türk ocağı
serdengeçti
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Sekreteri Yalçın Topçu, bazı rektörlerin çok yüksek miktarda aylık gelire sahip olduklarını belirterek, başörtüsü özgürlüğünü bahane edip üniversitelerdeki demokratik ortamı sabote eden yasakçı rektörlerin asıl korkusunun, koltuklarını ve bu imkânları kaybetmek olduğunu söyledi. Topçu, aylık ücret geliri afaki miktarlara ulaşan rektörler olduğunu belirtti.
BBP Genel Sekreteri Yalçın Topçu’nun basın açıklaması
Bazı rektörlerin aylık gelirlerinin, Başbakan, Cumhurbaşkanı, YÖK Başkanı maaşından kat be kat fazla olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Maaş, döner sermaye, ek ders ücreti ve çeşitli ödeneklerle birlikte rektörlerin aylık gelirlerinin 30-40 bin YTL’ ye ulaştığı bir ülkenin ‘sosyal devlet ve adaletli paylaşım’ ilkeleri ciddi anlamda sorgulanmaya ve tartışılmaya muhtaçtır.
Toplumumuzun ezici çoğunluğu, ekonomik darboğaz içerisinde yaşayıp ay sonunu getiremezken, bazı rektörlerin aşırı bir aylık gelire sahip olması ülkemizdeki gelir adaletsizliğin ibretli bir örneğini sergilemektedir. Buna rağmen bazı rektörler, aldıkları maaşı yeterli bulmayıp, hükümetten öğretim üyelerine ek zam yapılmasını isteyerek, kendi aylık gelirlerini daha da fazlalaştırma hesabı ve yüzsüzlüğü geçtiğimiz aylarda gösterebilmişlerdir.
Bir örnek verecek olursak, adı bizde saklı bir üniversite rektörünün tahmin edilen aylık geliri şu şekildedir:
Rektör maaşı: 7.500 YTL (tazminatlar içinde)
Döner sermaye geliri: 20.000 YTL
A.Ç.Ü’den aldığı prof. unvanı:4500 YTL (Rektörün kadrosu halen A.Ç.Ü’de)
Ek ders ücreti geliri: 4500 YTL
Yol harcırahı:2500 YTL
TOPLAM: 39.000 YTL
Döner sermaye gelirlerindeki yüksek miktarlar dikkate alınırsa büyük şehirlerdeki üniversitelerin bazı rektörlerinin 60-70 bin YTL’ye kadar yükselen aylık gelire sahip oldukları iddia edilmektedir. En yüksek aylık gelire sahip rektörün ise ODTÜ Rektörü olduğu tahmin edilmektedir. Rektörlerin aylık gelirlerini yükselten en büyük kalem, özellikle üniversite hastanelerinden gelen döner sermaye gelirleridir. Rektörler bir doktor gibi hastanede çalışmazlar ama döner sermayeden aslan payı alırlar denilmektedir.
Bütün bunların yanında, üniversitelerin oldukça yüksek olan bütçeleri üzerinde de son sözü rektörler söylemektedir.
BBP olarak, rektörlerden bu imtiyazlı durumun sebeplerini bizzat kendilerinin kamuoyu ile paylaşmalarını; Başbakan Erdoğan’dan ise bu konu hakkında neler düşündüğünü ve ne tür düzenleme yapılacağını kamuoyuna açıklamasını talep ediyoruz
Şimdiye kadar bu konularda rektörler hep susmuştur. Yoksa bazı yasakçı rektörlerin, totaliter bir laikçilik yaparak suni krizler çıkarıp, üniversitelerdeki demokratik ortamı sabote etmelerinin sebebi bu ekonomik imkânları kaybetme korkusu yaşamaları mıdır?
Devletinin ve milletinin faydası için mücadele ettiklerini her fırsatta dile getiren rektörlerin, aylık ne kadar gelir elde ettiklerini bütün ayrıntısıyla kamuoyuna açıklamaları gerekir.
Bu rektörlerden, ‘laiklik bahane, maaşlar şahane’ şeklindeki kamuoyu vicdanında oluşan rahatsızlığı giderecek, gerçekçi ve tatminkâr cevaplar bekliyoruz. Bu konuyu parti olarak TBMM gündemine taşıyacağımızı da ifade ediyoruz.
BBP, hükümet tarafından daha önce defalarca deklare edilen YÖK ve üniversiteler hakkındaki düzenlemenin bir an önce TBMM’ye getirilerek, bu adaletsizliğe bir son verilmesini istemektedir. Diğer konularda olduğu gibi bu konuda da adaletin tesis etmesi için BBP, her platformda destek olacağına Büyük Türk Milleti’nin önünde söz vermektedir.
Saygılarımla…
BBP Genel Sekreteri Yalçın Topçu’nun basın açıklaması
Bazı rektörlerin aylık gelirlerinin, Başbakan, Cumhurbaşkanı, YÖK Başkanı maaşından kat be kat fazla olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Maaş, döner sermaye, ek ders ücreti ve çeşitli ödeneklerle birlikte rektörlerin aylık gelirlerinin 30-40 bin YTL’ ye ulaştığı bir ülkenin ‘sosyal devlet ve adaletli paylaşım’ ilkeleri ciddi anlamda sorgulanmaya ve tartışılmaya muhtaçtır.
Toplumumuzun ezici çoğunluğu, ekonomik darboğaz içerisinde yaşayıp ay sonunu getiremezken, bazı rektörlerin aşırı bir aylık gelire sahip olması ülkemizdeki gelir adaletsizliğin ibretli bir örneğini sergilemektedir. Buna rağmen bazı rektörler, aldıkları maaşı yeterli bulmayıp, hükümetten öğretim üyelerine ek zam yapılmasını isteyerek, kendi aylık gelirlerini daha da fazlalaştırma hesabı ve yüzsüzlüğü geçtiğimiz aylarda gösterebilmişlerdir.
Bir örnek verecek olursak, adı bizde saklı bir üniversite rektörünün tahmin edilen aylık geliri şu şekildedir:
Rektör maaşı: 7.500 YTL (tazminatlar içinde)
Döner sermaye geliri: 20.000 YTL
A.Ç.Ü’den aldığı prof. unvanı:4500 YTL (Rektörün kadrosu halen A.Ç.Ü’de)
Ek ders ücreti geliri: 4500 YTL
Yol harcırahı:2500 YTL
TOPLAM: 39.000 YTL
Döner sermaye gelirlerindeki yüksek miktarlar dikkate alınırsa büyük şehirlerdeki üniversitelerin bazı rektörlerinin 60-70 bin YTL’ye kadar yükselen aylık gelire sahip oldukları iddia edilmektedir. En yüksek aylık gelire sahip rektörün ise ODTÜ Rektörü olduğu tahmin edilmektedir. Rektörlerin aylık gelirlerini yükselten en büyük kalem, özellikle üniversite hastanelerinden gelen döner sermaye gelirleridir. Rektörler bir doktor gibi hastanede çalışmazlar ama döner sermayeden aslan payı alırlar denilmektedir.
Bütün bunların yanında, üniversitelerin oldukça yüksek olan bütçeleri üzerinde de son sözü rektörler söylemektedir.
BBP olarak, rektörlerden bu imtiyazlı durumun sebeplerini bizzat kendilerinin kamuoyu ile paylaşmalarını; Başbakan Erdoğan’dan ise bu konu hakkında neler düşündüğünü ve ne tür düzenleme yapılacağını kamuoyuna açıklamasını talep ediyoruz
Şimdiye kadar bu konularda rektörler hep susmuştur. Yoksa bazı yasakçı rektörlerin, totaliter bir laikçilik yaparak suni krizler çıkarıp, üniversitelerdeki demokratik ortamı sabote etmelerinin sebebi bu ekonomik imkânları kaybetme korkusu yaşamaları mıdır?
Devletinin ve milletinin faydası için mücadele ettiklerini her fırsatta dile getiren rektörlerin, aylık ne kadar gelir elde ettiklerini bütün ayrıntısıyla kamuoyuna açıklamaları gerekir.
Bu rektörlerden, ‘laiklik bahane, maaşlar şahane’ şeklindeki kamuoyu vicdanında oluşan rahatsızlığı giderecek, gerçekçi ve tatminkâr cevaplar bekliyoruz. Bu konuyu parti olarak TBMM gündemine taşıyacağımızı da ifade ediyoruz.
BBP, hükümet tarafından daha önce defalarca deklare edilen YÖK ve üniversiteler hakkındaki düzenlemenin bir an önce TBMM’ye getirilerek, bu adaletsizliğe bir son verilmesini istemektedir. Diğer konularda olduğu gibi bu konuda da adaletin tesis etmesi için BBP, her platformda destek olacağına Büyük Türk Milleti’nin önünde söz vermektedir.
Saygılarımla…