KeNDiNe GeL !

Leke

Altın Üye
Altın Üye
Katılım
25 Haz 2005
Mesajlar
9,652
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
40
Konum
DoĞDuĞuMDa O KaDaR ŞaŞıRDıM Ki , BiR BuÇuK SeNe Ko
Her seçimin bir mesajı olur. Dünkü seçimin mesajı umut ve cesaret vericidir.

Halk ülkenin sahibi olduğunu göstermiş deyim yerinde ise iktidar partisine “kendine gel” uyarısı yapmıştır!

İl genel meclisi seçimi sonuçları, “Eğer bu yapılan, bir genel seçim olsaydı ne olurdu?” sorusuna doğru cevabı verecek rakamları ortaya çıkarıyor.

Yazının kaleme alındığı saatte AKP’nin son genel seçime göre yüzde 6 kadar gerilemiş durumda olduğu görülüyordu.

2007 Temmuzu’nda oyların yüzde 46,7’sini alan AKP’nin dün yaşadığı gerileme yenilgiye uğradığı anlamına çekilebilir mi?

Tartışmalı... Çünkü sonuçta bu bir yarıştır ve AKP yarışın galibidir. Ama galibiyetin niteliğine de bakmak lâzım... Halk, özellikle de uyanık kentli seçmen AKP’nin yanlışlarını görmüş, kredisini kesmiştir.

Ekonomik krize müdahalesindeki gecikmesini, işsizlik karşısındaki duyarsızlığını, Deniz Feneri rezaleti ile öteki yolsuzluklar karşısındaki pişkin tutumunu ve özellikle de liderinin kibirli ve despot gidişini cezalandırmıştır.

Sonuç AKP’ye birçok belediye kaybettirmiştir ama bu durum iktidar partisinin her yerde ve her kesimde var olan ve birinciliğe yarışan parti kimliğini değiştirmemiştir.

Dün gece AKP’nin genel merkezi ve il merkezleri seçim kazanmış bir partinin sevinç ve güvenini yansıtmıyordu. Belli ki parti beklediğini bulamamıştır.

Keşke Başbakan Erdoğan 2002 seçimi ardından “kendilerine oy vermeyen kesimleri de kucaklayacakları”nı vaat eden o unutulmaz konuşmasının benzerini yine yapabilseydi.

Çünkü o anlayış asıl şimdi lâzımdır.

AKP koyduğu yüksek hedeflere ulaşamadığı için kendisini hezimete uğramış hissetmemeli, oy kaybındaki sebepleri doğru tahlil etmeye bakmalıdır.

En doğru telâfi yolu budur.

Başbakan, çoğunluk demokrasisinden çoğulcu demokrasiye geçişi önce kendi aklında sonra partisinin eylemlerinde gerçekleştirmelidir. Özellikle halkın eğitimli kesiminde AKP hâlâ kitle partisi gibi görülmüyor ve güvenilmiyor.

Her seçim adeta rejim konusunda “devam mı, tamam mı” üstüne kurulu bir referandum görüntüsü taşıyor. Yazıktır...

Dünkü seçime yurt dışından pek çok vatandaşın sırf böyle bir korkuya karşı görev şuuruyla koşup geldiklerini biliyorum.

Ülkeye ve cumhuriyete sahip çıkanların yarattığı oy kaymasını AKP ve lideri küçümsememelidir. Eğer eğitimli orta sınıfın tedirginliklerini gidermenin samimi çabasına girerse bu, AKP’ye kaybettiğinden daha fazlasını kazandırır.

Bu noktada ciddi bir iktidar alternatifi olmaktan uzaklaştığı görülen CHP’nin rolüne de dikkat çekmek gerekiyor.

CHP’nin değişime açık bir sol parti olma umudu azaldıkça AKP’nin kendini düzeltme mecburiyeti de hafifliyor.

CHP’ye yeni bir genel başkan ve yeni bir anlayış getirecek olursa bu, dünkü seçimin en büyük kazancı olur!


GünGör MeNGi

Seçmen ne dedi?

Çok kısa ve öz yazacağım... İşte benim seçimden çıkardığım net mesajlar:

Başımda “diktatör” istemiyorum...

Laik-Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlıyım...

Gerginlik istemiyorum...

Siyasi otoritenin “ekonomik bozulmayı” ciddiye almıyor havasından rahatsızım...

Basın özgürlüğüne karşı girişilen savaştan rahatsızım...

Yaşam tarzıma dokundurmam...

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı içeride “takınılan” tavrı asla desteklemiyorum...

Din ile “devlet işlerini” birbirinden net olarak ayırabiliyorum...

Ne dinime ne de devletime dokunulmasına izin veririm...

“Sizden, ondan, bundan” asla değilim, gerektiğinde kim olduğumu gösteririm...

Sevgili dostlar, benim seçimden çıkardığım mesajlar bunlar...


Bir de not düşmek istiyorum: gerek sosyal gerekse fizik alanında ortaya konan bütün teoriler aynı noktaya temas ediyor; genleşen bir sistem, “durağanlaşır” ve “genleşmesi” durursa, ilk etapta duraksar ve sonra kendi üstüne çökmeye başlar... Aynı kuralın diğer bir açılımı: Çan eğrisi. Bir siyasi iktidar “zirve” yapar, “çan eğrisinin tepesine” değer ve çöküşe geçer... Buna sadece “iktidarlar” değil, devletler hatta “büyük imparatorluklar” bile dahildir... Zaman sınırı “öteye geçmeye” izin vermez!

İşte AKP’de bu kaderi yaşıyor... Doğdu, zirve yaptı, şimdi iniş-tasfiye yoluna koyuldu! Aynen Demokrat Parti, aynen ANAP gibi... Bundan sonrası çok daha zor. Normal seçime 2 yıldan biraz fazla bir süre var ama AKP’nin önünde “vatandaşa anlatması gereken bir IMF anlaşması”, Türkiye’den geçmek isteyen ve yeni tezkereler gerektirecek Amerikan Ordusu gerçeği ve “Rumlar’ı, Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak Türk halkına “Kabul ettir de gel” diyen bir Avrupa Birliği süreci var... Tabii “yeni lideri” ile sürekli büyüyen ve yüzde 10’u hedefleyerek AKP ile “aynı havuzdan” oy alan Saadet Partisi gibi alt gerçekler de AKP adına çok ama çok zor detaylar...

Sonuç: Bütün siyasi “kuleler” ömürlüdür! Zaman sönümlüdür! Doğar, zirve yapar ve tasfiye olur! Bu doğal bir süreçtir ve ger dönüşü yoktur. AKP de çok doğal olarak bu süreci yaşıyor, önümüzdeki süreçte bu “işlemin” daha da hızlanacağını göreceğiz... Şimdi ana soru şu; yerine “kim doğacak”? Veya “kim, ne ile dolduracak”?


YiĞiT BuLuT

Seçmenin One Minute Tayyip Dediği Gerçek
:goz:
 
Kimler geldi kimler geçti bu siyaset arenasından.Kendilerini dev aynasında görenler bir bir silinip gittiler.Bu ülke Atatürk'ün çizdiği yolda çağdaş medeniyeti yakalayana kadar yolunda yürüyecektir.Kimse aksini beklemesin.
 
akp nin inisi cikisi beni ilgilendirmiyorda

butun konular oraya cikiyor ya ona kicik oluyorum

chp izledigi siyaseti hala anlamadim ozellikle kilinctar oglunu bldye baskanligina aday gosterdilerya hic anlamiyorum

medyatiklik o adama yakismadi bence yeri tbmm
 
merkez bir sağ parti lazım.tümden birleştirici tek yok yol bu.
 
Başımda “diktatör” istemiyorum...

Laik-Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlıyım...

Gerginlik istemiyorum...

Siyasi otoritenin “ekonomik bozulmayı” ciddiye almıyor havasından rahatsızım...

Basın özgürlüğüne karşı girişilen savaştan rahatsızım...

Yaşam tarzıma dokundurmam...

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı içeride “takınılan” tavrı asla desteklemiyorum...

Din ile “devlet işlerini” birbirinden net olarak ayırabiliyorum...

Ne dinime ne de devletime dokunulmasına izin veririm...

“Sizden, ondan, bundan” asla değilim, gerektiğinde kim olduğumu gösteririm...


anlarlar ama işlerine gelmez...
 
% 7-8 oy kaybından bu kadar sonuç çıkaranlar ki bu sonuç diye saydıklarınız sizin akp karşısında
kullandığınız seçim propagandası argümanlarınızdır,şu içinde bulundugumuz kriz,işsizlik ve yandaş
medyanın propagandalarına rağmen bu partinin nasıl oluyorda bu kadar oy alabildiğinin sebeplerini
düşünemiyorlar. Ama sizi mutlu görebilmek bizide mutlu ediyor,ALLAH bozmasın.
Demekki küçücük şeylerlede mutlu olabiliyormuşsunuz.Aç tavuk,darı ambarı.
Bütün partilerin oylarını toplasan AKP ancak ediyor ama mutluyuz,Garip!!!
 
% 7-8 oy kaybından bu kadar sonuç çıkaranlar ki bu sonuç diye saydıklarınız sizin akp karşısında
kullandığınız seçim propagandası argümanlarınızdır,şu içinde bulundugumuz kriz,işsizlik ve yandaş
medyanın propagandalarına rağmen bu partinin nasıl oluyorda bu kadar oy alabildiğinin sebeplerini
düşünemiyorlar. Ama sizi mutlu görebilmek bizide mutlu ediyor,ALLAH bozmasın.
Demekki küçücük şeylerlede mutlu olabiliyormuşsunuz.Aç tavuk,darı ambarı.
Bütün partilerin oylarını toplasan AKP ancak ediyor ama mutluyuz,Garip!!!

%7-8 milyonlar demek. Bu kadar basit birşeyi ayırt edememişsin.
 
Seçmen Diyeceğini Sandık Başında Söyledi.
Ne Hikmetse Halkın İradesi Bazı Köşe Yazarlarının Zoruna Gitmiş Olacak.
Seçmen Yerine,Kendi Kişisel Düşüncelerini Yazmış,Biraz'da Biz Yazalım O Zaman.

GünGör MeNGi

Seçmen ne dedi?

Çok kısa ve öz yazacağım... İşte benim seçimden çıkardığım net mesajlar:

Başımda “diktatör” istemiyorum... => Dikdatör Olan Kimmiş Açıkla'da Bilelim.Başımızda Dikdatör Olsaydı O Zaman Bu Yazıları Yazabilecekmiydin

Laik-Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlıyım... => Herzaman Bağlıyım Bu Herhangi Bi Partiyle Ölçülmez.

Gerginlik istemiyorum... => Gerginliği Senin Gibi Köşe Yazarları Bu Şekilde Yazı Yazarak Oluşturuyor,Yoksa Ortada Gerginlik Felan Yok.

Siyasi otoritenin “ekonomik bozulmayı” ciddiye almıyor havasından rahatsızım... => Dünya Genelin'de Ekonomik Kriz Hakim Etkilenmeyen Bir Ülke Gösteremesin. Ekonomimizin Süper Olduğu Söylenemez Ama Türkiyenin Durumu O Kadar'da Kötü Değil.

Basın özgürlüğüne karşı girişilen savaştan rahatsızım... => Basında Biraz Haddini Bilmeli Basın Özgürlüğü Deyip Herşeyi İşine Geldiği Gibi Yapıyor.Birisi Bişey Dediği Zaman'da Bülbül Gibi Ezberlemiş Basın Özgürlüğü Yok Demeyi.Basın Özgürlüğü Olmasaydı Görürdüm Ben Seni O Zaman Bu Söylediklerini Gazetende Yazabilecekmiydin.

Yaşam tarzıma dokundurmam... => Bu Ülkede Herkes İstediği Gibi Zaten Yaşıyor. Eğer Yaşam Tarzınıza Dokunulsaydı 6,5 Sene Geçti İktar Olalı AKP Siz Bugün Bu Gazetede İstediğinizi Yazamazdınız Ve Başınız Açık'da Gezemezdiniz Ğögüs Dekolteli Elbise Yada Mini Etek'de Giyemezdiniz.Düşünceleriniz Bu Yöndeydi Ama Fos Çıktı Değil Mi Sayın Yazar.

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı içeride “takınılan” tavrı asla desteklemiyorum... => Türk Silahlı Kuvvetlerine Karşı Tavır Takınmak Kimsenin Haddine Değil.Ama Türk Silahlı Kuvvetleri'de Üç Beş Tane Kendini Bilmez Gazetenin Köşe Yazarlarının Yazdığı Yazılarla Gaza Gelecek Kadar Saf Değildir.

Din ile “devlet işlerini” birbirinden net olarak ayırabiliyorum... => Et Tırnakdan Ayrılmaz Ayır'da Görelim.Koskoca Osmanlı 700 Sene Dünyaya Hükmetmiş.Acaba Nasıl Hükmetmiş Tarihini Öğren Biraz.Tarihinden Bu Kadar Utanma.

Ne dinime ne de devletime dokunulmasına izin veririm... => Kimsenin Ne Dinine Ne De Devletine Dokunulduğu Yok Tabi Sizin Devletiniz Ve Dininiz Başkaysa Bilmiyorum. Yoksa Burası Türkiye Yerinde Duruyor Kimsenin Dokunduğu'da Yok.

“Sizden, ondan, bundan” asla değilim, gerektiğinde kim olduğumu gösteririm... => Türküm,Müslümanım Ve Osmanlı Ecdadının Torunuyum Aslını İnkar Eden Haramzadedir.Ve Bunlarla Gurum Duyuyorum.Beni İlgilendiren Bunlar Gerisi Beni Enterese Etmez.

Sevgili dostlar, benim seçimden çıkardığım mesajlar bunlar...
 
Geri
Üst