- Katılım
- 20 May 2008
- Mesajlar
- 3,623
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Genel kanı şu: Başbakan Erdoğan yerel seçimlere kadar hiçbir konuda adım atmayacak..
Biraz daha sertleşecek..
Kendisini eleştirenleri haşlayacak..
Önlem önlem diye tutturanları paylayacak..
Memura kredi, alt sınıfa bedava, orta sınıfa ucuz kömür politikalarıyla yerel seçim limanına yanaşmak niyetinde..
IMF ile anlaşmada ayak sürümesinin nedeni de bu.. Denetim istemiyor, elini tutanlardan hoşlanmıyor..
Kürt politikasında en küçük bir esneklik bile olmayacak.. ’Beğenmiyorsan çek git’anlayışını sonuna kadar koruyacak..
İstenildiği kadar bu PKK’nın ekmeğine yağ sürüyor, politika yapma alanını genişletiyor diye karşı çıkılsın, Başbakan’ın aldırış edeceğini sanmıyorum..
Milli Savunma Bakanı’nın ’Ermeni ve Rumları göndererek milli devlet kurduk. Onlar kalsaydı böyle mi olurdu’sözüyle son umutları da dinamitledikten sonra Güneydoğu için yapılacak bir şey yok demektir..
Yerel seçimlerin sonucu beklenecek..
Çünkü Kürt politikacılar bölgede kampanyaya başladılar bile.. Erdoğan’ın amacı belli oldu, Rumlar ve Ermeniler gibi bizi de gönderecekler propagandası Ankara’dan işitiliyordur herhalde..
Başbakan’ın Kürt politikasında geldiği bu noktanın sinirliyken bir sözü ağzından kaçırmasından ibaret mi yoksa planlı bir hareketin başlama vuruşu mu olduğunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz..
Türban sorununda olduğu gibi.. O meşhur sözü İspanya’da söylemeyi Ankara’dan yola çıkarken mi planladı, yoksa öylesine mi söyledi hâlâ tartışmalı..
Bana göre, beğenmeyen çeksin gitsin sözü de velev ki siyasal simge olsun gibi sonuçları düşünülmeden, nasıl algılanacağı hesap edilmeden ağızdan çıkmış cümlelerdir..
*
Yeni Şafak’tan Fehmi Koru, Başbakan’ın pattadak fikir beyan etme özelliğini yerel siyasetten gelmesiyle açıkladı..
Koru’nun, PazarVATAN’daki şu tespiti çok anlamlı:
“Ulusal siyasette deneyim sahibi olmak önemli özelliklere sahip olmayı gerektiriyor.”
Koru’nun bu sözleri ’sevsinler seni’ şeklinde yeni bir fırçaya yol açar mı bilemem..
Ama Erdoğan’ın, uzun süredir Başbakan olsa da ulusal politikalarda deneyimli olmadığı bir gerçek..
Çünkü o koltuğa hazırlanmadan, kendisini yetiştirmeden geldi.. Paldır kültür geldi..
Hâlâ yerel siyasetçi vasfından kurtulamıyor..
Bir yıl içinde iki temel konuda vahim hatalar yapmasının temel nedeni bu..
*
Önümüzde yerel seçim var.. Başbakan da ’yerel siyasetçi’olarak en iyi bildiği kulvara çıkıyor..
İpi rahat göğüsleyeceği belli..
Peki ya Güneydoğu’da!
Diyarbakır hezimetiyle karşılaşırsa ne yapar!
Politikasını gözden geçirir mi? Yanlışlarını söyleyenlere kulak verir mi?
Zannetmiyorum..
Başbakan inatçı, dediğim dedikçi bir yapıya sahip.. Böyle bir sonuçla karşılaşırsa bölgeye küser..
Ne haliniz varsa görün politikası izler..
Daha da sertleşir.. Cezalandırır!
Bu da Türkiye için çok vahim sonuçlar doğurur..
Koru’nun dediği gibi, ulusal siyaset önemli özelliklere sahip olmayı gerektiriyor..
Eksik olan bu galiba..
..::Mehmet Tezkan::...
Biraz daha sertleşecek..
Kendisini eleştirenleri haşlayacak..
Önlem önlem diye tutturanları paylayacak..
Memura kredi, alt sınıfa bedava, orta sınıfa ucuz kömür politikalarıyla yerel seçim limanına yanaşmak niyetinde..
IMF ile anlaşmada ayak sürümesinin nedeni de bu.. Denetim istemiyor, elini tutanlardan hoşlanmıyor..
Kürt politikasında en küçük bir esneklik bile olmayacak.. ’Beğenmiyorsan çek git’anlayışını sonuna kadar koruyacak..
İstenildiği kadar bu PKK’nın ekmeğine yağ sürüyor, politika yapma alanını genişletiyor diye karşı çıkılsın, Başbakan’ın aldırış edeceğini sanmıyorum..
Milli Savunma Bakanı’nın ’Ermeni ve Rumları göndererek milli devlet kurduk. Onlar kalsaydı böyle mi olurdu’sözüyle son umutları da dinamitledikten sonra Güneydoğu için yapılacak bir şey yok demektir..
Yerel seçimlerin sonucu beklenecek..
Çünkü Kürt politikacılar bölgede kampanyaya başladılar bile.. Erdoğan’ın amacı belli oldu, Rumlar ve Ermeniler gibi bizi de gönderecekler propagandası Ankara’dan işitiliyordur herhalde..
Başbakan’ın Kürt politikasında geldiği bu noktanın sinirliyken bir sözü ağzından kaçırmasından ibaret mi yoksa planlı bir hareketin başlama vuruşu mu olduğunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz..
Türban sorununda olduğu gibi.. O meşhur sözü İspanya’da söylemeyi Ankara’dan yola çıkarken mi planladı, yoksa öylesine mi söyledi hâlâ tartışmalı..
Bana göre, beğenmeyen çeksin gitsin sözü de velev ki siyasal simge olsun gibi sonuçları düşünülmeden, nasıl algılanacağı hesap edilmeden ağızdan çıkmış cümlelerdir..
*
Yeni Şafak’tan Fehmi Koru, Başbakan’ın pattadak fikir beyan etme özelliğini yerel siyasetten gelmesiyle açıkladı..
Koru’nun, PazarVATAN’daki şu tespiti çok anlamlı:
“Ulusal siyasette deneyim sahibi olmak önemli özelliklere sahip olmayı gerektiriyor.”
Koru’nun bu sözleri ’sevsinler seni’ şeklinde yeni bir fırçaya yol açar mı bilemem..
Ama Erdoğan’ın, uzun süredir Başbakan olsa da ulusal politikalarda deneyimli olmadığı bir gerçek..
Çünkü o koltuğa hazırlanmadan, kendisini yetiştirmeden geldi.. Paldır kültür geldi..
Hâlâ yerel siyasetçi vasfından kurtulamıyor..
Bir yıl içinde iki temel konuda vahim hatalar yapmasının temel nedeni bu..
*
Önümüzde yerel seçim var.. Başbakan da ’yerel siyasetçi’olarak en iyi bildiği kulvara çıkıyor..
İpi rahat göğüsleyeceği belli..
Peki ya Güneydoğu’da!
Diyarbakır hezimetiyle karşılaşırsa ne yapar!
Politikasını gözden geçirir mi? Yanlışlarını söyleyenlere kulak verir mi?
Zannetmiyorum..
Başbakan inatçı, dediğim dedikçi bir yapıya sahip.. Böyle bir sonuçla karşılaşırsa bölgeye küser..
Ne haliniz varsa görün politikası izler..
Daha da sertleşir.. Cezalandırır!
Bu da Türkiye için çok vahim sonuçlar doğurur..
Koru’nun dediği gibi, ulusal siyaset önemli özelliklere sahip olmayı gerektiriyor..
Eksik olan bu galiba..
..::Mehmet Tezkan::...
