Kaside Açıklaması Ve Örneği

Ata Kızı

Angel Of Revenge
Moderatör
Katılım
23 May 2010
Mesajlar
10,583
Reaction score
0
Puanları
0
· Kaside
· Daha çok din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla yazılan şiirlerdir. Kaside şairlerine kaside-gü (kaside söyleyen), kaside-sera ya da kaside-perdaz (kaside yazan) denir. Kaside 6 bölümden oluşur:
Birinci bölüm 15-20 beyitliktir. Bu ilk bölüme, aşıkane duygular yer alıyorsa "nesib", bahar, doğa, bayram gibi konulara değiniliyorsa "teşbib" adı verilir.
İkinci bölüm girizgah ya da girizdir. Genellikle tek beyitten oluşur ve burada şair medhiyeye (övgüye) geçeceğini bildirir. Girizgah konuya uygun ve nükteli olmalıdır.
Üçüncü bölüm medhiyedir. Bu bölümde asıl konu anlatılır. Beyit sayısı konuya ve şaire göre değişen medhiye bölümü kasidenin en sanatlı beyitlerini içerir.
Kasidenin dördüncü bölümü tegazzüldür. Tegazzül, 5-12 beyit arasında değişir. Kasidenin başında ya da sonunda yer alabilir. Bu bölüm her kasidede bulunmayabilir.
Beşinci bölüm fahriyedir. Şair bu bölümde de kendisini över.
Kasidenin son bölümü duadır. Bu bölümde önceki beyitlerde övgüsü yapılan kişi için dua edilir.
Kasideler, nesib bölümünde ele alınan konuya göre göre kaside-i bahariyye, kaside-i ramazaniyye, kaside-i hammamiyye olarak adlandırılır. Uyaklarına göre r harfi ile bitiyorsa kaside-i raiyye, l harfiyle bitiyorsa kaside-i lamiyye, m harfiyle bitiyorsa kaside-i mimiyye diye anlandırılır. Rediflerine göre de, tevhid, münacaat, methiye diye bölümlenir. Kasidenin en güzel beyiti "beyt-ül kaside"dir. Şairin adının geçtiği beyite ise "tac beyit" denir.

KASİDE-İ BAHÂRRİYE-KASİDEİ RÂ’İYYE

Der-sıfat-ı bahâr ve Midhat-i Alî Paşa-ya kâmkâr
Rûh-bahş oldı Mesîhâ-sıfat enfâs-ı bahâr

Matla bölümü

Açdılar dîdelerin hâb-ı ademden ezhâr
Taze cân buldı cihân erdi nebâtâta hayât

Ellerinde harekât eyleseler serv ü cenâr
Döşedi yine cemen nat-ı zümrüddün-fâmın

Şîm-i hâm olmış iken ferş-i harîm-i gulzâr
Yine ferrâş-ı sabâ sahn-ı ribât-ı çemene

Geldi bir kâfile kondurdı yüki cümle bahâr
Leşker-i ebr çemen mülkine akın saldı

Turma yağınada meger niteki bagi Tatar
Farkına bir nice per takınur altun telli

Hayl-i ezhâra meger zanbak olupdur serdâr
Dikdi leşgergeh-i ezhâra sanavber tugın
Haymeler kurdı yine sahn-ı çemende eşcâr

Nesib veya teşbib bölümü

Döşedi mihr-i felek yolları dîbâlar ile
Etdi teşrif çemen mülkini sultân-ı bahâr

Subhdem velvele-i nevbet-i şâhi mi degül
Savt-ı murgân-ı hoş-elhân u sadâ-yı kûhsâr

Çemen etfalinün uyhuların uçurdı yine
Subhdem gulgule-i fâhte gülbânk-i hezâr

Dâye-i ebr yine goncelerün şebnemden
Başına akça dizer nite ki eafâl-ı sıgâr

Mevsim-i rezm degüldür dem-i bezm erdi deyu
Sûsenün hançerini tutdı serâpâ jengâr

Semenün sîne-i sîmînin açup bâd-ı seher
Çözdi gülşende gülün tügmelerin nâhun-ı hâr

Pîrehen berg-i semen gûy-ı girîbân şebnem
Gülsitân oldı bugün bir sanem-i lâle-i zâr

Zib ü fer virmek içün rûy-ı arûs-ı çemene
Yâsemen şâne sâbâ mâşita âb ayinedâr

Dürr ü yâkût ile bir nahl-i murassâ sandum
Ergavân üzre dökülmüş katarât-ı emtâr

Şişe-i çarhda gör bunca murassâ nahli
Nice ârâste kılmış anı sun’-ı Cebbâr

Berg-i ezhârı hevâ şöyle çıkardı feleğe
Pür kevâkib görünür günbed-i çerh-ı devvâr

Dem-i İsâ dirilur bûy-ı buhûr-ı Meryem
Açdı zanbak yed-i beyzâyı kef-i Mûsâ-vâr

Zanbakun goncasıdur bâğa gümüş bâzûbend
Za’ferân ile yazılmış ana hatt-ı tûmâr

Cam-ı zerrîni tolu bâde-i gülreng almış
Gül-i ra’nâ seherî kılmak içün def-i humâr

Dehen-i gonca-i ter dürlü letâ’if söyler
Gülüp açılsa aceb mi gül-i rengîn-ruhsâr

Güher-i fursatı aldırma sakın devr-i felek
Sîm ü zerle gözini boyamasun nergis-vâr

Câm-ı mey katreleri sübha-ı mercân olsun
Gelünüz zerk u riyâdan edelüm istiğfâr

Lâle sahrâyı bugün kân-ı Bedaşân etdi
Jâle gülzâra nisâr eyledi dürr-i şehvâr

Girizgah bölümü

Dâmenin dürr ü cevâhirle pür etdi gül-i ter
Ki ede hâk-i der-i hazret-i Paşaya nisâr

Sahib-i tîg ü kalem mâlik-i câm u hâtem
Âsaf-ı Cem-azamet dâver-i Cemşîd-vekâr

Âsmân-pâye hümâ-sâye Ali Paşa kim
Eremez tâk-ı celâline kemend-i efkâr

Şâh-ı gül neşv ü nemâ bulsa nem-i lutfından
Ola her gonca-i ter bülbül-i şirîn-güftâr

Âb u gil müşgi ü gülâb ola çemen sathında
Bûy-ı hulkıyla güzâr etse nesîm-i eshâr

Tab’ı vakkâdın enger âteş-i rahşân görse
Kızara ahker-i sûzân nitekim dâne-i nâr

Güneşi keff-i zer efşânına benzer der idüm
Almasa mâha atâ eyledüngin âhır-ı kâr

Şöyledür keff-i güher-pâşı yemin etmek olur
Ki atâsından erer bahre gınâ kâne yesâr

Medhiyye (maksat veya maksût) bölümü

Manzar-ı kasr-ı sa’âdetden anun re-yi gibi
Rûy göstermedi bir şâhid-i hurrem-dîdâr

Bâğ-i cihânda nihâl-i kereminden derilür
Lutf-ı bî-minneti meyvelerinden her bâr

Manzar-ı himmetinün kungure-i rif’atine
Eremez sarsar-ı tufân-ı fenâ birle gubâr

Eşiği hâki imiş yüz sürecek hayf deyu
Taşaantaşa urur başını şimdi enhâr

Serverâ cânı mı var devletün eyyâmunda
Sünbülün turrasına el uzada şâh-ı çenâr

Eylemez kimse bugün kimse elinden nâle
Bezm-i işretde meger mutrib elinden evtâr

Şer’a uymaz nidelüm nâle vü zâr eyler ise
Gerçi kânûna uyar zemzeme-i mûsîkâr

Geşt ederken çemen-i medh ü senârı hâtır
Layih oldı dile nâgâh bu şi’r-i hemvâr

Tegazzül bölümü

Gül gibi gülşene kılmaz nola arz-ı dîdâr
Hayli döküldi saçıldı yolına fasl-ı bahâr

Reşk-i dendânun ile hançere düşdi lâle
Berg-i sûsende gören etdi sanur anı karâr

Geçemez çenber-i gîsûy-ı girih-gîründen
Gerçi ki za’f ile bir kıla kalupdur dil-i zâr

Turralar mülket-i Çin nâfe-i müşgîn ol hâl
Gözün âhû-yı Huten gamzeleründür Tatar

Dil-i mecrûha şifâ-bahş ruh u la’lündür
Gülbeşekkerle bulur kuvvet-ı tab’ı bîmâr

Değme bir gevheri kirpüğüne salındıramaz
Göreli la’l-i revân-bahşunı çeşm-i hûnbâr

Bu bölüm "taç beyit"

Koma Bâkî kulunı cur’a sıfat ayakda
Dest-gîr ol ana ey dâver-i alî-mikdâr

Bâğ-ı medhünde olur cümleye gâlip tenhâ
Bahs içün gelse eğer bülbül-i hôş-nağme hezâr

Fahriyye bölümü

Puhtedür gayrılar eş’arı meger puhte piyâz
Hâm anberdür eger hâm ise de bu eş’âr
Hâm var ise eger micmere-i nazmunda

Dâmen-i lutfun anı setr ede ey fahr-ı kibâr
Bahr-ı eş’âra yeter urdı sutûr emvâcın
Demidür k’ide du’â dürlerini zîb-i kenâr

Kasidenin duası

Lâlelerle bezene nitekim deşt ü sahrâ
Nitekim güller ile zeyn olan dest ü destâr

Nitekim lâlelerle şebnem ola üftâde
Güllere âşık-ı şeydâ geçine bülbül-i zâr

Makta bölümü

Gül gibi hurrem u handân ola rûy-ı bahtun
Sâgar-ı ayşun ola lale-sifat cevherdâr
 
Geri
Üst