- Katılım
- 10 Ara 2005
- Mesajlar
- 7,669
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Sayısız tarifi var Kemalizm'in...
Ve hiç şüphesiz ki Kemalizm, sonsuz bir kaynak...
Neden mi?...
Etrafımıza şöyle bir bakalım... Ama alıcı gözüyle...
Kemalizmin derin kaynağından beslenenler...
Kemalizme sırtını dayayanlar...
Kemalizmi kendilerine kaynak yaparak, bir yerlere gelmeye çalışanlar...
Bir yerlere geldikleri halde, Kemalizmi sömürmekten hiç bir zaman vazgeçmeyenler...
Kemalizmi sömürerek, kendi örümcek kafalarındaki bitleri kanlandırmak isteyenler...
Kemalizmi, yalnızca ulusal önem taşıyan günlerde anımsayıp, ağızlarından köpükler, gözlerinden sahte yaşlar saçmaktan ibaret sananlar...
Kemalizmin, sadece Mustafa Kemâl'i anlatan şiirler okumaktan oluştuğunu düşünenler...
Kemalizmi, ceketlerinin yakasına Atatürk rozeti takmak olarak algılayanlar...
Bu liste istemediğiniz kadar uzar...
Ama, bunun yanında...
Kemalizmi, kutsal bir emanet gözüyle görerek, onun kutsal kurallarına sadık kalanlar da var elbette...
Bir de, kendilerini, hiç kimse onlara böyle bir görev yüklemediği halde, Kemalizmin her şeyinden sorumlu görenler var. Bunlar, insanlara, "Bu Kemalisttir...", "Bu Kemalist değildir..." diye patent yapıştırmak zorunda hissederler kendilerini. Onlar patent yapıştırmadıkları zaman, kim Kemalist, kim değil ayırt edilemeyecekmiş gibi, büyük bir işgüzarlıkla yaparlar bunu...
Kemalizm, insanların beyinlerinde ve yüreklerinde aynı anda hareket eden hayati bir damardır. Bu damardaki kanın kıvıl kıvıl akmasıdır, insanı Kemalist yapan.
Yoksa, öyle, birilerinin iddia ettiği gibi, yalnızca patent yapıştırmaktan ibaret değildir Kemalist olmak. Kemalizm, falanca kurumun, filanca yüksek şahsiyetin (!) patentinde gizli değildir.
Elbette ki gerçek Kemalistler de tanırlar birbirlerini. Çünkü onların birbirlerine bakışında bile bir farklılık vardır. Gerçek Kemalistler, Kemalizmi bir bütün olarak ele alırlar. Ve Kemalizmin bilimsel bir biçimde incelenmesinden yanadırlar. Kemalizmin tabulaştırılmasına, dogmalaştırılmasına ve kalıplaştırılmasına karşı çıkarlar. Hoşgörüden, barıştan, akılcı ve bilimsel düşünceden yanadırlar.
Gerçek Kemalist olmak, Mustafa Kemâl'in ilke ve devrimlerini, her ortamda ve dönemde savunup bağlı kalmak, bu devrimlerin yozlaştırılmasına engel olmak ve bu uğurda hiç bir fedakârlıktan kaçınmamak demektir.Gerçek Kemalistlere her dönemde olduğu gibi bu dönemde de büyük görevler düşmektedir. Sahte ve patentli Kemalistlerin karşısına birer anıt gibi dikilerek, onların suratına, sahte ve patentli Kemalistlere hiç bir zaman ihtiyacımız olmadığını haykırmaları gerekir. Hem de en kısa zamanda. Sahte ve patentli Kemalistler, gerçek Kemalistlerin sayısını geçmeden. Sahte ve patentli Kemalistler, mantardan daha hızlı türemeden...
Yüreklerindeki engin Kemalizm kaynağından güç alarak yapmalılar bunu...
İnançla...
Güvençle...
Onurla...
Yılmadan...
Ve hiç şüphesiz ki Kemalizm, sonsuz bir kaynak...
Neden mi?...
Etrafımıza şöyle bir bakalım... Ama alıcı gözüyle...
Kemalizmin derin kaynağından beslenenler...
Kemalizme sırtını dayayanlar...
Kemalizmi kendilerine kaynak yaparak, bir yerlere gelmeye çalışanlar...
Bir yerlere geldikleri halde, Kemalizmi sömürmekten hiç bir zaman vazgeçmeyenler...
Kemalizmi sömürerek, kendi örümcek kafalarındaki bitleri kanlandırmak isteyenler...
Kemalizmi, yalnızca ulusal önem taşıyan günlerde anımsayıp, ağızlarından köpükler, gözlerinden sahte yaşlar saçmaktan ibaret sananlar...
Kemalizmin, sadece Mustafa Kemâl'i anlatan şiirler okumaktan oluştuğunu düşünenler...
Kemalizmi, ceketlerinin yakasına Atatürk rozeti takmak olarak algılayanlar...
Bu liste istemediğiniz kadar uzar...
Ama, bunun yanında...
Kemalizmi, kutsal bir emanet gözüyle görerek, onun kutsal kurallarına sadık kalanlar da var elbette...
Bir de, kendilerini, hiç kimse onlara böyle bir görev yüklemediği halde, Kemalizmin her şeyinden sorumlu görenler var. Bunlar, insanlara, "Bu Kemalisttir...", "Bu Kemalist değildir..." diye patent yapıştırmak zorunda hissederler kendilerini. Onlar patent yapıştırmadıkları zaman, kim Kemalist, kim değil ayırt edilemeyecekmiş gibi, büyük bir işgüzarlıkla yaparlar bunu...
Kemalizm, insanların beyinlerinde ve yüreklerinde aynı anda hareket eden hayati bir damardır. Bu damardaki kanın kıvıl kıvıl akmasıdır, insanı Kemalist yapan.
Yoksa, öyle, birilerinin iddia ettiği gibi, yalnızca patent yapıştırmaktan ibaret değildir Kemalist olmak. Kemalizm, falanca kurumun, filanca yüksek şahsiyetin (!) patentinde gizli değildir.
Elbette ki gerçek Kemalistler de tanırlar birbirlerini. Çünkü onların birbirlerine bakışında bile bir farklılık vardır. Gerçek Kemalistler, Kemalizmi bir bütün olarak ele alırlar. Ve Kemalizmin bilimsel bir biçimde incelenmesinden yanadırlar. Kemalizmin tabulaştırılmasına, dogmalaştırılmasına ve kalıplaştırılmasına karşı çıkarlar. Hoşgörüden, barıştan, akılcı ve bilimsel düşünceden yanadırlar.
Gerçek Kemalist olmak, Mustafa Kemâl'in ilke ve devrimlerini, her ortamda ve dönemde savunup bağlı kalmak, bu devrimlerin yozlaştırılmasına engel olmak ve bu uğurda hiç bir fedakârlıktan kaçınmamak demektir.Gerçek Kemalistlere her dönemde olduğu gibi bu dönemde de büyük görevler düşmektedir. Sahte ve patentli Kemalistlerin karşısına birer anıt gibi dikilerek, onların suratına, sahte ve patentli Kemalistlere hiç bir zaman ihtiyacımız olmadığını haykırmaları gerekir. Hem de en kısa zamanda. Sahte ve patentli Kemalistler, gerçek Kemalistlerin sayısını geçmeden. Sahte ve patentli Kemalistler, mantardan daha hızlı türemeden...
Yüreklerindeki engin Kemalizm kaynağından güç alarak yapmalılar bunu...
İnançla...
Güvençle...
Onurla...
Yılmadan...