"Kim 'oturulabilir' dediyse yasal sürece hesap verecek"

Gogomanyaa

New member
Katılım
3 Mar 2011
Mesajlar
925
Reaction score
0
Puanları
0
Başbakan Erdoğan, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın toplu tesis açılış töreninde yaptığı konuşmada, Van Depremi, terörle mücadele ve gündemdeki konular hakkında açıklamalarda bulundu



Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Herkes şunu bilsin ki bu iş tek başına Hükümetlerin çözebileceği bir iş değildir. Bu mesele, devlet-millet işbirliğiyle karşılıklı güvenle, anlayışla çözülebilecek bir meseledir. İşte onun için 74 milyonu, muhtemel depremlere karşı teyakkuz halinde olmaya çağırıyorum. Allah'ın izniyle biz, milletçe bu meseleyi çözeriz. Can kaybını, yaralanmaları, mal kaybını en asgariye indirebiliriz. Sıfırlayabiliriz demiyorum. Biz bunu başarabiliriz ve inşallah da başaracağız'' dedi.

Erdoğan, Orman ve Su İşleri Bakanlığının yaptırdığı 111 Tesisin Toplu Açılış Törenine katıldı. Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, bugünün 11.11.2011 tarihi olduğunu hatırlatan Erdoğan, 111 tesisin hayırlı olmasını diledi.

"VANLI KARDEŞLERİMİZİ AÇ AÇIKTA BIRAKMAYACAĞIZ"
Konuşmasının başında, Van'da 5,6 şiddetindeki deprem neticesinde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, yaralı vatandaşlara da acil şifalar temenni etti. Edremit ilçesi merkezli bu son depremde, Van merkezde 25 binanın maalesef yıkıldığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: ''Bu binalardan 22 tanesi çok şükür daha boşaltılmıştı. Sadece üçünde enkaz altında kalanlar oldu. Arama kurtarma ekiplerinin özverili çalışmaları neticesinde, enkazdan 30 kişi yaralı olarak çıkarıldı, 20 kişi ise hayatını kaybetti.

Gerek önceki büyük depremin, gerek son depremin yaralarını sarabilmek için, devletimizin tüm imkanlarıyla, tüm kurum ve kuruluşlarımızla, başta bakan arkadaşlarımız olmak üzere tüm yetkililerle bölgedeyiz. Şu anda yine Başbakan Yardımcım Sayın Atalay'ın riyasetinde 4 bakan arkadaşım orada. Vali arkadaşımızla birlikte değerlendirmeleri yapıyorlar. Ona göre adımlarımızı atacağız.

Vanlı kardeşlerim lütfen müsterih olsunlar. Biz onların korkularını, tedirginliklerini, yaşadıkları acıyı çok iyi biliyoruz, çok iyi hissediyoruz. Var gücümüzle, imkanlarımızı zorlayarak Vanlı kardeşimizin yanında olmanın mücadelesini veriyoruz. Daha önce de söyledim, kimseyi bu kış gününde aç ve açıkta bırakmayacağız inşallah. Allah'ın izniyle, çadır, battaniye, ısıtıcı, gıda ne gerekiyorsa fazlasıyla sağladık ve sağlamaya devam edeceğiz.

Bölgede geçici konutları hızla monte ediyoruz, kalıcı konutlar için de kolları sıvadık. Yine Vanlı kardeşimden rica ediyorum. Lütfen, hasarlı binalara girmeyin, hatta bu binalara yaklaşmayın. Artçı depremler devam ediyor. Bilim adamlarımızın tespitlerine göre bir süre daha da devam edecek. Lütfen, tedbiri elden bırakmayalım, lütfen risk altına girmeyelim.''

"DEPREMLE YAŞAMAYI ÖĞRENMEMİZ GEREKİYOR"
Sadece Vanlıların değil, 74 milyon vatandaşın dikkatini özellikle bir hususa çekmek istediğini kaydeden Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin bir deprem bölgesi olduğunu hatırlattı. Geçmişte, Erzincan, İzmir, Burdur, Muş, Kütahya, Samsun ve Erzurum gibi illerde çok büyük depremler yaşandığını belirten Erdoğan, o dönemde haberleşme imkanlarının bugünkü kadar yaygın ve kolay olmadığını, deprem biliminin bugünkü kadar ileri olmadığını dile getirdi. Ancak son yıllarda, başta Sakarya ve Düzce depremleri olmak üzere, Çankırı, Afyon, Bingöl, Bala, Elazığ ve Simav depremlerini bütün Türkiye'nin aynı anda öğrendiğini ve gelişmeleri an be an izlediğini anlatan Erdoğan, şunları söyledi: ''Üniversitelerimizde deprem üzerine uluslararası boyutta merkezler kuruldu, önemli bir birikim oluştu. Sivil toplum örgütlerimiz aynı şekilde yardım noktasında, arama kurtarma noktasında çok güzel ekipler oluşturdu. Artık, tek tek vatandaşlarımızın da bu bilinç düzeyine, bu farkındalığa ulaşması kaçınılmaz hale geldi. 'Bana bir şey olmaz' anlayışıyla hareket etme lüksümüz bulunmuyor. Deprem öncesinde alınması gereken tedbirleri hepimizin bilmesi, öğrenmesi ve uygulaması gerekiyor. Deprem anında, deprem sonrasında nasıl hareket edeceğimizi, nasıl davranacağımızı bilmemiz, öğrenmemiz gerekiyor. Ev ya da iş yeri alırken, kiralarken, yaptırırken, bir gün deprem olabileceğini artık hesaba katmamız gerekiyor. Altında oturduğumuz çatının sağlamlığını sorgulamamız gerekiyor. Kısacası, depremle yaşamayı ama tedbirli yaşamayı artık topyekün, milletçe, bilinçli bir şekilde hayatımıza yerleştirmemiz gerekiyor.

Biz depreme karşı duyarsız olamayız, duyarsız kalamayız. Yaşanan onca felaketi unutup, hiçbir şey olmamış gibi davranamayız. Hükümet olarak en başından itibaren çok yoğun şekilde depreme karşı hazırlık yapıyoruz. Bir yandan acil müdahale konusunda önemli reformlar gerçekleştirirken, bir yandan da Türkiye genelinde hızla kentsel dönüşümü gerçekleştiriyoruz. Herkes şunu bilsin ki; bu iş tek başına Hükümetlerin çözebileceği bir iş değildir. Bu mesele, devlet-millet işbirliğiyle, karşılıklı güvenle, anlayışla çözülebilecek bir meseledir. İşte onun için 74 milyonu, muhtemel depremlere karşı teyakkuz halinde olmaya çağırıyorum. Allah'ın izniyle biz, milletçe bu meseleyi çözeriz. Can kaybını, yaralanmaları, mal kaybını en asgariye indirebiliriz. Sıfırlayabiliriz demiyorum. Biz bunu başarabiliriz ve inşallah da başaracağız.

Depremde hayatını kaybeden Japonya vatandaşı dostumuzu da şükranla yad ediyor, ailesine, yakınlarına, Japonya devletine buradan baş sağlığı mesajlarımı iletiyorum.''

"PROVAKATÖRLER VAR"
''Bu depremi speküle eden, bunun üzerinden kendisine rant sağlamaya çalışan çevreleri de buradan uyarmak istiyorum. Bunların hiçbirisinin depremle mücadelede verdikleri herhangi bir katkı söz konusu değil. Açık ve net söylüyorum. Bunlar depremzede de değil. Bunlar sadece buradaki süreci provake etmeye çalışan provakatörler. Bunlar depremzede değil.

Orada çalışmakta olan, gayret eden bakanlarımız, valimiz, valilerimiz ve oraya emeğini koyan güvenlik güçlerimiz, hepsi birde orada bir de bunlarla mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Bizim işimiz var. Orada böyle bir durum söz konusu olmuş ve bütün bu evlerin yapımında, inşasında gelinen noktada herkes ne yazık ki hesabını, kitabını çok farklı yapmalı ve menfaat odaklı, çıkar odaklı adımları bir kenara koyarak artık inşasında bulunduğumuz her türlü binada da bütün depreme dayanıklılık, zemin etüdüne varıncaya kadar her şeyi hep birlikte çok iyi götürmemiz lazım.

"YASAL SÜRECİ ÇALIŞTIRACAĞIZ"
Bizler tabii burada yasal süreci de çalıştıracağız. Kimler olursa olsun, ister üniversite camiasından olsun, ister AFAD'dan olsun, kim, nereden olursa olsun, kim burada oturulabilir şeyini vermişse, bunlarla ilgili de yasal süreci başlatacağız. Zira bizler her şeyi bilen insanlar değiliz. Bu bilen insanları buralarda istihdam ediyoruz. Onların verdiği raporlara da uymak durumundayız. Uyulmadığı zaman da 'niçin uymadınız' diye siyasetçi bununla karşı karşıya kalır. Dolayısıyla bunların nedeni, niçini üzerinde de ilgili mercilerin tabii ki duracağını umuyorum.''

TERÖRLE MÜCADELE
Vatandaşlara, ''Sizler, çok büyük bir devletin, büyük bir ülkenin, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşlarısınız. Sizler tarihinizle, kültürünüzle, medeniyetinizle büyük olduğunuz kadar, gelecek tasavvurunuzla da büyük bir milletin evlatlarısınız'' diye seslenen Erdoğan, bu özgüvenle hep birlikte geleceğe ilerleyeceklerini söyledi.

Başbakan Erdoğan, ''Kutlu yürüyüşümüze, büyümemize, huzur ve barışımıza kast edenlere asla müsaade etmeyeceğiz. Bu milletin fertleri arasına nifak sokmaya çalışanlara asla fırsat tanımayacağız'' dedi.

Demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri, ekonomik istikrarı, büyük Türkiye'yi hedef alan terörle, teröristle mücadeleyi tek bir geri adım atmadan sürdüreceklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Terör örgütü son aylarda, adeta intihar edercesine saldırılar düzenlemeye başladı. Sadece güvenlik güçlerini değil, artık sivil halkı, masum vatandaşları, küçücük çocukları, hatta anne karnındaki doğmamış bebeği bile hedef yapmaya başladılar. Terör örgütü dağdaki mensuplarını öldürmeye gönderdiği kadar, ölmeye de gönderiyor, yani intihara gönderiyor.14 yaşında, 15 yaşında çocukları kandırıp dağa çıkarıyor, ellerine silah veriyor, birer robota dönüştürüp, kanlı eylemlerine alet ediyor. Telsiz konuşmaları her gün ortaya çıkıyor. Yaralı arkadaşlarını vurmaları için emirler alıyorlar. Örgütten kaçan gencecik kızları, bir mağarada günlerce işkence yaptıktan sonra öldürüyor, bilinmeyen bir yere gömüyor, ailelerine haber vermeye bile gerek görmüyorlar. Kendi içlerinde mahkeme kurup, keyfice infazlar yapıyorlar. Çatışmada ölen teröristlerin cesetleri bulunmasın diye kayalıklardan atarak imha ediyorlar, gizliyorlar.

"LİDER KADROSU LÜKS İÇİNDE"
Örgütün lider kadrosu lüks içinde, saltanat içinde safa sürerken, hayatının baharında gençler dağda, kanlı bir pazarda alınıp satılıyor. Öyle anneler, öyle babalar var ki 4 yıldır, 5 yıldır çocuklarından tek bir haber alamıyorlar. Çocuğu öldü mü, hayatta mı, bunu dahi öğrenemiyor, soramıyor, sorgulayamıyorlar. İşte geçenlerde evladının ölümü sebebiyle evinde Türk Bayrağıyla taziye kabul eden babayı düşünün. 'Ben evladımı okula göndermiştim ama evladım kandırıldı, kaçırıldı.' Nasıl isyan ettiğini gördünüz değil mi? Terörist başları kendilerini isyancı diye tanımlıyor. İşte gerçek isyancı, o evlatlarını kandırıp götürdüklerinizin aileleri. Kime? Size. Size isyan ediyorlar.

Bırakınız hayatta olanları, teröristlerin cesetleri bile ailelerinden kaçırılıyor. Gençlerin hayatlarıyla kumar oynayanlar, gençlerin kanıyla beslenenler, o terörist gençlerin cesetleri üzerinden bile rant sağlamak gibi bir alçaklığın içine giriyorlar. Bu alçaklık, bu insafsızlık, bu vicdansızlık karşısında benim Kürt kökenli vatandaşlarımın yüreklerindeki isyan artık daha da büyüyor. Benim Kürt kökenli kardeşlerim 'yeter artık' diyor, 'benim adıma öldürme, benim adıma kan dökme' diyor, 'sen beni temsil edemezsin' diyor.''


"MASKE DÜŞÜYOR"
Başbakan Erdoğan, terör örgütünün de uzantılarının da kuklalarının da maskesinin artık tek tek düştüğünü ifade ederek, ''Güya bir takım haklar için mücadele verdiğini iddia eden terör örgütünün, nasıl bir kanlı tezgah olduğu artık açıkça ortaya çıkıyor'' dedi.

Terör örgütünün, bölge halkının gelişmesini, iyi eğitim almasını, iyi sağlık hizmeti almasını, yatırım görmesini, daha ileri haklara sahip olmasını istemediğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Terör örgütü ırkına, kökenine, mezhebine bakmadan, kadın mı, bebek mi diye sormadan herkesin yaşam hakkına kastediyor, herkesin düşüncesini bastırmaya çalışıyor, herkesin üzerinde şiddet uyguluyor. Bunlar terörden başka, öldürmekten başka, kan dökmekten başka, zulmetmekten başka bir yol, bir yöntem bilmiyorlar.

Bizim 9 yıldır sürdürdüğümüz politikaların haklılığı bugün artık çok daha net biçimde görülüyor. Demokrasinin, terörün nasıl panzehiri olduğu, bugün daha iyi anlaşılıyor. Terörle, teröristle masum vatandaşı ayırmanın, güvenlik-özgürlük dengesini kurmanın nasıl olumlu sonuçlar çıkardığı bugün daha belirgin hale geliyor. İşte onun için vazgeçmeyeceğiz. İşte onun için taviz vermeyeceğiz. İnadına demokrasi demeye devam edeceğiz. Bir yandan demokrasiyi ileri standartlara kavuşturacak, bir yandan temel hak ve özgürlükleri genişletecek, aynı zamanda terörle mücadeleyi de daha etkin bir şekilde sürdüreceğiz.

Hem Türkiye'nin, hem bölge halkının, terörün gerçek yüzünü daha net görmesini sağladık ve bunu daha da belirgin hale getireceğiz. Ben diyorum ki; bütün nifak çabalarına rağmen birliğimizi muhafaza edelim. Bütün fitnelere rağmen kucaklaşmaya devam edelim. Bütün tahriklere, provokasyonlara rağmen kardeşliğimizi daha da yüceltelim. Bu milletin sağduyusu, bu milletin uhuvveti, Allah'ın izniyle bu terörü de bu kanlı tezgahları da ortadan kaldıracaktır. Her ne yaparlarsa yapsınlar hem dayanışmayı, hem kardeşliği pekiştirecek, hem de işte bu yatırımlara devam edeceğiz.''

Kaynak
 

Ekli dosyalar

  • 687201_detay.jpg
    687201_detay.jpg
    13.2 KB · Görüntüleme: 1,003
Deprem oldu; bunun üzerinden kendisine rant sağlamaya çalışan çevreler var, onları buradan uyarmak istiyorum. Askerlerimiz şehit oldu; bunun üzerinden kendisine rant sağlamaya çalışan çevreler var, onları buradan uyarmak istiyorum. Ekonomik kriz oldu; bunun üzerinden kendisine rant sağlamaya çalışan çevreler var, onları buradan uyarmak istiyorum. Çiftçi ve üretici zor durumda; bunun üzerinden kendisine rant sağlamaya çalışan çevreler var, onları buradan uyarmak istiyorum. Amerikadan uyarı var; bunun üzerinden kendisine rant sağlamaya çalışan çevreler var, onları buradan uyarmak istiyorum. Kimse birşey demiyor; bunun üzerinden kendisine rant sağlamaya çalışan çevreler var, onları buradan uyarmak istiyorum. Avrupa Birliği Türkiyeyi hiç bir koşulda üyeliğe kabul etmeyecek; bunun üzerinden kendisine rant sağlamaya çalışan çevreler var, onları buradan uyarmak istiyorum. Yıl 2011, Türkiye Cumhuriyeti 86 yaşında. Yaşanan bir çok olaydan gereken dersleri çıkaran ülkemiz, aptalca konulardan sıyrılmış ve başdöndüren bir hızla, dosta düşmana parmak ısırtacak, kıskandıracak bir şekilde gelişmeye ve üretmeye başlamış ve çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmıştır. bunun üzerinden kendisine rant sağlamaya çalışan çevreler var, onları buradan uyarmak istiyorum.
 
Geri
Üst