Sercinho7
Dark Side of Creation
Can Dündar'ın Milliyet Gazetesi 21/12/2006 Tarihli Köşe Yazısı
Evet Kenan Doğulu, biz eski kafalıyız biraz!
Eurovision'da Türkiye'yi temsil edecek olan Kenan Doğulu hazırlayacağı şarkıyı şöyle tarif ediyor:
"Türkçe olması eski kafaların düşüncesi... İngilizce daha çok insana hitap etmesi açısından önemli. İçinde yabancıların da kolayca anlayıp söyleyebileceği birkaç söz de olsun. Yıllardır ABD'de kendimi geliştirdim. Buna yetecek kadar İngilizcem var."
* * *
İtiraf edeyim ki ben Doğulu'nun söz ettiği "eski kafalılar"danım.
Kendimi ABD'de geliştirmediysem de "yabancıların da kolayca anlayabileceği birkaç söz" söyleyecek kadar İngilizcem var. Yine de Türkçeyi severim. Çok ekmeğini yedim. Böyle uluorta küçümsenmesine gönlüm razı olmaz.
Aynı zamanda, gençliğini Eurovision jürilerinden iyi bir puan alma gayesinde çarçur etmiş bir nesilden geliyorum.
Şimdi daha iyi anlıyorum ki, oldum olası hak etmediği bir mana atfettiğimiz Eurovision'un amacı, Batı'nın değişik müziklerini, dillerini bir mecrada sergileyip yarıştırmaktır.
Yarışmada 1977'den beri ulusal dil koşulu vardı. 1999'da dil seçimi serbest bırakıldı. Yine de bence Türkçe şarkı, yarışmanın kültürel alışveriş ruhuna daha uygundur. Herkesin Amerikan esintili pop şarkılara İngilizce söz yazdığı bir yarışma Avrupa'ya ne katabilir ki?
* * *
Buna rağmen Doğulu "Son yıllarda çoğu ülke İngilizce yarışıyor. Türkiye de İngilizce şarkı ile kazandı" diyebilir. TRT de milli duyarlılığı pek yüksekmiş gibi yaptığı bir dönemde onu destekleyebilir.
Lakin laf orada kalmıyor; "Türkçeyi savunmak eski kafalılıktır" diye damarımıza basılıyor.
Oysa tersine, bu İngilizce sevdası, günümüz dünyasında sömürgeci çağları hatırlatan bir eski kafalılık örneği kabul ediliyor.
Avrupa, Amerikan kültürel taarruzu karşısında sinemasını, müziğini, mutfağını, dilini korumaya aldı.
Alman Dilini Koruma Derneği, İngilizce sloganlarda ısrar edenlere, Almancayı "bir şempanze dili"ne dönüştürdükleri gerekçesiyle her yıl "Dili Bozma Ödülleri" veriyor.
"İngilizce istilası"nı "soykırıma eşdeğer bir suç" olarak tanımlayan Fransız dilbilimci Paul Guth, Paris sokaklarındaki İngilizce yazıların, Nazi işgali dönemindeki Almanca yazılardan bile fazla olduğu kanısında...
Fransa'da çıkarılan bir yasayla medyada, tabelalarda, şirket anlaşmalarında, faturalarda, iş ilanlarında Fransızca kullanma zorunluluğu getirildi.
Geçen hafta Fransa'daydım. İngilizce özentisine tepkinin nasıl uç noktalara vardığını gördüm:
Çoğu lokantada İngilizce yemek listesi yok. Garsonlar İngilizce bilse bile konuşmuyor. DVD'lere İngilizce altyazı konmuyor.
* * *
Bu durumda "500 milyon insanın önüne Türkçeyle çıkın. Dil bayrağını dalgalandırın" diyenler niye "eski kafalı" oluyor?
Orhan Pamuk "kendini ABD'de geliştirmediğinden" mi Türkçe yaptı Nobel konuşmasını?..
Ödülü almaya Türkçe sözlerle davet ettiğinde niye göğsümüz kabardı?
İngilizce yarışabilir ve kazanabilirsiniz de...
Lakin Avrupa'da yükselen duyarlıktan bihaber, el diliyle yarışa koşarken kendi diline sahip çıkanları "eski kafalılık"la suçlarsanız, gün gelir, "şempanze dili" ödülünü hak edersiniz.
CAN DÜNDAR...
ALINTIDIR...[Milliyet Gazetesi]