son derece kıymetli ilk on birde yer alan oyucularımız var. Gerekse onların yerini gerektiği zaman alacak çok önemli, çok yetenekli yedek oyuncularımız var. Bunların dışında oyunu her zaman koparabilecek yetenekli oyunculara da sahibiz. Dolayısıyla bence şuan defansta oturmuş, iyi bir çizgimiz var.

Saha içersindeki uyumun, saha dışına yansıması nasıl diye soralım Leo Franco’ya? Arkadaşlık ortamıyla ilgili taraftarlarımıza verebileceği küçük notlar nelerdir?

Saha dışında herşeyden önce tüm soyunma odalarında rastlanabilecek bir temel arkadaşlığımız var. Fakat benim herşeyden önce söylemem gerekirki ben Türkiye’de gerçekten çok sıcak karşılandım. Takım arkadaşlarım beni hemen aralarına aldılar, bana çok büyük yakınlık gösterdiler. Ve bana yapabilecekleri tüm desteği verdiklerini ben gerek sözleriyle, gerekse davranışlarıyla hep zaten hissettim.

Futbolsuz ve maçsız bir haftanın içersindeyiz. Milli takımda olan oyuncular var. Biraz eksik çalışıyorlar. Bu futbolsuz haftayı nasıl değerlendiriyor? Birkaç gün izin yapma şansları olacak.

Herşeyden önce benim ve tüm takım arkadaşlarımızın fiziki kondisyonlarının üzerinde çalışma fırsatı bulduğu bir hafta bu. Milli takımdan dönen arkadaşları bekliyoruzki onlarıda aramıza alıp, bir sonraki hafta oynayacağımız karşılaşmada iyi sonuç elde etmek için yeniden bir takım haline gelebilelim.

Milli Takım’dan bahsetmişken daha önceki yıllarda Arjantin Milli Takımı’nın kalesini başarıyla korudu. Hep kadroda yer aldı, şimdi Maradona’dan böyle bir görev bekliyor mu? 2010 Dünya Kupası Güney Afrika’da?

Herşeyden önce herkesin görevi tabi ki iş yerinde işlerini iyi yapıp daha sonra takdir edilmeyi beklemektir. Ben Arjantin Milli Takımı’yla 5 yıl devamlı yer aldığım dönemde, bir Dünya Kupası birde Konfedorasyon Kupası oynadım. Tabi ki bende çok isterdim bir Dünya Kupası daha oynamak. Fakat şöyle birşey varki Arjantin milli takımı şuanda zaten kurulmuş vaziyette. Dolayısıyla ben zor olduğunu düşünüyorum.

Çok tecrübeli bir kaleci, Galatasaray’da Avrupa sahalarında çok tecrübeli bir takım. Bundan sonra Avrupa Ligi’nin yol haritasıyla ilgili baktığı zaman Şampiyonlar Ligi’nden de takımlar gelecek ve artık hep elit takımlar tur atlamaya başladı. Biraz daha gerçekçi bir hedef olarak bu sene UEFA Avrupa Lig’inde Galatasaray’ın nerelere gelebileceğini düşünüyor takım arkadaşlarıyla beraber?

Biz gerçekten çok iyi bir başlangıç yaptık. Ancak şimdi daha zorlu, iki ayaklı maçların oynanacağı bir döneme giriyoruz. Ve burada gerçek bir gerilim başlayacak. Bu iki maçtan birinde yapcağınız bir hatanın geri dönüşü çok kötü ve bunu toparlamanız çok zor olur. Biz önümüzü görebilmek için Şampiyonlar Lig’inden Avrupa Lig’ine katılacak grupların belli olmalarını ve iki farklı torbanın oluşturulmasını bekleyeceğiz.

İstanbul’da bir Arjantinli olmak nasıl bir duygu, neler yapıyor boş vakitlerinde, alıştımı kente? Çünkü İstanbul’u sevdiğini biliyorum ama birazda kendi cümleleriyle ifade ederse, neler söyleyecek İstanbul’daki yaşantısıyla ilgili?

Bir insanın hayatı aslında bir ülkede veya bir diğerinde çok değişmez. Ama İstanbul’da herkes nasıl yaşıyorsa bende öyle yaşıyorum. Yani burada herkes gibi normal, sade bir yaşantıyı sürdürüyorum.

Taraftarlar onu gördüğü zaman tepkileri nasıl, taraftarlarla etkileşimi, iletişimi nasıl?
Her yerde gördüğüm son derece düzgün bir tavırla karşılaşıyorum taraftarlarımızla karşı karşıya geliğimizde. Diğer arkadaşlarımızla kıyasladığımızda ben biraz daha içine kapanık, biraz daha mesafeli ve biraz daha kontrollü gibiyim. Fakat ben hep böyle oldum. Ama tüm Dünya’da daha öncede gördüğüm yakınlığı burdada gördüm.

Galatasaray.org​
 
Geri
Üst