Kuklaların İpleri

T.Bag

Banned
Katılım
9 Nis 2009
Mesajlar
210
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Türkoğlusun gör hayini Giymiş din elbisesini Beş v
Kuklaların İpleri



Bu ülkede darbelerin acısı unutulmadı, unutulmayacak… Her bir darbenin ardındaki güçler biliniyor. Her siyasi görüş bu konuda ortak fikirde olduğuna göre aynı şekilde Etnik-Dini-Kültürel-Politik görüşler kapsamında Türkiye’yi bölmek isteyenlere malzeme olmamak gerektiği konusunda da hemfikir olmak gerekir…

Önce iktisadi bağımsızlık elden gitti, ardından da koskoca Osmanlı parçalandı gitti bu kışkırtmalarla… Türkiye’nin sınırları kanla çizildi; kurulduğundan bu güne sınırlarında azalma olmadığı gibi aksine Hatay ilimiz Atatürk’ün üstün başarılarıyla sınırlarımıza dahil edildi. Eminim ki Allah O’na biraz daha uzun ömür bahşetseydi Doğu’da Musul ile Batı’da Selanik ve Adalar da sınırlarımıza dahil olurdu… Ya da O’ndan sonra gelenler O’nun hedefinden gidebilselerdi; ard arda gelen kaos ortamlarında bulmazdık kendimizi…

Birileri güzel ülkemizde yeniden kaos ortamı yaratmak için kıvılcım ararken birileri vasıtasıyla da toplumda infialler çıkarılması hedefleniyor. Lütfen biraz sağduyu… Kaos ortamlarında her şeyden önce sakin, akıllı, tek yürek olmak; olayları sonuçlarıyla birlikte iyi irdelemek gerekir.

Son dalgada ağırlıkta akademik çevre hedef olduğuna göre belli ki üniversiteleri ve STK’nı sindirmek istiyorlar. Öğretim görevlileri ile rektörler kitapla mı darbe yapacaklardı? Ölümle mücadele veren bir kadın, darbe yapacak bir terör örgütünün üyesi olabilir mi? Aslında bu mesele Sayın Saylan’a yaradı bile; kendine geldi, enerji buldu, yaşama daha sıkı sarıldı çünkü artık önünde amaçları var. Hasta yatağında, kendi halinde nefes almak bile zor gelirken birden Türkiye gündemine oturdu, önemsendi…

Bir yerlerden silah bulunuyor, bir yerlerde ne zamandır orada olduğu, kim tarafından, neden öldürüldüğü ve kime ait olduğu belli olmayan kemik parçaları bulunuyor; akabinde gözaltılar geliyor!

Ölümlerinin üzerinden yıllar geçmiş birilerinin yakınları, “benim kocamı bu terör örgütü öldürdü” diyor. Konuştukları için yıllarca tehditler aldıkları iddialarıyla birilerini fütursuzca suçlayarak bu davanın içine girmek istiyorlar!

Adamın birinin beyanları üzerine temelleri kurulan bir operasyon tüm Türkiye’yi salladı koca 1,5 yıl ve gelinen noktada bugün ifadelerini işkence altında vermesi sebebiyle beyanlarının geçersiz olacağı söyleniyor.

Aynı adam Yeni Harman dergisinden Tanla Sılay’a verdiği son özel röportajında diyor ki “Gelecekteki mesleğim bankacılık ve finans üzerine olacak. Din gömleği bana dar geliyor. Egolarımı tatmin etmiyor. Daha büyük olmak hayalim”… ‘Banka kurmak için gereken finans kaynağını nereden bulacak?’ sorusuyla zaman geçirmek yerine, bu cümleleri kuran kişinin psikolojik sağlığını iyi irdelemek gerekiyor.

Operasyon ve davaya dair; “Ben Ergenekon konusunda bir şey söyleyemem bu sadece bir operasyondur ve sonuçlarının nereye gideceğini ben bilemem. Dosyalar savcının ve mahkemenin elinde ve ben televizyona ilk çıktığımda bu işten bir şey çıkmayacağını söyledim. Ve hakikaten de çıkmıyor ve çıkmayacak emekliler, kıraathanesiyle uğraşıyorlar” diyerek sizce kim, kimlerle dalga geçiyor bu satır aralarında?

Resmen işte birileri yazıyor, birileri oynuyor… Bunun bir senaryo olduğunu kendi ağzıyla itiraf eden biri, bakın söyleşisinin devamında ne diyor:

“Bütün televizyon programlarımda siyasi danışmanım ve avukatımın fikirleri ile devrik cümleler kurarak konuşma yaptım. Her konuda hazırlıklı bir şekilde cevap verdim. Tv programlarında konuları kilitledim. Sahneye ve karşıma çıkan gazeteciler bir takım maddelere takıldılar. İstediğimiz buydu. Satrançta olduğu gibi şah- mat idi. Ve mat oldular. Bugün dahi gazeteciler perde arkasında nelerin döndüğünü bilmiyorlar. Ben ise onlardan 10 adım ilerdeyim. Tv’de oyunu biz kurduk ve biz bozduk”…

Kendini o kadar önemsiyor ki bu megolamaniyle, “Ben takdir edilecek ya başarılı biriyim ya da Oscar’lık bir aktör. Zincirleme kaza istiyorsan, otoyolda aniden frene basacaksın sen yoluna devam ettiğinde arkada birbirine girmeyen kalmayacak. Konu Tuncay Güney olunca zincirleme kaza ile oltaya düşenler var” diyor ve ekliyor: “O kadar eminin ki benim şifremi çözemeyecekler”.

Kendisinin şifresi kamuoyunda çözüldü de sadece senaristleri bu oyundan hoşnut ki oyuna kaldığı yerden, yeni heyecan ve figüranları da dahil ederek devam etmek istiyorlar. Çocukluğumuzun ipli kuklaları ile arkadan kurulan plastik bebekler misali, ne bulursan at çuvala… At çuvala Noel Baba, istediğin kadar at da çuval doldu taştı; o çuval bacadan girmez, kapıdan çıkmaz, üstelik kuklaların ipleri birbirine dolandı; kimsenin de işine yaramaz…

‘Yalancının mumu yatsıya kadar yanar’ demiş Atalarımız; kapalı kapılar ardındaki her söz gün gelir ortaya çıkar. Bu dava da önünde sonunda delil ve eylem yetersizliği sebebiyle kapatılacaktır. Gerçek suçlular da vatan kahramanı gibi mazlumlarla harmanlanıp çıkar ya yanar, yanar ona yanarım…
http://www.ilk-kursun.com/2009/04/kuklalarin-ipleri/
 
Geri
Üst