- Katılım
- 11 Mar 2008
- Mesajlar
- 20,694
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Karşıdan karşıya geçeceğim sırada bir polis aracı bana çarptı. Yere düştüm. Ve yurdumun polisi ne yaptı? Gaza bastı ve kaçtı.
Anneme "Artık evlenmek istiyorum." dedim; "Kapı orada!" dedi. Ne dedim ben şimdi ya?
Geldiğimi gören komşum kıyak olsun diye kendi binalarının önünü ıslatmaktayken bizim binanın önünü de şöyle bir ıslattı. Bu kıyağın neticesinde işten gelmiş yorgun argın halimde patileri ve gövdesi çamurlanan köpeğimi yıkamak tarayıp kurutmak için 45 dakika harcadım. Ayakkabımdan yeni alıp ilk kez giydiğim beyaz pantalonuma sıçrayan çamuru çıkartmak için elde çitileyecek hal kalmadığı için tek bir pantolonu çamaşır makinesine atıp yıkamak zorunda kaldım. Bu süre içinde yemek yapacak vaktim olmadığı için ve acıktığım için dışardan hazır yemek söyledim. Allah'tan arabam var da gideceğim yere geç kaldığım için taksiye binmek zorunda kalmadım. Lütfen bana kıyak yapmayın hem maddi hem manevi zarar resmen.
Dün diyete girip diyet listesindeki bir kibrit kutusu kadar peynir için kibrit kutusunun boyunu, yüksekliğini ölçen şahsiyet benim matametik öğretmeni olan arkadaşım değildir, ilanen duyurulur.
Soyadım benzersiz. Dedem ya da babam bu yaştan sonra birilerine erkek çocuk doğurtmaz ise bu soyad benimle birlikte yok olup gidecek. Bu duruma çok üzülen babama "Gayrimeşru bir çocuk doğurayım, böylece soyadı bizim soyadımız olur" diyorum, yemiyor da ben suratıma terliği yiyordum az kalsın.
Minik oğlunun fotoğraflarına baktıktan sonra bana dönüp; ''pnrbl sana iş buldum'' diyen genel müdürüm neyi kastetti acaba? Zaten bir işim olduğunu, onun şirketinde çalıştığımı söylesem mi?
Muhasebe müdürümüz karımın parfümünden kullanıyor sanırım. Yoksa 110 kiloluk, kel, fodul adam odama girdiğinde neden tahrik olayım ki?
İçimdeki "al" diyen bir sesin dürtmesine dayanamayıp sürekli alışveriş yapıyorum. Başladığım bir işi birileri sertçe dürtüp uyarmadan bitiremiyorum. İçimde hiç olmayan cinsellik dürtüsü ve bunun sonucu olarak eşimin artık "dürtmek" istediğini, beni “dürtememekten” seks krizlerine girdiğini söylemesi üzerine bir psikoloğa gittim. Uzun konuşma ve küçük bir terapinin ardından teşhisi koyuyor doktorum; "Dürtü kontrol bozukluğu". Tedavisi olan bir hastalıkmış en azından. Tedavi edilebilir olması iyi bir işaret olsa da; bir yandan dürtülmek, bir yandan bir daha “dürtülmemek” için tedavi olmak, beni içten içe korku yolu ile “dürtüyor”. Biri beni dürtsün lütfen!
Eve aldığım minik kedi yavrusu bütün gece kolumu, bacağımı ısırmaktan uyutmuyordu. Her yolu denedim. Veteriner ısırdığında parmağınızla hafifçe dudaklarına vurun dedi, olmadı, bir internet sitesinde su tabancasıyla su sıkın yazıyordu, o da işe yaramadı. Dün ev ürünleri satan bir yerden aldığım banyo perdesini koluma bacağıma rulo şeklinde sardım, koli bantıyla da yapıştırdım. Ayaklarıma çorap, ellerime de eldiven giydikten sonra yattım yatağa. Nasıl uyumuşum anlatamam. Kedi mi? Tabii ki hala ısırıyor.
Burnuma bir sinek saldırısıyla uyandım, panikle kalkıp başımı kapıya çarptım, banyoya gideceğim derken mutfakta ayağım kaydı ikili salto attım ama nihayetinde başımda ve ayak bileğimde birer şişlikle banyoya ulaştım. Ben yaşıyorum ama onu köşeye sıkıştırdığım anda, o gözünü kan bürümüş sivri zekalı sinek bir ölü olacak!
Tiyatroya gideceğimi binbir neşeyle söylediğim arkadaş "İyi eğlenceler, ben de Las Vegas'a gidiyorum." diye mesaj göndermiş. Küfretse daha mı iyiydi ne?
Sahilde şezlongun üzerine uzanmış 2 adamın çoraplarını gösterip gülmekten krize giren daha sonra "Bu kadar da olmaz, sahilde çorapla mı gezilir?" diyen ve arkasından kendisinin de çoraplarını çıkarmayı unuttuğunu fark eden ve gün boyu bir daha konuşmayan ve asla bir daha o sahile adımını atmayan insan benim babamdır.
Anneme "Artık evlenmek istiyorum." dedim; "Kapı orada!" dedi. Ne dedim ben şimdi ya?
Geldiğimi gören komşum kıyak olsun diye kendi binalarının önünü ıslatmaktayken bizim binanın önünü de şöyle bir ıslattı. Bu kıyağın neticesinde işten gelmiş yorgun argın halimde patileri ve gövdesi çamurlanan köpeğimi yıkamak tarayıp kurutmak için 45 dakika harcadım. Ayakkabımdan yeni alıp ilk kez giydiğim beyaz pantalonuma sıçrayan çamuru çıkartmak için elde çitileyecek hal kalmadığı için tek bir pantolonu çamaşır makinesine atıp yıkamak zorunda kaldım. Bu süre içinde yemek yapacak vaktim olmadığı için ve acıktığım için dışardan hazır yemek söyledim. Allah'tan arabam var da gideceğim yere geç kaldığım için taksiye binmek zorunda kalmadım. Lütfen bana kıyak yapmayın hem maddi hem manevi zarar resmen.
Dün diyete girip diyet listesindeki bir kibrit kutusu kadar peynir için kibrit kutusunun boyunu, yüksekliğini ölçen şahsiyet benim matametik öğretmeni olan arkadaşım değildir, ilanen duyurulur.
Soyadım benzersiz. Dedem ya da babam bu yaştan sonra birilerine erkek çocuk doğurtmaz ise bu soyad benimle birlikte yok olup gidecek. Bu duruma çok üzülen babama "Gayrimeşru bir çocuk doğurayım, böylece soyadı bizim soyadımız olur" diyorum, yemiyor da ben suratıma terliği yiyordum az kalsın.
Minik oğlunun fotoğraflarına baktıktan sonra bana dönüp; ''pnrbl sana iş buldum'' diyen genel müdürüm neyi kastetti acaba? Zaten bir işim olduğunu, onun şirketinde çalıştığımı söylesem mi?
Muhasebe müdürümüz karımın parfümünden kullanıyor sanırım. Yoksa 110 kiloluk, kel, fodul adam odama girdiğinde neden tahrik olayım ki?
İçimdeki "al" diyen bir sesin dürtmesine dayanamayıp sürekli alışveriş yapıyorum. Başladığım bir işi birileri sertçe dürtüp uyarmadan bitiremiyorum. İçimde hiç olmayan cinsellik dürtüsü ve bunun sonucu olarak eşimin artık "dürtmek" istediğini, beni “dürtememekten” seks krizlerine girdiğini söylemesi üzerine bir psikoloğa gittim. Uzun konuşma ve küçük bir terapinin ardından teşhisi koyuyor doktorum; "Dürtü kontrol bozukluğu". Tedavisi olan bir hastalıkmış en azından. Tedavi edilebilir olması iyi bir işaret olsa da; bir yandan dürtülmek, bir yandan bir daha “dürtülmemek” için tedavi olmak, beni içten içe korku yolu ile “dürtüyor”. Biri beni dürtsün lütfen!
Eve aldığım minik kedi yavrusu bütün gece kolumu, bacağımı ısırmaktan uyutmuyordu. Her yolu denedim. Veteriner ısırdığında parmağınızla hafifçe dudaklarına vurun dedi, olmadı, bir internet sitesinde su tabancasıyla su sıkın yazıyordu, o da işe yaramadı. Dün ev ürünleri satan bir yerden aldığım banyo perdesini koluma bacağıma rulo şeklinde sardım, koli bantıyla da yapıştırdım. Ayaklarıma çorap, ellerime de eldiven giydikten sonra yattım yatağa. Nasıl uyumuşum anlatamam. Kedi mi? Tabii ki hala ısırıyor.
Burnuma bir sinek saldırısıyla uyandım, panikle kalkıp başımı kapıya çarptım, banyoya gideceğim derken mutfakta ayağım kaydı ikili salto attım ama nihayetinde başımda ve ayak bileğimde birer şişlikle banyoya ulaştım. Ben yaşıyorum ama onu köşeye sıkıştırdığım anda, o gözünü kan bürümüş sivri zekalı sinek bir ölü olacak!
Tiyatroya gideceğimi binbir neşeyle söylediğim arkadaş "İyi eğlenceler, ben de Las Vegas'a gidiyorum." diye mesaj göndermiş. Küfretse daha mı iyiydi ne?
Sahilde şezlongun üzerine uzanmış 2 adamın çoraplarını gösterip gülmekten krize giren daha sonra "Bu kadar da olmaz, sahilde çorapla mı gezilir?" diyen ve arkasından kendisinin de çoraplarını çıkarmayı unuttuğunu fark eden ve gün boyu bir daha konuşmayan ve asla bir daha o sahile adımını atmayan insan benim babamdır.