Thorpedo
New member
Ne zaman kar yağsa, ne zaman üşüyen çocuklar görsem Doğu ve Güneydoğu gelir aklıma...
Ufukta gri bir çizgi ve dağların beyazla örtünmesi, yoksulluğun içinde yaşayan insanlar, fotoğraf karelerinde çoğalıverir...
Yüreğime bir hançer saplanır...
Kars 'ın Çakmak Köyü' nü anımsarım tarihin derinliklerine doğru akarken. Aras Irmağı gelir aklıma, Ardahan , Sarıkamış, Iğdır, Hakkâri...
Zamanın akışı durur ...
Zap suyunda soluklanırım...
Buz kesmiş düşler kuranlar, kıyımlar , sınır boylarındaki karakollar, Mehmetçikler ...
Ocak ayında ölümler gelir aklıma ...
Faili meçhul cinayetler!..
Buğulu aynaların, ölmüş alevlerin içinde dolaşan , yaşamın dar çerçeveli görüntüsünde gözyaşlarına boğulan insanlar .
Okula giden çocuklar görürüm kar yağarken, küçük elleri, burunları , yanakları moraran...
Kırık acılarda kırık mevsimler toplayan kadınlarla konuşurum dağ başlarında, adı sanı belli olmayan köylerde, kasabalarda ...
Benim ülkem kan gölünden beslenen kinin , öfkenin çok ötesinde olmalı...
Benim ülkem özgürlüğün sesi , hukukun üstünlüğüyle çoğalmalı...
Benim ülkemde 13-14 yaşlarındaki kız çocukları evlendirilmemeli...
Ne zaman kar yağsa, havalar soğusa içimi buzullar kaplar ...
Çünkü benim ülkemde terör belası vardır. Benim ülkemde PKK çocuklarımızı öldürmektedir.
Benim ülkemde fidan gibi delikanlılar öldürüldü pusu kurularak. Kimilerinin bacakları, kolları koptu , GATA'da yatıyorlar. Kimileri kör oldu , kimileri Anadolu'nun adı bilinmeyen kentlerinde yaşıyorlar çaresiz...
Lice 'de, Şırnak'ta, Cizre 'de analar ve babalar gözyaşı döküyorlar...
Cehaletin orta yerindeler !..
****
13 yaşındaki çocukları dağa götürüldü . Korktular, sustular, hiç konuşmadılar .
Ölüm haberlerini aldılar. Anaydılar, babaydılar, hıçkırıklara boğuldular .
O ölmüş alevler sarıyor gökyüzünü...
Bir genç kızın bayram sabahı Şişli Etfal Hastanesi' nde yatışı...
Ya 14 ya da 15 yaşlarındaydı...
Adı Berfin , gözleri ışıl ışıldı...
Tüm bedeni yanıyor, elleri ayakları şişiyordu...
On beş gün evde bakılmış, ateşi yükselince hastaneye kaldırılmıştı.
Ne de güzel gülüyordu Berfin , ne de güzel konuşuyordu...
Babası işsizdi. Eve annesi çalışarak bakıyordu . Ablası kapanmıştı. Berfin ise diretiyordu:
"Başımı örtmem!"
Hiç okula gitmemişti...
Eğer İstanbul 'da değil de Siirt 'te yaşasaydı evlendirilmiş olacaktı.
Berfin iyileşti mi, yoksa hâlâ hastanede mi bilmiyorum...
Ege 'de bir kıyı kasabasında karmakarışık duygular içindeyim...
Denizin dalgaları vuruyor iskeleye. İnceden bir yağmur çiseliyor...
Eski bir albüm ve soluk fotoğraflar...
Berfin'in Türkçe karşılığı "kar çiçeği" dir
Ben Berfin 'i, Kars 'ın Çakmak Köyü 'nü, Hakkâri 'yi düşünüyorum...
14-15 yaşında evlendirilen kız çocukları...
Şeyhler , şıhlar, toprak ağaları ...
Neden okula gönderilmez kız çocukları?
Sorular... Sorular ... Sorular...
Yaşamın haritasında acıları , hüzünleri, mutsuzlukları toplayan bir toplum kendi kaderiyle baş başa bırakılmış...
Alıç çiçeklerimizi ve tazelenmiş sevecenliğimizi yüreklerimizden atmışız...
Sahi kaç yıl önce öldürüldü genç gazeteci Metin Göktepe, anımsayan var mı?
Diyarbakır 'a hain pusu kurmuş PKK 'yi hâlâ koruyup kollayanlar, TV 'lerde kan emicileri savunuyorlar yüzleri kızarmadan...
***
Gerçekleri söyleyen Fazıl Say 'a saldırılar sürüyor...
Sanatsal bir duruşu olan bu yurtsever müzisyene neden bu yargısız infaz?..
Bu toplum değil mi 14-15 yaşlarıda kız çocuklarını okula göndermeyip evlendiren ; bu toplum değil mi başlık parasına kız çocuklarını satan ; bu toplum değil mi şeyhlere, şıhlara tapınan , bu toplum değil mi kadını kapatan?
Giderek örgütsüz bir toplum olduk.
Sendikasızlaştırma , gelir dağılımında uçurum...
Sevecenliğimizin titrek kumaşını kimler aldı elimizden, kimler çaldı? Nerede yaşamı anlatan gizemli sözcüklerimiz ?
Nerede insanlığımız , nerede?
HİKMET ÇETİNKAYA - 09.01.2008
CUMHURİYET
Ufukta gri bir çizgi ve dağların beyazla örtünmesi, yoksulluğun içinde yaşayan insanlar, fotoğraf karelerinde çoğalıverir...
Yüreğime bir hançer saplanır...
Kars 'ın Çakmak Köyü' nü anımsarım tarihin derinliklerine doğru akarken. Aras Irmağı gelir aklıma, Ardahan , Sarıkamış, Iğdır, Hakkâri...
Zamanın akışı durur ...
Zap suyunda soluklanırım...
Buz kesmiş düşler kuranlar, kıyımlar , sınır boylarındaki karakollar, Mehmetçikler ...
Ocak ayında ölümler gelir aklıma ...
Faili meçhul cinayetler!..
Buğulu aynaların, ölmüş alevlerin içinde dolaşan , yaşamın dar çerçeveli görüntüsünde gözyaşlarına boğulan insanlar .
Okula giden çocuklar görürüm kar yağarken, küçük elleri, burunları , yanakları moraran...
Kırık acılarda kırık mevsimler toplayan kadınlarla konuşurum dağ başlarında, adı sanı belli olmayan köylerde, kasabalarda ...
Benim ülkem kan gölünden beslenen kinin , öfkenin çok ötesinde olmalı...
Benim ülkem özgürlüğün sesi , hukukun üstünlüğüyle çoğalmalı...
Benim ülkemde 13-14 yaşlarındaki kız çocukları evlendirilmemeli...
Ne zaman kar yağsa, havalar soğusa içimi buzullar kaplar ...
Çünkü benim ülkemde terör belası vardır. Benim ülkemde PKK çocuklarımızı öldürmektedir.
Benim ülkemde fidan gibi delikanlılar öldürüldü pusu kurularak. Kimilerinin bacakları, kolları koptu , GATA'da yatıyorlar. Kimileri kör oldu , kimileri Anadolu'nun adı bilinmeyen kentlerinde yaşıyorlar çaresiz...
Lice 'de, Şırnak'ta, Cizre 'de analar ve babalar gözyaşı döküyorlar...
Cehaletin orta yerindeler !..
****
13 yaşındaki çocukları dağa götürüldü . Korktular, sustular, hiç konuşmadılar .
Ölüm haberlerini aldılar. Anaydılar, babaydılar, hıçkırıklara boğuldular .
O ölmüş alevler sarıyor gökyüzünü...
Bir genç kızın bayram sabahı Şişli Etfal Hastanesi' nde yatışı...
Ya 14 ya da 15 yaşlarındaydı...
Adı Berfin , gözleri ışıl ışıldı...
Tüm bedeni yanıyor, elleri ayakları şişiyordu...
On beş gün evde bakılmış, ateşi yükselince hastaneye kaldırılmıştı.
Ne de güzel gülüyordu Berfin , ne de güzel konuşuyordu...
Babası işsizdi. Eve annesi çalışarak bakıyordu . Ablası kapanmıştı. Berfin ise diretiyordu:
"Başımı örtmem!"
Hiç okula gitmemişti...
Eğer İstanbul 'da değil de Siirt 'te yaşasaydı evlendirilmiş olacaktı.
Berfin iyileşti mi, yoksa hâlâ hastanede mi bilmiyorum...
Ege 'de bir kıyı kasabasında karmakarışık duygular içindeyim...
Denizin dalgaları vuruyor iskeleye. İnceden bir yağmur çiseliyor...
Eski bir albüm ve soluk fotoğraflar...
Berfin'in Türkçe karşılığı "kar çiçeği" dir
Ben Berfin 'i, Kars 'ın Çakmak Köyü 'nü, Hakkâri 'yi düşünüyorum...
14-15 yaşında evlendirilen kız çocukları...
Şeyhler , şıhlar, toprak ağaları ...
Neden okula gönderilmez kız çocukları?
Sorular... Sorular ... Sorular...
Yaşamın haritasında acıları , hüzünleri, mutsuzlukları toplayan bir toplum kendi kaderiyle baş başa bırakılmış...
Alıç çiçeklerimizi ve tazelenmiş sevecenliğimizi yüreklerimizden atmışız...
Sahi kaç yıl önce öldürüldü genç gazeteci Metin Göktepe, anımsayan var mı?
Diyarbakır 'a hain pusu kurmuş PKK 'yi hâlâ koruyup kollayanlar, TV 'lerde kan emicileri savunuyorlar yüzleri kızarmadan...
***
Gerçekleri söyleyen Fazıl Say 'a saldırılar sürüyor...
Sanatsal bir duruşu olan bu yurtsever müzisyene neden bu yargısız infaz?..
Bu toplum değil mi 14-15 yaşlarıda kız çocuklarını okula göndermeyip evlendiren ; bu toplum değil mi başlık parasına kız çocuklarını satan ; bu toplum değil mi şeyhlere, şıhlara tapınan , bu toplum değil mi kadını kapatan?
Giderek örgütsüz bir toplum olduk.
Sendikasızlaştırma , gelir dağılımında uçurum...
Sevecenliğimizin titrek kumaşını kimler aldı elimizden, kimler çaldı? Nerede yaşamı anlatan gizemli sözcüklerimiz ?
Nerede insanlığımız , nerede?
HİKMET ÇETİNKAYA - 09.01.2008
CUMHURİYET