- Katılım
- 6 Haz 2006
- Mesajlar
- 5,121
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 37
Başbakan Erdoğan’ın bugün kendisine "Memur Kemal Efendi" diye seslendiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, 'Ben memur Kemalim ama kimse bana kalpazan Kemal demedi' dedi.
Kılıçdaroğlu, partisince Yozgat Cumhuriyet Meydanında düzenlenen mitingde, vatandaşlara hitap etti.
Yozgat’a siyasetçi olarak ilk kez geldiğini, ancak sorunları çok iyi
bildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, çözümünün de CHP iktidarında olduğunu
kaydetti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’nın 30 Ekim 2002 tarihinde Yozgat’ta
yaptığı konuşmada "Türkiye’nin ciddi sıkıntıları olduğunu, bunların başında iş
ve aş geldiğini, vatandaşların kendilerine oy vermesi halinde iş ve aş
sağlayacağını" söylediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, ancak bu vaatleri yerine
getirmediklerini öne sürdü.
Başbakan Erdoğan’ın sözlerinin üzerinden 8 sene geçtiğini hatırlatan,
"İşiniz ve aşınız var mı?" diye sorduğu vatandaşlardan "Hayır" yanıtını
alması üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Kim yalan söyledi o zaman? Bu milleti kim kandırdı. Recep Bey şunu
söylüyor, ’Efendim diyor, milletin halinden anlamak için damdan düşeni
getirin...’ Sen damdan düştün, ama havuzlu villaya düştün. Millet yere çakıldı.
Milletin sırtından besleneceksin, köşeyi döneceksin, yolsuzluk yapacaksın,
yolsuzluk yapanın sırtını sıvazlayacaksın, kendine Üsküdar’da etrafı çift
duvarlarla örülü villalar yapacaksın, havuzun olacak, yanınında helikopter pistin
olacak, sonra geleceksin ve diyeceksin ki fakir, fukara, garip, guraba Allah,
peygamber... Güzel hepsinin başımızın üzerinde yeri var da sen köşeyi dönünce
han, hamam sahibi olmuşsun. Nasıl din, iman bu? Nasıl fakir, fukaralık bu?"
AK Parti iktidarının din, iman, ahlak ticareti yaptığını, vatandaşın en
temiz duygularını sömürdüğünü öne süren Kılıçdaroğlu, buna artık izin
verilmemesini istedi.
Yozgatlıların AK Parti’ye inandıklarını, ancak bekledikleri hizmeti
alamadıklarını ileri süren Kılıçdaroğlu, kentin göç verdiğini ve sıkıntılarla baş
etmek zorunda bırakıldığını söyledi.
Vatandaşlardan 12 Eylülde yapılacak referandumda AK Parti’ye ders
vermelerini isteyen Kılıçdaroğlu, "Ben onlara adaletten kaçanlar partisi
diyorum. Hiç ses çıkarmıyorlar, çünkü adaletten kaçıyorlar" dedi.
Kul hakkı yemenin en büyük günah olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "12
Eylülde ya kul hakkı yemek serbesttir diyeceğiz ya da kul hakkı yiyenlerden hesap
soracağız. Mesele bu kadar basit" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan’ın Aydın’da yaptığı konuşmada, "Biz kefenimizi giydik
de yola çıktık" dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Recep Bey, Aydın’da başlamış konuşmaya ’Biz kefenimizi giydik, biz
Menderes gibiyiz. Verilmeyecek hesabımız yoktur’ diye. Şunu söylüyorum, Bozok
Ovası’ndan söylüyorum, Yozgat’tan söylüyorum. Sayın Başbakan, kimse sana kefen
giydiremez. Sana birisi kefen giydirirse, gel kardeşini bul. Önce mücadeleyi ben
vereceğim. Ama sana bir şey söyleyeyim, kul hakkı yediysen hesabını soracağım. O
hesap soracakların başında da bu kardeşin gelecek. Başbakan diyor ki ’Yüce
Divan’dan bahsediyorlar’ diyor. Bir de ’demokrat olduklarını’ söylüyorlar diyor.
Ya kulakları duymuyor, ya da ne söylediğini bilmiyor. Gerçekten anlamak mümkün
değil. Bu iktidar döneminde bir Başbakan ve 7 tane eski Bakan Yüce Divan’a
gönderildi mi? Bunlardan birisi de Mesut Yılmaz değil miydi? O zaman demokrat
değil miydi bu adam?
Ben Recep Bey’in derdini biliyorum. Recep Bey, irticalen konuşamaz. Böyle
bir kabiliyeti yok. Onun sağında ve solunda iki tane cam var. Onlardan metin
geçer, o da konuşur, yani camdan konuşur. Bizim gibi yüreğinden değil, candan
değil, candan konuşamaz o. Başbakanlık yapıyorsan, çık milletin önüne, kağıda,
cama falan bakma, içinden ne geliyorsa öyle söyle. Öyle konuş, yiğitçe konuş.
Cama bakacaksın, eline bir metin sıkıştıracaklar, bu metinden konuşacaksın, ne
söylediğini bilmeyeceksin."
-"FINDIK ÜRETİCİSİNİN SORUNUNU ÇÖZÜYOR MU? DİYORUM, FINDIK ANLIYOR"-
Kılıçdaroğlu, gittiği kentlerde üreticilerin sıkıntılarını dile
getirdiğini, ancak Başbakan Erdoğan’ın bunu farklı algıladığını ifade ederek,
"Ben ’Anayasa değişikliği fındık üreticisinin sorununu çözüyor mu?’ diyorum,
Sayın Başbakan bunu fındık anlıyor. ’Kayısı üreticisinin sorununu çözüyor mu?’
diyorum Sayın Başbakan kayısı anlıyor. Gitmiş Hatay’a, orada da künefe anlamış.
Aydın’a gelmiş, incir anlamış. Çünkü onların görevi ne? Yemek. Yahu Recep Bey,
yiye yiye daha gözün doymadı mı? Fındık ve kayısı üreticisinin alın terini
sömürdün, daha yetmedi mi? Bunlar sırtlarını halka döndüler" diye konuştu.
Yozgat’taki özelleştirme uygulamalarını da eleştiren Kılıçdaroğlu, CHP
iktidarında kapanan fabrikaların yeniden faaliyete geçirileceğini söyledi.
Hükümetin Dubai’de 1 milyar dolara Irak’a girmeme şartıyla anlaşma
imzaladığını iddia eden Kılıçdaroğlu, "1 milyar dolara kendi ülkesini pazarlayan
başka bir Başbakan var mı dünyada? Bakın burada söylüyorum, ’Sayın Başbakan 1
milyar dolara kendi ülkesini pazarlamıştır’ diyorum. Yiğitse mahkemeye versin
bakalım. Bir Başbakan kendi ülkesini pazarlar mı? Recep Bey pazarlıyor ve bunu
’Ben ülkemi pazarlamakla görevliyim’ diye TBMM’de AKP Grubu’nda söyledi" diye
konuştu.
CHP’nin her zaman halka güvendiğini ve gücünü halktan aldığını vurgulayan
Kılıçdaroğlu, "Halk için çalışacağız. Halk için üreteceğiz. Darbelere de
karşıyız, ister askeri, ister sivil, kim yaparsa. Biz şunu söylüyoruz, tek
gücümüz var, halk. Biz uzaktan kumandalı hükümet olmayacağız, tek komutanımız
olacak o da halktır" dedi.
KALPAZAN KEMAL DEĞİLİM
CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, "Ben memur Kemalim, işçi Kemalim, emekli Kemalim, bunları
bana herkes söyleyebilir. Ama hiç kimse bana kalpazan Kemal demedi, değil mi?
Veya hiç kimse bana hayali ihracatçı milletvekili demedi veya hiç kimse bana
ihaleye fesat karıştıran memur demedi. Devlete onurla hizmet eden bir kişiyim ben
ve bununla da övünürüm" dedi.
Kılıçdaroğlu, Yozgat gezisi kapsamında Sorgun ilçesi Bahadın beldesinde
düzenlenen Kültür Festivali’nin açılışında konuştu.
Türkiye’nin sorunlarını aşacağına inandığını ifade eden Kılıçdaroğlu,
vatandaşların Türkiye’nin geleceği için 12 Eylülde yapılacak referandumda
"hayır" oyu vermelerini istedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün Isparta’da yaptığı konuşmada
kendisine "Memur Kemal Efendi" diye seslendiğini ifade eden Kılıçdaroğlu,
şunları kaydetti:
"Memur olmaktan onur duydum, çünkü onurla hizmet ettim millete. Ben aynı
zamanda memur Kemalim, işçi Kemalim, emekli Kemalim, milletvekili Kemalim, ben
halkın Kemaliyim. Yani Sayın Başbakan, memur demekle bütün memurları aşağılıyor.
Memurlara buradan selam gönderiyorum. Aşağılanması gereken birisi varsa,
aşağılayan kişidir. Bunu da Başbakanın bilmesi lazım."
Kılıçdaroğlu, alandaki "Bizde insan vardır, kadın mı erkek mi sorulmaz"
pankartına işaret ederek, insan sevgisinin, ayrım yapmaksızın insanı sevmenin
önemine değindi.
Bahadın’ın DSP’li Belediye Başkanı Dilaver Özcan’ı yakın zamanda CHP
saflarında görmekten mutluluk duyacaklarını da ifade eden Kılıçdaroğlu, ülkeyi
aydınlığa çıkarmak için birlik ve beraberlik içinde hareket edilmesi gerektiğini
vurguladı.
-"BİNDİRME KITALARLA TOPLANTI YAPMIYORUZ"-
Kendisinin devletin ciddiyetinin ve öneminin her zaman farkında olduğunu
belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Ben memur Kemalim, işçi Kemalim, emekli Kemalim, bunları bana herkes
söyleyebilir. Ama hiç kimse bana kalpazan Kemal demedi, değil mi? Veya hiç kimse
bana hayali ihracatçı milletvekili demedi, veya hiç kimse bana ihaleye fesat
karıştıran memur demedi. Devlete onurla hizmet eden bir kişiyim ben ve bununla da
övünürüm. Efendi adamım doğrudur, düzgün adamım çünkü ben. Halka hizmet etmeyi
seviyorum. Kendimi düşünmüyorum, emin olun çoluk çocuğumu bile doğru dürüst
düşünemiyorum. Tek amacım var, yalancılardan, talancılardan, dolandırıcılardan,
din tacirlerinden bu ülkeyi kurtarmak, düzlüğe çıkarmak, bütün amacım bu. Eğer
ben Recep Bey’in ezberini bozduysam, bundan da son derece mutluyum. Ama beklesin,
ezberini bozdum, kimyasını da bozacağım ve daha sonra inşallah sizlerin oylarıyla
düzenini de bozacağım. Halkın düzenini kuracağım.
Biz öyle dışardan taşımalarla, bindirme kıtalarla toplantı yapmıyoruz.
Bir kişi de olsa gidiyoruz ayağına. Biz bindirme kıtalarla, valilerle,
kaymakamlarla, onların buldurduğu adamlarla öyle Başbakana yaranmak için miting
falan da düzenlemiyoruz. Onu Recep Bey düşünür, Recep Bey yapar. Çünkü bunlar
yalandan, dolandan, talandan beslenenlerdir. Bundan beslendikleri için zaten,
maskelerini indirince siz gerçek yüzlerini görüyorsunuz. Unutmayın, bu memur
Kemal, bu işçi Kemal, sizin Kemalinizdir, sizin için çalışacak."
GAZETEVATAN
