Söylenene göre, ölümü mahsende ki aynalar yüzündenmiş.o aynaların konma sebebide güzelliğine düşkün olması ve bu yüzenden bakire kızları öldürmesindenmiş.Cezayı veren insan onun bu kadar güzelliğine tutkun olmasınıdan,ona verilecek en iyi cezanın güzelliğinin elinden gitmesini görmek olacağını düşünmüş ve onun için çok özel bir camlı mahsen yaptırmış.Bu mahsen asırlık bir hapisanenin altına yapılmış. Sanırım 100 metre altındaymış.kadını camlı mahsene kapattıklarında, ilk önce çok şaşırmış,ilk tepkiside camlarda kendi güzelliğinden etkilenerek gülmek olmuş.ve söylediği ilk sözde "Demek ki güzelliğime bakarak öleceğim" miş.Ama daha sonra bu aynaların kendisi için ne kadar kötü olacağını düşünmemiş.
Aradan günler ve haftalar geçiyor ama halan neşesi yerindeymiş.Aynada kendine bakara nekadar güzel olduğunu konuşarak geçiriyor ve hergün gelen tek öğünlük yemeğini afiyetle yiyor ama tek su eksikliğinden yakınıyormuş.Çünkü su sadece bir bardak ve sadece haftada bir kez verilirmiş.Bir ay böyle geçmiş. Sonra ise artık hakimin cezasını başlatma emri verme zamanı gelmiş ve adamlarına emirini iletmiş.işte bundan sonra olanlar Elizabeth için tam bir cehennem azabın gibiymiş.
Hakimin cezası ise onun için özel olarak yaptırmış olduğu mahsenin hemen altında kocaman fırınların olmasıymış. Ve bu fırınlar yakıldıktan sonra tam üstünde olan Elizabeth'in odası tam bir cehennem ateşiyle ısınırmış.Ve bu fırınların günde bir sefer ve bir saat boyunca yakılmasıyla cezada böylece başlamış.
Ertesi gün uyanan Elizabeth mahsenin sıcaklığını farketmiş ama pek önemsememiş.Gene hergün yaptığı gibi aynanın başına geçip kendiyle konuşmaya başlamış.Eski çocukluk anılarından ve öldürdüğü kızlardan bahsetmiş, hergün olduğu gibi.Gene hergün olduğu gibi yemeği verilmiş.Yemeğini yedikten sonra gene bilindik konuşmaları yapmak için aynanın başına gitmiş.Saat tam yarım olunca ise gene fırıncılara emirler verilmiş ve fırınları yakılmış.Fırınlar yakıldıktan çok kısa bir süre içinde Elizabeth'in mahseni saşırı derecede ısınmış bunu farkeden Elizabeth neler olduğunu anlıyamıyor ama ısıdan dolayı rahatsız oluyor ama kimseden yardım istiyemiyormuş.Aradan yarım saat bile geçmeden kadın tüm elbiselerini çıkarmış bir şekilde mahsende turlayıp su diye bağırıyormuş.Ve tam bu şekilde bir ay geçirilmiş.Artık Elizabeth aynalarla fazla ilgilenmiyor ve konuşmuyormuş çünkü yüzünde susuzluktan ve hala çözemediği mahsenin ısısının artmasından dolayı eski o narin yüzü kurumaya ve çizgileri belirmeye başlamış.Aradan tam 2 yıl,3 ay ve 6 gün geçtikten sonra artık o gençliği gitmiş ve onun yerine 50 yaşlarında bir kadın suratı varmış.Artık aynalarla neredeyse konuşmaz olmuş.Sadece konuşacak başka biri olmadığı için konuşmaya çalışıyormuş.Ve artık aradan 4 yıl, 3 ay gibi bir süreden sonra halan yaşamayı başarabilmiş ama artık ne o güzelliğnden bir haber nede yaşama isteyinden.Aynalarla is artık onun tam bir düşmanıymış çünkü artık istediği şeyler yani kendi güzelliğini göstermiyormuş.Güzelliğini için her şeyi yapan kadın artık bu yaşlı bir ucubeden farksızmış.Suratında ki deri neredeyse,pul pul dökülüyormuş bu yüzden yüzüne bile dokunmaktan çekiniyormuş.Dişleri döküleli neredeyse bir yıl olmuş ve buda yemeklerini doğru dürüst yemesini engelliyor ve buda onun zayıflayıp içice kürdan gibi olmasına yol açmış.Gözleri susuzluk ve sıcaktan neredeyse kurumuş,gözlerini açmaktan bile korkar olmuş.Hele ki son gününlerinde, gözleri iyice kurumuş ve yerinden çıkıp düşecek korkusuyla açmaktan bile çekiniyormuş. Saçları dökülüp gitmiş. Neredeyse 2 yıldır kafasında hiç saç çıkmıyor, düzgün vücudu kamburlaşmış ve ilk mahsene girdiğinde ki elbiseleri artık üzerine büyük, hatta giyerken beline bir ip bağlamazsa üzerinden çıkıp gidecekmiş .
Ve en son gün artık yaşamaktan bıktığı ve kendini nasıl öldürsem demeye başladığı gülerde,aynada gördüğü şey aklını yitirmesine neden olmuş.
Görüğü şeyse
.................................................. ............
Ve ölmeden önce ki son gece gene aynada aynı görüntü belirmiş.Görüntü birşeyler söylüyor ama kulakları artık eskisi kadar duymasına yardım etmiyormuş. Genç bir sesi varmış görüntünün. Elizabeth aynanın karşısına zar zor gelip şunları söylemiş...
"Sende kimsin".
Aynadaki görüntü bu önemli değil sana bir şey söylemeye geldim,sonrada gideceğim demiş.Yaklaş bana Elizabeth. Elizabeth aynaya yaklaşmış ve aynanın ona ne söyleyeceğini merak ederek kulağını yaklaştırmış.Ayna ona :
"GÜZELMİYİM"
Ve Elizabeth bunu duyduktan sonra zaten yerinde olmayan aklı iyice kopmuş ve kafasını son kalan ama tüm bu yılların verdiği nefretle cama vurmuş.Zaten kemikleri bunca yılın verdiği yorgunlukla kafası oracıkta çatlayarak parçalanmış.Kafasını vurmadan önceki saniyerde hala aynı ses ve kahkaha çınlıyormuş kulaklarında ve kafasının içinde.
"GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM"
"GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM"
"GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM"
"GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM"
"GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM"
"GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM"
Aradan günler ve haftalar geçiyor ama halan neşesi yerindeymiş.Aynada kendine bakara nekadar güzel olduğunu konuşarak geçiriyor ve hergün gelen tek öğünlük yemeğini afiyetle yiyor ama tek su eksikliğinden yakınıyormuş.Çünkü su sadece bir bardak ve sadece haftada bir kez verilirmiş.Bir ay böyle geçmiş. Sonra ise artık hakimin cezasını başlatma emri verme zamanı gelmiş ve adamlarına emirini iletmiş.işte bundan sonra olanlar Elizabeth için tam bir cehennem azabın gibiymiş.
Hakimin cezası ise onun için özel olarak yaptırmış olduğu mahsenin hemen altında kocaman fırınların olmasıymış. Ve bu fırınlar yakıldıktan sonra tam üstünde olan Elizabeth'in odası tam bir cehennem ateşiyle ısınırmış.Ve bu fırınların günde bir sefer ve bir saat boyunca yakılmasıyla cezada böylece başlamış.
Ertesi gün uyanan Elizabeth mahsenin sıcaklığını farketmiş ama pek önemsememiş.Gene hergün yaptığı gibi aynanın başına geçip kendiyle konuşmaya başlamış.Eski çocukluk anılarından ve öldürdüğü kızlardan bahsetmiş, hergün olduğu gibi.Gene hergün olduğu gibi yemeği verilmiş.Yemeğini yedikten sonra gene bilindik konuşmaları yapmak için aynanın başına gitmiş.Saat tam yarım olunca ise gene fırıncılara emirler verilmiş ve fırınları yakılmış.Fırınlar yakıldıktan çok kısa bir süre içinde Elizabeth'in mahseni saşırı derecede ısınmış bunu farkeden Elizabeth neler olduğunu anlıyamıyor ama ısıdan dolayı rahatsız oluyor ama kimseden yardım istiyemiyormuş.Aradan yarım saat bile geçmeden kadın tüm elbiselerini çıkarmış bir şekilde mahsende turlayıp su diye bağırıyormuş.Ve tam bu şekilde bir ay geçirilmiş.Artık Elizabeth aynalarla fazla ilgilenmiyor ve konuşmuyormuş çünkü yüzünde susuzluktan ve hala çözemediği mahsenin ısısının artmasından dolayı eski o narin yüzü kurumaya ve çizgileri belirmeye başlamış.Aradan tam 2 yıl,3 ay ve 6 gün geçtikten sonra artık o gençliği gitmiş ve onun yerine 50 yaşlarında bir kadın suratı varmış.Artık aynalarla neredeyse konuşmaz olmuş.Sadece konuşacak başka biri olmadığı için konuşmaya çalışıyormuş.Ve artık aradan 4 yıl, 3 ay gibi bir süreden sonra halan yaşamayı başarabilmiş ama artık ne o güzelliğnden bir haber nede yaşama isteyinden.Aynalarla is artık onun tam bir düşmanıymış çünkü artık istediği şeyler yani kendi güzelliğini göstermiyormuş.Güzelliğini için her şeyi yapan kadın artık bu yaşlı bir ucubeden farksızmış.Suratında ki deri neredeyse,pul pul dökülüyormuş bu yüzden yüzüne bile dokunmaktan çekiniyormuş.Dişleri döküleli neredeyse bir yıl olmuş ve buda yemeklerini doğru dürüst yemesini engelliyor ve buda onun zayıflayıp içice kürdan gibi olmasına yol açmış.Gözleri susuzluk ve sıcaktan neredeyse kurumuş,gözlerini açmaktan bile korkar olmuş.Hele ki son gününlerinde, gözleri iyice kurumuş ve yerinden çıkıp düşecek korkusuyla açmaktan bile çekiniyormuş. Saçları dökülüp gitmiş. Neredeyse 2 yıldır kafasında hiç saç çıkmıyor, düzgün vücudu kamburlaşmış ve ilk mahsene girdiğinde ki elbiseleri artık üzerine büyük, hatta giyerken beline bir ip bağlamazsa üzerinden çıkıp gidecekmiş .
Ve en son gün artık yaşamaktan bıktığı ve kendini nasıl öldürsem demeye başladığı gülerde,aynada gördüğü şey aklını yitirmesine neden olmuş.
Görüğü şeyse
.................................................. ............
Ve ölmeden önce ki son gece gene aynada aynı görüntü belirmiş.Görüntü birşeyler söylüyor ama kulakları artık eskisi kadar duymasına yardım etmiyormuş. Genç bir sesi varmış görüntünün. Elizabeth aynanın karşısına zar zor gelip şunları söylemiş...
"Sende kimsin".
Aynadaki görüntü bu önemli değil sana bir şey söylemeye geldim,sonrada gideceğim demiş.Yaklaş bana Elizabeth. Elizabeth aynaya yaklaşmış ve aynanın ona ne söyleyeceğini merak ederek kulağını yaklaştırmış.Ayna ona :
"GÜZELMİYİM"
Ve Elizabeth bunu duyduktan sonra zaten yerinde olmayan aklı iyice kopmuş ve kafasını son kalan ama tüm bu yılların verdiği nefretle cama vurmuş.Zaten kemikleri bunca yılın verdiği yorgunlukla kafası oracıkta çatlayarak parçalanmış.Kafasını vurmadan önceki saniyerde hala aynı ses ve kahkaha çınlıyormuş kulaklarında ve kafasının içinde.
"GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM"
"GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM"
"GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM"
"GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM"
"GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM"
"GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM GÜZELMİYİM"