kapının ardı cennet olsa, çalamazdım...

jiuzhaiGOu

New member
<<"gidip, gurbet eli mesken mi tuttun/
bir selamın gelmez beni unuttun/
gurbetten sılaya düşmez mi yolun? /
ey benim agazım/ey baharım yazım/ elimdeki sazım/
...geri dön, geri dön nazlı ceylanım/
hasretin yaman nasıl dayanım/ hey dağlar maralım/
hey hayırsız belalım/
hey kaşı gözü karalım/ceylanım
ne gidenler döndü, sen dönmedin/
sensiz kaç gece kaç sabah oldu/
yokluğun ecelmiş, hasretin kefenmiş/
dönmemeye yemin mi ettin/
ya beni de al ya sen gel yanımda kal/
gitme maralım/
dön maralım/
dön, dön ceylanım
ay değil yıl oldu bitir hasreti/
aklı firar ettim yüzün görmeyeli/
mecnuna eş tuttu, kınar el beni">>

ağıtına, ters akan gözyaşı ile tempo tutmam, gideni yolundan geri döndürebilecek miydi ki?

oysa; sıkı sıkı tembihlerdi: beni bırakma, ben seni bıraksam bile, benden vazgeçme, ben vazgeçsem de diye...ah gülyüzlüm, yüze kapanan kapıyı, tekrar çalmak, benim tipim değildi. sürekli sana, beni tanı demekteki muradım buydu işte.

ama öyle bir vazgeçtin ki benden, öyle bıraktın ki beni, dayanılmaz manzarayla başbaşa. kapının ardı cennet olsa, çalamazdım... bedenim; yanıp küllenir, doğrulup tekrar yanar küllerimden, gene de elim varmazdı/varmaz o kapıya.

vedaya acele eden, ecele giderdi... artık kapının önü-ardı mezarlığa açılır. mazi, kitabın altında kaldı son sayfa da çevrilince.

perde inerken, kimler alkışladı hayat? o an kopan ses tufanı, alkış mıydı, yoksa yüreğimin inlemesi mi? bilgi ver bana ilk kez.... mezar taşı üstü boş kalsın istemem....

işte böyle hayat... planın tıkır tıkır işledi.. her dem gülüyordu.. gün geldi gülü yordu... kalbi kahırla doldu, kalbi yüzüne vurdu... gözlerimde güneş tutuldu son kez..

yedi tepeli şehirden seçtiğin, yedi kahır bıraktı bana... birini, gözlerim sahiplendi, son damlasına kadar harcadı ve sele verdi gönderdi, yüreğe sızan ışık deliklerini tıkayarak. birini, yanaklarım sahiplendi, tebessüm mesafesini kapatarak eritip bitirdi... beşini ise yüreğim sahiplendi. buyur etti hemen. o beş kahır, yüreğimde beş noktaya dönüştü. ve yüreğim, o beş noktayla, körlere yoldaş oldu. aşkı hiç göremeyecek artık...

böyle bir bedene, onursuzca düşüp, kısık bir son nefesle veda etmek yakışır mı ey hayat?! hayır, asla layık değil buna... düşerken, o şehrin yedi tepesini oynatacağım yerinden. Bu da, son rolüme atacağım son imzam olsun.
alıntı
 

HTML

Üst