harbikiz
New member
- Katılım
- 23 Haz 2007
- Mesajlar
- 1,473
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
15 Mayıs 2010
Yüksek Seçim Kurulu’nun kararı: Referandum tarihi 12 Eylül 2010!
60 gün nerede, 120 gün nerede?
YSK’nin kararı nerede, AKP’nin saptadığı tarih nerede?
Şu hukuk yok mu şu hukuk; AKP’yi bir kez daha çarptı.
Şimdi yargıdan, hukuktan yakınmasın, yargıyı ve hukuku AKP’nin hukuk, yargı anlayışına uydurmaya çalışmasın da ne yapsın RTE?
Anayasa Mahkemesi’nden, Danıştay’dan, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndan, YARSAV’dan, barolardan, kendinden olmayan anayasa hukukçularından elbette şikâyetçi olacak… Elbette AKP hukuk anlayışına karşı çıkmalarını sineye çekmeyecekti.
Yıllarca uğraştı, didindi, söyledi, bağırdı çağırdı ve nihayet: Yüksek hukuk kurumlarını AKP’ye çevirmek için anayasa değişikliğine başvurdu.
Lakin Yüksek Seçim Kurulu’nu unuttu. YSK’nin bir yasa ile hükümetin veya partinin alacağı kararlara aykırı kararlar almasını önlerdi.
***
Ben yaptım kafası var ya, ben yaptım oldu kafası.
Muhalefetten gelen her öneriyi, uyarıyı mutlaka hükümet aleyhinde gören bir kafadır.
Referandum süresini 60 güne indirirken muhalefet uyardı. Referandum da bir seçimdir dedi. AKP aksini yaptı. Hukuk işte; YSK AKP’yi tersledi:
“Yasa gereği bir türden kurnazlıklar yasa önünde geçersizdir. Referandum seçimdir ve yasa gereği süre 120 gündür” dedi.
Başta AKP’nin, hükümetin baş hukukçusu Cemil Çiçek, muhalefet uyarısına, ne münasebet, referandum başka, seçim başkadır, diye karşı çıktılar. Savunularına dayanak yaptıkları gerekçe neydi, bilir misiniz:
120 gün çook fazla. Ekonomiye zarar veriyor!
120 günü YSK’den de geçirebilseler -Bülent Arınç ilan etti- AKP, anayasada, ola ki tek adam tek parti egemenliğini pekiştirecek daha başka değişiklikleri referandumdan geçirecekti!
Hevesler kursaklarda kaldı.
***
Lokmayı yutabilmek için yutkunup duruyorlar.
YSK’den sonra AKP adına açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik; “Zorlama ile alınmış siyasi bir karar” dedi…
Hüseyin Çelik’in bu söylemi eksik. Şöyle demeliydi:
“Bu karar siyasi olmaktan da öteye ‘ideolojik zorlama’ bir karardır.”
Revaçta olsaydı komünizm, komünistler YSK’yi zorladı diyebilirdi.
Çaresiz karara uyacağız diyor.
Yapacakları başka bir şey varmış gibi.
***
Anayasa Mahkemesi yavaş yavaş gündemin ilk sıralarına tırmanıyor.
CHP paketin iptali için Yüksek Mahkeme’ye başvurdu.
Öncelikli tartışmalar: Yüksek Mahkeme başvuruyu esastan görüşecek mi, görüşmeyecek mi?
Mahkeme raportörü başvuruyu incelemeyi kısa kesecek mi?
Başkan Haşim Kılıç başvuruyu esastan görüşülmek üzere gündeme alacak mı?
Alındı gündeme. Paketi tümüyle iptal mi edebilir yoksa?.. Demokratik rejim, yargı erki açısından duyarlı olan iki maddeyi iptal eder. Gerisini halka havale eder mi?.. gibi sorular gündeme girdi bile.
İktidar AKP Anayasası’nın tek maddesine dokundurmak istemiyor.
Her yasayı Anayasa Mahkemesi’ne götürüyor diye CHP’yi topa tuttular.
Bu, kendinde hata, yanlış aramayan, ben yaptım oldu, benden daha doğru düşünen yok kafasının ürünü bir söylemdi.
İptal veya bir iki madde fark etmez. Referandum kararından sonra Anayasa Mahkemesi’nin kararının halka karşı alınmış bir karar olacağını savunmaya başlayacaklar.
Oysa mahkemenin yargıyla ilgili maddeleri iptal etmesi yargıda, siyasal ve toplumsal yaşamda gerginliği yumuşak zemine çekecek tek çare!
Bakalım AKP’nin anayasa konusundaki hevesi kursağında kalacak mı?
kaynak
Yüksek Seçim Kurulu’nun kararı: Referandum tarihi 12 Eylül 2010!
60 gün nerede, 120 gün nerede?
YSK’nin kararı nerede, AKP’nin saptadığı tarih nerede?
Şu hukuk yok mu şu hukuk; AKP’yi bir kez daha çarptı.
Şimdi yargıdan, hukuktan yakınmasın, yargıyı ve hukuku AKP’nin hukuk, yargı anlayışına uydurmaya çalışmasın da ne yapsın RTE?
Anayasa Mahkemesi’nden, Danıştay’dan, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndan, YARSAV’dan, barolardan, kendinden olmayan anayasa hukukçularından elbette şikâyetçi olacak… Elbette AKP hukuk anlayışına karşı çıkmalarını sineye çekmeyecekti.
Yıllarca uğraştı, didindi, söyledi, bağırdı çağırdı ve nihayet: Yüksek hukuk kurumlarını AKP’ye çevirmek için anayasa değişikliğine başvurdu.
Lakin Yüksek Seçim Kurulu’nu unuttu. YSK’nin bir yasa ile hükümetin veya partinin alacağı kararlara aykırı kararlar almasını önlerdi.
***
Ben yaptım kafası var ya, ben yaptım oldu kafası.
Muhalefetten gelen her öneriyi, uyarıyı mutlaka hükümet aleyhinde gören bir kafadır.
Referandum süresini 60 güne indirirken muhalefet uyardı. Referandum da bir seçimdir dedi. AKP aksini yaptı. Hukuk işte; YSK AKP’yi tersledi:
“Yasa gereği bir türden kurnazlıklar yasa önünde geçersizdir. Referandum seçimdir ve yasa gereği süre 120 gündür” dedi.
Başta AKP’nin, hükümetin baş hukukçusu Cemil Çiçek, muhalefet uyarısına, ne münasebet, referandum başka, seçim başkadır, diye karşı çıktılar. Savunularına dayanak yaptıkları gerekçe neydi, bilir misiniz:
120 gün çook fazla. Ekonomiye zarar veriyor!
120 günü YSK’den de geçirebilseler -Bülent Arınç ilan etti- AKP, anayasada, ola ki tek adam tek parti egemenliğini pekiştirecek daha başka değişiklikleri referandumdan geçirecekti!
Hevesler kursaklarda kaldı.
***
Lokmayı yutabilmek için yutkunup duruyorlar.
YSK’den sonra AKP adına açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik; “Zorlama ile alınmış siyasi bir karar” dedi…
Hüseyin Çelik’in bu söylemi eksik. Şöyle demeliydi:
“Bu karar siyasi olmaktan da öteye ‘ideolojik zorlama’ bir karardır.”
Revaçta olsaydı komünizm, komünistler YSK’yi zorladı diyebilirdi.
Çaresiz karara uyacağız diyor.
Yapacakları başka bir şey varmış gibi.
***
Anayasa Mahkemesi yavaş yavaş gündemin ilk sıralarına tırmanıyor.
CHP paketin iptali için Yüksek Mahkeme’ye başvurdu.
Öncelikli tartışmalar: Yüksek Mahkeme başvuruyu esastan görüşecek mi, görüşmeyecek mi?
Mahkeme raportörü başvuruyu incelemeyi kısa kesecek mi?
Başkan Haşim Kılıç başvuruyu esastan görüşülmek üzere gündeme alacak mı?
Alındı gündeme. Paketi tümüyle iptal mi edebilir yoksa?.. Demokratik rejim, yargı erki açısından duyarlı olan iki maddeyi iptal eder. Gerisini halka havale eder mi?.. gibi sorular gündeme girdi bile.
İktidar AKP Anayasası’nın tek maddesine dokundurmak istemiyor.
Her yasayı Anayasa Mahkemesi’ne götürüyor diye CHP’yi topa tuttular.
Bu, kendinde hata, yanlış aramayan, ben yaptım oldu, benden daha doğru düşünen yok kafasının ürünü bir söylemdi.
İptal veya bir iki madde fark etmez. Referandum kararından sonra Anayasa Mahkemesi’nin kararının halka karşı alınmış bir karar olacağını savunmaya başlayacaklar.
Oysa mahkemenin yargıyla ilgili maddeleri iptal etmesi yargıda, siyasal ve toplumsal yaşamda gerginliği yumuşak zemine çekecek tek çare!
Bakalım AKP’nin anayasa konusundaki hevesi kursağında kalacak mı?
kaynak