Konjoktivit Anıtkabir'e Çıkmaya Engel mi ?

Vtnsvr

New member
Burhan ÖZBEY





Konjoktivit bir göz hastalığı…
Ya da gözde de olan bir rahatsızlık…
Bu satırların yazarının neredeyse ömrünün yarısı allerjik konjonktivit rahatsızlığı ile geçti ve halen de devam ediyor…
Güneşe çıktığınızda, uykusuz kaldığınızda, biraz üşüttüğünüzde… hep ayni rahatsızlıkla birlikte yaşıyorsunuz…
Gözlerde yanma, sulanma, kaşınma ve kızarma vs…
Hastalığın en bariz belirtileri bunlar...
Sayın Başbakan!
Rahatsızlığımızdan ötürü bir gün değil, yarım gün bile normal yaşamımızdan uzak kalmadık. Ne iş yapmamız gerekiyorsa onu yaptık. Üstlendğimiz görevi bu rahatsızlıktan ötürü hiç aksatmadık. İşimizden gücümüzden bir dakika bile ayrı kalmadık
Sayın Başbakan!
Gözünüzde oluşan konjonktivitten ötürü, 19 Mayıs’ta Yüce Ata’nın huzuruna çıkmakta kendinizi uzak tutmanız bu satırların yazarı olarak bizi üzdü… Böyle bir önemli günde Anıtkabir’de Türkiye Cumhuriyet’inin Başbakanı konumuyla yerinizin boş kalmasını içimize sindiremedik.
Siz ki Attan düştükten sonra bile, çalışmanızı bir saat bile aksatmamış, sportmen bir yapıya sahip, dirençli, kararlı, mücadeleci bir siyaset adamısınız…
Pek çok konuda, pes etmeyecek denli gözü kara olduğunuz herkesce bilinen bir gerçek…
Böylesine açık bir gerçek ortada iken, küçücük bir göz rahatsızlığınızdan ötürü, - ki söylemiştik biz onu yıllardır çeken kimseyiz ve normal yaşantımızı da bundan ötürü bir dakika bile aksatmadan sürdürüyoruz. – 19 Mayıs törenleri sırasında ülkenin başbakanı olarak Anıtkabir’de bulunmamayı tercih etmeniz, bizi ülkenin vatandaşları olarak ciddi ölçüde etkilemiştir…
“Doktorlar böyle istedi…”
“Doktorlar ısrar etti, ben ne yapabilirim?”
Belki sizi bu konuda eleştirenlere karşın yanıtınız böyle oldu ya da olacaktır…
Hayır Sayın Başbakan!
Rahatsızlığınız, hayati önem taşıyan ve ayakta duramayacak denli ağır bir rahatsızlık değil. Yaşıyoruz biz biliyoruz. En azından bize göre öyle…
Pek çok konuda, kimseyi dinlemeden, bildiğiniz gibi tavırlar aldığınızı ve söylem ve eylemlerde bulunduğunuzu biliyoruz. İsteseydiniz, rahatsızlığınıza karşın biraz kendinizi zorlar ATA’nın huzuruna çıkarınız.
Doktorları dinlemeyebilir ve 19 Mayıs günü Anıtkabir’de yapılan törene dimdik, ayakta yerinizi alır ve Ulu Önder Ata’ya karşı hem bu ülkenin Başbakanı hem de, bir vatandaş olarak saygı görevinizi yerine getirebilirdiniz.. Bizler ‘de T.C vatandaşları olarak bundan büyük mutluluk duyardık!..
Sayın Başbakan!
Tabi ki istediğiniz törene katılıp katılmamak vatandaş konumuyla sizin tercihiniz. Ancak, Başbakan olarak bu denli serbestiniz olamaz. Yok da. Çünkü siz Anıtkabir’e çıkarken ,vatandaş Tayyip Erdoğan olarak değil, bu ülkenin Başbakanı konumu ve sorumluluğuyla çıkıyorsunuz.
Bizi yani milleti temsilen çıkıyorsunuz..
Size yönelik bu konuda eleştiri yapanlara karşı, daha önce ki tören katılımlarınızı örnek gösterip, bu kez sağlık nedenleri dışında herhangi bir neden olmadığnı söyleyebilirsiniz… Buna da sözümüz yok…
Ancak bugün ki günler, o günler değil Sayın Başbakan!…
Ülke hassas bir dönemden geçiyor…
İnsanlar gergin. Toplumda gittikçe göze çarpmakta olan bir kamplaşmadan söz ediliyor. Kimse yadsıyamaz ki, ülkede gittikçe belirgin biçimde kendini göstermekte olan bir ayrışma; “bizler” ve “onlar” fenomeni yaşanmakta… Ne yazık ki “fenomen” derecesinde tartışılmaz ölçüde bir gerçekle karşı karşıyayız.
Anayasa Mahkemesi’nde önemli iki dava görüşülüyor.
Partinizin kapatılması ve türbanın üniversitelerde serbest bırakılması yönünde aldığınız karalarla ilgili davalar…
İki davanın açılmasında temel neden, iktidar uygulamalarında laikliğe aykırı davranılması ve T.C. Anayasası’na, yasalara ve mevzuata aykırı hareket edilmiş olması…
Her iki davanın açılmış olmasından üzüntü duyduğumuzu öncelikle belirtmiş olalım… Keşke Anayasa’ya, yasalara aykırı filler işlenmemiş olsaydı da, ülkeyi sarsan bu davalar gündeme gelmemiş olsaydı…
Sayın Başbakan!
Biliyoruz bizler kadar, siz de bu vatanı seviyor ve ülke adına gecenizi gündüzünüze katıyorsunuz. Doğrularınız yanında, pek çok icraatınızı vatandaş olarak hatalı ve yanlış bulup onaylamamış ve bundan ötürü partinize iki dönemdir oy vermemiş olsak da, en azından “biz gelişerek değiştik” söyleminizden yola çıkarak, iyi şeyler yapılması adına partiniz açısından beklenti modumuzu bugüne değin sürdürdük…
Ancak başta zatı aliniz olmak üzere, iktidar yetkililerinin böylesi hassas bir dönemde toplumun tansiyonunu düşürücü, “ılımlı davranışlar” içerisinde olmaları ve yanlış anlamalara meydan verecek söylem ve eylemlerden uzak durmaları beklenmez mi?
70 milyonun bağrına bastığı Ulu Önderi, bizler kadar yanılmıyorsak sizin de coşkuyla sevip, bağrınıza basma gibi yüce duygularla dolu olduğunuzu kabul ediyoruz. Hal böyleyken “Anıtkabir’de sap gibi durmak…” söylemini hatırlatırcasına, şahsınızı, aklınızdan geçmediği halde, (biz öyle kabul ediyoruz) ATA’ya karşıymış gibi gösterecek böyle bir durumu yaratmak, gerçekten talihsizlik olmadı mı?
Sayın Başbakan!
Her şeye karşın;
Size acil şifalar dileyerek yeri geldiği için Ulu Önder Atatürk’ten ibret alınacak bir düşünce, söylem ve eylemle yazımızı noktalıyoruz.
“Atatürk varoluş nedeninin farkındaydı. Bu sorumluluktur ki. Üç kaburga kemiği kırık haldeyken doktorları istirihat etmesini önermesine rağmen, Sakarya Savaşı’na hazırlanmış, doktorlara ‘iyileşmesi gereken ben değil, vatandır’ demiştir” (Zihinsel Uyanış – Ethem Kocabaş – Altın Kitaplar – Birinci baskı - Nisan 2008- Sayfa . 69)
Evet sevgili okurlar…
Atatürk üç kaburga kemiği kırıkken Sakarya Savaşı’na hazırlanmış, katılmış ve milletine karşı yapması gereken görevini yapmaktan bir adım geri durmamıştır… Hem de tüm yaşamı boyunca…
YÜCE ATATÜRK RUHUN SAD OLSUN!

http://657liyiz.biz/showthread.php/konjoktivit-anitkabire-cikmaya-engel-mi-11371.html
 

NeCcko

Altın Üye
Eger gözündeki rahatsızlığa rağmen yine gitseydi bu seferki yazılacak olanları tahmin ediyorum.

Başbakan reklam kokan hareketler bunlar diceklerdi.
Yani hasta hasta gitsede gitmesede deişen bişe olmucaktı.
 

Hacker-22

Atam izindeyiz!
Eger gözündeki rahatsızlığa rağmen yine gitseydi bu seferki yazılacak olanları tahmin ediyorum.

Başbakan reklam kokan hareketler bunlar diceklerdi.
Yani hasta hasta gitsede gitmesede deişen bişe olmucaktı.
katılıyorum :clap

arkadaşlar ne olursa olsun akp yi seçen yine biziz iktidardaki partiye destek çıkmak lazım...
 

sergahcan

New member
bu güne kadar katıldığı hangi bayramdan dolayı eleştirilen başbakan gördünüz. olmamışlar üstünden fantazi yapmayı bırakın. bak adam ne güzel itiraf etmiş, biz seçtik, ne halt yerse yesin destekleriz demiş. yani önemli olan yanlış yada doğru yapması değil, önemli olan benim olsun ne halt olursa olsun mantığı. bu mantıkta insanların olduğu bir ülkede neyin adaleti, kimin hakkı, kime saygı bekliyorsunuz. bu adamın bakışıyla ülke batsın, millete ne olursa olsun amma benim tayyibim sana bir şey olmasın yeter ... afferin , bunlar kul diyincede kızarlar, ama kula kul....saygılarımla...
 

DarthErim

Altın Üye
Biz bu cumhuriyeti kuranın ayakta duramayacak halde törene katıldığını biliyoruz...
O koltuk büyük geliyorsa gitmeli.
Gitmeyecekse de koltuğunu doldurmasını bilmeli.
 

HTML

Üst