BU yıl da hac görevini yerine getirmek üzere Kutsal Topraklar’a gidecek vatandaşlarımız çekilecek kura sonucunda belirlenecekmiş.
Bununla ilgili haberleri okurken Diyanet İşleri yetkililerinin, yılbaşında yaptıkları tavsiyeler aklıma geldi.
Milli Piyango gibi şans oyunlarının günah olduğu, kumar sayılması gerektiği ve buradan kazanılacak paranın helal olmayacağına ilişkin açıklamalardı bunlar.
Hacca gideceklerin kura ile belirlenmesi de acaba böyle bir "kumar" sayılmaz mı?
Üstelik bu piyango sonucunda, farz olan bir ibadet gerçekleşecek.
Kurada kazanamayıp, kaybedenlerin bir farzı yerine getirememelerinin günahı kimin boynuna olacak?
Diyanet İşleri’nin mi, kurayı çeken imamın mı, Müslümanlara hac sırasında bile eziyet etmeyi marifet sayan Suudi Krallığı’nın mı?
Kurada kazanamayanların "Allah benim hac görevimi getirmeme razı gelmedi" diyerek depresyona girmelerini kim önleyecek, bunu da tartışmak gerek!
Ve elbette Diyanet’in "piyango-kura" gibi bir konuda bile böylesine farklı tutum almasını nasıl yorumlamamız gerektiği sorusu var.
Bu kadar sıradan bir meselede bile "bir öyle-bir böyle" yorum yapılabiliyorsa, önemli konulardaki görüşlere ne kadar itibar edilebilir, tartışmak gerek.
Bununla ilgili haberleri okurken Diyanet İşleri yetkililerinin, yılbaşında yaptıkları tavsiyeler aklıma geldi.
Milli Piyango gibi şans oyunlarının günah olduğu, kumar sayılması gerektiği ve buradan kazanılacak paranın helal olmayacağına ilişkin açıklamalardı bunlar.
Hacca gideceklerin kura ile belirlenmesi de acaba böyle bir "kumar" sayılmaz mı?
Üstelik bu piyango sonucunda, farz olan bir ibadet gerçekleşecek.
Kurada kazanamayıp, kaybedenlerin bir farzı yerine getirememelerinin günahı kimin boynuna olacak?
Diyanet İşleri’nin mi, kurayı çeken imamın mı, Müslümanlara hac sırasında bile eziyet etmeyi marifet sayan Suudi Krallığı’nın mı?
Kurada kazanamayanların "Allah benim hac görevimi getirmeme razı gelmedi" diyerek depresyona girmelerini kim önleyecek, bunu da tartışmak gerek!
Ve elbette Diyanet’in "piyango-kura" gibi bir konuda bile böylesine farklı tutum almasını nasıl yorumlamamız gerektiği sorusu var.
Bu kadar sıradan bir meselede bile "bir öyle-bir böyle" yorum yapılabiliyorsa, önemli konulardaki görüşlere ne kadar itibar edilebilir, tartışmak gerek.
Mehmet Y. YILMAZ