Kurt Feodalizmi ...

Kurt sorununu anlayabilmek oncelikle Kurt feodal yapisini anlayabilmekten gecer. Iste Kurt Feodalizmi dedigimiz olay :goz:

kürt feodalizmi bu ülkenin en büyük sosyal sorunlarından birisidir. ne yazık ki, ülkenin toplum bilimci akademisyenleri bu konuya pek ilgi göstermemiştir. bu konunun sahipsizliğinin bir diğer ispatı da, bu başlığının sözlük açıldıktan tam 6 sene sonra dolmasıdır. üstelik de sözlükteki onca sosyoloğa rağmen bir mühendis tarafından. neyse amacımız tereciye tere satmak değil o da biline. sözlüğün ersatz yuppie akademisyenleri (bu başlığın dolu olması ise ayrı bir trajedi, bir çeşit özeleştiri herhalde) konuyla ilgilenmiş olsalardı ben de haddimi bilecektim elbette.

feodalizm hakkında bilgi için (bkz: feodal toplum:http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=feodal+toplum) , (bkz: feodalizm:http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=feodalizm)
kürt feodalizmine girmeden evvel kürtleri tanımak gerek. (bkz:http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=kurtler/@galatyphoon )

yine de kısaca bahsetmek gerekirse, kürtler tahmini olarak m.s. 6-10.yy arası kuzey ve orta iran’dan anadolunun güneydoğusuna göç ettiği düşünülen hint-aryan kökenli bir ırktır. kürtler büyük oranda hayvancılıkla uğraşırlar. bu yüzden yüksek düzlüklerde ve dağlarda yaşarlar. dağ olgusu o kadar güçlüdür ki, kürt mitolojisine dahi girmiştir. kürtlerin dağlık bölgelerde yaşamaları, onları merkezi yönetimin etki alanından bir nebze olsun çıkarmış ve yerel feodal güçlerin etkin olmasına sebep vermiştir.

coğrafik sebepler dışında feodalizmin etkin olmasının en az onun kadar etkili başka sebepleri de vardır. hint aryan ırklarının sosyokültürel olarak feodalizme yatkın olmaları, tarihte stratejik sebepler ile bölgede hiçbir devletin tam olarak hakimiyet kuramaması diğer etkenlerdir.

son maddeyi açmak gerekir. kürt aşiretleri osmanlı ve safeviler (iran’da kurulu alevi/şii türk hanedanlığı) arasındaki anadolya hakim olma mücadelesini çok iyi değerlendirmiş böylece osmanlı hanedanının bölgede merekezi yönetmi etkin hale getirmesini engellemiştir. (merkezi yönetim ile feodalizm tezat şeylerdir. çoğu zaman birinin olduğu yerde diğeri olamaz yada güçlü olamaz.) kürtler tam olarak anadolu ile safeviler arasında sınır gibiydiler. osmanlı, safevilerin anadoluda mukim alevi türkmenler üzerinde etkili olması engellemek için sünni kürt aşiretleri ile ittifak yapmış, onları safeviler ile alevi anadolu türkmenleri arasında doğal bir tampon olarak kullanmıştır. bunun karşılığında osmanlı aşiret liderlerinin bölgedeki hegomanyasına karışmamış böylece aşiret düzeni bölgede iyice semirmiştir. bu üç adet oyucunun olduğu oyuna çok iyi dikkat etmek gerekir. bu basit bir tarihsel vaka değildir. sırayla gidersek;

osmanlı – aşiretler – safeviler
osmanlı veya türkiye – aşiretler – emperyalist güçler
türkiye – aşiretler – pkk

görüldüğü üzere aşiretler ne yapıp ne edip bu oyunda merkezi hükümet ile teke tek kalmamayı başarmış böylece dengeyi sağlamıştır. merkezi hükümetler bu oyuna ister istemez gelmiş, aşiret düzeni bir türlü yıkılamamıştır. bu konu için (bkz: kürt sorunu:http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=kurt+sorunu/@galatyphoon)

konuya geri dönersek, feodal güçler yöre halkı üzerindeki hegomanyalarını kaybetmemek için faydalı olası her stratejiyi kullanmıştır. töre baskısı yada dini baskı bunların arasındadır.

kürt feodal sistemi o kadar etkin olmuştur ki, töre denilen sosyal olgu dahi feodalizmi desteklemek üzere inşa edilmiştir. kürt toplumu için töre herşey demektir. gündelik yaşamdan, evliliğe, ticaretten, bir babanın çocuğunu toplum içinde nasıl sevmesi gerektiğine kadar her alanda yazılı olmayan feodal kurallar işler. bölgede herşey feodal sisteme uygun işler, en ufak uyumsuzluğa tahammül gösterilmez. söz gelimi hayvancılık için çok önemli olan otlakların nasıl paylaşılacağı tamamen aşiret düzeni içinde belirlenir. hiçbir istisanaya müsade yoktur, mesela vaktinde hakkari yüksekova’da nehil ırmağın etrafındaki bataklıkların kurutulup otlak olarak bazı köylülere verilmesi gündemdeydi. aşiret liderleri ne yapıp ne edip bunu engellediler. çünkü bu bölgedeki iktidar yapısını değiştirecekti.

töre namına ne kadar kural varsa hepsinin feodal yapıyı güçlendirdiğini kolayca görebiliriz. misal kürtlerde amca kızı yada baba tarafı kuzenleri ile yapılan evlilikler bütün evliliklerin % 40’ı kadardır. amca kızı yada kuzen olmasa dahi evliliklerin nerdeyse tamamı aşiret içinden olur. kürt olmayan (misal bir türk) biri ile yapılan evliliklerin oranı o kadar düşüktür ki, bu tür bir evlilik çevrede sansasyon yaratır (kasabalarda bu evliliklerin oranı bir miktar daha yüksektir). bunun sayesindedir ki, belirli bir bölgede mülkiyet aşiret içinde kalır, yabancılaşma ve asimilasyon engellenmiş olur. böylece feodal yapı dağılmaz.

kürt feodal düzeninde hiyerarşiyi tanımlarsak (sömürü piramidi);

aşiret ağası
melalar, şıhlar (dini liderler)
kabile reisi (aşiretin bir alt birimi kabiledir)
hane reisi
hanenin yetişkin/evli erkekleri (malxo)
evin en kıdemli kadını (kebani)
küçük erkek çocuklar
evlenmemiş kızlar (çocuk yada genç)
evin gelinleri
bebekler

genel kanı bu düzenin tek sömürücülerinin aşiret reisleri olduğu yönünde olsa da, bu çok büyük bir yanılgıdır. zannımca hane reisi ve daha üstte bulunan birimler, bu düzende verdiklerinden çok daha fazlasını alıyorlar. yani bir erkek doğduktan sonra hane reisi oluncaya kadar sömürülen, hane reisi olduktan sonra da sömüren statüsüne geçiyor. bu yüzden genç kürt erkekleri olabildiğince çabuk hane reisi olmak, hane reisi olanlarda evli oğullarının, evlerini ayrımasını olabildiğince uzatmak gayesindedirler. (klasik bir kürt hanesinde, anne-baba, evli erkek çocuklar, eşleri ve bunların çocukları, evlenmememiş kızlar ve diğer çocuklar hep beraber otururlar. çoğu zaman amca tarafı da bu haneye katılabilir)

kürt feodal sisteminde en tepede aşiret liderleri varsa an aşağıda kürt kadınları (bebeklerden sonra) vardır. bu bahsedilmesi gereken bir konudur. kürt kadınlarının kendilerine yönelik bu baskıdan kurtulmak için, en kabul gören yeteneğini yani doğurganlığını bir silah olarak kullanır. aslında bu da dolaylı olarak feodalizme hizmet eder. gerçekten de feodalist düzende bir çok kere üremek/çoğalmak desteklenir. eve yeni gelin gelmiş ve evde en düşük sosyal statüde (çocuklardan bile düşük) olan gelin statüsünü yükseltmek ve kebani yani en yüksek statülü kadın olmak için çok çocuk özellikle de erkek çocuk sahibi olmak zorundadır. çok çocuk sahibi olmak feodal düzende;

- hane reisi için daha çok hizmetkar yada bir nevi işçi anlamına gelir. tıpkı aşiret ağasının haneleri sömürmesi gibi hane reisi de kendisinin altındaki bireyleri sömürür. onları kendi malı gibi görür. erkek yada kız fark etmez. erkek çocuk olsanız dahi babanız için çalışmak zorundasınızdır. bu anlayış her türlü sosyal yaptırım ile desteklenir. mesela bir kürt atasözü “kureki ku ji bo bavê xwe dixebite, ji bo nefsa xwe dixebita” der ki, “babası için çalışan oğul, kendisi için çalışıyordur”. bu sebeple baba olabildiğince evlenen oğlunun evini ayrımasına izin vermez. bir adamın erkek çocuğu ne kadar çabuk yetişkin* çocuğu olursa o kadar işlerden kaytarır. kendisini köy kahvesine daha fazla atabilir, daha fazla aylaklık yapabilir.

- hane reisi ve aşiret için çok nüfus güç demektir. ne kadar çok nüfusunuz varsa olası bir çıkar çatışmasında o kadar çok arkanız var demektir. tamamen fiziksel şiddete dayalı olan bir sistemde arkası olmamak acınası, zavallı bir halde sömürülmek demektir.

- aşiret düzeninin sömürücüleri, nüfus fazla oldukça merkezi hükümetin bölgede daha fazla zorlanacağını iyi bilirler. çok çocuk demek, eğitimsizlik yani cahillik demektir. cahillik ise düzenin devamı demektir.

- en temelde evin gelini için çocuk bir nevi rütbe demektir. hiyerarşinin en altında bulunan kadın için baskıdan biraz olsun kurtularak, saygı duyulmanın tek yolu olabildiğince çocuk yapmaktır. esasında bu da bir çeşit sömürüdür. bu sebeple bebeğin yeri piramitte annesinin altıdır. gerçekten de, yeni doğan çocuk 2-3 yaşına gelinceye kadar aileden sayılmaz, kendisine isim dahi verilmez.

- söz konusu piramitte her zaman için aşağı doğru indikçe nüfus artar. yani bir aşirette, sadece bir tek aşiret reisi varken, bir kaç tane kabile reisi ve şıh, yüzlerce hane reisi, daha aşağı unsurlardan ise, aşağı doğru gittikçe artmak ana kural olmak üzere binlerce vardır. bu kural unutulmaması gereken bir kuraldır, her zaman için sömürülenler, sömürenlerden sayıca daha fazla olmalıdır. bu yüzdendir ki, çok çocuk yapmak sömürülen sayısının artması için gerekli şarttır.

bütün bu sebepler birleşince, bölgede % 3,5’lara varan inanılmaz düzeyde bir nüfus artışı ortaya çıkıyor. bırakın bu kadar fakir bir bölgeyi, bu oran bir çok petrol zengini ülke olan ortadoğu bölgesinde dahi bir rekordur. sürdürülmesi imkansızdır.



bir süre sonra ülke bütçesinde çok büyük gedikler açılacak. daha da önemlisi çok büyük sosyal sorunlar çıkacaktır. bu da kürt feodalizminin zararlarının artık bölgesel nitelikten çıkıp ulusal bir sorun olduğunun kanıtıdır.

feodalizmin batıya ihracı, üzerinde durulması gereken çok önemli bir konudur. 1980 sonrası feodal kürtlerin batıya göçleri hızlandı. giderek daha fazla bireyselleşen ülkenin batısına feodal bir ailenin göçmesi tam anlamıya züccaciye dükkanına giren fil misali gibidir. doğuda aşiretlerin çıkar çatışmaları söz konusu olduğunda en azından bir aşiret aşirete karşı mücadele eder. fakat batıya göçmüş bir aşiret karşısında aşiretleri değil savunmasız ve şiddetin değil hukuğun üstünlüğüne inanmış bireyleri bulur. eğer türkiye’de hukuğun bu gibi durumlarda zayıf kaldığını düşünürseniz, aşiret ile yüzyüze kalmış bireyin haklarından vazgeçmesi ve bir nevi serf durumuna düşmesi kaçınılmaz sondur. gerçekten de bu süreç bir çok bölgede yaşanmıştır. mesela güney bölgelerdeki turistik kasabalarda orta ve küçük çaplı turistik işletmelerin (küçük oteller, restoranlar, plajlar vs vs) çoğu baskı ve tehdit ile bu aşiretlerin eline geçmiştir. hatta yerel halk işten tamamen çekilmiş, tıpkı güneydoğu anadoluda olduğu gibi aşiretler artık kendi aralarında çatışır olmuştur.

http://www.hurriyetim.com.tr/...~2@nvid~610390,00.asp

güneydoğuda kaçakçılık ve uyuşturucu ticaretinin kürt feodal sistemini besleyen bir damar haline geleli 25 seneden fazla oluyor. batıya göç eden aşiretler ise mafyalaşarak sadece üretimi yada kaçakçılığı değil sokakları da ele geçirmek için çabalamaktadırlar. bu çaba sadece türkiye’de değil avrupa’da da görülmektedir. ayrıca kapkaç, hırsızlık, değnekçilik gibi adi suçlarda aşiretler olmasa bile yine bölgedeki feodal sistemin sonucu olarak ortaya çıkan sokak çocukları sorunu ile ilintilidir. güneydoğuda bir çok aile çocuklarını bu tür çetelere para karşılığı vermekte yada çeteler çocukları kaçırıp kapkaça ve hırsızlığa zorlamaktadır.

http://www.sabah.com.tr/2004/12/08/gnd101.html
http://www.tempodergisi.com.tr/...lum_politika/06149/
http://www.aksiyon.com.tr/...=14434&yorum_id=1820
http://www.hurriyetim.com.tr/...~1@nvid~552793,00.asp

bütün bu olaylar her geçen gün şiddetlenerek devam etmektedir. batı insanının bu insanlara tepkisi ırkçılık olarak olmakta bu ise aşiret bireylerinin aşiretten çözülmesini engellemekte feodal düzenin şehirlerde de devam etmesine neden olmaktadır. bu da biz ve siz kavramını her iki taraf için de güçlendirmekte ve batıya göç eden kürtlerin bile asimile olmasını engellemektedir. hatta bu ayrım o kadar şiddetlidir ki, çoğu zaman büyük şehirlerde kürt milliyetçiliği güneydoğuya göre daha güçlüdür.

son olarak kürt milliyetçiliği yada pkk ile kürt feodalizmi arasındaki ilişkiyi incelersek, kürt feodalizminin hem kürt milliyetçiliğini beslediği ve desteklediğini hem de bu vakte kadar bölgede bağımsız bir kürt devletinin kurulmasının önünde en büyük engel olduğunu görüyoruz. bunda şaşılacak bir şey yoktur. yazının başında bahsedilen 3 kutuplu oyunda ne ankara ne de pkk tam anlamıyla başarılı olacaktır. bu oyunda nash dengesi şu anki düzenin devamı üzerine kurulmuştur. oyunun şartları değişmediği sürece yeni bir denge kurulmasını beklemek oyun teorisine aykırıdır. bu düzen sadece aşiretlerin yararınadır. ayrıca giderek daha fazla ülkenin batısında çıkar elde eden aşiretler için türkiyeden kopmak çıkarlarına terstir (bu durum değişebilir). öte yandan pkk’nın yada kürt milliyetçilerinin mücadeleyi kaybetmesi yada yok olmaları da işlerine gelmez çünkü böyle bir durumda merkezi hükümet ile pazarlık kozunu kaybetmiş olacakları için merkezi yönetim feodal düzeni yıkarak onları yok edecektir. ayrıca kürt feodalizmi hizipçilik üzerine kurulmuştur. bölgedeki aşiretlerin her birinin çıkarları çatışır. bu sebeple ne hepsi kürt milliyetçisi olur ne de devlet yanlısı olurlar. bu feodal sistem gereğidir. hatta bazı aşiretler zaman zaman kürt milliyetçisi (barzanici) rolüne bürünmüş, başka zaman da sıkı şekilde devlet tarafına geçmiştir. bunda şaşılacak bir şey yoktur, aşiretler söz konusuysa kaypak bir zemine alışmak gerekir.

türkiye yöneticileri ne yazık ki, bu oyuna gelmişlerdir. bölgedeki korucu uygulaması buna örnektir. halbuki bizim politikamız feodal sistemin olabildiğince çabuk yıkılması, bölge insanının medenileşerek ulus devlet içinde hızlı bir asimilasyonu üzerine olmalıydı. fakat ne yazık ki türk eğitim sistemi feodal çarklar sebebiyle bölgeye girememiş, bölge türkiye’ye bağlı olmasına rağmen çoğu yerde türkçe bilen insan sayısı 15-20 %’yi geçmemiştir. neredeyse 1000 senedir (bunun 500 senesi türk yönetimi altında) beraber yaşadığımız insanlara türkçe öğretememişsek çuvaldızı (hatta mümkünse daha kalın bir şeyi) kendimize batırmamız gerekir. aşirete karşı aşiret politikası artık iflas etmiştir. bu politikanın terk edilmesi gerekmektedir....
 
Tespit yukarida simdi de cozum arayislari...
özellikle kürt feodalizmini anlamadan bu sorunu çözmek mümkün değildir.

kürt sorunu, kürt feodalizminin, merkezi yönetim ve kendi arasındaki mücadelede, merkezi yönetimin elini zayıflatmak için bizzat emperyalist devletler ve kürt feodalleri tarafından icat edilmiş bir sorundur. böylece kürt feodalleri merkezi yönetimin gazabından kendilerini korumuş, sömürüye dayalı düzenlerinin devamını sağlamıştır. bu düzen dolaylı da olsa kürtlerin asimile olmasını ve ulus devlete entegre olmalarını engellemiştir.

türk tarafı da, bu düzene hizmet edecek yanlış politikalar gütmüş, hem feodal düzenin devamını sağlamış hem de dolaylı da olsa kürt milliyetçiliğinin gelişmesine sebep olmuştur.

aşiretler, merkezi yönetim ne zaman bölgede aşiret çıkarlarına ters hareket etse kürt milliyetçiliği kisvesi altında isyan çıkarmış böylece merkezi yönetimi bölgede sindirmiştir. merkezi yönetim de, bu oyuna gelmiş, güya kürt milliyetçisi aşiretlere karşı yine güya devletçi aşiretleri kollamıştır. mesela korucular bu politikanın bir eseridir. bir aşiretin kürt milliyetçisi (barzanici) yada devletçi olması tamamen konjonktüre bağlıdır. bu seçimin altında fikri derinlik aramak bölgeyi tanımamak demektir. şöyle ki;

söz gelimi hakkari’de 6 tane büyük aşiret vardır*. bunlar;

baskê çep (sol kanat)
ertuşi
jirki
diri

baskê rast (sağ kanat)
pinyanişi
oramari
dorski

burada sol-sağ siyasi anlamda sol-sağ değil, aşiret gruplaşmasını gösterir(milan-zilan hikayesi). pinyanişi aşireti isyanlara katılmamış bunun karşılığında devletten çıkar elde etmiştir. buna karşılık diğer cenahtaki aşiretler ise zaman zaman kürt milliyetçiliği gütmüşlerdir. fakat zaman zaman devletçi göründükleri de olmuştur. pinyanişi aşireti ile aynı tarafta olan oramari aşireti 1930’da oramar isyanını çıkartmış olsa da artık devlete bağlıdır. işte bu nokta bize aşiretlerin devlet tarafında yada pkk tarafında olmalarının tamamen konjontürel nedenleri olduğunu gösteriyor. oramari vaktinde isyan etmiş bile olsa şimdi devlet tarafında olabilirken, ertuşi şimdi kürt milliyetçisi olarak bilinse bile duruma göre her an devlet tarafına geçebilir. yani ne devlet ne de pkk hiçbir zaman aşiretlerin tamamını kendi taraflarına çekemeyecektir. bu düzenin tabiatına aykırıdır. çünkü aşiretlerin çıkarları çatışır. bu yüzden hiçbir zaman hepsi aynı tarafta olamazlar. işin ilginç yanı pkk da, devlet de bunu bilir ama her ikisi de sadece kahrolsun aşiret düzeni diye slogan atsalar da, düzenin devamına politikaları ile destek verirler.

görüldüğü gibi sorunun çözümü için bölgede feodalizmin yıkılması gerekir. kürt feodalizmi yazısında, bu düzenin en altında kadınların olduğu belirtilmişti. işte bu nokta kilit noktadır. aşiret düzenini yıkmak isteyenler (gerek devlet gerek diğer güçler) hep piramidin en tepesine yani aşiret liderlerine odaklanmıştır. halbuki bir lider gider diğeri gelir. eşek çok olduktan sonra ona semer vurmak isteyen eksik olmaz. aşiret düzenine karşı uygulanacak strateji kadınlar üzerine ve sülale tipi aile yerine çekirdek aileyi kurmak üzerine olmalıdır. yani kadınlar statü atlatılmalı, böylece piramidin yapısı bozulmalıdır. bu beslenme piramidinin en altında bulunan bitkilerin yok edilmesi (benzetmede kadın sömürüsünün durması) ile bütün ekosistemin yok edilmesine benzer. aslanları tek tek öldürerek, aslanlar yok edilemez. bir aslan gider diğeri gelir. aslanlar azimle yok edilse bu sefer sırtlanlar meydana çıkar. fakat bitkileri yok ederseniz, geyikler yok olur. geyikler yok olursa, aslanlar da yok olur. benzetecek olursak burada bitkiler kadınlar, geyikler hane reisi erkekler, aslanlar ise aşiret liderleridir.

kadınların bu çarktan çıkarılması ve düzeninin yıkılması için bölgenin hayvancılık ekonomisinden kısmen sanayi ekonomisine geçirmemiz gerekir.

bu amaca ulaşmak için artık elimizde daha önce olmayan bir silahımız var. tekstil sektörü ve diğer emek yoğun sektörler !

bu sektörlerin yapısı itibariyle maliyetleri daha çok emek bedelidir. bu yüzden çok büyük istihdam sağlarlar (türkiye genelinde 3 milyon kişi, 10 milyon kişiye de dolaylı ekmek) türkiye’nin batısında kurulmuş bu sektör artık emek maliyetlerinin artması yüzünden tabir caizse can çekişmekte, diğer ülkelere* kaçmaktadır. halbuki, bu ülkenin doğusu halen söz konusu ülkeler ile emek maliyeti bazında rekabetçidir. fakat asgari ücretin, sanki bütün ülke aynı kalkınmışlık seviyesindeymiş gibi her yerde aynı seviyede olması, bu bölgenin istikrarsız olması ile de birleşince yatırım için cazip olmaktan çıkarmaktadır eğer asgari ücret, die tarafından her şehrin şartları gözetilerek açıklanır ise bir çok tekstil yatırımı yurtdışı yerine bu bölgeye gidecek ve bölgenin sanayi toplumuna geçiş süreci başlatılacaktır. bu sürecin bir kere başlaması yeterlidir. kendi kendine yeterli bir süreç olacaktır. asgari ücretin her yerde eşit olmaması bir çok eleştiriye yol açacaktır. kesinlikle bu eleştirilere kulak tıkamalı, politik doğruluk zaman zaman sonuca ulaşmanızı engeller. unutmamalı ki, cehnneme giden yol iyi niyet taşları ile döşelidir. bazen pragmatik olmakta fayda vardır.

devlet bölgede tekstil fabrikaları için merkezi yerlerde (şehir merkezlerinde) organize sanayi siteleri kurmalı ve bu sitelerin güvenliği ne olursa olsun sağlanmalıdır. zaten pkk’nın da artık bu sitelere eskisi gibi ağır silahlar ile saldırması pek mümkün değildir. saldırsa bile bu onları 20 yıl geriye götürecek tekrar bölge halkı ile karşı karşıya kalacaktır.

1- kadınlara pozitif ayrımcılık uygulanmalı, fabrikalarda kadınlara 50-60 % kontenjan şartı getirilmelidir. böylece kadınların para kazanması onların toplum içinde statüsünü artıracak, eskisi gibi statülerini artırmak için doğurganlıklarını kullanmayacaklardır. çekirdek tipi aileye dönüşüm başlayacaktır.

2- fabrikalar aynı zamanda birer eğitim merkezi olmalı, fabrikalarda türkçe kursları, aile sağlığı ve doğum kontrol dersleri düzenli olarak işçilere verilmelidir. böylece bir şekilde feodal düzen tarafıdan bypass* edilmiş türk eğitim sistemi ve medeniyet arka kapıdan bölgeye girecektir.

3- koruculuk sistemi mümkün olan en kısa zamanda kaldırılmalı, silahlar toplanmalıdır. koruculara maaş verileceğine, türkçe kurslarına** gitmiş ve akabinde sınavlarda başarılı olmuş insanlara tek seferlik ücret verilmelidir. (bu tip uygulamalar avrupa’da da vardır)

4- fabrikalarda ve bölgede çocuk işçi çalışıtırılmasına kesinlikle engel olunmalıdır. bu hayati bir meseledir. bölgede tam bir çocuk sömürüsü vardır. eğer çocuk işçi sorunu çözülmez ise, kontrolsüz çocuk yapmak bütün bu önlemlere rağman yine de cazip kalacaktır. çocuklar medeni dünyada olduğu gibi okutulmalıdır, sömürülmemelidir. bu da çocukların haneye gelir getirici halden, gider sebebi haline getirecek, feodal sistemin altını oyacaktır.

5- zamanında batıya göç etmiş yada köyleri boşaltılan insanlara, bölgeye geri dönmek şartı ile fabrikalarda işe girmek konusunda öncelik verilmelidir. böylece hem köy boşaltma sonucu mağdur olan insanların mağduriyeti giderilir hem de batıya göç etmiş kürtlerin batıda feodalleşip, tepki olarak, ırkçılığın ülkede gelişmesi önlenir. bu da gayet önemli bir maddedir

6- toki bölgede konut projeleri gerçekleştirmelidir. böylece köyden kente göç eden insanlar için medeni yerleşim imkanı sağlanmalıdır. bu konutlar çoğu zaman 2 odalı olmalı dolaylı olarak yine çekirdek aile dikte ettirilmelidir.

görüldüğü üzere bölgede insanlara türkçe öğretmek en çok üzerinde durduğumuz konulardan biri. bu çok önemli. tek bir ulus olacaksak, aramızda dil birliğinin bulunması şarttır. sakın yanlış anlaşılmasın, kürtçe yasaklansın demiyorum ama desteklensin de demiyorum. yasaklar ile asimilasyon olmaz. kürtçe serbest olmalı ama türkçe devlet eliyle desteklenmelidir.
(eğer birisi olurda “ba ba ba, resmen asimilasyon istiyor, ayıp ayıp” diyecek olursa, seni kiniyorum ve sana laflar hazirladim, haberin olsun.)

peki, bu yol garantili mi ? hayır değil. açıkçası bu süreç çok zorlu bir süreçtir. daha önce, kürt feodalizminin hem kürt milliyetçiliğinin ana damarı olduğunu ama aynı zamanda da bir kürt devleti önündeki en büyük engellerden olduğundan bahsetmiştim. eğer, kürt feodalizmi yıkılırsa ve kürt toplumunun ulus develete entegrasyonu ve sanayi toplumu olma süreci başarılı olmaz ise işte o zaman tam bir felaket olacaktır. bu sürecin sonu http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=7928096 `daki yazıda belirtilmiştir. kürtler, kürt milliyetçliğinin kucağına itilecek, tabir caiz ise, eskiden sadece elimiz kangren iken kangren tüm vücudumuza yayılacaktır.

böyle bir risk varken, bu yola girmek toplumun bütün kesimlerinin onayının alınması gereken bir konudur. giderek bu yapının içinde olmadığı halde mağdur konumuna düşen batı insanı ödeyebileceği bedeli bilmeğe hakkı vardır. zira tek çözüm yolu bu değildir !....
 

Øguz

Altın Üye
Emeğine sağlık. Çok güzel bir yazı hazırlamışsın. Bizi yönetenler o kadar acizlerki eminim hükümetin içinde 1 tane bile toplum biliminde uzman bürokrat, milletvekli, bakan yoktur. Tek düşündükleri şey sadece bireysel çıkarları. Son cümlem sadece iktidar için değil muhalefet içinde geçerlidir.
 

hakkarealy

New member
sağ ve sol taraf sadece iki isim ile adlandırılır, pınyaniş ve ertuşi, saydığın diğer elemanlar alt kümededirler.
 

Evgeniy

New member
ayrıca eklemeyi unutmuşsunuz.,Avrupada Laz mafyası ile Kürt mafyasının ölüm-kalım mücadelesi vardır.Rus mafyası Pkk'ya silah sağlamaktadır.Kürtler Avrupada illegal her türlü işin içine girmektedir.Ancak bir şeyi unutmaktadırlar..

İsrail, Kürtleri çok güzel bir şekilde kullanmaktadır..bakalım kürt kardeşlerimiz ne zaman akıllanıp Türk dostlarına geri dönecekler..

İmza:Krasnaya Organizatsiya ;)
 

firatay

>>>> ALESTA
Ellerine Sağlık...
 

lazaslan

New member
Mükemmel bir paylaşım. Sorunun aslında bu denli net olduğu bir ortamda biz nelerle uğraşıyoruz.
Bir tane de sosyalist DTP'li çıkıp bu sorunu ağzına almadı. Şunu söyleseler belki de hak vereceğiz.
Ama maalesef sorunları nasrettin Hoca misali hep başka yerlerde arıyoruz.
Demokrasi feodalizmi ancak besler ve ülkeyi bölünmeye götürür.
O yüzden bu sorunlar demokrasi ile değil dikta rejimi ile çözülebilir.
Ya da eğitimle. Tabi başarabilirsek....
.
 
bunu sadece bugunun sorunu olarak gormek bugune we dolayisiyla hukumete indirgemek de yanlis bence asai yukari 80 yildir somut olarak karsimizda duruor Kurt sorunu Guneydogu sorunu ne derseniz artik bu sorunun bu kadar cetrefil bi hal almis olmasinin yegane sebebi de cumhuriyetin kurulusundan beridir kabul edin wea etmeyin uygulanan yanlis politikalar.Bu sorunda bgne kadar olagelmis hukumletlerin payi en az simdiki hukumet kadar Bu sorunda sadece simdiki hukumeti suclamak da anlamsiz bence...
 

kosova

New member
hükümetlerin bu konu hakkında yapabileceği fazla birşey yoktu açıkçası...çünkü iktidarı oraya getirende kürtlerdi,iktidarda kürtlerdi(bugünde ak parti kürt milletvekilleri çok fazla),ülkede azınlık değilde çoğunluk olanda kürtlerdi...ama bu çoğunluk içinde anadolunun çeşitli yörelerindeki melez kürtlerde bulunmakta...ayrıca bu sorunu eğitimle sanayii gelişimiyle yapılacak asimilasyonla çözmek mümkü değildir bence...bu sorun 2 yolda halledilebilir,ya etnik temizlik,yada çok kontrollü fişlenmiş insan göçü...kaldıki asimilasyon zaten orjinal kalmaya çalışan azınlık TÜRK halkını melezleştirip yok edilmeye mahkum olması demektir...
 

jackpsp

New member
bizim doğuda olan bazı genç evlenme falan dedigimiz tuhaf olaylar(!)
bu feodalizm den geçmiş olabilir sanırım.
 

HTML

Üst