CounTRy
Gülen Manyak
- Katılım
- 5 Haz 2006
- Mesajlar
- 10,687
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Türk kuyum sektörünü duayeni olarak tanınan Atasay Kamer memleketi Denizli’deki birçok akrabasını sektöre kazandırdı. Kamer’in elinden tuttukları bugün sektörün en büyük firmalarının sahipleri haline geldi.Atasay Kamer çoğu insana göre şanssız başlamış hayata. Henüz 1 yaşındayken geçirdiği tren kazası sonucunda sağ kolunu kaybeden Kamer, orta okulu terkedip girdiği iş hayatında, 40 yıl içinde zirveye çıkmış durumda. Kamer’in 1967 yılında Denizli’nin Çivril ilçesinden İstanbul’a gelerek kurduğu Atasay Kuyumculuk, alanında dünyanın 10 şirketinden biri haline geldi.
Kamer, bu yolculuğunda yakın çevresinin de elinden tuttu. Elinden tuttukları bugün sektörün en büyük firmalarının sahipleri. Özellikle memleketi Denizli’deki birçok akrabasını sektöre kazandıran Kamer, “bugüne kadar en az 50 kişi benim sayemde kuyumcu oldu. Allah beni doğurgan yaratmış. Bildiğim bir konuda çevreme de yardımcı olmak isterim. Eğer sır saklarsanız, verici olmazsanız. Düzgün ve dürüst olduktan sonra kim olursa olsun gelsin, işi öğrensin, imalatçı olmak istiyorsa geçsin atölyede öğrensin. Herkese faydalı olurum” diyor.
Anadolu’yu gezdi
Delikanlılık döneminde hep çevresindekilerin askerlik anıları dinleyen ve asla askere gidemeyecek olmanın burukluğunu duyan Atasay Kamer, değişik illeri gezip görme merakı ile yollara düşer. 1965 yılında çıktığı Anadolu turu Kamer için bir dönüm noktası olur.
Sadece gezip görme amacıyla çıktığı yolculukta, kuyumculukla ilgili ufku da açılan Atasay Kamer, o günleri şöyle anlatıyor: “Gittiğim yerlerde ilk ilgimi çeken doğal olarak kuyumcu dükkanları oluyordu. Hepsini inceleyip adamlarla konuşuyordum. Seyahatlerimde ilginç bir noktayı keşfettim. Mesela Konya’da çok tutulan bir ürün Ankara’da ilgi görmüyor. Bu olay dikkatimi çekti ve gittiğim yerlerde bir yerden alıp, başka bir yerde sattım. Bu şekilde 15 günde 5-6 şehir gezdim ve iyi para kazandım. Beni asıl tetikleyen bu oldu.”
Atasay Kamer, 1966 yılında ise İstanbul’a gelir ve o dönem de hatırı sayılı bir para olan 105 bin lira ile işe koyulur. Ama aklı hala Anadolu’dadır. Önce eski bir araba alan ve şoför tutan Kamer, yine Anadolu yollarına düşer. Bir ayda bütün Anadolu’yu dolaşır. Elindeki malı satıp, yeni siparişler alır. Kamer’in yaptığı bu seyahatler tam üç yıl boyunca devam eder.
Anadolu seyahatleri, Atasay Kamer’e çok önemli bir müşteri portföyü kazandırırken, kendi güvenirliğini de kanıtlama fırsatı vermişti. Sık sık yaptığı seyahatler sonrasında artık bütün Anadolu esnafı ile tanıştığını söyleyen Kamer, “İlçelerine kadar Anadolu’nun neresinde hangi tür mal iyi gider biliyordum. Çok kişiyle tanıştım ve hepsiyle iyi ilişkiler kurdum, verdiğim sözlerde durdum. Bu durum sonraki yıllarda bana çok fayda sağladı” diyor.
İlk dükkanı 50 metrekareydi
Anadolu’da söz sahibi olmuştu ancak Kamer’in İstanbul’da verebileceği bir adresi bile yoktu. İstanbul’da bir yapılanmaya ihtiyacı olduğunu düşünen Kamer, bunun için de hiç vakit kaybetmeden harekete geçer. Kamer’in en büyük ihtiyacı ise bir atölye ve satış noktasıdır.
1969 yılında özellikle kuyumcular için prestij yeri sayılan Kapalıçarşı’nın çevresinde 50 metrekarelik iki odalı bir dükkan kiralar. Burayı hem atölye hem de toptan ve perakende satış yeri olarak kullanır. Kamer, tüm bunlar olurken Anadolu seyahatlerini de ihmal etmez. Bir taraftan Anadolu diğer taraftan İstanbul derken Kamer’in satışları hızla artar. Ve 1974′te Kapalıçarşı içinde iki toptancı dükkanı birden açar.
1981′de ilk ihracatı yaptı
O yıllarda, Türk Parasını Koruma Kanunu nedeniyle çok yanlış uygulamalar olduğunu söyleyen Atasay Kamer, kuyumcuların hammadde bulmakta zorlandığını söylüyor. “Bereket Turgut Özal, bu kanunu değiştirdi ve sektörün önü açıldı” diyen Kamer, şöyle devam ediyor:
“Kanunun değişmesiyle 1981′de akrabam olan Raşit Hoşgör ile Arpaş’ı kurduk. 1981′de Türkiye’nin ilk altın ihracatını yaparak, Suudi Arabistan’a 25 kilo altın sattık. Bazı numuneler yaparak, İtalya’ya götürmüştüm. Orada bizim malların Avrupa’ya göre değil, Araplara göre olduğunu öğrendim. Bir süre sonra başka numunelerle Suudi Arabistan’a gittim. Numuneleri çok beğendiler ve 25 kilo sipariş aldım. Onu götürdüm 50 kilo sipariş aldım. Daha sonraki sipariş 100 kilo idi. Kapalıçarşı’da 300-500 gram altın satmaya alışmış bizler için bunlar hayallerin ötesindeydi. Havalara uçuyorduk. Siparişler sürekli artıyordu. Tabi bunları fason olarak değişik atölyelerde yaptırıyorduk. Baktım iş büyüyor. Hemen bir atölye kurmamız gerektiğine karar verdim. 1983′te iyi bir usta ile ortak atölye kurduk. Böylece 1983′te 3 ton, 1985′te 5.5 ton ihracat yaptık. Ama yılın yarısında talep olurken, diğer yarısında tamamen duruyordu. Elimizdeki kapasiteyi ABD’ye yönlendirdik. 1985 yılında ABD pazarına yönelik numuneler götürdük ve 75 kilo siparişle o pazara da girmiş olduk.”
Atasay markası 1989 yılında doğdu
Atasay Kamer, Arpaş’taki hisselerini ortakları Rıfat Kemahlı ve Raşit Hoşgör’e devrederek, ayrılır. Damadının ağabeyi olan Selami Özel’i Tarım Bakanlığı’ndaki görevinden ayrılmaya ikna ederek, ortaklaşa Asgold firmasını kurar. Birkaç yıl sonra Selami Özel yoluna yalnız devam etmek isteyerek ayrılır ve Favori’yi kurar.
1989′da yanında çalışan genç bir eleman, beraber iş yapmak ister ve birlikte şirket kurarlar. Ortağı olan genç şirketin adının Atasay olmasını teklif eder ve kabul görür. Ancak ortaklık kısa bir süre sonra biter. Atasay Kamer, Asgold ve Atasay firmaları ile yoluna devam eder.
1994 yılında ise Türkiye’de ilk olan 20 bin metrekarelik bin kişinin çalıştığı altın fabrikasını kurar. Kamer, böylece Kapalıçarşı ve çevresindeki ilkel atölyelerden kurtularak, ayar, kalite ve tasarıma standart getirmiş olur.
Dünyadaki rekabet gücünü artırmak için Çin’e fabrika kurdu
Kamer, 1996′dan sonra bankaların altın kredisi vermeye başlaması ile birlikte birçok kişinin kuyumcu olduğunu, bunun da iş potansiyelini düşürdüğünü kaydediyor.
Altın fiyatlarındaki artışın bütün dünyada pazarın daralmasına yol açtığına da dikkat çeken Kamer, rekabetin giderek keskinleştiğini, rekabet gücünü arttırmak isteyen firmaların yeni çareler aradıklarını söylüyor.
Dünyadaki rekabet gücünü korumak isteyen Atasay, 2005 yılında sektördeki ilk yurtdışı yatırımını yaparak, Çin’de altın fabrikası kurdu. 230 kişinin çalıştığı bu fabrikada, günde 30 kilo altın işleniyor. Zamanla fabrikanın kapasitesinin arttırılması planlanıyor.
Atasay Kamer’in elinden tuttuğu firmalar
Kamer iş hayatında kurulmasına yardımcı olduğu şirketleri şöyle sıralıyor:
* 1969′da şapkacı dükkanı olan amca çocuğum Kadir Kameroğlu geldi. Ona bir vitrin vererek ortak olduk. Çok çalışkandı. Daha sonra bizden ayrıldı ve EKOL’ü kurdu. Yoluna tek başına devam etti.
* 1970′lerin başında, coğrafya öğretmeni olan teyzemin oğlu Rıfat Kemahlı ve akrabam Raşit Hoşgör kuyumcu olmak istedi. İki dükkanım vardı. Bir vitrin vererek ortak aldım. Daha sonra birlikte ARPAŞ’ı kurduk ve uzun yıllar çalıştık. Sonra ARPAŞ’I onlara bırakarak ben ayrıldım. Raşit eskiden solcuydu artık büyük bir firmanın sahibi olarak kapitalist oldu.
* Daha sonra damadımın abisi olan Selami Özel ile ASGOLD’u kurduk. Bir süre birlikte çalıştıktan sonra o da yoluna kendisi devam etmek istedi ve FAVORİ’yi kurdu.
* Eniştem ile ortak bir kuyumcu dükkanı açtık ve sonra hissemi devrederek ayrıldım. Onlar MOTİF (Roberto Bravo) olarak devam ediyorlar. Şirketin başında yeğenim Mustafa Kamar var.
* Bir başka yeğenim de yine önemli firmalardan birisi olan REGOLD’u kurdu. Bu firmanın başında da Selami Hoşgör var.
Sektörün en büyük sorunu varlık vergisi
Kuyum sektörünün şu andaki en büyük sorunlarından birinin varlık vergisi olduğunu söyleyen Atasay kamer şöyle devam ediyor: “Önceki yıl enflasyon muhasebesi çıkardılar ama bizim sorunumuz onunla bitmiyor ki. Altın fiyatlarındaki artışa göre de vergi alınıyor, kazanca göre değil. Sözgelimi 50 kilo altınla çalışıyorsak, yıl içinde altın fiyatı onsu 300 dolardan 600 dolara çıkmışsa bunun vergisini istiyor. Oysa sermaye dönem sonunda yine 50 kilo kalmış. Eğer sermaye 50 kilodan 55 kilo çıkmışsa alsın. Ama bütün dünyada alınıp satılan işçiliktir. Maliye’nin bu değer artışından vergi alması, kazanç vergisi değil, ‘Varlık Vergisi’dir ve yanlıştır.”
Çalışanları ile MSN üzerinden haberleşiyor
Ortaokul eğitimini yarıda bırakarak iş hayatına atılan Kamer, “Hayatım boyunca kendi işimi hep kendim gördüm. Tek kollu olsam da her şeyi yapabilirim. Mesela çok iyi araba kullanabilirim. Çok iyi yemek yaparım. Teknolojiye çok düşkünüm. Dizüstü bilgisayarımı yanımdan ayırmam. Bizim şirkette güneş batmaz. Dünyanın değişik yerlerindeki bürolar 24 saat faal durumdadır. Ben de bunlarla 24 saat irtibattayım. Ayrıca şirkette çalışan birçok kişi ile MSN’den her zaman her şeyi paylaşırız” açıklamasını yapıyor.
Oğlum kendi parasıyla ortak oldu
Atasay Kamer, şirketin yönetimini üstlenen oğlu Cihan Kamer için şöyle diyor:
Ben İstanbul’a gelirken babamdan hiç para almadım. Çivril’deki hisselerimi satarak ve kazanıp biriktirdiğim parayı sermaye yaptım. Babam da vermezdi zaten. İyi ki böyle olmuş, yoksa hazıra alışırdım.
Bu şirketi kurduğumda, ben de oğlum Cihan’ı kendi parasıyla ortak aldım. Kendi emeğini ve parasını koymasını istedim. O yüzden, Deha Menkul Değerler ve Randıman Döviz’deki hisselerini satarak, Atasay’a ortak oldu. Şimdi direksiyonda o var ve gayet başarılı buluyorum. Kendini kanıtladı.
Araplarla ortak yeni girişimlerde bulunuyor. O tamamen kendi işi ve başaracağına da inanıyorum. Artık uluslararası ortaklıkların olması gereken çağdayız. Ben ilgilenmiyorum ama oğlum politikayla yakından ilgileniyor. Bu da vatandaş olarak herkesin kendi ukdesinde olan bir şeydir. Hiçbir zaman yönlendirici olmadım.
Toplam 15 milyon
dolar yatırım yaptı
Fabrika alanı: 20 bin metrekare
Yatırım tutarı: 15 milyon dolar
Çalışan sayısı: 1.000 kişi
İşleme kapasitesi: 15 ton
Fason imalat: 5 ton
ABD ihracat: 12 ton
Avrupa ihracat: 3 ton
Dubai ihracat: 2 ton
İç piyasa: 3 ton
İlk ihracatı 1981′de yaptı
İlk ihracat: 1981
İlk altın reklamı: 1991
İlk fabrika: 1994
İlk yurtdışı ofis: 1994
İlk franchising: 1996
İlk corner: 1998
İlk yurtdışı fabrika: 2005
Atasay Kamer’in yarattığı markalar
Atasay
Asgold
Favori
Arpaş
Ekol
Regold
Motif (Roberto Bravo)
Kamer, bu yolculuğunda yakın çevresinin de elinden tuttu. Elinden tuttukları bugün sektörün en büyük firmalarının sahipleri. Özellikle memleketi Denizli’deki birçok akrabasını sektöre kazandıran Kamer, “bugüne kadar en az 50 kişi benim sayemde kuyumcu oldu. Allah beni doğurgan yaratmış. Bildiğim bir konuda çevreme de yardımcı olmak isterim. Eğer sır saklarsanız, verici olmazsanız. Düzgün ve dürüst olduktan sonra kim olursa olsun gelsin, işi öğrensin, imalatçı olmak istiyorsa geçsin atölyede öğrensin. Herkese faydalı olurum” diyor.
Anadolu’yu gezdi
Delikanlılık döneminde hep çevresindekilerin askerlik anıları dinleyen ve asla askere gidemeyecek olmanın burukluğunu duyan Atasay Kamer, değişik illeri gezip görme merakı ile yollara düşer. 1965 yılında çıktığı Anadolu turu Kamer için bir dönüm noktası olur.
Sadece gezip görme amacıyla çıktığı yolculukta, kuyumculukla ilgili ufku da açılan Atasay Kamer, o günleri şöyle anlatıyor: “Gittiğim yerlerde ilk ilgimi çeken doğal olarak kuyumcu dükkanları oluyordu. Hepsini inceleyip adamlarla konuşuyordum. Seyahatlerimde ilginç bir noktayı keşfettim. Mesela Konya’da çok tutulan bir ürün Ankara’da ilgi görmüyor. Bu olay dikkatimi çekti ve gittiğim yerlerde bir yerden alıp, başka bir yerde sattım. Bu şekilde 15 günde 5-6 şehir gezdim ve iyi para kazandım. Beni asıl tetikleyen bu oldu.”
Atasay Kamer, 1966 yılında ise İstanbul’a gelir ve o dönem de hatırı sayılı bir para olan 105 bin lira ile işe koyulur. Ama aklı hala Anadolu’dadır. Önce eski bir araba alan ve şoför tutan Kamer, yine Anadolu yollarına düşer. Bir ayda bütün Anadolu’yu dolaşır. Elindeki malı satıp, yeni siparişler alır. Kamer’in yaptığı bu seyahatler tam üç yıl boyunca devam eder.
Anadolu seyahatleri, Atasay Kamer’e çok önemli bir müşteri portföyü kazandırırken, kendi güvenirliğini de kanıtlama fırsatı vermişti. Sık sık yaptığı seyahatler sonrasında artık bütün Anadolu esnafı ile tanıştığını söyleyen Kamer, “İlçelerine kadar Anadolu’nun neresinde hangi tür mal iyi gider biliyordum. Çok kişiyle tanıştım ve hepsiyle iyi ilişkiler kurdum, verdiğim sözlerde durdum. Bu durum sonraki yıllarda bana çok fayda sağladı” diyor.
İlk dükkanı 50 metrekareydi
Anadolu’da söz sahibi olmuştu ancak Kamer’in İstanbul’da verebileceği bir adresi bile yoktu. İstanbul’da bir yapılanmaya ihtiyacı olduğunu düşünen Kamer, bunun için de hiç vakit kaybetmeden harekete geçer. Kamer’in en büyük ihtiyacı ise bir atölye ve satış noktasıdır.
1969 yılında özellikle kuyumcular için prestij yeri sayılan Kapalıçarşı’nın çevresinde 50 metrekarelik iki odalı bir dükkan kiralar. Burayı hem atölye hem de toptan ve perakende satış yeri olarak kullanır. Kamer, tüm bunlar olurken Anadolu seyahatlerini de ihmal etmez. Bir taraftan Anadolu diğer taraftan İstanbul derken Kamer’in satışları hızla artar. Ve 1974′te Kapalıçarşı içinde iki toptancı dükkanı birden açar.
1981′de ilk ihracatı yaptı
O yıllarda, Türk Parasını Koruma Kanunu nedeniyle çok yanlış uygulamalar olduğunu söyleyen Atasay Kamer, kuyumcuların hammadde bulmakta zorlandığını söylüyor. “Bereket Turgut Özal, bu kanunu değiştirdi ve sektörün önü açıldı” diyen Kamer, şöyle devam ediyor:
“Kanunun değişmesiyle 1981′de akrabam olan Raşit Hoşgör ile Arpaş’ı kurduk. 1981′de Türkiye’nin ilk altın ihracatını yaparak, Suudi Arabistan’a 25 kilo altın sattık. Bazı numuneler yaparak, İtalya’ya götürmüştüm. Orada bizim malların Avrupa’ya göre değil, Araplara göre olduğunu öğrendim. Bir süre sonra başka numunelerle Suudi Arabistan’a gittim. Numuneleri çok beğendiler ve 25 kilo sipariş aldım. Onu götürdüm 50 kilo sipariş aldım. Daha sonraki sipariş 100 kilo idi. Kapalıçarşı’da 300-500 gram altın satmaya alışmış bizler için bunlar hayallerin ötesindeydi. Havalara uçuyorduk. Siparişler sürekli artıyordu. Tabi bunları fason olarak değişik atölyelerde yaptırıyorduk. Baktım iş büyüyor. Hemen bir atölye kurmamız gerektiğine karar verdim. 1983′te iyi bir usta ile ortak atölye kurduk. Böylece 1983′te 3 ton, 1985′te 5.5 ton ihracat yaptık. Ama yılın yarısında talep olurken, diğer yarısında tamamen duruyordu. Elimizdeki kapasiteyi ABD’ye yönlendirdik. 1985 yılında ABD pazarına yönelik numuneler götürdük ve 75 kilo siparişle o pazara da girmiş olduk.”
Atasay markası 1989 yılında doğdu
Atasay Kamer, Arpaş’taki hisselerini ortakları Rıfat Kemahlı ve Raşit Hoşgör’e devrederek, ayrılır. Damadının ağabeyi olan Selami Özel’i Tarım Bakanlığı’ndaki görevinden ayrılmaya ikna ederek, ortaklaşa Asgold firmasını kurar. Birkaç yıl sonra Selami Özel yoluna yalnız devam etmek isteyerek ayrılır ve Favori’yi kurar.
1989′da yanında çalışan genç bir eleman, beraber iş yapmak ister ve birlikte şirket kurarlar. Ortağı olan genç şirketin adının Atasay olmasını teklif eder ve kabul görür. Ancak ortaklık kısa bir süre sonra biter. Atasay Kamer, Asgold ve Atasay firmaları ile yoluna devam eder.
1994 yılında ise Türkiye’de ilk olan 20 bin metrekarelik bin kişinin çalıştığı altın fabrikasını kurar. Kamer, böylece Kapalıçarşı ve çevresindeki ilkel atölyelerden kurtularak, ayar, kalite ve tasarıma standart getirmiş olur.
Dünyadaki rekabet gücünü artırmak için Çin’e fabrika kurdu
Kamer, 1996′dan sonra bankaların altın kredisi vermeye başlaması ile birlikte birçok kişinin kuyumcu olduğunu, bunun da iş potansiyelini düşürdüğünü kaydediyor.
Altın fiyatlarındaki artışın bütün dünyada pazarın daralmasına yol açtığına da dikkat çeken Kamer, rekabetin giderek keskinleştiğini, rekabet gücünü arttırmak isteyen firmaların yeni çareler aradıklarını söylüyor.
Dünyadaki rekabet gücünü korumak isteyen Atasay, 2005 yılında sektördeki ilk yurtdışı yatırımını yaparak, Çin’de altın fabrikası kurdu. 230 kişinin çalıştığı bu fabrikada, günde 30 kilo altın işleniyor. Zamanla fabrikanın kapasitesinin arttırılması planlanıyor.
Atasay Kamer’in elinden tuttuğu firmalar
Kamer iş hayatında kurulmasına yardımcı olduğu şirketleri şöyle sıralıyor:
* 1969′da şapkacı dükkanı olan amca çocuğum Kadir Kameroğlu geldi. Ona bir vitrin vererek ortak olduk. Çok çalışkandı. Daha sonra bizden ayrıldı ve EKOL’ü kurdu. Yoluna tek başına devam etti.
* 1970′lerin başında, coğrafya öğretmeni olan teyzemin oğlu Rıfat Kemahlı ve akrabam Raşit Hoşgör kuyumcu olmak istedi. İki dükkanım vardı. Bir vitrin vererek ortak aldım. Daha sonra birlikte ARPAŞ’ı kurduk ve uzun yıllar çalıştık. Sonra ARPAŞ’I onlara bırakarak ben ayrıldım. Raşit eskiden solcuydu artık büyük bir firmanın sahibi olarak kapitalist oldu.
* Daha sonra damadımın abisi olan Selami Özel ile ASGOLD’u kurduk. Bir süre birlikte çalıştıktan sonra o da yoluna kendisi devam etmek istedi ve FAVORİ’yi kurdu.
* Eniştem ile ortak bir kuyumcu dükkanı açtık ve sonra hissemi devrederek ayrıldım. Onlar MOTİF (Roberto Bravo) olarak devam ediyorlar. Şirketin başında yeğenim Mustafa Kamar var.
* Bir başka yeğenim de yine önemli firmalardan birisi olan REGOLD’u kurdu. Bu firmanın başında da Selami Hoşgör var.
Sektörün en büyük sorunu varlık vergisi
Kuyum sektörünün şu andaki en büyük sorunlarından birinin varlık vergisi olduğunu söyleyen Atasay kamer şöyle devam ediyor: “Önceki yıl enflasyon muhasebesi çıkardılar ama bizim sorunumuz onunla bitmiyor ki. Altın fiyatlarındaki artışa göre de vergi alınıyor, kazanca göre değil. Sözgelimi 50 kilo altınla çalışıyorsak, yıl içinde altın fiyatı onsu 300 dolardan 600 dolara çıkmışsa bunun vergisini istiyor. Oysa sermaye dönem sonunda yine 50 kilo kalmış. Eğer sermaye 50 kilodan 55 kilo çıkmışsa alsın. Ama bütün dünyada alınıp satılan işçiliktir. Maliye’nin bu değer artışından vergi alması, kazanç vergisi değil, ‘Varlık Vergisi’dir ve yanlıştır.”
Çalışanları ile MSN üzerinden haberleşiyor
Ortaokul eğitimini yarıda bırakarak iş hayatına atılan Kamer, “Hayatım boyunca kendi işimi hep kendim gördüm. Tek kollu olsam da her şeyi yapabilirim. Mesela çok iyi araba kullanabilirim. Çok iyi yemek yaparım. Teknolojiye çok düşkünüm. Dizüstü bilgisayarımı yanımdan ayırmam. Bizim şirkette güneş batmaz. Dünyanın değişik yerlerindeki bürolar 24 saat faal durumdadır. Ben de bunlarla 24 saat irtibattayım. Ayrıca şirkette çalışan birçok kişi ile MSN’den her zaman her şeyi paylaşırız” açıklamasını yapıyor.
Oğlum kendi parasıyla ortak oldu
Atasay Kamer, şirketin yönetimini üstlenen oğlu Cihan Kamer için şöyle diyor:
Ben İstanbul’a gelirken babamdan hiç para almadım. Çivril’deki hisselerimi satarak ve kazanıp biriktirdiğim parayı sermaye yaptım. Babam da vermezdi zaten. İyi ki böyle olmuş, yoksa hazıra alışırdım.
Bu şirketi kurduğumda, ben de oğlum Cihan’ı kendi parasıyla ortak aldım. Kendi emeğini ve parasını koymasını istedim. O yüzden, Deha Menkul Değerler ve Randıman Döviz’deki hisselerini satarak, Atasay’a ortak oldu. Şimdi direksiyonda o var ve gayet başarılı buluyorum. Kendini kanıtladı.
Araplarla ortak yeni girişimlerde bulunuyor. O tamamen kendi işi ve başaracağına da inanıyorum. Artık uluslararası ortaklıkların olması gereken çağdayız. Ben ilgilenmiyorum ama oğlum politikayla yakından ilgileniyor. Bu da vatandaş olarak herkesin kendi ukdesinde olan bir şeydir. Hiçbir zaman yönlendirici olmadım.
Toplam 15 milyon
dolar yatırım yaptı
Fabrika alanı: 20 bin metrekare
Yatırım tutarı: 15 milyon dolar
Çalışan sayısı: 1.000 kişi
İşleme kapasitesi: 15 ton
Fason imalat: 5 ton
ABD ihracat: 12 ton
Avrupa ihracat: 3 ton
Dubai ihracat: 2 ton
İç piyasa: 3 ton
İlk ihracatı 1981′de yaptı
İlk ihracat: 1981
İlk altın reklamı: 1991
İlk fabrika: 1994
İlk yurtdışı ofis: 1994
İlk franchising: 1996
İlk corner: 1998
İlk yurtdışı fabrika: 2005
Atasay Kamer’in yarattığı markalar
Atasay
Asgold
Favori
Arpaş
Ekol
Regold
Motif (Roberto Bravo)
Kaynak: ReferansGazetesi
