Kefilsiz kredi...

64general1

New member
HH Üyesi
Katılım
14 Haz 2007
Mesajlar
1,720
Reaction score
0
Puanları
0
Yılmaz ÖZDİL [email protected]

Kefilsiz kredi...

CEBİMDEKİ cep telefonu, titreşe titreşe, cep telefonundan çok, masaj aletine benziyor artık.

Ha bire mesaj geliyor.

*

"Kefilsiz, ramazan kredisi... Evet yaz, falanca numaraya gönder, krediniz gelsin."

Siliyorum.

"Hayalinizdeki tatil bir talimata bakar... Evet yaz, fişmanca numaraya gönder, anında kredi, 12 taksit."

Siliyorum.

"Şu kredi kartıyla, şu mağazadan alışveriş, 3 taksit, size özel, 2 ay erteleme ayrıcalığıyla..."

Siliyorum.

"Benzin al, 1 ay sonra öde."

Siliyorum.

"Evet yaz, limitin 2 katına çıksın."

Silmiyorum!

"Hayır kardeşim, hayır" yazıp, iade ediyorum.

*

Dikkat edin...

Reklamlarda alışveriş yapan hanımların poşetini bile, kredi kartının maskotu taşıyor!

Sen yeter ki, al...

Sırtında taşımaya razı.

*

"Bayram kredisi, 60 ay taksit."

Yani?

Bu bayram harcıyorsun...

10 bayram borçlusun!

*

Gıdada taksit yasak, güya.

"Erteleme" icat ettiler.

Pide 1 lira mesela... İftarı açıyorsun, parasını bayramdan sonra ödüyorsun.

*

Ramazan kredisi, bayram kredisi, tatil kredisi, okul kredisi, ev kredisi, otomobil kredisi, tüketici kredisi, ihtiyaç kredisi, emekli kredisi, ev kadını kredisi, öğrenci kredisi, üniversite harcı kredisi, yılbaşı kredisi, kurban kredisi...

Yakında, "İstanbul'un fethi" kredisi, "29 Ekim" kredisi verirlerse, şaşmayın.

Hatta, "9 Eylül" kredisini Yunan Bankası verirse, daha şık olur.

*

"Gel taşın, tapunu hemen al, 7 ay sonra ödemeye başla" diyen de var... "Otomobiline şimdi bin, buyur kontak anahtarını, depoyu fulledik, ödemeye seneye başla" diyen de.

Şaka gibi ama... "Şu kadar liralık alışveriş edene, hemen harcaması şartıyla, şu kadar lira üste para veren" kredi kartı bile var.

Çık balkona, "krediiii" diye seslen, elinde çantayla müşteri temsilcisi kapına gelmezse, ne olayım... Vaziyet, o halde.

*

Geçenlerde ağlıyordu bir lokantacı...

"Adam, alt tarafı 2 liralık çorba içiyor, kredi kartıyla ödüyor."

*

Ne demek bu biliyor musunuz?

Bankaların kulağından para fışkırıyor; ahali ise "gırtlağına kadar borca girdi" demek... Kimi "10 senesini ipotek altına soktu", kimi "yarınını yedi", kiminin "yarım saat sonrası bile hacizli" demek.

*

Çünkü...

Ampul mampul derken, mumunu kaybetti Türkiye... Karanlık tünelde, "belki o ucundaki ışıktan çıkarım" diye, borç üstüne borç yaparak, el yordamıyla ilerlemeye çalışıyor.

O ışık, tünelin ucuysa, ne ala.

Bana sorarsanız...

Üzerimize gelen trenin farı!
 
güncele taşınmıştır...
 
Türkiye önceden sadece devlet olarak borçlanırdı.
Ancak şimdi devlet gırtlağına kadar borca battığı halde bu bize yetmedi.
Özel sektör de borçlanıyor. hem de devletin aldığı borca yaklaşacak seviyelere geldi.
O da yetmedi halkımız da borçlanıyor. Hem de sürekli.
Bu ne demek? Senin cebinde para yok ama borç karşılığı gösterebileceğin birşeylerin var.
O zaman sen de borçlan aldığın parayı harca. Nasılsa ödersin diyorlar.
Zaten ödeyebilecek durumda olsam niye senden borç alayım ki?
Sonuçta ne oluyor biliyor musunuz? Sen borç karşlığı gösterdiğin daireni kaybedeceksin.
Ya da borç alıp 40 milyar bedelle satın aldığın aracını 25 milyar bedelle satmak zorunda kalacaksın.
Üstelik ödediğin para da havaya gidecek. Bunun adı sömürüdür. Ama farkında olana elbette.

Size başka bir örnek vereyim. Bir daire almaya kalktınız. Daire bedeli 200 milyar.
Bir miktar paranız var. Örneğin 50 milyar. Kalanına kredi alıyorsunuz. Ödemeye başlıyorsunuz.
Ama bir yer geliyor tıkanıyorsunuz. Ödeyemeyince kredi aldığnız banka geliyor ve diyor ki;
İpotek var. Dairenize el koyuyoruz. Örneğin dairenize o gün için değer biçiliyor.
Diyor ki 120 milyar eder bu daire. Oysa ki siz 200 milyar diye aldınız öyle ödüyorsunuz.
O güne kadar da 50 milyar daha ödediniz diyelim. Ama kalan borcunuz 100 milyar lira.
Daireniz ne ediyor? 120 milyar. Banka diyor ki daireni aldım 120 milyara.
100 milyar borcun var. Kaldı sana 20 milyar. O da mahkeme vs masrafları.
Hadi canım uza bir de seni hapse atmayalım. :D

Ne oldu şimdi? 50 milyar nakitiniz gitti. Zaman içinde kira öder gibi ödediğiniz 50 milyar da gitti.
Kaldınız mı sap ortada? Oysa ki sen belki kendi daireni borcunu ödeyemediğinde satabilsen belki de 200 milyara satacaksın. O zaman kalan borcunu gene taksit taksit ödesen hiç olmadı borç bitince 100 milyarın cebinde kalır.
Ya da kalan borcu bir kerede kapasan gene ödediğin para cebinde kalır.
Oysa ki şu anda beş parasız ve evsiz kaldın.
Bu durumda olan o kadar çok insan var ki inanın.

Maalesef Türkiye çok tuhaf biçimde borçlandırılıyor. Üretim sektörü baltalanıyor.
Türkiyenin ülke olarak toplam borcu ne kadar bilen yok. Artık açıklanmıyor.
Ama emin olun beş sene öncekine göre en az 4 katına çıktı.
Herkes ihracat patladı diyor. Evet ama ithalatın çığrından çıktığını kimse söylemiyor.
Bugün ithalatımız ihracatımızın 3 katına ulaştı nerdeyse. Her taraf Çin mallarıyla dolu!
Bu parayı nerden bulup ödeyeceğiz? Ancak borç alarak. Gören gözler bunları görür.
Ama kör gözler burnunun ucunu bile göremez. Biz işte böyle körler tarafından idare ediliyoruz.
Biz farkında olmadan herşeyimize ipotek konuluyor. Ve bunu görecek göz maalesef bu ülkede yok.
Siyasiler hırs içinde. İnsanlara ya da ülkeye ne olduğu onlar için önemli değil.
Takmışlar kafayı türbana gidiyorlar. Kafayı örtecez derken popomuz açılıyor farkında mısınız?
Hem de koskocaman bir delikle! O deliği de herhangi bir kumaşla örtemeyeceğiz.
Yazık oluyor ülkeme.....
 
Geri
Üst