Kur’an-ı Kerimi Anlamak

PirAdam

Ayın Üyesi
Katılım
18 Haz 2010
Mesajlar
2,101
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
65
Konum
Istanbul
Kur’an-ı kerimi herkes anlayabilir mi, yoksa Resulullah efendimizin açıklaması şart mıdır? Bir de, meal okumakla anlaşılabilir mi?
Kur’an-ı kerimi tam olarak yalnız Resulullah anlamıştır. Çünkü muhatabı Odur. Kur’an Ona gelmiştir. Ondan başkası tam anlayamaz. Onun için Allahü teâlâ buyuruyor ki:
(İnsanlara açıkla diye Kur’anı sana indirdik.) [Nahl 44]

Açıklamak, âyet-i kerimeleri, başka kelimelerle ve başka suretle anlatmak demektir. Bırakın bizleri, ümmetin âlimleri de, âyetleri anlayabilselerdi ve kapalı olanları açıklayabilselerdi, Allahü teâlâ Peygamberine, sana vahy olunanları tebliğ et der, açıklamasını emretmezdi. Bu ve benzeri âyetlere rağmen, (Resulullah Kur’anı getirmekle işi bitmiştir, o bir postacı idi) diyen mezhepsiz türediler vardır. Eshab-ı kiram, ana dilleri Arapça olduğu halde, bazı âyetleri anlayamayıp, Peygamber efendimize sorarlardı. Resulullah, Kur’an-ı kerimin tefsirini Eshabına bildirmiştir. Eshab-ı kiramın bildirdiğinden başka türlü söyleyenler, dalalete, hatta küfre düşer. Tefsir, yoruma değil, nakle dayanır.

Bir gün Peygamber efendimiz, Hazret-i Ebu Bekir’e ince marifetleri, onun seviyesine göre anlatıyordu. Yanlarına Hazret-i Ömer gelince, konuşma üslubunu onun da anlayacağı şekilde değiştirdi. Hazret-i Osman gelince, yine konuşma tarzını değiştirdi. Hazret-i Ali de gelince konuşmasını, hepsinin anlayacağı tarzda değiştirdi. Resulullahın her defasında konuşma üslubunu değiştirmesi, oradaki zatların istidatlarının farklı oluşlarından meydana gelmiştir. (1/59)

Hadis-i şeriflerde, (Benden sonra Peygamber gelseydi, Ömer olurdu), (Osman’ın şefaati ile Cehennemlik 70 bin kişi sorgusuz Cennete girecek) ve (Ben ilmin şehriyim Ali de kapısıdır) buyuruldu. Her üçü de bu derece yüksek olduğu ve Arabiyi çok iyi bildiği halde, Hazret-i Ebu Bekir’e anlatılan tefsiri bile anlayamadılar. Çünkü Peygamber efendimiz herkese derecesine göre anlatıyordu.

İki hadis-i şerif meali:
(İnsanlara akıllarına, anlayışlarına göre söyleyin, inkârcı olmasınlar, Allah’ı ve Resulünü yalanlamasınlar.) [Buhari]

(Aklın alamayacağı şeyi söylemek, fitneye sebep olabilir.) [İbni Asakir]

Şahsi görüşe göre tefsir yapmanın büyük zararını iyi bilen Hazret-i Ebu Bekir, (Kur’an-ı kerimi kendi görüşümle tefsire kalkarsam, beni hangi yer taşır, hangi gök gölgeler) buyurmuştur. (Şir’a)

Kur’an-ı kerimi, Arapça bilen de tam anlayamaz. Dil bilmek ayrı, ilim bilmek ayrıdır. Türkçe bilen, tıp, hukuk, fen bilgisini anlayabilir mi? Hadis-i şerifte, (Kur’an, Allah’ın metin ipidir. Manalarının hepsi anlaşılmaz) buyuruldu. Kur’an-ı kerim çok veciz olup, bitmez tükenmez manalarının bulunduğu, bütün manaları bildirilse bile, yazmak için kağıt ve mürekkep bulunamayacağı şöyle bildirilmektedir:

(De ki, Rabbimin [hikmetli] sözleri için, denizler mürekkep olsa, bir o kadar daha deniz ilave edilse, denizler tükenir, Rabbimin sözleri tükenmez.) [Kehf 109]

Mevduat-ül-ulum’da deniyor ki:
(Kur’an ilmi, içinde şaşılacak, akıllara durgunluk verecek, sayısız acayip haller bulunan engin bir denizdir. Ondaki her ilmi öğrenmek, sırrına erişmek imkansızdır.)

İnsanların yazdığı anayasayı bile anlamak için hukukçulara gidiliyor. Bir kanundan bile herkes aynı şeyi anlamazken, Allah’ın kelamını nasıl anlayabilir?

Meal okumakla anlaşılamaz
Meal okuduğunu söyleyen bir okuyucu, (Yalnız senden yardım dileriz. Fatiha 5, Yalnız Allah’a güvenin, Maide 23, Yalnız benden korkun Bekara 40, âyetleri pek açıktır. Herkes anlar. Neresi açıklansın?) diye sordu.

(Yalnız senden yardım dileriz) dedikten sonra, birinden bir bardak su istesek bu âyete aykırı mıdır, değil midir? Hangi hususta başkasından yardım istemeyeceğiz? Bunlar açık değildir.

(Yalnız Allah’a güvenin) buyuruluyor. Ne hususta Allah’a güveneceğiz? Bir doktora muayene olsak, ilaç verse, güvensek, bu âyete aykırı olur mu? Topkapı’dan Sirkeci’ye giden tramvaya binsek, (Bu tramvay, bizi Sirkeci’ye götürür) desek, Allah’tan başkasına mı güvenmiş olacağız? Demek ki güvenmenin izahı gerekir.

(Yalnız benden korkun) buyuruluyor. Başka bir âyet-i kerimede, (İnsanlardan korkmayın, benden korkun) buyuruluyor. (Maide 44) Hırsızdan, hainlerden ve yılandan korksak bu âyete aykırı olur mu? Demek ki açıklaması gerekli.

(Namaz kılın, zekat verin) buyuruluyor. (Hac 78, Nur 56) Namazın nasıl, kaç rekat kılınacağı, zekatın nasıl, hangi mallardan verileceği açık değildir. Bütün bunlar, hadis-i şeriflerle ve âlimlerin açıklaması ile anlaşılmıştır.

Fetih suresinin, (Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir) mealindeki 10. ve Bekara suresinin, (Doğu da, batı da Allah’ındır, nereye dönerseniz Allah’ın yüzü oradadır) mealindeki 115. âyet-i kerimesinin tevile ihtiyacı vardır.

Yine mealen buyuruluyor ki:
(Allah, dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir.) [Araf 155, İbrahim 4]

Bu âyetleri okuyan bir dinsiz, (Doğru yola getiren ve sapıttıran Allah olduğuna göre, beni de dinsiz yapan Odur. Benim bunda ne suçum var) diyebilir. Bu bakımdan hadis-i şeriflere ve âlimlerin açıklamasına ihtiyaç vardır.

Nitekim, âyetlerden anladığına uyup, (Hayır ve şer Allah’tan olduğuna göre, bize günah işleten de Allah’tır. Biz günahlardan mesul değiliz) diyenler çıkmıştır.

İşte bu tehlikeyi önlemek için Peygamber efendimiz, gerekli açıklamayı yapmıştır. Âlimler de bunları açıklamış, artık, bahane kalmamıştır. Kur’an-ı kerimi anlamak için açıklamaya ihtiyaç olduğunu bizzat Hak teâlâ bildiriyor:
(Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44]

(Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!) [Haşr 7]

(O, [Resulüm] vahiyden başkasını söylemez.) [Necm 3,4]

(Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun!) [Araf 158, Nur 54]

(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

(Allah’a itaat edin, Peygambere itaat edin. İşlerinizi boşa çıkarmayın.) [Muhammed 33]

(Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.) [Nisa 13,14]

(Yüzleri ateşte evrilip çevrildiği gün: Eyvah bize! Keşke Allah’a itaat etseydik, Peygambere de itaat etseydik! derler.) [Ahzab 66]

Kur’anın mânâsı

Kur’anın bu kadar tercümeleri varken herkes niye Kur’anı anlayamasın?

Anayasa kitabı Türkçedir. Hukukçu olmayanlar okursa, farklı görüşler meydana çıkar. Hukukçular arasında bile farklı anlayışlar oluyor. Anayasa birçok konularda kanunlara havale eder. Kanunlar birçok hükmü tüzüklere, yönetmeliklere havale eder. Kanunu, tüzüğü, yönetmeliği bilmeden Anayasaya göre bu iş şöyledir demek çok yanlış olur. Dinimizde de Kur’an-ı kerimden başka hadis-i şerifler var, icma var, kıyas-ı fukaha var. Ancak bunları bilmekle Kur’an-ı kerim anlaşılabilir, tercümesini okumakla anlaşılmaz.

Köylüye ait bir kanunu hükümet, doğruca köylüye göndermez; çünkü köylü okuyabilse bile anlayamaz. Bu kanun önce valilere gönderilir. Valiler iyi anlayıp, açıklamasını ekleyerek kaymakamlara, bunlar da daha açıklayarak muhtarlara anlatır. Muhtar da ancak köylü diliyle köylüye söyler. İşte Kur’an-ı kerim de, ahkâm-ı ilahiyedir. Kanun-i rabbanidir. Allahü teâlâ, Kur’an-ı kerimde kullarına saadet yolunu göstermiş ve kendi kelamını insanların en yükseğine göndermiştir. Kur’an-ı kerimin manasını yalnız Muhammed aleyhisselam anlar. Başka kimse tam anlayamaz. Eshab-ı kiram, ana dilleri olarak Arapça bildikleri, edip ve beliğ oldukları halde bazı âyetleri anlayamaz, bunların manasını Resulullaha sorarlardı. Hatta Cebrail aleyhisselam bile, Kur’an-ı kerimin manasını, esrarını, Resulullaha sorardı. (S. Ebediyye)

Kur’an-ı kerim Allahü teâlânın kelamıdır. Ağızdan çıkan harfler, ateş demeye benzer. Ateş demek kolay; fakat ateşe kimse dayanamaz. Bu harflerin manaları da böyledir. Bu harfler, başka harflere benzemez. Bu harflerin manaları meydana çıksa, yedi kat yer, yedi kat gök dayanamaz. Allahü teâlâ kendi sözünün büyüklüğünü, güzelliğini bu harflerin içine saklayarak insanlara göndermiştir. Kur’an-ı kerimi okumadan önce, bunu söyleyen Allahü teâlânın büyüklüğünü anlamalı, kimin sözü olduğu düşünmeli. Kur’an-ı kerime dokunmak için, temiz el gerektiği gibi, onu okumak için de, temiz kalb gerekir. Bunun içindir ki, Eshab-ı kiramdan Hazret-i İkrime, Mushaf’ı açınca kendinden geçerdi. Allahü teâlânın büyüklüğünü bilmeyen, Kur’an-ı kerimin büyüklüğünü anlayamaz. Allahü teâlânın büyüklüğünü anlamak için de, Onun sıfatlarını ve yarattıklarını düşünmek lazımdır. Bütün mahlûkatın sahibi, hâkimi olan bir zatın kelamı olduğunu düşünerek okumalıdır. (Kimya-yı saadet)

Anlamadan da olsa Kur’an-ı kerimi okumak çok sevabdır ve ibadettir. İmam-ı Ahmed bin Hanbel hazretleri, Allahü teâlânın, (Anlayarak da anlamayarak da Kur’an-ı kerim okuyan, benim rızama kavuşur) buyurduğunu bildirmiştir. (İhya)



Sonuç itibarıyla Kur'an-ı Kerimi Herkes anlasaydı anlamaktaki kasıt dogru ve gercekci yorumlar katabilseydi..sanırım herkes daha farklı olurdu...ve bize düşen dogru bir şekilde ALLAH'ın bizi yaratmadaki gayenin bilinmesiden geçmektedir...

 
Aynen katılıyorum. İnsanlara gönderilen bir kitap ama anlaşılır değil. Anlaşılır olmadığı için de kimse açıp okumaz. Duvara asar yada yükseğe koyar ölece durur. Okusada hiçbişey anlamaz. Anladığını sansada aslında anlatmak istediği o değildir. Evrensel bir kitapmı? Hiçte değil... Bir ayetten 10 tane farklı anlam çıkarırsın sonra hurafelerle yobazlarla uğraşır durursun.

Sade bir kul anlayamadığı için anladığını iddia eden bir ruhban sınıfı çıkar ortaya. İnsanları oraya buraya çekiştirir durur. Şeyhler çıkar ortaya. 50 bin mezhebe 50 bin tarikate bölünür. Hatta fikir farklılığından müslümanlar birbirini kesmeye başlar.

Halbuki evrensel bir kitap olması gerekir. Emirler ve kurallar basittir. Çalmayacaksın, öldürmeyeceksin... Ama olmaz, diğer kitaplarda olduğu gibi karmaşık olmalıdır. Karmaşık olmalıdır ki insan okuyup anlamasın, başkası tarafından anlatılsın ve kontrol halinde tutulsun... Amaç budur...
 
Aynen katılıyorum. İnsanlara gönderilen bir kitap ama anlaşılır değil. Anlaşılır olmadığı için de kimse açıp okumaz. Duvara asar yada yükseğe koyar ölece durur. Okusada hiçbişey anlamaz. Anladığını sansada aslında anlatmak istediği o değildir. Evrensel bir kitapmı? Hiçte değil... Bir ayetten 10 tane farklı anlam çıkarırsın sonra hurafelerle yobazlarla uğraşır durursun.

Sade bir kul anlayamadığı için anladığını iddia eden bir ruhban sınıfı çıkar ortaya. İnsanları oraya buraya çekiştirir durur. Şeyhler çıkar ortaya. 50 bin mezhebe 50 bin tarikate bölünür. Hatta fikir farklılığından müslümanlar birbirini kesmeye başlar.

Halbuki evrensel bir kitap olması gerekir. Emirler ve kurallar basittir. Çalmayacaksın, öldürmeyeceksin... Ama olmaz, diğer kitaplarda olduğu gibi karmaşık olmalıdır. Karmaşık olmalıdır ki insan okuyup anlamasın, başkası tarafından anlatılsın ve kontrol halinde tutulsun... Amaç budur...

Olayı farklı mecralara kaydırma gayretiniz beni üzmüştür...

İnsanlara degil Son Peygamber Hz. Muhammed (SAV) e gönderilen ve onun daha iyi anladıgı ve insanlara teblig etmekle yükümlü kıldıgı yüce bir emir var oluş bildirisi..insanların dünyadaki amaclarının ne oldugunu acıklayan evrensel bir kitabı mukaddesattır...burada anlatılmak istenen eline her kuranı alanın derin manasını anlayacagı degildir...sonucta herkes herşeyi anlayamaz..ama anlayan dogru kaynaklara ki Peygamber efendimizin Hadisi Şerifleri bu konuda en güvenilir ve sarsılmaz kaynaktır..yani Kuranı anlamanın derinligi önce Peygamber efendimizi anlamaktan gecmelidir...Rehber Peygamber efendimiz olmalıdır...
Peyamber efendimizin tavsiyeleri dogrultusunda Kuranı anlaynlara ve anlatanlara eger anlamıyorsak..biz aciz kullara anlama gayreti düşmektedir...Bizi Hakkı dosdogru anlayanlardan eylemesini dua ve niyaz ederim..(amiin)...Bize karışık gelen aklımızın ne kadar kıt oldugundan..gecer..zira yaradanın kelamını anlamak biz aciz kullara ancak nasibse olur..O muazzamiyeti yardanı anlamak biz mercimek taneli beyinlere göre olmasa gerek...ama Hakkı anlatan Peygamber efendimizin izinden giderek Hakkı anlatanlardan Allah Razı olsun...

Sonuçta bize düşen maruf ve meşru bir algı etrafında PEYGAMBER EFENDİMİZ’e ittiba etmek ve onun elçi kılındığı mesaja tabii olmamızda tutarlı davranmaktan geçecektir...
 
Amacım tartışmak değil. Sadece aklıma takılanları söylüyorum. Evrensel olmayan ve Muhammed e gönderilen ve sadece onun anlayacağı bir kitap olduğu konusunda hemfikiriz. Ama bu kitabı insanların anlaması için ek olarak yazılmış hadislerden oluşan bir kuran sözlüğü olması gerekmezmi? Kuranı anlatan bir kutsal kitap daha? Sonuçta sizin söylediğiniz buna çıkıyor. Ayrıca doğru hadislerden ayrılması gereken 1 milyon tane yalan hadis kirliliğide oluşmamış olurdu. İnsanlara doğru şeyler anlatmak için neden bu kadar dolanbaçlı yollar seçilir ki?

Kendi dininin kitabını anlayamayan bir topluluk... E sonra kürt said çıkar bişeyler anlatır, cübbeli ahmet çıkar bişeyler anlatır, fettullah gülen çıkar bişeyler anlatır, adnan oktar bile çıkar bişeyler anlatır. Kör cahil kendi dini hakkında hiçbirşey bilmeyenler bunların arkasında ümmet olur. Cemaatin hepsi sözde müslüman ama 50 tane tarikate, mezhebe bölünmüş. E yokki başka kaynağı açıp okuyamıyor anlamıyor çünkü birilerine sorması öğrenmesi lazım mutlaka. E öğreteninde anladığı kadarını uygulamak zorunda doğru yada yanlış olduğunu hiç bilmeden.

Hadisler var demeyelim 1 milyon hadis var yarısı uydurma diyorsunuz. Bir müslümanın kabul ettiği hadisi öteki uydurma diyor. Hangisi uydurma hangisi gerçek belli değil. Birbirini boğazlayacak nerdeyse müslümanlar.

E sonuçta değiştirilmeyeceğini bildirdiğin bir kitap var. Madem kitap değiştirilmeycekti anlaşılamayan bir kitap niye gönderdin. Muhammed e gönderiyorsun o zaman Muhammed zaten hadislerde anladığını insanlara anlattı. Peki kuran yerine anlaşılır olan hadisleri kitap haline getirip insanların eline vermek daha mantıklı değilmiydi? Böylece insanlar bir ayeti çözmek için 20 tane hadise başvurmak zorunda kalmazdı okuduğunu anlar anladığını uygulardı. Sonuçta aklın yolu birdir. Çalmayacaksın dedinmi Ugandadaki adamda çalmanın yasak olduğunu anlardı. Böylece 50 bin tane ruhban çıkmazdı ortaya. Millette kendi dini konusunda bukadar kör cahil olmazdı...
 
Çok tehlikeli laflar ve düşenceler sarf ediyorsunuz..Müslümansanız aczhane biraz daha dikkat etmenizi tavsiye ederim....fikirde düçüncede sizin...ama yanlış...Yaradanın kelamını sorgulamak gibi bir yanlıştasınız...o yüzden konuyu fazlaca uzatmak istemiyorum...

Bizim dilimiz nedir Türkçe..peki zaman zaman Türkçe oldugu halde bazen insani yazılarıda anlayamadıgınız olmamışmıdır hic..bence olmuştur...Türkiyede Hukuk vardır..ve hukuktan anlamayan bir insan bu hukuku nasıl yorumlarsa..Kuranı Kerimi derin manasını anlamak her insana haiz bir şey degildir..mamafih..cok acık ayetlerde vardır..Mesela herkesin anladıgı "Rabbin için namaz kıl ve kurban kes (Kevser, 108/2)" bu ayette ALLAH kullarının Namaz kılmalarını emretmiş ama..namazın şekli yönünde bilgi vermemiştir...bu bilgiyide Peygamberine bildirmiş ve Peygamberde bize bildirmiştir...ve gene acık ayetlerden biri olan "“Ey iman edenler! İçki, kumar, tapmaya mahsus dikili taşlar, fal okları ancak şeytanın amelinden birer murdardır. Onun için bunlardan kaçının ki, murada eresiniz.” (Maide 90)" ayetinde kötü olan şeylerden de uzak durmamız konusunda yaradan uyarmıştır bizleri....uymak uymamak gene irade verilmiş Müslüman kullarındır.....bir işi anlayana vermek ve onun tavsiyelerine tabii olmak gerekir...Tıpkı..hastalandıgınızda doktora gittiginizde verdigi receteye harfiyen uyarak hastalıgınızın iyileşmesini saglamak gibi....
 
paylaşım için teşekkürler piradam.. inananların imanını pekiştiren imansızın küfrünü artıran bu bölümün varlığı bile sırf ,iyi niyetle birşeyler öğrenecek olanlara her kapıyı, ve ölçüyü saatlerce olsa bile anlatmaya değerken, nasipsize 3 kelime dahi yazacak mecal bırakmıyor .. onun için fazla zorlama, niyet okumuyoruz ama burda herkese irşad vazifemiz yok. hidayet nasibi duası yap içinden geç-git..
 
Herhangibir dinin mensubu olmadığım için sorgulamada birsakınca göremiyorum. Ama inananlar kesinlikle sorgulayamaz. Yasaktır çünkü. Sorgulamadan itaat edeceksin der. Bak kötü niyetli değilim. İslam ve insan bölümü olduğu için "insan" olarak sorgulayıp kendimi ifade ediyorum.

Dinden bahsediyoruz, bir inanç şeklinden. Alakasız örneklerle açıklık getiremeyiz. Kimse anayasa kitabını eline alıp mürid toplayamaz. Yada bir doktor anatomi kitabıyla aynı şeyi yapamaz. Düşünsenize sapık zihniyetli bir insan kitabı yorumlayarak bir ton din cahilini peşinde sürüklüyor, elini eteğini öptürüyor. Böyle örnekler yokmu cevremizde, tarih boyunca çıkmadımı böyle kişiler?

Kitabın ne gibi bir derin manası varda çözemiyor kimse? Aya çıkmayı bu kitapmı öğretti bize? Gizli bir ilim mi var içinde? Sadece insan üstü kişilermi anlayabiliyor bu ilmi? Yapmayın gözünüzü seveyim kurandan 1.000 yıl önce dünyanın yuvarlak olduğunu, 24 saati, 365 günü, 12 ayı hesapladı adamlar. İslamda dahi 10 gün eksiktir bu. Kuran o güne kadar bilinenden fazlasını içermez. Veya gelecek hakkında fikir vermez. Tarih hakkındaki hikayeler bile tevrat ve incilden biraz farkla aynısıdır. Tevrat ve incildeki bir çok hikayede pagan efsanelerine dayanır. Diğer kitaplardaki bu pagan hikayelerinide kuran tastikler.

Bakireden doğum, sepetle nehirde bulunma, denizi ikiye ayırma, nuh tufanı, şifa verme falan bunlar musadan önce birçok pagan kültüründe geçer. Ama bunları kuranda tastikler. İslamdan 1.000 önce bir İskenderiye kütüphanesi vardı ki içinde tıpla ilgili, bilimle ilgili, dinlerle tarihle ilgili binlerce yılık bilmemkaçmilyon yazıt ve kitaplar vardı. O zamanlarda insanlar okuyordu, araştırıyordu, yazıyordu. 5.000 yıl önceki inanlarla pek fazla zeka farkımız yok ki. Bizim o zamanla tek farkımız daha çok şey biliyoruz.

Kuran ne kadar anlaşılmaz olursa olsun insan zekasının yazamayacağı kadar derin bir mana içermez. Ne yazarlar vardır öle bir eser çıkarır ki hayran hayran okursun ama hiçbirşey anlamazsın. Adamın tek cümlesini çözebilmek için saatlerce oturup kafa patlatırsın abi. Tek cümleden tez konusu çıkarırsın. Abi insan zekasının, hayalgücünün yaratıcılıkta sınırı yok. Dünyanın Merkezine Yolculuk, Denizler Altında 20.000 Fersah, Aya yolculuk... Jules Verne müneccimiydi de bu kitapları yazabildi? Abi ne filimler çeviryolar azın açık izlersin. Bunların hepsi insan zekasının ürünüdür. Etrafındaki teknolojiye bak. Bunlar gökten puf diyemi indi? Hepsinde insan imzası vardır.

Düşünsene şimdiki bilgi birikimimizle 1000 yıl öncesine gitsek bırak tanrının oğlunu adamı direk tanrı ilan ederler.

Sınır yok. Yarın daha çok şeye açıklık getireceğiz daha çok şey öğreneceğiz. Teknolojide dahada ilerleyeceğiz. Adamlar duruma göre düşünüp karar veren robotlar geliştiriyor. Programcılık, bilgisayar. Bambaşka bir devrin başlangıcı. Daha dur daha neler öğreneceğiz, daha neler başaracağız.

Artık insanlar zincirleri kırmaya başladı. Bir insanın gözünü açıp gerçeği gösterdinmi birdaha gözünü kapatamazsın, karşı koyar. Misal dört dörtlük müslümansın namazın, zekatın, orucun herşey tamam, kul hakkıda yemem diyosun ama arabaya binip marşa bastınmı bitti herşey. Egzozdan çıkan gazla dünyadaki tüm canlıların yaşam hakkını gaspedersin, hakların en büyüğü yaşam hakkını yersin. Dünyayı yokedersin. Müslümanlıksa müslümanlık al bak gelecekteki insanların hakkını yersin. Başta en büyük günah kul hakkı yersin.

Birileri bunu görür anlar bas bas bağırır düzelmek bizim elimizde herşeyi yapabiliriz kitap da herşeyin cevabı yok dese gülüp geçersin. Dünyanın canını okumaya devam edersin. Çünkü bu devire herkez hazır değildir. Sistem insanlara sürekli hırs, çıkar ve açgözlülük aşıladığı için kendinden başkasını düşünmez o kişi.

Jetonun düşmesi için önce bir dibe vurmak lazım. Dünyanın canını öyle bir çıkarmamız lazım ki yumurta dayandığında herşeyin farkına varılsın. O zaman kitabın içermediği gerçek doğrularla gerçek yanlışlar birbirinden ayrılabilsin. Çürük binalar yapar bir deprem olur binlerce kişi öldükten sonra jeton düşerde geride kalanlar daha sağlam binalar yaparya işte öle bişey buda. Zamanı gelince zaten istemesekte gözler açılacak...

Neyse durum budur, görüşleri kimse kabul etmek zorunda değil. Herhangibir saldırı amacımda yok. Sadece daha rahat sorgulayabiliyorum. Cevap vermek zorunda da değilsiniz. Zaten itaat etmeyi bırakıp dinin afyonundan uyanmadığınız sürece de bu mesajdan hiçbirşey çıkaramazsınız. Önce korkuları yenip sorgulamaya başlamak gerekir...
 
Açılan konularda kaynak göstermek mecburidir.
Lütfen bundan sonraki konularda buna dikkat ediniz.
 
Geri
Üst