Kurban olam ayına yıldızına!

TraFoo

Banned
Katılım
3 Ağu 2009
Mesajlar
2,032
Reaction score
0
Puanları
0
Kurban olam ayına yıldızına!

Bayram nedeniyle İstanbul caddeleri, sanıyorum bazı başka büyük kentlerde de böyledir, Tayyip Bey’in fotoğraflarıyla süslendi. Fonda koskoca bir Türk bayrağı var, üzerinde Tayyip Bey’in fotoğrafı

Bayram nedeniyle İstanbul caddeleri, sanıyorum bazı başka büyük kentlerde de böyledir, Tayyip Bey’in fotoğraflarıyla süslendi. Fonda koskoca bir Türk bayrağı var, üzerinde Tayyip Bey’in fotoğrafı. Onun ağzından çıktığını anladığımız “Kurban olam ayına yıldızına. Bayramınız kutlu olsun” sözleri duruyor.

Asıl söylemek istediğime birazdan geleceğim de burada merak ettiğim bazı şeyler var.

Adına bilboard denilen bu açıkhava reklam panolarında AKP’yi ve Tayyip Bey’i sık sık görüyoruz. Bunlar kaça mal olmaktadır, parası nereden ödenmektedir, AKP ve Tayyip Bey yıllık anlaşmalar mı imzalamışlardır yoksa canları istediğinde buralara reklam mı vermektedir? Eğer kullanmak istedikleri sırada panolar doluysa kendilerine öncelik tanınmakta mıdır, böyle yapılıyorsa bu önceliğin artı bir fiyatı var mıdır?

Bunlara da açıklık getirilmesi gerekiyor bence.

Gelelim konumuza.

Öyle sanıyorum ki Tayyip Bey bazı çevrelerin “Türk sözünü hiç ağzına almıyor” imalarından rahatsızlık duyuyor. Böyle olunca da olur olmaz her yerde Türk bayrağı ile fotoğraf çektirmeye ve yine olur olmaz her konuda Türklükten dem vurmaya çalışıyor.

Oysa her yerde Türklükten bahsetmekle, eline Türk bayrağı almakla ulusal duyguların güçlü olduğunu kanıtlayamazsınız. İlgisiz ama bağımlı geniş kitleler bu söylemlerden etkilenebilir. Ancak elinde güç ve yetki bulunanlar, değer verdikleri konuları sık sık lafla gündeme getirerek değil, uygulamalarıyla gösterirler.

Bayrağı elinize alıp ulusal duygunuzun güçlü olduğunu göstermek isteyeceksiniz, öte taraftan Türkiye’yi ileride sıkıntıya sokacak kararların altına imza atmaktan çekinmeyeceksiniz.

Türklük diyeceksiniz, sonra eşinizin Arap olduğunu söyleyeceksiniz. Burada kimse kalkıp da “Türkiye’de birçok millet ve etnik grup var” safsatasına sarılmasın. Türkiye’nin güzelliği bu milletler ve etnik grupların kaynaşmasıdır. Bizde kimse aidiyet açısından milletini ya da etnik grubunu söylemez. Bunu öne sürmez, bu konu sadece daha samimi ve kapalı ortamlarda dile getirilir.

Ayrıca milliyet ve etnik kimlik konusundaki en büyük devlet olan Amerika’da, başkanından “Benim eşim İrlandalı” veya “İtalyan” ne bileyim “Çinli” gibi bir ifade duyabilir misiniz? Amerika Başkanı’nın eşi Amerikalıdır. Ancak medyada gerektiğinde Amerikan başkanın eşinin kökeni yazılabilir. “İtalyan asıllı, İrlanda asıllı veya Çin asıllı” gibi.

İstanbul caddelerini donatan bu panolardaki görüntü bir başka çelişkiyi de yansıtıyor.

Tayyip Bey ve partisi ulusal konularda hassasiyet gösteren çevreleri alaycı bir dille “ulusalcılar” diyerek eleştirmeye çalışıyor.

Ama bir bakıyorsunuz bizzat Tayyip Bey elinde Türk bayrağı, ay yıldız hamaseti ile ulusalcı kesilmiş. Hoş değil.

Ve son olarak; Sayın Başbakan neden “kurban olam” sözünü kullanıyorsunuz? Karadeniz’deki panolarda “kurban olim”, Ege’de “kurban olem” mi yazıyor? Halkın içinden gibi görünmek için ille de Türkçeyi bozmamız mı gerekiyor?

*****

Atatürkçü Düşünce Derneği’nde çatışma çıkmış
Laiklik, Atatürkçülük ve ulusal duruş konularında son derece hassas olan Atatürkçü Düşünce Derneği, Başkan Emekli Orgeneral Şener Eruygur ile yönetim kurulu arasındaki görüş ayrılıkları nedeniyle zor günler yaşıyormuş.

Eruygur kendisini sürekli eleştiren yönetim kuruluna rest çekerek “O zaman genel kurula gidelim ve yeniden seçim yapalım” demiş. Bir sivil toplum kuruluşu için son derece normal bir gelişme bu.

Ancak Siyasal İslamcı basın bu konuyu ele alırken alaycı bir üslupla “Laiklerin, Atatürkçülerin birbirine düştüğünü” belirterek lafı “Bunların hepsi böyle” ye getiriyor.

Oysa bu kesimin yanıldığı bir şey var. Demokrasiye gerçekten inananların toplandığı her yerde benzer durumlarla karşılaşılır.

Çünkü demokrasinin temel ayaklarından biri, tartışmadır, eleştiridir. Bu tartışma ve eleştiriler bazen hoşumuza gitmeyen akçalı konularda ya da ayrıcalıklı uygulamalar olarak çıkabilir karşımıza. Ama bunları gidermenin yolunun da demokrasi olduğunu bilir herkes.

Siyasal İslamcı anlayışta, tartışma, eleştiri, şüphe, soru sorma alışkanlığı olmadığı için demokrasiye gerçekten inanan kesimlerin davranışları karşısında hep hayrete düşerler.

O zaman da işi demagojiye dökmeye çalışırlar.

*****

The Banker’in tahmini
The Banker dergisinde ileri sürülen “AKP’nin yapılacak ilk seçimde tek başına çoğunluğu sağlayamayacağı” tahmini sanıyorum Amerika’nın yaptırdığı bir araştırmaya dayanıyor.

Amerikan yönetimine de yakın olduğu bilinen büyük bir danışmanlık şirketi bundan iki ay kadar önce Türkiye’deki siyasi eğilimleri araştırmak için geniş bir kamuoyu anketi yaptırdı.

Bu araştırmanın amacı Amerikan yönetimine, 2007 sonu itibarıyla Türkiye’deki siyasi haritanın sunulmasıydı.

Güçlü Amerikan şirketi, maddi hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak çok ciddi bir araştırma yaptırdı. Sonuçları da yılbaşından kısa bir süre önce ortaya çıktı.

Bu sonuçlar şimdi Amerika’da ilgili kuruluşların yöneticilerinin masasında duruyor.

Peki ne sonuç çıktı: İşte bunu söyleyebilmem mümkün değil. İki nedeni var. Birincisi sonuçları çok özel ve samimi bir ortamda öğrendim. Açıklamam o kişilere karşı büyük saygısızlık olur. En azından bilgiyi alış yöntemim nedeniyle kendi gururum zedelenir.

İkincisi ise sonuçlar o kadar ilginç ki, açıkçası bugünden yazmaya cesaret edemeyebilirim. Ama önümüzdeki günlerde, bunun kadar ciddi olmasa da yerli araştırmalar yapılacak. Nasıl olsa benzer sonuçlar alınacak. O zaman herkes görecek zaten.

*****

The Banker yanılıyor

Uluslararası finans ve bankacılık dergisi The Banker son sayısında Türkiye ile ilgili ilginç bir analize yer vermiş.

Derginin yazısında bana göre çok yanlış bir değerlendirme var. Dergi diyor ki “Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre AKP’nin bundan sonraki genel seçimlerde çoğunluğu elde etmesi çok zor. Bu durum Türkiye’nin AB umutlarına sert bir darbe vurabilir.”

Yani The Banker sanıyor ki sadece AKP Türkiye’nin AB üyeliği konusunda canla başla çalışıyor, onun dışında kalanlar AB’ye karşı ve eğer AKP iktidardan giderse AB hayali de suya düşer.

Oysa tam tersi. AKP “kerhen” ve “zorunlu” olarak AB yanlısı politika izledi. Yüzde 25 halk desteği ile Meclis’in yüzde 65’ini ele geçirince kendisi de şaşkınlık yaşayan AKP, karşısında olan kesimleri de mutlu edebilmek ve iktidarını yerleştirebilmek için AB ipine sarıldı.

İşin aslı şudur: AKP dışındaki siyasi parti ve görüşler AB konusunda AKP’den çok daha samimi, kararlı ve inançlıdır. Şundan kimsenin şüphesi olmasın ki, tam tersine AKP iktidarda değilken AB ile görüşmeleri sürdürmek ve üyelik sürecini hızlandırmak çok daha kolay olacaktır ve Türkiye’nin ulusal gururu da incinmeyecektir.

http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=101313&Categoryid=4&wid=142
 
secim yaklastikca eline turkbayragini alir fotograf cektirir secim bittikten sonrada turk sozcuguyle alay eder kaldirmaya kalkisir... ataturkun resimlerini gereksiz bulup kaldirmaya calisan bunlar deilmiydi... ataturkle gecmiste alay eden bu deilmiydi... turk sozcugunu gereksiz bulup kimliklerden cikartmaya calisan bu deilmiydi... ataturkle ilgili sehitlerle ilgili herseyi okullardan yada diger kurum ve kuruluslardan kanun cikararak sildiren bunlar deilmi... herseyi sahte bu adamin.. adamin en nefret ettigi turkler zaten aksi olsa.. turkiyeyi parcalamaz butunlestirirdi... dincilerinde en buyuk nefreti ataturk ve tsk dir... bunlardan baska birsey beklememek gerekli
 
secim yaklastikca eline turkbayragini alir fotograf cektirir secim bittikten sonrada turk sozcuguyle alay eder kaldirmaya kalkisir... ataturkun resimlerini gereksiz bulup kaldirmaya calisan bunlar deilmiydi... ataturkle gecmiste alay eden bu deilmiydi... turk sozcugunu gereksiz bulup kimliklerden cikartmaya calisan bu deilmiydi... ataturkle ilgili sehitlerle ilgili herseyi okullardan yada diger kurum ve kuruluslardan kanun cikararak sildiren bunlar deilmi... herseyi sahte bu adamin.. adamin en nefret ettigi turkler zaten aksi olsa.. turkiyeyi parcalamaz butunlestirirdi... dincilerinde en buyuk nefreti ataturk ve tsk dir... bunlardan baska birsey beklememek gerekli

Kardeşim düşüncene sağlık söylenecek herşeyi söylemişsin
 
Paranın kaynağını merak edebilirsin. Bunu sorgulayabilirsin ama yazında tek amaç karalamak başka bir şey değil.

Yani bir insanın türklüğünü neye göre ölçüyorsunuz? Şimdi onu tutanlar Türk değil mi? Özal seçilmeden önce Kürt kökenli olmadığını bilmeyen var mıydı? Zaten kardeşlik projesini başlatanda kendisiydi. Bu adam Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi başbakan ve cumhurbaşkanlarındandır. Türkiye'ye en fazla yararı olanlardandır. Bak bu işler yürek işi kökene bakmıyor. Sen %100 Türk olsan bile şu adam kadar Türkiye üzerinde emeğin var mı?

Bugün Baykal çıkıp Türk bayrağı önünde çektirir sorun yok. Bahçeli çektirir gene sorun yok ama Erdoğan olmaz. Neden biliyor musunuz? Bu iki adam meclise girdi ve hiç bir şey yapmadılar. Ülke için projeleri vs nerde? Tek proje üreten parti Ak Parti bunların görevi de onların çıkardığını her koşulda eleştirmek. Ülke üzerinde Erdoğan'ın %1 kadar emeğiniz yok daha hala karalama politikasındasınız. Sen yazarsın stresin yok bir haltın yok ama eline kalemi alan herkes yazar zaten. Ama hükümet başına geçsen Ne yaparsın merak ediyorum. Eleştiren insan haliyle her zaman için 1-0 öndedir. İktidar cevap verir 1-1 olur.
Yani fotoğrafı tutup neyin önünde çektirecekti? Burdan bile eleştirmeye çalışıyorsunuz. yazık diyorum.

Ayrıca arkadaşın biri dinci diye bir terim kullanmış. Kendisi dinimizden olur veya olmaya bilir ama dinci diye bir tanım mı olur? Anladığım kadarıyla sağcılardan bahsediyorsun doğru muyum?

Bana yapacağınız eleştirilerinizi insan gibi yapın lütfen. Ya da hiç bu yola girmeyin. Sürekli birileriyle kavga eder gibi tartışmak doğru bir şey değil. Tartışalım ama saygı çerçevesinde.
 
Geri
Üst