1907gfb1995
New member
- Katılım
- 30 Eyl 2005
- Mesajlar
- 373
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Karma Fıkralar
Bir keşiş dünyanın en akıllı adamını bulmak için diyar diyar geziyormuş sıra nasreddin hocanın köyüne gelmiş ve köylülere sormuş.
- sizin köyün en akıllı adamı kimı. Köylüler :
- Nasreddin hoca
Bunun üzerine keşiş köy meydanında hoca ile görüşmeye başlamış ve eline bir çomak almış yere bir daire çizmiş, nasreddin hoca da çomakla daireyi ortadan ikiye bölmüş, keşiş bir doğru daha çizerek daireyi dörde bölmüş,hocada dörde bölünmüş dairenin üç dilimine çarpı işareti koymuş,keşiş elleriyle aşağıdan yukarıya doğru hareket yapmış,hocada yukarıdan aşağıya yapmış ve keşiş büyük bir hayranlıkla hocayı tebrik etmiş.
-Olup bitenden bir şey anlamayan halk keşişe ne olduğunu sormuş keşişde :
- Bu adam gerçekten dünyanın en akıllı adamı, yere dünya çizdim o ortadan ekvator geçer dedi,ben dünyayı dörde böldüm o da dört de üçü sudur dedi,ben yerden buharlaşma sonucunda ne olur dedim o da yağmur yağar dedi.
-Bu sefer hocaya neler olduğunu sorarlar, hoca :
- Bu adam oburun biri, yere bir tepsi baklava çizdi ben de yarısı benim dedim, daha sonra tepsiyi dörde böldü o zaman dört de üçü benim dedim, o da tepsi altından ateşi hafif hafif almalı dedi ben de üstüne fındık fıstık ekelersek daha iyi olur dedim ...
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
MOTORU SICAK TUTACAKSIN
80'lik ihtiyar 20 yasindaki kiza asik olur ve evlenirler.
Küçük kasabada büyük olay yaratan evlilik memnun mesut devam
ederken bir yil sonra ihtiyar karisini dogum yapmak üzere
hastaneye
getirir. Herkes saskinlik içindedir. Derken hemsire gelip
adami
tebrik eder,
-"Bu mükemmel birsey! Bu yasta bunu nasil basardiniz ?"
-"Eee" der ihtiyar, "Motoru sicak tutacaksin kizim!"
Ertesi yil 80'lik ihtiyarin 20'lik karisi tekrar hamile kalir
ve
yine
ayni hastaneye gelirler. Hemsire yine buyuk bir saskinlik
içinde, -"Tebrik ederim, bu olaganüstü birsey!" deyince
ihtiyar
kis
kis guler, -"Sana söyledim. Motoru sicak tutacaksin!"
Bir sonraki yil, ihtiyarin karisi yine hamiledir ve karisi
dogumhanede iken gelen hemsire ihtiyara, "Vay be ne
erkekmissin!"
der. ihtiyar, "Motoru sicak tutacaksin" diye cevap verince
hemsire
atilir:
-"Eh artik yagi degistirsen iyi olacak. Bu defaki zenci!"
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Okula gitmek istemiyorum...
Sabah anne, oğlunun odasına girdi ve onu uyandırdı.
"Haydi oğlum, uyan artık... Okula geç kalacaksın..."
Oğlu, yarı açık gözlerle annesine baktı ve uykulu bir
sesle :
"Fakat anne, bugün okula gitmek istemiyorum" dedi.
Anne, oğlunun isteğine karşı çıktı.
"Okula neden gitmek istemiyormuşsun bakayım?" dedi.
"İki ciddi neden söyle bana..."
Oğlu bir yandan esnerken, bir yandan da annesini
yanıtladı :
"Okuldaki tüm öğretmenler benden nefret ediyorlar,
bir...
Tüm öğrenciler de benden nefret ediyorlar, iki...
Bu iki ciddi nedenim yeter mi, anne?"
Annesi oğlunun nedenlerini geçerli bulmadı :
"Bunlar okula gitmemen için neden olamaz" dedi.
"Şimdi hemen kalk ve çabuk hazırlan..."
Bu kez oğul annesine :
"Sen de bana, okula kesinlikle gitmemi gerektirecek
iki ciddi neden
gösterebilir misin, anne ? " dedi.
Sabri tükenme noktasina gelen anne, oğlunun üstündeki
yorganı hızla
çekti ve
oğlunun istediği iki ciddi nedeni açıkladı :
" Birinci ciddi neden, 52 yaşında koskoca adamsın...
İkinci ciddi neden ise, sen okulun müdürüsün..."
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
ACEMi VAMPiR
Ingiliz vampir, Fransiz vampir, bir de Laz Vampir gecenin kor karanliginda ucarlar. Cok aciktigini sezinleyen ingiliz vampir pike yapmis ve asagi dogru suzulmus. Birkac dakika sonra agzi kan icinde geri donmus:
- Asagida bir agil vardi. 20-30 inegin kanini emdim, nefisti.
Bir sure sonra Fransiz vampir de pike yaparak asagi suzulmus. Geri dondugunde agzi yuzu kan icindeymis. ingilize bakarak:
- Hani senin az once girdigin agil vardi ya...
- Evet..
- Onun yaninda bir ahir vardi, gordun mu?
- Evet gordum.
- iste orada en azindan 40 tane atin kanini emdim, nefisti.
Bu konusmalar sonucunda tabii Laz vampirin de cani beslenmek istemis. O da pike yapmis, suzuum suzum suzulmus. Aradan 5 dakika gecmis, Laz vampir her yeri kan icinde gelmis... Onun bu hali digerlerinin, muthis bir ziyafet cektigini dusunmelerine neden olmus. Tabii oldukca meraklanmis Ingiliz ve Fransiz vampirler...
- Eee? Nasildi?
- Ula usaklar, hacan asaguda pir agil vardi daa, gordinuz mu?
- Eveet, gorduk.
- Hacan onun yaninda da pir ahur vardi daa, oni da gordinuz mu?
- Eveet, gorduk.
- Hacan o ahurun yaninda da pir elektruk diregu vardi daa, oni da gordinuz mu?
- Eveet, gorduk.
- Hacan pen oni gormedum daa..
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
ÇOBAN
Bir gün dagda gariban bir çoban zengin agasinin yüzlerce koyununu otlatirken yanina birisi yaklasmis. Temel:
- Hey hemserim kolay gelsin. Sana burda kaç koyun oldugunu söylersem banabir koyun verirmisin.
Gariban çoban biraz düsünmüs ve aklindan "Ulan ben bile burada kaç koyun oldugunu bazen sasiriyorum bu adam nerden bilecek demis" ve Çoban:
- Tamam bilirsen al bir tane koyunu götür. Temel:
- Tam 548 koyun var. Çoban:
- Hemserim dogru bildin. Bir koyunu al götür.
Temel gitmis koyunlarin arasina dalmis ve en irisini sirtlamis götürürken çoban seslenmis:
- Hey...! dur bakalim bende senin nereli oldugunu bilirsem koyunu geri birakacak misin.
Temel kabul edince coban:
- Sen Trabzon lusun.
- Peki nereden anladin?
- 548 tane koyun içinden davar köpegini sirtlayip götüren trabzonludan baskasi olmaz da ondan.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
KATIKSIZ SüT
Temel hastalanmis, doktora gitmis. Doktor Temel'i muayine ettikten sonra yeni dogum yapmis bir kadinin memesinden sut emerse hastaliginin iyi olacagini soylemis.
Temel kara kara dusunerek doktorun yanindan cikmis. Nerden bulacagini kimden isteyecegini dusunurken aklina arkadasi Dursun'un karisi Fadime gelmis. "O yeni dogum yapmisti, rica eder sutunden icerim" diye dusunerek kapiya dayanmis.
Kapiyi Fadime acmis, Temel "Dursun evde mi?" diye sormus Fadime "yok" demis. Temel utana sikila derdini acmis. Fadime de "N'olacak ula alti ustu bir kac damla sut, hem sevaptir gir iceri demis"
Fadime memesini acmis Temel'in agzina vermis. Temel memeyi emmeye baslamis. Temel emdikce Fadime tahrik olmus. Dayanamaz duruma gelmis. Temel'e "Ula Temel baska birsey de ister misin?" diye sormus. Temel "Ayip olmaz mi?" diye yanitlamis. Fadime ihtirasli bir sekilde "Niye ayip olsun?" diye cevap vermis. Temel "Iyi oyleyse, ayip olmazsa bir iki tane biskuit ver, katiksiz sut icilmiyor" demis
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Fatih Ürek,
Kuşum Aydın,
Aldo ve Dr.Bilal ölmüş.
Tanrı onları cehenneme atmış.
Azrail'le başbaşa kalmışlar.
Azrail hepsini alıp, büyük bir odaya götürmüş ve
-"ŞU KÖŞEYE SIÇIN!" demiş.
Hepsi bunu kabul etmiş ve dediğini yapmışlar.
Daha sonra Azrail :
-"ŞU KÖŞEYE DE SIÇIN!" demiş.
Tekrar hepsi bu isteği de yapmışlar.
Azrail tekrar :
-"GİDİN ;
ŞU KÖSEYE DE SIÇIN" demiş.
Tümü Azrail'in suratına sinirli bir ifadeyle bakıp,
göt korkusundan, ıkına sıkıla o köşeye de sıçmışlar.
Azrail tekrar :
-"GİDİN ;
ŞU KÖSEYE DE TEKRAR SIÇIN" demiş.
Fatih Ürek kızarak :
-"AAA! AMA BU KADARA DA OLMAZ Kİ !!!" demiş.
Bunun üzerine Azrail :
-"SUSS LAN !! demis
O GÖTÜN NE İŞE YARADIĞINI ÖGRENENE KADAR SIÇACAKSINIZ !!!" :excl: :rofl:
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
TANIŞMAK İÇİN
Paris'te karşı kaldırıma geçmek için yeşil ışığın yanmasını bekleyen güzel kızın yanına yaklaşan delikanlı:
- Pardon matmazel, Georges Duval adında bir genç tanıyor musunuz?
- Hayır, ne yazık ki tanımıyorum.
Delikanlı gülümsedi:
- Öyleyse onunla tanışmak ister misiniz?
GÜVENSİZLİK
Büyük bir kaya soygunundan sonra çalıntı otomobille yol alan üç soyguncu, kent dışında otomobilden inip tarlalar arasında geldikleri yöne doğru hızla ilerlediler. Uzun süren bu iz kaybettirme yürüyüşünden sonra ıssız bir yer bulup oturdular. İçlerinden biri:
- Haydi sayalım artık, dedi. Kaç milyon kaldırdığımızı merak ediyorum.
İkincisi elini şöyle bir salladı:
- Yorgunluktan öldük yahu! Şimdi o kadar parayı saymakla ne diye uğraşalım. Yarın gazetelerde okur, biz de öğreniriz kaç milyon kaldırdığımızı.
Üçüncüsü öfkeyle yerinden fırladı:
- Deli misin be! Yarın her gazete ayrı bir rakam verir, biz de birbirimize gireriz!
SOKAKTA
- Beyefendi, çevrede bekçi ya da polise rastladınız mı?
- Hayır, evladım.
- Öyleyse lütfen para cüzdanınızla saatinizi bana teslim edin.
SÜPER BENZİN
İki deli, yolda giderken bir direksiyon bulunca çok sevindiler. O sevinçle "saatte 160'la" uzunca bir süre yol aldıktan sonra benzincinin önünde durdular. "Arabayı süren":
- Onbin liralık, dedi, süper olsun.
Benzinci ikisini de tepeden tırnağa süzdükten sonra:
- Gidin işinize be! diye bağırdı, sizin civatalarınız gevşek!
İkincisi, "araba kullanana" döndü:
- Gördün mü! Araba masraf kapısı açtı bile!
DAMDA
Yangın çıkmıştı. Üst katta kalan adamı kurtarmanın olanağı yoktu. Temel olay yerine geld, şöyle bir bakındıktan sonra:
- Uzun bir urgan ceturun baa, dedi. Kurtaracağimdur oni...
Urgan geldi. Temel düğümleyip yukardaki adama atarken seslendi:
- Beline sıkı sıkı bağlayasun bu urgani!
İp bağlandı, Temel çekti. Adam düşüp parça parça oldu.
- Ne yaptın yahu sen? dediler.
- Bir kerem bir adamun birinu pöyle iple kurtarmiştum. Amma damda miydu, kuyuda mu? İşte bunu akluma cetüremeyrum!
YAKA
Hemşire, doktora hastayı gösterdi:
- Kalbini dinlemek için ne zaman eğilsem, kalp atışları hızlanıyor. Ne yapsak?
- Önlüğünün yakasını iliklesen..
SOYUNMAK
Üç genç kız göl kıyısında arabadan indiler. Çevrede kimsecikler yoktu. Soyunmaya başladılar.
İlk soyunan, mayosunu giymeye gerek görmeden göle doğru ilerledi. Suya dalacakken, bir bekçi arkasından seslendi:
- Bayan, burada göle girmek yasak.
Kıpkırmızı olan genç kız, arabaya doğru giderken:
- Soyunmadan önce söyleseydin ya! diye bağırdı.
- Soyunmak yasak değil ki...
DOĞUM GÜNÜ
Çiçekçiye giren adamın kolunda sıyrıklar, sol gözünde bir morluk vardı.
- Bir düzine kırmızı gül istiyorum, dedi ve hemen ekledi. Karımın doğum günü için, tazesinden rica ediyorum.
Çiçekçi:
- Başüstüne, dedi. Hangi gün için?
Adam koluyla gözünü işaret etti:
- Dündü.
ÇOK ŞEY
Temel'le İdris meyhaneye girdiler. Rakılar geldi...
Yarım saat sonra İdris sordu:
- Söyle pakayum, bir bir daha ne eder?
- İçi, dedi Temel.
İdris bıçağını çekip Temel'e sapladı.
Karakolda komiser gürledi:
- Arkadaşını neden öldürdün?
İdris içini çekti:
- Çok şey pileydu!
BAŞARI
Cepheden yeni dönen ressam, sergi açmıştı:
Eleştirmen, sergiyi gezerken resimlerden birini göstererek sordu:
- Bunun adı ne?
Ressam hemen açıklama yapmaya başladı:
- Bu benim en önemli tablolarımdan biridir. Bu tabloda savaşın bütün dehşetini gösterdim.
Eleştirmen:
- Başarılısınız, dedi, hayatımda bu kadar korkunç bir resim görmemiştim!
TELGRAF
Avukat, müvekkillerinden birine telgraf çekti:
"Kayınvaldeniz dün gece öldü. Gömülmesini mi, mumyalanmasını mı, yoksa yakılmasını mı sağlayalım?"
Ertesi gün cevap geldi:
"Emin olmak isterim. Her üçü de yapılsın."
KEDİ İLE PAPAĞAN
Evin kedisi, papağana:
- Sen, benim kadar zeki değilsin, dedi. Ben evi farelerden korurum. Efendilerimin kucağına oturur, mindere kurulurum.
Papağan sözünü kesti:
- Olabilir, ben de konuşuyorum.
- Peki, bir iki dakikadan beri ne yapıyoruz?
REZALET
Orta yaşı bayan, otel müdürünün odasına girdi, bağırmaya başladı:
- Bu ne rezalet!
- Sakin olun hanımefendi, dedi müdür. Şikayetiniz nedir?
- Daha ne olsun! Dün gece bir delikanlı, dakikalarca kapımı yumrukladı. Ben de dakikalarca kapıyı açmaya çalıştım. Kapınız bir türlü açılmadı.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Adamın biri bayağı günah işlemiş.Bir papaza günah çıkartmaya gitmiş. "Papaz efendi ben çok günah işledim. Mesela dün komşunun küçük kızı geldi. Yağmur yağdı şimşek çaktı ben bir günah işledim." "Allah affeder oğlum".. "Önceki gün de büyük kızı geldi. Yağmur yağdı şimşek çaktı ben bir günah işledim." "Allah affeder oğlum".. "Daha önceki gün de komşumun karısı geldi. Yağmur yağdı şimşek çaktı ben bir günah işledim." Tamam oğlum Allah affeder affeder de, sen yavaş yavaş gitsen. Hava da bozmaya başladı zaten. :rofl:
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Adamın biri iş müracaatına gitmiş. Bir grubun önünde görüşmeye almışlar. "Şimdi sana bazı sorularımız olacak bakalım bilebilecek misin?" demişler; adam da "sorun" demiş. "Yolcu taşır, karayolunda gider, şoför kullanır bil bakalım bu nedir?" Adam düşünmüş ve "yolcu otobüsü" demiş. "Tamam doğru ama hangi marka, Mercedes var, Mitsubishi var di mi? Bilemedin ama sana bir şans daha vereceğiz" demişler. "Söyle bakalım havada yolcu taşır, pilot kullanır bu nedir?" Adam hemen cevaplamış "yolcu uçağı"; "Tamam ama" demişler "Boeing var, Airbus var di mi hangisi?" Bunu da bilemedin deyip iş görüşmesini bitirip adamı gönderirlerken, adam dönmüş demiş ki "Bir soru da ben sorabilir miyim?" "Tabi buyur sor bu en doğal hakkın" demişler. "Kadınların iki bacağı arasında bulunur, üremeye yarar nedir bu?" demiş. Hemen herkes o malum kelimeyi söylemiş;
adam "tamam bildiniz ama ananınki var ebeninki var di mi hangisi?..."
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
AKILLI TEZGAHTAR
Amerika'da bir süpermarkette, müşteri yarım kivi satın almak
istiyor. Tezgahtar bunun mümkün olmadığını söylüyor. Kavga
çıkıyor ve tezgahtar koşa koşa müdüre çıkıyor;
- Efendim, hayvanın biri yarım kivi almak istiyor...
der demez şöyle bir arkasına dönünce ne görsün? Müşteri
arkasından gelmiş, ensesinde duruyor. Tezgahtar hemen müşteriyi
işaret ediyor;
Bu beyefendi de diğer yarısını almak istiyor, efendim...
Müdür durumu anlıyor, adama yarım kiviyi mecburen verip
gönderiyorlar. Müdür bir saat sonra tezgahtarı çağırtıyor;
Tebrik ederim, çok zeki davrandın, iyi idare ettin.
Nerelisin sen?
Brezilyalıyım efendim...
Amerika'ya niye geldin?
Brezilya cazip bir yer değil efendim, orada insanlar ya orospu, ya da futbolcu...
Biliyor musun benim karım da Brezilyalı...
Yaa öyle mi, acaba karınız hangi takımda futbol oynuyor? :rofl: :rofl:
işte bunlar umarım beğenirsiniz
Bir keşiş dünyanın en akıllı adamını bulmak için diyar diyar geziyormuş sıra nasreddin hocanın köyüne gelmiş ve köylülere sormuş.
- sizin köyün en akıllı adamı kimı. Köylüler :
- Nasreddin hoca
Bunun üzerine keşiş köy meydanında hoca ile görüşmeye başlamış ve eline bir çomak almış yere bir daire çizmiş, nasreddin hoca da çomakla daireyi ortadan ikiye bölmüş, keşiş bir doğru daha çizerek daireyi dörde bölmüş,hocada dörde bölünmüş dairenin üç dilimine çarpı işareti koymuş,keşiş elleriyle aşağıdan yukarıya doğru hareket yapmış,hocada yukarıdan aşağıya yapmış ve keşiş büyük bir hayranlıkla hocayı tebrik etmiş.
-Olup bitenden bir şey anlamayan halk keşişe ne olduğunu sormuş keşişde :
- Bu adam gerçekten dünyanın en akıllı adamı, yere dünya çizdim o ortadan ekvator geçer dedi,ben dünyayı dörde böldüm o da dört de üçü sudur dedi,ben yerden buharlaşma sonucunda ne olur dedim o da yağmur yağar dedi.
-Bu sefer hocaya neler olduğunu sorarlar, hoca :
- Bu adam oburun biri, yere bir tepsi baklava çizdi ben de yarısı benim dedim, daha sonra tepsiyi dörde böldü o zaman dört de üçü benim dedim, o da tepsi altından ateşi hafif hafif almalı dedi ben de üstüne fındık fıstık ekelersek daha iyi olur dedim ...
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
MOTORU SICAK TUTACAKSIN
80'lik ihtiyar 20 yasindaki kiza asik olur ve evlenirler.
Küçük kasabada büyük olay yaratan evlilik memnun mesut devam
ederken bir yil sonra ihtiyar karisini dogum yapmak üzere
hastaneye
getirir. Herkes saskinlik içindedir. Derken hemsire gelip
adami
tebrik eder,
-"Bu mükemmel birsey! Bu yasta bunu nasil basardiniz ?"
-"Eee" der ihtiyar, "Motoru sicak tutacaksin kizim!"
Ertesi yil 80'lik ihtiyarin 20'lik karisi tekrar hamile kalir
ve
yine
ayni hastaneye gelirler. Hemsire yine buyuk bir saskinlik
içinde, -"Tebrik ederim, bu olaganüstü birsey!" deyince
ihtiyar
kis
kis guler, -"Sana söyledim. Motoru sicak tutacaksin!"
Bir sonraki yil, ihtiyarin karisi yine hamiledir ve karisi
dogumhanede iken gelen hemsire ihtiyara, "Vay be ne
erkekmissin!"
der. ihtiyar, "Motoru sicak tutacaksin" diye cevap verince
hemsire
atilir:
-"Eh artik yagi degistirsen iyi olacak. Bu defaki zenci!"
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Okula gitmek istemiyorum...
Sabah anne, oğlunun odasına girdi ve onu uyandırdı.
"Haydi oğlum, uyan artık... Okula geç kalacaksın..."
Oğlu, yarı açık gözlerle annesine baktı ve uykulu bir
sesle :
"Fakat anne, bugün okula gitmek istemiyorum" dedi.
Anne, oğlunun isteğine karşı çıktı.
"Okula neden gitmek istemiyormuşsun bakayım?" dedi.
"İki ciddi neden söyle bana..."
Oğlu bir yandan esnerken, bir yandan da annesini
yanıtladı :
"Okuldaki tüm öğretmenler benden nefret ediyorlar,
bir...
Tüm öğrenciler de benden nefret ediyorlar, iki...
Bu iki ciddi nedenim yeter mi, anne?"
Annesi oğlunun nedenlerini geçerli bulmadı :
"Bunlar okula gitmemen için neden olamaz" dedi.
"Şimdi hemen kalk ve çabuk hazırlan..."
Bu kez oğul annesine :
"Sen de bana, okula kesinlikle gitmemi gerektirecek
iki ciddi neden
gösterebilir misin, anne ? " dedi.
Sabri tükenme noktasina gelen anne, oğlunun üstündeki
yorganı hızla
çekti ve
oğlunun istediği iki ciddi nedeni açıkladı :
" Birinci ciddi neden, 52 yaşında koskoca adamsın...
İkinci ciddi neden ise, sen okulun müdürüsün..."
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
ACEMi VAMPiR
Ingiliz vampir, Fransiz vampir, bir de Laz Vampir gecenin kor karanliginda ucarlar. Cok aciktigini sezinleyen ingiliz vampir pike yapmis ve asagi dogru suzulmus. Birkac dakika sonra agzi kan icinde geri donmus:
- Asagida bir agil vardi. 20-30 inegin kanini emdim, nefisti.
Bir sure sonra Fransiz vampir de pike yaparak asagi suzulmus. Geri dondugunde agzi yuzu kan icindeymis. ingilize bakarak:
- Hani senin az once girdigin agil vardi ya...
- Evet..
- Onun yaninda bir ahir vardi, gordun mu?
- Evet gordum.
- iste orada en azindan 40 tane atin kanini emdim, nefisti.
Bu konusmalar sonucunda tabii Laz vampirin de cani beslenmek istemis. O da pike yapmis, suzuum suzum suzulmus. Aradan 5 dakika gecmis, Laz vampir her yeri kan icinde gelmis... Onun bu hali digerlerinin, muthis bir ziyafet cektigini dusunmelerine neden olmus. Tabii oldukca meraklanmis Ingiliz ve Fransiz vampirler...
- Eee? Nasildi?
- Ula usaklar, hacan asaguda pir agil vardi daa, gordinuz mu?
- Eveet, gorduk.
- Hacan onun yaninda da pir ahur vardi daa, oni da gordinuz mu?
- Eveet, gorduk.
- Hacan o ahurun yaninda da pir elektruk diregu vardi daa, oni da gordinuz mu?
- Eveet, gorduk.
- Hacan pen oni gormedum daa..
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
ÇOBAN
Bir gün dagda gariban bir çoban zengin agasinin yüzlerce koyununu otlatirken yanina birisi yaklasmis. Temel:
- Hey hemserim kolay gelsin. Sana burda kaç koyun oldugunu söylersem banabir koyun verirmisin.
Gariban çoban biraz düsünmüs ve aklindan "Ulan ben bile burada kaç koyun oldugunu bazen sasiriyorum bu adam nerden bilecek demis" ve Çoban:
- Tamam bilirsen al bir tane koyunu götür. Temel:
- Tam 548 koyun var. Çoban:
- Hemserim dogru bildin. Bir koyunu al götür.
Temel gitmis koyunlarin arasina dalmis ve en irisini sirtlamis götürürken çoban seslenmis:
- Hey...! dur bakalim bende senin nereli oldugunu bilirsem koyunu geri birakacak misin.
Temel kabul edince coban:
- Sen Trabzon lusun.
- Peki nereden anladin?
- 548 tane koyun içinden davar köpegini sirtlayip götüren trabzonludan baskasi olmaz da ondan.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
KATIKSIZ SüT
Temel hastalanmis, doktora gitmis. Doktor Temel'i muayine ettikten sonra yeni dogum yapmis bir kadinin memesinden sut emerse hastaliginin iyi olacagini soylemis.
Temel kara kara dusunerek doktorun yanindan cikmis. Nerden bulacagini kimden isteyecegini dusunurken aklina arkadasi Dursun'un karisi Fadime gelmis. "O yeni dogum yapmisti, rica eder sutunden icerim" diye dusunerek kapiya dayanmis.
Kapiyi Fadime acmis, Temel "Dursun evde mi?" diye sormus Fadime "yok" demis. Temel utana sikila derdini acmis. Fadime de "N'olacak ula alti ustu bir kac damla sut, hem sevaptir gir iceri demis"
Fadime memesini acmis Temel'in agzina vermis. Temel memeyi emmeye baslamis. Temel emdikce Fadime tahrik olmus. Dayanamaz duruma gelmis. Temel'e "Ula Temel baska birsey de ister misin?" diye sormus. Temel "Ayip olmaz mi?" diye yanitlamis. Fadime ihtirasli bir sekilde "Niye ayip olsun?" diye cevap vermis. Temel "Iyi oyleyse, ayip olmazsa bir iki tane biskuit ver, katiksiz sut icilmiyor" demis
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Fatih Ürek,
Kuşum Aydın,
Aldo ve Dr.Bilal ölmüş.
Tanrı onları cehenneme atmış.
Azrail'le başbaşa kalmışlar.
Azrail hepsini alıp, büyük bir odaya götürmüş ve
-"ŞU KÖŞEYE SIÇIN!" demiş.
Hepsi bunu kabul etmiş ve dediğini yapmışlar.
Daha sonra Azrail :
-"ŞU KÖŞEYE DE SIÇIN!" demiş.
Tekrar hepsi bu isteği de yapmışlar.
Azrail tekrar :
-"GİDİN ;
ŞU KÖSEYE DE SIÇIN" demiş.
Tümü Azrail'in suratına sinirli bir ifadeyle bakıp,
göt korkusundan, ıkına sıkıla o köşeye de sıçmışlar.
Azrail tekrar :
-"GİDİN ;
ŞU KÖSEYE DE TEKRAR SIÇIN" demiş.
Fatih Ürek kızarak :
-"AAA! AMA BU KADARA DA OLMAZ Kİ !!!" demiş.
Bunun üzerine Azrail :
-"SUSS LAN !! demis
O GÖTÜN NE İŞE YARADIĞINI ÖGRENENE KADAR SIÇACAKSINIZ !!!" :excl: :rofl:
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
TANIŞMAK İÇİN
Paris'te karşı kaldırıma geçmek için yeşil ışığın yanmasını bekleyen güzel kızın yanına yaklaşan delikanlı:
- Pardon matmazel, Georges Duval adında bir genç tanıyor musunuz?
- Hayır, ne yazık ki tanımıyorum.
Delikanlı gülümsedi:
- Öyleyse onunla tanışmak ister misiniz?
GÜVENSİZLİK
Büyük bir kaya soygunundan sonra çalıntı otomobille yol alan üç soyguncu, kent dışında otomobilden inip tarlalar arasında geldikleri yöne doğru hızla ilerlediler. Uzun süren bu iz kaybettirme yürüyüşünden sonra ıssız bir yer bulup oturdular. İçlerinden biri:
- Haydi sayalım artık, dedi. Kaç milyon kaldırdığımızı merak ediyorum.
İkincisi elini şöyle bir salladı:
- Yorgunluktan öldük yahu! Şimdi o kadar parayı saymakla ne diye uğraşalım. Yarın gazetelerde okur, biz de öğreniriz kaç milyon kaldırdığımızı.
Üçüncüsü öfkeyle yerinden fırladı:
- Deli misin be! Yarın her gazete ayrı bir rakam verir, biz de birbirimize gireriz!
SOKAKTA
- Beyefendi, çevrede bekçi ya da polise rastladınız mı?
- Hayır, evladım.
- Öyleyse lütfen para cüzdanınızla saatinizi bana teslim edin.
SÜPER BENZİN
İki deli, yolda giderken bir direksiyon bulunca çok sevindiler. O sevinçle "saatte 160'la" uzunca bir süre yol aldıktan sonra benzincinin önünde durdular. "Arabayı süren":
- Onbin liralık, dedi, süper olsun.
Benzinci ikisini de tepeden tırnağa süzdükten sonra:
- Gidin işinize be! diye bağırdı, sizin civatalarınız gevşek!
İkincisi, "araba kullanana" döndü:
- Gördün mü! Araba masraf kapısı açtı bile!
DAMDA
Yangın çıkmıştı. Üst katta kalan adamı kurtarmanın olanağı yoktu. Temel olay yerine geld, şöyle bir bakındıktan sonra:
- Uzun bir urgan ceturun baa, dedi. Kurtaracağimdur oni...
Urgan geldi. Temel düğümleyip yukardaki adama atarken seslendi:
- Beline sıkı sıkı bağlayasun bu urgani!
İp bağlandı, Temel çekti. Adam düşüp parça parça oldu.
- Ne yaptın yahu sen? dediler.
- Bir kerem bir adamun birinu pöyle iple kurtarmiştum. Amma damda miydu, kuyuda mu? İşte bunu akluma cetüremeyrum!
YAKA
Hemşire, doktora hastayı gösterdi:
- Kalbini dinlemek için ne zaman eğilsem, kalp atışları hızlanıyor. Ne yapsak?
- Önlüğünün yakasını iliklesen..
SOYUNMAK
Üç genç kız göl kıyısında arabadan indiler. Çevrede kimsecikler yoktu. Soyunmaya başladılar.
İlk soyunan, mayosunu giymeye gerek görmeden göle doğru ilerledi. Suya dalacakken, bir bekçi arkasından seslendi:
- Bayan, burada göle girmek yasak.
Kıpkırmızı olan genç kız, arabaya doğru giderken:
- Soyunmadan önce söyleseydin ya! diye bağırdı.
- Soyunmak yasak değil ki...
DOĞUM GÜNÜ
Çiçekçiye giren adamın kolunda sıyrıklar, sol gözünde bir morluk vardı.
- Bir düzine kırmızı gül istiyorum, dedi ve hemen ekledi. Karımın doğum günü için, tazesinden rica ediyorum.
Çiçekçi:
- Başüstüne, dedi. Hangi gün için?
Adam koluyla gözünü işaret etti:
- Dündü.
ÇOK ŞEY
Temel'le İdris meyhaneye girdiler. Rakılar geldi...
Yarım saat sonra İdris sordu:
- Söyle pakayum, bir bir daha ne eder?
- İçi, dedi Temel.
İdris bıçağını çekip Temel'e sapladı.
Karakolda komiser gürledi:
- Arkadaşını neden öldürdün?
İdris içini çekti:
- Çok şey pileydu!
BAŞARI
Cepheden yeni dönen ressam, sergi açmıştı:
Eleştirmen, sergiyi gezerken resimlerden birini göstererek sordu:
- Bunun adı ne?
Ressam hemen açıklama yapmaya başladı:
- Bu benim en önemli tablolarımdan biridir. Bu tabloda savaşın bütün dehşetini gösterdim.
Eleştirmen:
- Başarılısınız, dedi, hayatımda bu kadar korkunç bir resim görmemiştim!
TELGRAF
Avukat, müvekkillerinden birine telgraf çekti:
"Kayınvaldeniz dün gece öldü. Gömülmesini mi, mumyalanmasını mı, yoksa yakılmasını mı sağlayalım?"
Ertesi gün cevap geldi:
"Emin olmak isterim. Her üçü de yapılsın."
KEDİ İLE PAPAĞAN
Evin kedisi, papağana:
- Sen, benim kadar zeki değilsin, dedi. Ben evi farelerden korurum. Efendilerimin kucağına oturur, mindere kurulurum.
Papağan sözünü kesti:
- Olabilir, ben de konuşuyorum.
- Peki, bir iki dakikadan beri ne yapıyoruz?
REZALET
Orta yaşı bayan, otel müdürünün odasına girdi, bağırmaya başladı:
- Bu ne rezalet!
- Sakin olun hanımefendi, dedi müdür. Şikayetiniz nedir?
- Daha ne olsun! Dün gece bir delikanlı, dakikalarca kapımı yumrukladı. Ben de dakikalarca kapıyı açmaya çalıştım. Kapınız bir türlü açılmadı.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Adamın biri bayağı günah işlemiş.Bir papaza günah çıkartmaya gitmiş. "Papaz efendi ben çok günah işledim. Mesela dün komşunun küçük kızı geldi. Yağmur yağdı şimşek çaktı ben bir günah işledim." "Allah affeder oğlum".. "Önceki gün de büyük kızı geldi. Yağmur yağdı şimşek çaktı ben bir günah işledim." "Allah affeder oğlum".. "Daha önceki gün de komşumun karısı geldi. Yağmur yağdı şimşek çaktı ben bir günah işledim." Tamam oğlum Allah affeder affeder de, sen yavaş yavaş gitsen. Hava da bozmaya başladı zaten. :rofl:
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Adamın biri iş müracaatına gitmiş. Bir grubun önünde görüşmeye almışlar. "Şimdi sana bazı sorularımız olacak bakalım bilebilecek misin?" demişler; adam da "sorun" demiş. "Yolcu taşır, karayolunda gider, şoför kullanır bil bakalım bu nedir?" Adam düşünmüş ve "yolcu otobüsü" demiş. "Tamam doğru ama hangi marka, Mercedes var, Mitsubishi var di mi? Bilemedin ama sana bir şans daha vereceğiz" demişler. "Söyle bakalım havada yolcu taşır, pilot kullanır bu nedir?" Adam hemen cevaplamış "yolcu uçağı"; "Tamam ama" demişler "Boeing var, Airbus var di mi hangisi?" Bunu da bilemedin deyip iş görüşmesini bitirip adamı gönderirlerken, adam dönmüş demiş ki "Bir soru da ben sorabilir miyim?" "Tabi buyur sor bu en doğal hakkın" demişler. "Kadınların iki bacağı arasında bulunur, üremeye yarar nedir bu?" demiş. Hemen herkes o malum kelimeyi söylemiş;
adam "tamam bildiniz ama ananınki var ebeninki var di mi hangisi?..."
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
AKILLI TEZGAHTAR
Amerika'da bir süpermarkette, müşteri yarım kivi satın almak
istiyor. Tezgahtar bunun mümkün olmadığını söylüyor. Kavga
çıkıyor ve tezgahtar koşa koşa müdüre çıkıyor;
- Efendim, hayvanın biri yarım kivi almak istiyor...
der demez şöyle bir arkasına dönünce ne görsün? Müşteri
arkasından gelmiş, ensesinde duruyor. Tezgahtar hemen müşteriyi
işaret ediyor;
Bu beyefendi de diğer yarısını almak istiyor, efendim...
Müdür durumu anlıyor, adama yarım kiviyi mecburen verip
gönderiyorlar. Müdür bir saat sonra tezgahtarı çağırtıyor;
Tebrik ederim, çok zeki davrandın, iyi idare ettin.
Nerelisin sen?
Brezilyalıyım efendim...
Amerika'ya niye geldin?
Brezilya cazip bir yer değil efendim, orada insanlar ya orospu, ya da futbolcu...
Biliyor musun benim karım da Brezilyalı...
Yaa öyle mi, acaba karınız hangi takımda futbol oynuyor? :rofl: :rofl:
işte bunlar umarım beğenirsiniz