Kim gafil, kim cahil...

kostebek

New member
Başta Güngör ve Ruhat Mengi çifti olmak üzere Vatan'ın bir çok yazarı kara tablolar çizerken gazetenin 'aptal sarışın' rolünü oynayan yazarı demokrasi savaşı veriyor..

Kim gafil, kim cahil...

Bu seçimler bir geçse de bu hayhuy bir bitse, ortalık biraz yatışsa -mümkün mü bilemiyorum- çok mutlu olacağım.

Günde 200 kere “ya kardeşim, laiklerin açılma hakkı varsa diğerlerinin de kapanma hakkı vardır. Geldiklerinde bizi kapatacaklar ama paranoyasıyla insan hakları ihlal edilemez. Ayrıca bu bir laik/dinci çatışması değildir. Bal gibi bir sınıf çatışmasıdır. 80 yıldır başörtüsüne bir şey demezken kimse, başörtülüler şehirleşmeye, zenginleşmeye, mal mülk ve iş sahibi olmaya, çocuklarını sizin gibi liselere, üniversitelere göndermeye başlayıp, pekala sınıf atlayıp sonra da yetmiyormuş gibi iktidar olunca mı fark ettiniz Türkiye’nin sıkı Müslüman bir ülke olduğunu? Sıkı dindar bir millet olduğumuzu? Mevlitsiz, hocasız, kurbansız, adaksız, imam nikahsız birkaç bin kişiden başka kimsenin olmadığını? Toplumun ezici çoğunluğunun zaten dini kurallar çerçevesinde yaşadığını? Düne kadar “sevimli başörtülü köylü teyzenin” fotoğraflarını çekerken birden onun kızının veya kızı olabilecek birinin first leydi olabileceğini görünce mi Türkiye’deki aydınlık-karanlık hadisesi ilginizi çekti? Başörtülüler 80 yıldır olduğu gibi köylerinde, kasabalarında yaşasalardı, etliye sütlüye karışmasalardı, “dekoratif unsur” olarak kalsalardı yine çok ilginizi çekecek miydi kuran kursları, cehalet, gericilik, milletin sabah akşam ibadetten başka bir şey yapmıyor olması, Fettullah, şu bu..” demekten sıkıldım. Sıkıldım ama başka bir şey ne düşünebiliyorum ne de düşünmemize izin veriliyor.

Türkiye sanki AKP’den önce acayip açık saçık, acayip aydınlık, acayip bilinçli, acayip okumuş yazmış, acayip anti-dindar, nefis bir ekonomiye sahip, üniversiteleri lise üstü saçma sapan kurumlar değil, mahkemeleri süper bağımsız, anayasası acayip demokrat bir yermiş gibi.. Müslümanlık mı? O da ne diyen bir yermiş gibi..

Bildim bileli bu ülke açığıyla kapalısıyla, bikinilisi çarşaflısıyla süper cahildir, bildim bileli bu ülkede kadınların ezici çoğunluğu örtülüdür, bildim bileli kasabalarda HERKES ama HERKES yazları kuran kursuna gider, bildim bileli mevlitsiz geçen bir gün yoktur, bildim bileli hurafeler gırladır, bildim bileli Ramazan’da bu ülkenin İzmir, Ankara ve İstanbul dışındaki şehirlerinde, kasabalarında, köylerinde lokantaları kapalıdır, sokakta yemek yemek hoş karşılanmaz, bildim bileli erkek doktorlara kadınlar gitmek istemez...

Ama ne memleket batmıştır ne de İstanbul, İzmir ve Ankara “elitleri” bununla ilgilenmiştir..

Bikinimiz giyebilip rakımızı içebiliyor muyuz imbatımıza, lodosumuza karşı? Tamam o zaman..

Ne zamanki o “ıyyyy” insanlar diplerine geldi, “kıllı kolları, kısa bacakları, kocaman göbekleriyle parklarda sere serpe mangal yaptı, felllllaket bir görüntü kirliliği yarattı, yetmiyormuş gibi bir de kafasının türlü türlü örtü”, (benim laflarım değil bunlar) ve üstelik o diplerine gelen “ıyyy” insanlar da bir güzel kendilerinden birini seçti.. “Aaa! Yok yok.. Çok dinci oldu bu ülke.. İmdat!”

Akrabalarının yarısı küçük bir kasabada yaşayan ve bütün akrabaları gayet dindar, gayet hali vakti yerinde ve gayet kendine saygılı insanlar olan ve hemen hemen bütün yaz tatilleri orada geçen biri olarak bana cidden çok komik geliyor. Eskiden olmayıp da şimdi olan bir şey görmek için çok uğraşıyorum. Başörtülerin modası değişti, iğneli iğnesiz, bağlamalı, sallamalı, tek katlı, iki katlı, renkli, sade, kimisi türban dedi, kimisi sıkmabaş dedi, kimisi başka bir şey dedi ama örtü örtü olarak kafalarda HEP vardı.. Kenarı işle yemeni değil de VAKKO olunca mı batıyor? (Ki Vakko 60 yıldır servetinin büyük bir kısmını başörtüsünden kazanmıştır diyebiliriz..)

Hadise bir yer değişimidir. Kasabalarda olanın yayılması, kendilerine güvenlerinin gelmesi, süklüm püklümlüklerinin yok olması ve ayrıca evet, zenginleşip sınıf atlamasıdır. Hadise Nişantaşı Bağcılar savaşıdır.. Bağcılar’dakinin gelip Nişantaşı’nda oturmak istemesidir.. İSKİ’de, Tapu Kadastro’da, Adliye’de çalışmak istemesidir. Ve bana bugüne kadar neden onların orda olmaması gerektiğine dair makul bir açıklama yapılamadı.

Beğenirim beğenmem ayrı. Ülke böyle olsun isterim istemem ayrı. Ama kuralları hem sen koy, hem maç ona göre oynansın hem de sen gol yiyince, al topunu git. Ahlaksızlıktır bu her şeyden önce.

Milletin dinle kafayı bozup cahil cahil dolaşması, doktora orasını göstermemek uğruna hastaneden kaçıp sokakta doğurması ne kadar sinirimi bozuyorsa öteki tarafın da çekirdek çitletip yarışma programı izleyip, ömrü hayatında tek bir kitap okumayıp sonra da “biz çok aydınlıkız heyo heyo hey” mitinglerine bayraktan yapılma kıyafet kreasyonlarıyla katılması da o kadar sinirimi bozuyor. Kim daha az cahil, tümüyle şüphe içindeyim. Bu dediklerimi anlamayıp da “senin kara çarşafın gelmiş.. Soksunlar o sarı aptal kafanı burkalara da gör gününü” diye mektup atanları da son cümleme “teyit” olarak görüyorum..



Vatan
 

emrah538

New member
Durumu çok güzel özetlemiş..Mitinglere katılan insanlar yaşam şartlarona müdahele edilmesinden korkuyorlar ve haklolar kimse böyle bir şeyi istemez..

Ancak bilmiyorlar ki bu ülkede başörtülünün,imam-hatiplinin,oğlunu küçük yaşta Kuran kursuna göndermek isteyenin yaşamına müdahele ediliyor zaten..Önce bunu görebilmek lazım..Eşitlik varsa herkes eşit olmalı bazıları "daha eşit" değil...
 

Ŧ ℓ ε ŧ ¢ ħ

ےσℓđ
bu kendini çoğunluk halkın sesi olarak gören basiretsiz anlayış değişmedikçe bu kesim hakettiği yerin çok daha altında kalır.onların yanında olanda demokrasi savaşçısı gibi söylemlerle anılır en fazla!
bir gün birisini vatansever diye anın!
bir gün birisini milliyetçi diye anın!
ve bir gün çıkıp biz Atatürkçüyüz diyin!
tutturmuşlar bir demokrasi peşinden gidiyorlar
kendileri demokratik olsa lafım olmaz da
demokrasi diye diye köprünün altından çok sular akıtıyolar.

gerçek demokrasi biz ya da bunlar çoğaldı diyebilmek değildir
gerçek demokrasi bizim mecliste iktidarımız var her şeyi yaparız itiraz eden söveriz demek değildir
gerçek demokrasi sinirlenince ona buna çatmak hiç mi hiç değildir.
Başbakan olmadan önce cumhuriyet dönemine sövüp iktidara gelince liberali oynamak hiç demokrat bir yaklaşım değildir.

tuğçe baran komik yazmış her zamanki gibi
peşinden gidenler ise Tuğçe Baran dan daha komikler
aklı sıra "halkçılık" yapıyor hanımefendi
ama bi "başka" halkın dilinden konuşuyor
sözde halkçı hanımefendi evinde çekirdek çitip televizyon izleyen halkı da, öteki kesim dediği kaldırımda doğuran halkı da adeta bir "aydın edasıyla" aşağılıyor.
demokrasi halkın neredeyse tamamının aşağılanması ise diyecek söz bulamıyorum.
ayrıca Tuğçe hanımın derin İslam bilgisi ile "başındaki örtü Vakko olunca mı batıyor" gibi saçma sapan bir söylemi olmuş
soruyorum: İslam da gösteriş var mı Tuğçe hanım???
sözde "tarafsız" söylemlerle iktidarı savunmak mevcut durumu savunmak zor olsa gerek

farklılıklar konusuna gelince
farklılıklara saygısızlık yaptığım sonucuna varmış olmanız çok çok ilginç
sorun siyasi bir sorundur başörtüsü sorunu değildir
tabi her zaman olduğu gibi din sömürüsüne kurban gidenler
başımızı örtmemize izin verilmiyor gibi saçma sapan söylemlerlde bulunabilirler.hayır veriliyordu o hakkı kaybeden bizaat sizsiniz! size müstehaktır.neden?eğer ki başını örtenlerden bazıları bulundukları ortamda "diğerlerine" bir baskı yapıyorlarsa ve ülkenin rejimini kökten değiştirmeye çalışıyorlarsa( bazıları diyorum saçmalamayın emi!!! ) en doğal hakları olan başlarını örtmeleri resmi kurumlar içerisinde ellerinden alınmıştır.isteyen evinde sokakta nerde istiyorsa nasıl istiyorsa öyle dolaşsın ona da karışılmıyor.kendini temize çıkarmak isteyen varsa milliyetçilikten Atatürkçülük ten dem vuran güzel yazılar yazabilir ( ben henüz bu çabada birini görmedim)
 

crnky

New member
Yazı genel olarak güzel ve doğru mesaj vermiş ama bazı örnekler yanlış.

"bildim bileli kasabalarda HERKES ama HERKES yazları kuran kursuna gider" Bu mesela çok yanlış. "Herkes" demiş bir de pekiştirmek için "herkes ama herkes" demiş, ama ben mesela gönderilmedim, ailem hiç dindar değildir hatta baya da başörtü dindar vs karşıtıdır. Ben sonraları ilgi duymaya başlayınca islama kendim öğrendim Kur'an hafrlerini vs kimse göndermedi Kur'an kursuna... Oysa sorsanız ailem müslüman...

Bunun dışında bazı cümleler haricinde doğru bir yazı... Eskiden ne isek o olduk. Sonucta AKP de eğer Türkiye'de böyle insanlar yaşamasaydı iktidara gelmezdi. İnsanlar onu siyasi görüşleri için seçiyorlar... Demek ki onun hitap ettiği kesim diğer kesim kadar var.

************** Yazıda söylenenler doğru. Belki o görüşleri yaşam tarzını hoş bulmayabilirsin ama eğer kendi başına demokratiksen onları istemesen de göz yummak zorundasın. Onların demokratik olduğunu düşünüyorum ama eğer sen öyle düşünmüyorsan bile yine de kendin demokratiksen, farklılıkları benimsemen gerekir. *************** yalnızca belirli bir kesimi kabul ediyorsundur ki bu demokrasinin amacıyla bağdaşmaz.
 

NeCcko

Altın Üye
Türkiye sanki AKP’den önce acayip açık saçık, acayip aydınlık, acayip bilinçli, acayip okumuş yazmış, acayip anti-dindar, nefis bir ekonomiye sahip, üniversiteleri lise üstü saçma sapan kurumlar değil, mahkemeleri süper bağımsız, anayasası acayip demokrat bir yermiş gibi.. Müslümanlık mı? O da ne diyen bir yermiş gibi..
Bu cümleler herşeyi özetliyor bence üstüne söylenecek bişey yok
Son zamanlarda okudugum en mantıklı yazılardan biriydi...
 

K£ĿWΪNAТǾЯ

New member
Yazının %90 nına katılıyorum %10 na katılmıyorum. Akp nin halkı kapanmaya mahkum edecek edasıyla başlamış yazı, şayet akp böyle birşey yapmaya kalkarsa yapılacak mitinglerde enönde yer alırım.

Laik yada değil özgür bir yönetim istiyoruz. Açık yada kapalı kıyafetler giymek isteyen her yerde giyebilmeli. Devlet dairelerinde (ben çok kulak misafiri oldum bayan memurların konuşmalarına) başları kapalı olduğu halde istiyerek açanlar var, sebep ise; ay şekerim herkez başını açıyor ne o öyle ben sap gibi ortada kalacam.

Başı kapalı olanların sap muamelesi görmemesi, siyasilerin oy uğruna sözde dini kullanmaması artık mümkün olmayacak ne yazıkki. Bu düzen gereğidirki dindar olan siyasilerin ezici üstünlüğünün sebebi halkın belli bir kesimine göre, her şeyden önce eğitim, sağlık, ekonomik gelişmeler değil sadece dinsel özgürlük içindir.

Din üzerinden siyaset yapılması haklı olarak en başta baykalı ve bazı çevreleri rahatsız ediyor. Nede olsa belirli bir oy kazandırıyor. Ancak ben şuna inanıyorum ki chp ve akp birlikte karar verip türban yasağında iyileştirme yapabilirler. Ozaman kimse tepkide gösteremz, kimse de çıkıp diyemezki laiklik elden gidiyor. Chp nin desteği olmadan da bu mümkün olamaz. Akp tek başına bu tür değişiklikler yapamaz. Yapsada kesin darbe çıkar.

Ŧ ℓ ε ŧ ¢ ħ arkadaşım yanlış düşünüyorsun. Mesele çoğunluk azınlık meselesi değil. Mesele Atatürkçülük Dincilik meselesi değil.
MESELE, HERKESİN ÖZGÜRLÜĞÜN TADINA VARAMAMASI
Sence herkes özgürlüğünü doyasıya yaşayabiliyormu.
İşte başörtüsü sorununun siyasileşmesinin nedeni de bu.
 

araghorn-g

Pentaxian
K£ĿWΪNAТǾЯ' Alıntı:

MESELE, HERKESİN ÖZGÜRLÜĞÜN TADINA VARAMAMASI
Sence herkes özgürlüğünü doyasıya yaşayabiliyormu.
çok doğru bir yaklaşımda bulunmuşsun. Mantık olarak çok doğru insanlar istedikleri gibi yaşayabilmeli, inançlarını yerine getirebilmeli. Ancak kendi inançlarını başkalarına dayatmamalı. Biz toplum olarak henüz demokrasiyi öğrenememiş, uzun sürede öğrenemeyecek bir yapıdayız henüz. Yıllardan beridir din siyasete alet edilmiştir. Sorunun kaynağıda budur. Başörtüsü konusu ülkenin kesinlikle kanayan bir yarası, gelişmiş bir demokraside böyle bir sorun olmaz. Ama tekrar ediyorum bizim ülkemizde demokrasi anlayışı yerleşmediği için henüz kamusal alanlarda başörtüsü yasağının kalkması için erken. ama birgün mutlaka kalkmalı, insanlar istedikleri gibi işlerine gitmeli. biz dış görünüşe çok fazla takan bir milletiz, önce bıyıklara takmışız, sonra sakallara, son bomba'da başörtüsü. dış görünüş (giyim tarzı) siyasi bir görüşün göstergesi olarak kaldığı sürece bu sorunlar hallolmaz.

Bizim ülkemizdeki "sözüm ona" entellektüeller toplumdan uzak yaşadıkları, barlarda ülke meselelerini tartıştıkları sürece bu sorunlar üzerinde yaptıkları yorumlarda komik olacaktır. Tıpkı yukarıdaki yazıyı yazan gazeteci gibi. Hayatı boyunca Anadolu'ya gitmemiş, orada yaşamamış, o insanların düşüncelerini, kaygılarını, inançlarını bilmeyen insanlar yorum yaptıkça işte böyle komik durumu düşerler. BENCE BÖYLE
 

LaNgHaWiL

New member
emrah538' Alıntı:
Durumu çok güzel özetlemiş..Mitinglere katılan insanlar yaşam şartlarona müdahele edilmesinden korkuyorlar ve haklolar kimse böyle bir şeyi istemez..

Ancak bilmiyorlar ki bu ülkede başörtülünün,imam-hatiplinin,oğlunu küçük yaşta Kuran kursuna göndermek isteyenin yaşamına müdahele ediliyor zaten..Önce bunu görebilmek lazım..Eşitlik varsa herkes eşit olmalı bazıları "daha eşit" değil...
çok güzel bir özetleme yapmışsın saolasın dostum :clap
 

HTML

Üst