1001Design
330i ///M3 Design
Amerikalı astronomlar, evrendeki karanlık ya da "kara enerjinin" varlığını doğrulayacak yeni bir yöntemle ilk kez bu maddenin etkilerini gözlemlediklerini açıkladılar. Ama kaynağını bulamadılar...
Amerikalı astronomlar, evrendeki karanlık enerjinin varlığını doğrulayacak yeni bir yöntemle ilk kez bu maddenin etkilerini gözlemlediklerini açıkladılar.
Amerikan Havacılık ve Uzay Kurumu'ndan (NASA) yapılan açıklamada, Chandra X-ışını uzay teleskobunu kullanan astronomların, karanlık enerjinin, evrendeki en büyük objeler olan galaksi kümelerinin büyümesini nasıl bastırdığını, çekim gücüne rağmen evrenin genişleme sürecini gözlemledikleri belirtildi.
Bu alanda önceki çalışmaları da değerlendiren bilim adamları, karanlık enerji ile ilgili şimdiye kadarki ve evrenin kaderinin ne olacağına dair en iyi ip uçlarını elde ettiklerini kaydettiler.
"Evrenin gelişimini hızlandıran da, yavaşlatan da o..."
Çalışmalarının karanlık enerjinin evrende değişmez bir unsur olduğuna dair kanıtları sağlamlaştırdığına işaret eden NASA bilim adamları, gözlemlerinin evrenin yüzde 70 ve daha fazlasının karanlık veya siyah enerjiden oluştuğunu teyit ettiğini kaydettiler.
Yıllar süren araştırmanın başında yer alan Smithsonian Astrofizik Gözlemevi'nden Aleksey Vihlinin, "Elde ettiğimiz sonuçlar evrenin gelişimine ket vurulması olarak tarif edilebilir. Evrenin gelişmesinin hızlandırmaya zorlayan ne ise, gelişimini yavaşlatmaya zorlayan da o" diye konuştu.
Uzun yıllardan beri kanıtlar aranıyordu
Araştırmaya katılanlardan William Forman da, yıllardır bilim adamlarının, büyük ölçeklerde çekimin nasıl çalıştığını görmek istediklerini ve sonunda bunu elde ettiklerini söyledi.
Gelişmelerinin sonunda çok yoğun bir ışık patlamasıyla infilak eden dev yıldızlar olan süpernovaların gözlemlenmesi temelindeki araştırmalarının, karanlık enerjiyi gözlemleme konusundaki diğer yöntemlerden farklı olduğunu belirten bilim adamları, bu yeni sonuçların kara enerjinin varlığıyla ilgili uzun yıllardır aranmakta olan kanıtlar konusunda önemli ve bağımsız bir test olduğunu söylediler.
Kara enerjinin kaynağı bilinmiyor
NASA araştırmacıları, hiçbir pozisyonu kaçırmamak için sahanın değişik yerlerine giden futbol hakemleri gibi, karanlık enerjiyle ilgili araştırmalarında aynı anlayışı benimsemeye çalıştıklarını ifade ettiler.
Tüm bunlara karşın, varlığı 1998'de keşfedilen ve Albert Einstein'ın kozmolojik değişmezliğine yeni bir boyut kazandıran kara enerjinin kaynağı bilinmiyor.
İlk dile getiren bilim adamı Einstein olmuştu
Einstein, yaklaşık yüzyıl önce çekim gücüyle evrendeki dengeyi sağlamaya çalışan uzayın tepkisel gücü teorisini dile getiren ilk bilim adamı olmuştu. Ünlü fizikçi, karşı güç olmadan, çekim gücünün evrende bir iç patlamaya neden olacağını ileri sürmüş, ancak bu teoriyi daha sonra terk etmişti.
Son araştırma ise, karanlık enerjinin Einstein'ın kozmolojik değişmezliğinin bir unsuru olduğu fikrini iyice güçlendiriyor.
Evrenin sonu Büyük Yırtılma'yla gelecek
Bilim adamları, evrenin uzun dönemdeki akıbeti konusunda da, genişlemenin mütemadiyen süreceğini, ancak Big Rip'in (Büyük Yırtılma, evrenin sonuna dair hipotez) muhtemelen meydana gelmeyeceğini belirtiyorlar.
Araştırmacılar, yakındaki galaksilerin görüşümüzden kaybolacağını, ancak galaksi kümelerinin oluşturduğu cisimler ve kendi galaksimizin yakın bir gelecekte yırtılmayacağını söylüyorlar. Bu önemli araştırma The Astrophysical Journal'ın 10 Şubat sayısında iki ayrı makale olarak yayımlanacak.

Amerikalı astronomlar, evrendeki karanlık enerjinin varlığını doğrulayacak yeni bir yöntemle ilk kez bu maddenin etkilerini gözlemlediklerini açıkladılar.
Amerikan Havacılık ve Uzay Kurumu'ndan (NASA) yapılan açıklamada, Chandra X-ışını uzay teleskobunu kullanan astronomların, karanlık enerjinin, evrendeki en büyük objeler olan galaksi kümelerinin büyümesini nasıl bastırdığını, çekim gücüne rağmen evrenin genişleme sürecini gözlemledikleri belirtildi.
Bu alanda önceki çalışmaları da değerlendiren bilim adamları, karanlık enerji ile ilgili şimdiye kadarki ve evrenin kaderinin ne olacağına dair en iyi ip uçlarını elde ettiklerini kaydettiler.
"Evrenin gelişimini hızlandıran da, yavaşlatan da o..."
Çalışmalarının karanlık enerjinin evrende değişmez bir unsur olduğuna dair kanıtları sağlamlaştırdığına işaret eden NASA bilim adamları, gözlemlerinin evrenin yüzde 70 ve daha fazlasının karanlık veya siyah enerjiden oluştuğunu teyit ettiğini kaydettiler.
Yıllar süren araştırmanın başında yer alan Smithsonian Astrofizik Gözlemevi'nden Aleksey Vihlinin, "Elde ettiğimiz sonuçlar evrenin gelişimine ket vurulması olarak tarif edilebilir. Evrenin gelişmesinin hızlandırmaya zorlayan ne ise, gelişimini yavaşlatmaya zorlayan da o" diye konuştu.
Uzun yıllardan beri kanıtlar aranıyordu
Araştırmaya katılanlardan William Forman da, yıllardır bilim adamlarının, büyük ölçeklerde çekimin nasıl çalıştığını görmek istediklerini ve sonunda bunu elde ettiklerini söyledi.
Gelişmelerinin sonunda çok yoğun bir ışık patlamasıyla infilak eden dev yıldızlar olan süpernovaların gözlemlenmesi temelindeki araştırmalarının, karanlık enerjiyi gözlemleme konusundaki diğer yöntemlerden farklı olduğunu belirten bilim adamları, bu yeni sonuçların kara enerjinin varlığıyla ilgili uzun yıllardır aranmakta olan kanıtlar konusunda önemli ve bağımsız bir test olduğunu söylediler.
Kara enerjinin kaynağı bilinmiyor
NASA araştırmacıları, hiçbir pozisyonu kaçırmamak için sahanın değişik yerlerine giden futbol hakemleri gibi, karanlık enerjiyle ilgili araştırmalarında aynı anlayışı benimsemeye çalıştıklarını ifade ettiler.
Tüm bunlara karşın, varlığı 1998'de keşfedilen ve Albert Einstein'ın kozmolojik değişmezliğine yeni bir boyut kazandıran kara enerjinin kaynağı bilinmiyor.
İlk dile getiren bilim adamı Einstein olmuştu
Einstein, yaklaşık yüzyıl önce çekim gücüyle evrendeki dengeyi sağlamaya çalışan uzayın tepkisel gücü teorisini dile getiren ilk bilim adamı olmuştu. Ünlü fizikçi, karşı güç olmadan, çekim gücünün evrende bir iç patlamaya neden olacağını ileri sürmüş, ancak bu teoriyi daha sonra terk etmişti.
Son araştırma ise, karanlık enerjinin Einstein'ın kozmolojik değişmezliğinin bir unsuru olduğu fikrini iyice güçlendiriyor.
Evrenin sonu Büyük Yırtılma'yla gelecek
Bilim adamları, evrenin uzun dönemdeki akıbeti konusunda da, genişlemenin mütemadiyen süreceğini, ancak Big Rip'in (Büyük Yırtılma, evrenin sonuna dair hipotez) muhtemelen meydana gelmeyeceğini belirtiyorlar.
Araştırmacılar, yakındaki galaksilerin görüşümüzden kaybolacağını, ancak galaksi kümelerinin oluşturduğu cisimler ve kendi galaksimizin yakın bir gelecekte yırtılmayacağını söylüyorlar. Bu önemli araştırma The Astrophysical Journal'ın 10 Şubat sayısında iki ayrı makale olarak yayımlanacak.