Junior - Kacan
Forumun Küçük Kaçanı
17 yaşındaki Münevver Karabulut’un Cem Garipoğlu tarafından öldürülmesine ilişkin davada savcı, cinayette kullanılan bıçağın henüz ele geçirilemediğine dikkat çekti.
3 Mart 2009’dan beri Türkiye gündeminden düşmeyen Münevver Karabulut cinayetinde sona gelindi. Yapılan 10. duruşmada mahkeme heyeti, duruşma savcısına dosyanın geldiği aşamayla ilgili görüşünü sordu. Cumhuriyet Savcısı Uğur Başar da 11 sayfalık bir mütalaa hazırlayarak mahkemeye sundu.
Savcı Başar, mütalaasında dava dosyasındaki delillere göre olayın gelişimini, sanıkların olay içindeki konumlarını ve işledikleri suçlar göre hangi cezalara çarptırılmaları gerektiği konusundaki görüşlerini açıkladı.
Savcı, mütalaasında cinayette kullanılan bıçağın da henüz ele geçirilemediğini vurguladı. Yani bütün cinayet soruşturmalarında el önemli delil olan, suç aleti Karabulut cinayeti davasında henüz ortada yok. Öldürülen Münevver Karabulut’un annesi Nagihan Karabulut da son duruşmada bu duruma dikkat çekerek “Olayın başından beri herşey suistimal... Mahkemenin başından beri olayda kullanılan bıçak ya da bıçakların bulunmasını bekledik ama bulunmadı. Bu bıçaklar nerede? Neden sorulmadı sanığa?” diye konuşmuştu.
Saat saat olayı anlattı
Olaydan bir yıl önce Mart 2007’de, bir arkadaş ortamında tanıştılar. Yaklaşık 7 ay sonra da aralarında duygusal bir ilişki başladı. İkili zaman zaman Cem Garipoğlu’nun ailesiyle birlikte yaşadığı Bahçeşir’deki villa da buluşuyordu.
- 3 Mart 2009 (Olay gecesi) 00.25 ile 01.03 arası: Cem Garipoğlu ve Münevver Karabulut telefon ve msn görüşmeyleriyle gündüz vakti görüşmek üzere sözleşti.
- 3 Mart 2009 (gündüz) 12.23: Cem Garipoğlu korsan taksi çağırdı ve Bahçeşehir’de bulunan bir alışveriş merkezindeki nalbura gitti.
- 12.40: Nalburdan büyük boy bir testere aldı. Tekrar korsan taksi çağırarak villaya döndü.
- 13.10: Villadan ayrıldı, aynı taksiyle Münevver Karabulut’un Beşiktaş’taki okuluna gitti.
- 14.09: Münevver Karabulut okuldan çıktı, Cem Garipoğlu ile buluştu.
- 14.55: Karabulut ve Garipoğlu, Bahçeşehir’deki villaya geldi. Site görevlilerine görünmemek için arka kapıdan girdiler.
- 14.58: Münevver Karabulut, Bahçeşehir’den annesine ‘Beşiktaş’tayım’ diye mesaj attı.
İşkence yaptı
- 15.00 sonrası: Savcının mütalaasına göre Garipoğlu daha sonra evde “ele geçirilemeyen” kesici delici aletle yaraladı. Karabulut’un vücudunda işkence mahiyetinde yaralar açtı. Karabulut, henüz ölmemişken, daha önce satın alarak eve getirdiği büyük boy testere ile Karabulut’un başını kesti. Başı olmayan cesedi bir bavul içerisine, Karabulut’un başını ise bir gitar kılıfı içerisine koyduktan sonra taksi çağırdı.
- 18.36: Ceset ve başının bulunduğu valiz ve gitar kılıfını taksiye koyarak Etiler’e gitti. Burada gitar kılıfı ve valizi bir çöp koyteynırına attı.
- 19.00 civarı: Cem Garipoğlu’nun annesi eve geldi ve yerdeki kanları görerek Cem’i aradı. Daha sonra da yerdeki kanları temizledi.
- 21.40: Cem Garipoğlu, cinayeti işlediği villaya geri döndü.
- 22.00 sonrası: Baba Mehmet Nida Garipoğlu eve geldi. Olayı öğrendikten sonra Cem Garipoğlu’nu alarak Esenler’e götürdü. Cem Garipoğlu’nun firar süreci de böylece başlamış oldu.
197 gün sonra 17 Eylül 2009 tarihinde saat 01.45’te avukatı tarafından Cem Garipoğlu Bahçelievler Polis Merkezi Amirliği önünde güvenlik güçlerine teslim oldu.
Önceden planladı
Mütalaasında Cem Garipoğlu’nun cinayeti önceden planladığını da belirten savcı, Garipoğlu’nun testereyi cinayetten önce alarak eve koyduğunun “şüpheye yer bırakmayacak derecede kesin ve tartışmasız” olduğunu belirtildi. Savcı, Garipoğlu’nun 27 Şubat 2009 tarihli MSN yazışmasında Münevver Karabulut’a “müthiş planlar içindeyim, tarihin en büyüklerinden, duyunca ağzın açık kalır” demesini de cinayeti planlamış olduğunun bir başka delili olarak gösterdi. Savcı Garipoğlu’nun “aradan geçen zaman rağmen vazgeçmeyerek, soğukkanlı bir şekilde cinayet planını uygulamaya koyduğunu” ve bu cinayeti işlerken de “canavarca bir hisle” haraket ettiğini de belirtti.
milliyet
3 Mart 2009’dan beri Türkiye gündeminden düşmeyen Münevver Karabulut cinayetinde sona gelindi. Yapılan 10. duruşmada mahkeme heyeti, duruşma savcısına dosyanın geldiği aşamayla ilgili görüşünü sordu. Cumhuriyet Savcısı Uğur Başar da 11 sayfalık bir mütalaa hazırlayarak mahkemeye sundu.
Savcı Başar, mütalaasında dava dosyasındaki delillere göre olayın gelişimini, sanıkların olay içindeki konumlarını ve işledikleri suçlar göre hangi cezalara çarptırılmaları gerektiği konusundaki görüşlerini açıkladı.
Savcı, mütalaasında cinayette kullanılan bıçağın da henüz ele geçirilemediğini vurguladı. Yani bütün cinayet soruşturmalarında el önemli delil olan, suç aleti Karabulut cinayeti davasında henüz ortada yok. Öldürülen Münevver Karabulut’un annesi Nagihan Karabulut da son duruşmada bu duruma dikkat çekerek “Olayın başından beri herşey suistimal... Mahkemenin başından beri olayda kullanılan bıçak ya da bıçakların bulunmasını bekledik ama bulunmadı. Bu bıçaklar nerede? Neden sorulmadı sanığa?” diye konuşmuştu.
Saat saat olayı anlattı
Olaydan bir yıl önce Mart 2007’de, bir arkadaş ortamında tanıştılar. Yaklaşık 7 ay sonra da aralarında duygusal bir ilişki başladı. İkili zaman zaman Cem Garipoğlu’nun ailesiyle birlikte yaşadığı Bahçeşir’deki villa da buluşuyordu.
- 3 Mart 2009 (Olay gecesi) 00.25 ile 01.03 arası: Cem Garipoğlu ve Münevver Karabulut telefon ve msn görüşmeyleriyle gündüz vakti görüşmek üzere sözleşti.
- 3 Mart 2009 (gündüz) 12.23: Cem Garipoğlu korsan taksi çağırdı ve Bahçeşehir’de bulunan bir alışveriş merkezindeki nalbura gitti.
- 12.40: Nalburdan büyük boy bir testere aldı. Tekrar korsan taksi çağırarak villaya döndü.
- 13.10: Villadan ayrıldı, aynı taksiyle Münevver Karabulut’un Beşiktaş’taki okuluna gitti.
- 14.09: Münevver Karabulut okuldan çıktı, Cem Garipoğlu ile buluştu.
- 14.55: Karabulut ve Garipoğlu, Bahçeşehir’deki villaya geldi. Site görevlilerine görünmemek için arka kapıdan girdiler.
- 14.58: Münevver Karabulut, Bahçeşehir’den annesine ‘Beşiktaş’tayım’ diye mesaj attı.
İşkence yaptı
- 15.00 sonrası: Savcının mütalaasına göre Garipoğlu daha sonra evde “ele geçirilemeyen” kesici delici aletle yaraladı. Karabulut’un vücudunda işkence mahiyetinde yaralar açtı. Karabulut, henüz ölmemişken, daha önce satın alarak eve getirdiği büyük boy testere ile Karabulut’un başını kesti. Başı olmayan cesedi bir bavul içerisine, Karabulut’un başını ise bir gitar kılıfı içerisine koyduktan sonra taksi çağırdı.
- 18.36: Ceset ve başının bulunduğu valiz ve gitar kılıfını taksiye koyarak Etiler’e gitti. Burada gitar kılıfı ve valizi bir çöp koyteynırına attı.
- 19.00 civarı: Cem Garipoğlu’nun annesi eve geldi ve yerdeki kanları görerek Cem’i aradı. Daha sonra da yerdeki kanları temizledi.
- 21.40: Cem Garipoğlu, cinayeti işlediği villaya geri döndü.
- 22.00 sonrası: Baba Mehmet Nida Garipoğlu eve geldi. Olayı öğrendikten sonra Cem Garipoğlu’nu alarak Esenler’e götürdü. Cem Garipoğlu’nun firar süreci de böylece başlamış oldu.
197 gün sonra 17 Eylül 2009 tarihinde saat 01.45’te avukatı tarafından Cem Garipoğlu Bahçelievler Polis Merkezi Amirliği önünde güvenlik güçlerine teslim oldu.
Önceden planladı
Mütalaasında Cem Garipoğlu’nun cinayeti önceden planladığını da belirten savcı, Garipoğlu’nun testereyi cinayetten önce alarak eve koyduğunun “şüpheye yer bırakmayacak derecede kesin ve tartışmasız” olduğunu belirtildi. Savcı, Garipoğlu’nun 27 Şubat 2009 tarihli MSN yazışmasında Münevver Karabulut’a “müthiş planlar içindeyim, tarihin en büyüklerinden, duyunca ağzın açık kalır” demesini de cinayeti planlamış olduğunun bir başka delili olarak gösterdi. Savcı Garipoğlu’nun “aradan geçen zaman rağmen vazgeçmeyerek, soğukkanlı bir şekilde cinayet planını uygulamaya koyduğunu” ve bu cinayeti işlerken de “canavarca bir hisle” haraket ettiğini de belirtti.
milliyet