Kavga evliliğin tuzu biberi midir?

MaYdOnOz

New member
Katılım
23 Haz 2005
Mesajlar
1,072
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
44
Kavga evliliğin tuzu biberi midir?


Kavgayla tartışmayı birbirinden ayıran ince bir çizgi var. Kavga etmek bir sorunu çözer mi, bir değer verme olcusu mudur? Kişiye göre değişir. Ama herkes kendini savunurken biraz tartışmayı bilmeli belki de...

Geçen hafta sonu bir arkadaşımızın doğum gününü kutluyoruz. Kalabalık ve çakır keyif bir grubuz. Bir ara dansa kalkıyorum. Döndüğümde eşimi, yakın bir arkadaşımızla hararetli bir tartışmanın ortasında buluyorum. Eşim diyor ki "Kavga ilişkileri tüketir, zarar verir. Ben kavga olan evin kapısından içeri girmek istemem."
Arkadaşım, "Kavga, karşında-kine verdiğin değeri gösterir. Kavga etmemek kabullenmek ve beklentini aşağı çekmektir" diyor, bu arada da yorum yapmadığım için bana kızıyor. Ben daha önce eşimle bu konuyu çok tartıştığım için yorum yapma gereği görmüyor, bu haftanın tartışma konusunu bulmuş olmanın heyecanıyla onları dikkatle dinliyorum.
"Kavga etmek kötü bir şey değildir" diye devam ediyor arkadaşım "İlişkiyi geliştirir, hatalarından ders almanı sağlar. Kavga olmazsa, herkes herşeyi yapma hakkını görür kendinde." Eşim çok katı.
"Sesin yükselmesi, bağırış çağrış bunlar benim tahammül edemeyeceğim şeyler. Zaten bütün gün işte geriliyorum. Evim benim kalem. Ne olursa olsun orada hoş görülmeyi bekliyorum"
Bizim eşimle en büyük tartışma sebepimiz yemek saatinde evde olmamasıdır. İşler çok yoğunsa haftanın dört beş günü eve geç gelir. Normal yoğunsa, haftanın bir gününü şehir dışında, bir gününü iş yemeğinde geçirir.
Cuma akşamları bizim yemeğe çıkma günümüz, bu genellikle bozulmaz. Cumartesi dadımız izinli olduğu için evdeyiz, pazar gününü ise ailemizle geçiriyoruz. Bunların haricinde kalan iki günde evde yemek yiyelim istiyorum.
Eşime sabahtan soruyorum. "Bu akşam evdesin değil mi? Yemek yaptıracağım" Bu sorudan nefret ediyor, iç geçirerek "Evet canım evdeyim" diyor. Sonra akşamüstü arayıp bilmem kimlerin Türkiye'de olduğunu, onlarla yemek yemesinin işleri açısından iyi olacağını söylüyor.
Ben tabii bozuluyorum. Telefonu sessizce kapıyorum. 10 dakika sonra beni arıyor. "Ben yemeği iptal ettim. 20:30 gibi evde olurum. İşimin, sorumluluklarımın bir önemi yok. Önemli olan evde yemek yemek. Ben de öyle yapacağım."
Madem öyle, işte böyle... Sen benimle bozuk konuşursan, ben de eve gelip, bir köşede sessizce PS2 oynayarak cezalandırırım seni. Sen de işlerimi aksatmanın verdiği vicdan azabıyla boş boş dizi seyredersin. Ben bu zokayı yutar mıyım?
"Çok geç" diyorum. "Arkadaşlarımla program yaptım. Zaten evde yapılan yemeklerin yenilmediği için atılmasına alıştık. Problem değil" Bir program filan yaptığım yok tabii. Ama yine de işini aksatmak istemem. Bazen diyorum ki evde hiç yemek yapılmasın.
Böylece yemeğe gelip gelmeyeceğini sormam, gelirse bir şey ısmarlarız, ya da dışarı yemeğe çıkarız. Ama işte olmuyor. Biz ailelerimizden akşam yemeğinde aynı sofraya oturmayı, sıcak sohbetler ederek, sıcak ev yemekleri yemeyi öğrendik. Özellikle çocuklarım büyüdüğünde bu geleneğin devam etmesini istiyorum.
Eşim ise yemeğe göre yaşamaktan bıktığını, zamanında sevgili kayınvalidemin de hep yemeğe gelip gelmeyeceğini sorduğunu söylüyor. Hatta bazen annesi gibi davrandığımı düşünüyor. "Bana ne, dolaptaki yemekler yenmediyse! Arkadaşlarını çağır, beraber yiyin. Sağa sola dağıt, ya da at! Hayatımı yemeğe göre mi belirleyeceğim" Bazen de diyorum ki, hiç önemseme, hiç sesini çıkartma. Eve kaçta gelirse gelsin... Ama işte bu durumda arkadaşımızın söylediği "Kabullenme, beklentiyi düşürme" durumu ortaya çıkıyor. Daha önce eşime söylemiştim. "Beş gün üst üste eve geç geldiğin zaman sana bozulmuyorsam, sesimi çıkartmıyorsam, üzül.
Bu demektir ki, Ayşe artık durumu kabulleniyor. Böyle giderse nasıl olduğunu anlamadan ayrı hayatlar yaşamaya başlarız." Eşim gayet kararlı "Şu anda düzgün bir hayat sürdürüyorsak işim sayesindedir.
Sen hâlâ benim görevimin getirdiklerinin, nasıl ağır bir yükümün olduğunun farkında değilsin. Bana destek olmalısın." Ben de aynı kararlılıkta cevap veriyorum. "Bu kadar kendini hırpalaman, haftanın üç beş gününü geç saatlere kadar içkili iş yemeklerinde geçirmen, işine de yansıyacak. Bu yorgunluğu bünyen kaldırmayacak" ...
Ben diyorum, o diyor, bizim tartışmamız böyle gidiyor da gidiyor. ..
Aslında tartışma ile kavga arasında ince bir fark var. Biz kendimize göre haklı olduğumuz hususları savunuyor, tartışırken ilişkimizi daha iyi bir noktaya taşımak için çaba harcıyoruz. Bağırıp, çağırmıyoruz, incir çekirdeğini doldurmayan nedenlerden ötürü, ortalığı birbirine katmıyoruz. Bu tür kavgaların olduğu bir ev ortamına ben de tahammül edemem.
Siz ne düşünüyorsunuz? Kavga, sizce evliliğin tuzu biberi midir? Kavga olmayan evlilikte, kabullenme mi başlar? Ya da siz hangi konularda kavga ediyorsunuz?

vatan gazetesi
25.11.2005
 
tartışma tabi ki her zaman olabilir ama kavga olmasın hiçbir evlilikte

sonu iyi değildir çünkü.... :eek:
 
kavgadan ne tuz olur ne biber

olsa olsa kırık kalpler kalır geriye
 
tamamen biber tuzla alakası yok.. yaktı be bunaldım.. bide evlensem demekki ittim.. kaçışıda yok :)
 
etsen olmuyor etmesen olmuyor .. yok ben cewremdede soyle huzurlu bır ılıskı yasayan ınsanlar gormuyorum kı .. neyse tuzu biberi bana gore .. abartı olmadıgı sürece..
 
bencede tuzu biberi abartmadıkça :)
 
herkes ii gununde olmayabılır...aılemslede arkadaslarmzlada kawga edıorz bı ılıskıde olması kacınılmazdr tabıkıde...abartma yada abartmama olayı bı olcu bnce...
 
tabii kii tuzu biberii bakın::. kavga etceksiniz kii sorunları birbirinizle paylaşacaksınız içinize atmayacaksınız sonra içine at içine at bir anda patlarsın sonu çok kötü olur onun için sık sık küçük kavgalar, tartışmalar iyidir...birde tartışma bilen insanla yapcan o işi....

sanki evliyimde böyle ahkam kesiyom milletee
 
Barbazula' Alıntı:
etsen olmuyor etmesen olmuyor .. yok ben cewremdede soyle huzurlu bır ılıskı yasayan ınsanlar gormuyorum kı .. neyse tuzu biberi bana gore .. abartı olmadıgı sürece..


di mi ama abartmadığın sürece, yani ikidebir kızın başının etini yiyip durmadığın sürece, onu ağlatıp durmadığın sürece tuzu biberi dimi? :mad: :mad: :mad: :mad:
 
bence de ne biber olur nede biber...
hiç sevmediğim bişidir.. yaşamayan bilemez..
 
Tartışmalar olacak illakii
Bir ömür boyunca her dakika sevindirik çift duymadım şahsen :)
Tabiii tartışma dediysemm birbirini boğazlayan bir anlamda bahsetmedim
(abartılmadığı sürece) :)
 
Geri
Üst