Kendim gibi göründüm

solids

New member
Mimarlık öğrencisiydim. 15 Haziran 2007 de benim için hayati önem taşıyan bir sınava girdim. Sonucunda büyük bir stess içinde geçen uzun bir dönemden geçip yine stressli bir juriden sonra mimar oldum.

Üzerimdeki stress ilk yarı yılı dahilindeydi. Okulumuzda tasihli proje dersi yerine birkaç sefer yapılan jurilerle diploma projesi verilmektedir. Güz yarıyılında büük bir iştahla diploma projesine çalışıp mezun olmayı bekliyordum. Hakikatende herşey benim için iyi gidiyordu. Eleştirileri iyi analiz edip güzel bir konsepte projemi hazırlamıştım. Bunun meyvesinide finalden bir önceki juride oldukça beğenilen projemle aldığımı düşünüyordum. Buna göre mezuniyeti beklemeyi düşünüp tüm planlarımı yapmıştım. Her türlü hazırlığa girip sonuçta büyük keyifle projemi teslim ettim.

Final günü gelip çatınca yine büyük bir keyifle juriye çıkmanın hayalini kuruyordum. Çıkmama 10 dakika kalmadan juri haricindeki hocalardanda tam destek almıştım. Onlara göre en iyi çözümlenmiş proje bana aitti. Kendimi hiç bu kadar rahat hissetmemiştim. Juriye çıktım neticesinde sanki bir önceki juride okadar projenin sahibi ben değidim. Ufak tefek ayrıntılara takıldılar. Öyleki en küçüğü bile bir tır mesafesinin 7m olduğunu söyleyen bir hocayla karşılaştım. Şaşkınlığımı atamadan birden yaylım ateşine tutuldum. İnanın nedenini ben bile anlayamadım. Pafta düzeni ölçü kayması derken 5kmx5km boyutundaki, içerisinde bir çok yapının her türlü işlevi ve projelendirilmesi yapılmış en ufak hatanın bile yer almadığı projede dil hatasına yakalandım. Yaptığım meydan taraması için orada kullanılmayacak farklı bir malzeme söyleyiverdim. Söylediğim malzeme normalde bir meydan taraması için kullanılmaz. Tüm ölçüler doğruyken yanlışlıkla söylediğim malzeme boyutuna taktılar. Hatamı düzeltmediler. Sonra yine o kadar geniş çaplı projemde bir banyoya kafa yordular. Banyomun ölçüsüne takıldılar. Onlara küçük gelmiş, tefrişlerle anlattımi bu seferde oda büyük gelmiş, odayı tefrişlerle anlattım(tüm bu boyutları mimarlığın gerektirdiği ergonomik tefrişlerin ölçüleriyle en ince ayrıntısına kadar düşündüm) öylede olmadı bir orantısızlık var dediler. Yalnız orantızlığın sebebini bulamadılar. Tabi bu tür meselelerde en belirgin meydan düzenlemesinde kullandığım hatta yanlışlıkla söylediğim malzeme hatasıdır.

Neticesinde , bunu bulunduğum ilin imar müdürünün deyimiyle söylüyorum, büyük emek verdiğim projemden kaldım. Sebep ise mimarlık bu hatayı kabullenmez bu nedenle juriden çıktıktan sonra mimar sıfatıyla hocalarla aynı masaya oturamam. Yani asistandan bozma öğretim görevlisi kendisine verilen görevle aynı masaya oturabileceği kişileri mezun etme eğilimine girmiş. Bana göre sebep asistanlıktan yeni çıkmış ancak çok bilgili bir öğretim görevlisinin kendisine nam yapma arzusudur.

İşte bu şokun ardında bahar yarıyılına çevremdeki herkese mahçubiyetimle ve büyük stressle başladım. Her proje çalışmamda içimde ya bir daha kalırsam korkusu yetiştirememe beğendirememe telaşı yaşadım. Her günüm her saatim bir işkenceye dönüştü. Bu sıkıntıya dayanamayacak seviyeye geldim. İnanınki birçok kez bırakma eşiğinden geri döndüm. Jurilerim iyi geçmiyor her defasında bir yıkıntı yaşıyordum.

Normalde bu kadar sıkıntıdan sonra bırakmam gerekirdi. Ancak hep birşeyler sürükledi final gününe. Önce kabuslar gördüm yetiştirememe beğendirememe konusunda. Ve teslim gelip çattı. Okadar çok sıkıntı yaratmışımki korkum gerçek oldu. Son gün gece 1 de yapılacak hala çok şeyim vardı. O günü unutamam. Hayatımda en çom gayret gösterdiğim saatlerdir. Son saniyeye kadar tüm çizimleri toparladım. Ama bilirsinizki bu kadar telaş altında ne çok eksikler hatalar çıkar. Çıktıda hepsini teslimden sonra farkettim. Geçen dönemden sonra tek hatayla kaldığım düşünülürse bundan geçmem imkansız geldi bana. Hep bir umutsuzluk vardı. Ama nedendir hala hazırlnıyordum final jurisine. Sonuçta o gün geldi. Üzerimde bir rahatlık. Karşımda beni bırakan işgüzar asistanlıktan bozma öğretim görevlisinden çok sıkı bir profosör vardı. Oldukça tecrubeli, karşısındakinin düşüncesini okuyabilen bir mimar...

Neticesinde bahsettiğim hatalarda gözden kasten kaçırdıklarımı bile yakalıyor oldukça üstüme geliyordu. Bİr yandan telaş br yandan ter beni basıyordu. Neticesinde 5 yılın içerisindeki en güzel dersi verdi. Yaptıklarımla yapacaklarımla mimar kendisini sürekli geliştirir. Okul biter eğitim bitmez. Okul içerisinde daha fazla ilerlemem, artık ilerlemem kendimi geliştirmem mimarlık evremde olur. Oda benim bundan fazlasını yapamayacağımı düşünüp benimle aynı masaya oturdu! Yılların mimarı gibi ben düşünmedim. Bu sefer o benim gibi düşündü. Kendisine kibir yapmadan. Beni kendine meslektaş yaptı. Bana mimarlığın sırlarını verdi tavsiyelerde bulundu.Hayatımdaki kendi mesleğimle alakalı en büyük dersi verdi. Şimdi benim için prosedür tamamdır. Öğretim bitti eğitim başladı...
 

adres63

New member
hadi darısı başıma dyeyim inşallah bende ilk dönem sonunda böyle bir yazı ile sizlerle mutluluğumu paylaşırım :=)
 

selcuk5454

New member
Ben az bile diyorum: bu kompleksli prof yalakası çanta taşıyıcı asistanlara arada bir kafayı gömecen (hepsine değil dikkat!), ağzı çarşamba pazarı gibi açılacak .
Sana tebrikler. Hayatta başarılar.
 

HTML

Üst