W
WoLF
Guest
Bu resmi arşivlemenizi tavsiye ederiz...
İlerde çocuklarınız "Ergenekon neydi?" diye sorarsa, çıkarıp bu resmi gösterin ve uzun uzun anlatmaktan kurtulun.
"Ergenekon"' kod adlı sürecin geldiği nokta açısından bundan daha özet bir tablo olamaz.
Türkiye Cumhuriyeti devletini kendi kuyruğunu yiyen bir yılana (Ourobos) dönüştüren "Ergenekon" operasyonu için bir çok sembol resim seçilebilir ama sanırız bu resimden ötesi olmayacaktır.
Bir tarafta devletin İçişleri Bakanı...
Diğer tarafta devletin üst düzey generallerinden biri...
Normal şartlarda sıradan olabilecek bu resim, "Ergenekon"'un aynalar diyarına mahkum edilen ülkemiz sözkonusu olduğunda bir garabet vesikasıdır.
Hakkında "yakalama" kararı çıkarılan general; sözkonusu yakalama kararının gereğini yapmakla yükümlü Emniyet'ten sorumlu bakanla; bu yakalamayı gerçekleştirmesi gereken polislerin huzurunda bir şehit cenazesinde buluşmuştur.
AKP kendi yarattığı bu garabetle ilgili soruları,
"ne yani, yakasına mı yapışsaydı"
şeklinde milleti salak yerine koyan cümlelerle geçiştirmiştir; teslim olmaya gelen bir başka generalin yakasına havaalanında yapışılmasından bir gün sonra.
Halbuki bakan ; emrindeki polislere oracıkta generali yakalama emri vermemekle suç işlemiştir.
Generali "yakalamak" Merkez Komutanlığı'nın görevi olsa dahi; Beşir Atalay bir "KAÇAK"ın yerini ilgililere bildirmeyerek ayrı bir suç işlemiştir.
"Burası Türkiye" klişesi bile bu resim karşısında kifayetsiz kalmaktadır.
Bu resim aynı zamanda Nejat Bek ve kamuoyu önünde KAÇAK olarak damgalanan generaller adına kaçan bir fırsatı temsil etmektedir.
Nejat Bek ; "Ergenekon" operasyonunda çok kritik bir karşı psikoloji ve hatta kırılma noktası yaratma fırsatını kaçırmıştır.
Nejat Bek'in o törende bakan Atalay'ın yanına gidip, ellerini uzatıp,
"beni yakalayıp adalete teslim edin, yakalamazsanız suç işlemiş olursunuz"
demesi "Ergenekon" sürecinde kamuoyu nezdinde çok önemli bir psikolojik kırılmaya tekabül edebilirdi.
Bu cesur hamle görselliği ile bu fütursuz saldırının arkasındaki güçlerin elini zayıflatırdı.
Nejat Bek bu fırsatı kaçırdı.
Türk Ordusu'na yönelik yapılan kurum içinden destekli bu saldırıyı durdurmak, etkisini azaltmak ve bertaraf etmek adına kaçırılan yüzlerce fırsattan sonuncusu Bek'e nasip oldu.
Bakalım daha neler göreceğiz?
KaynaK
İlerde çocuklarınız "Ergenekon neydi?" diye sorarsa, çıkarıp bu resmi gösterin ve uzun uzun anlatmaktan kurtulun.
"Ergenekon"' kod adlı sürecin geldiği nokta açısından bundan daha özet bir tablo olamaz.
Türkiye Cumhuriyeti devletini kendi kuyruğunu yiyen bir yılana (Ourobos) dönüştüren "Ergenekon" operasyonu için bir çok sembol resim seçilebilir ama sanırız bu resimden ötesi olmayacaktır.
Bir tarafta devletin İçişleri Bakanı...
Diğer tarafta devletin üst düzey generallerinden biri...
Normal şartlarda sıradan olabilecek bu resim, "Ergenekon"'un aynalar diyarına mahkum edilen ülkemiz sözkonusu olduğunda bir garabet vesikasıdır.
Hakkında "yakalama" kararı çıkarılan general; sözkonusu yakalama kararının gereğini yapmakla yükümlü Emniyet'ten sorumlu bakanla; bu yakalamayı gerçekleştirmesi gereken polislerin huzurunda bir şehit cenazesinde buluşmuştur.
AKP kendi yarattığı bu garabetle ilgili soruları,
"ne yani, yakasına mı yapışsaydı"
şeklinde milleti salak yerine koyan cümlelerle geçiştirmiştir; teslim olmaya gelen bir başka generalin yakasına havaalanında yapışılmasından bir gün sonra.
Halbuki bakan ; emrindeki polislere oracıkta generali yakalama emri vermemekle suç işlemiştir.
Generali "yakalamak" Merkez Komutanlığı'nın görevi olsa dahi; Beşir Atalay bir "KAÇAK"ın yerini ilgililere bildirmeyerek ayrı bir suç işlemiştir.
"Burası Türkiye" klişesi bile bu resim karşısında kifayetsiz kalmaktadır.
Bu resim aynı zamanda Nejat Bek ve kamuoyu önünde KAÇAK olarak damgalanan generaller adına kaçan bir fırsatı temsil etmektedir.
Nejat Bek ; "Ergenekon" operasyonunda çok kritik bir karşı psikoloji ve hatta kırılma noktası yaratma fırsatını kaçırmıştır.
Nejat Bek'in o törende bakan Atalay'ın yanına gidip, ellerini uzatıp,
"beni yakalayıp adalete teslim edin, yakalamazsanız suç işlemiş olursunuz"
demesi "Ergenekon" sürecinde kamuoyu nezdinde çok önemli bir psikolojik kırılmaya tekabül edebilirdi.
Bu cesur hamle görselliği ile bu fütursuz saldırının arkasındaki güçlerin elini zayıflatırdı.
Nejat Bek bu fırsatı kaçırdı.
Türk Ordusu'na yönelik yapılan kurum içinden destekli bu saldırıyı durdurmak, etkisini azaltmak ve bertaraf etmek adına kaçırılan yüzlerce fırsattan sonuncusu Bek'e nasip oldu.
Bakalım daha neler göreceğiz?
KaynaK