Kandİl topraklama mi?

l3adl3oy

New member
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
1,797
Reaction score
0
Puanları
0
KANDİL TOPRAKLAMA MI?

Başbakan PKK’ya ramazan kıyağı yapıyordu, şehitler gelmeye başlayınca tepkilerin büyüklüğü BOP eş başkanını milli söyleme mecbur kıldı.

Kandil bombalanıyor ama karadan girilemiyor. İran giriyor ama Türkiye giremiyor. Neden?

Hatırlayın, 2002 yılında dönemin Başbakanı A. Gül, Dışişleri Bakanı Ali Babacan’dır. Baykal bir belge ele geçirir. Belgeye göre 1 milyar dolar hibe karşılığında Türkiye Kuzey Irak’a girmeme sözüvermişti... Sonra imzalar geri çekilmişti. İş ortaya çıkınca Babacan dillere şenlik bir savunma yaptı. Dedi ki; “evet, böyle bir anlaşma yaptık ama muhalefet kötüye kullanır diye parayı almadık(!)”

Biz bu hükümetin yaptığı hiçbir gizli anlaşmayı bilmiyoruz ama bir BOP eşbaşkanı tarafından yönetildiğimizi biliyoruz. Bir BOP eşbaşkanı tarafından yönetildiğimize göre, bütün eylemlerin ve gizli anlaşmaların BOP çerçevesinde yapıldığını bilmek için alim olmaya gerek yoktur. BOP projesi gereği Suriye, İran, Irak ve Türkiye’den koparılacak topraklarda “görüntüde bir Kürt Devleti”, gerçekte ise 2.İsrail Devleti kurulacaktır!.. O zaman BOP eşbaşkanı BOP hilafına Kandil’e karadan girebilir mi? Bence giremez. Hep söylüyorum, söyleyeceğim: ”AKP ABD elinde REHİNDİR!!.” Nokta!

Havadan vur!.. Kaç PKK’lı vurdunuz? Onca sorti yapmaya değecek bir sonuç aldınız mı? Yoksa millettin gazını mı alıyorsunuz?

Kuzey Irak Kürt Devleti Türkiye’ye kurduruluyor. Hani bir zamanlar kırmızı çizgilerimiz vardı? AB-D PKK’yı Kuzey Irak’ta kurulan Kürt Devleti’ne ses çıkarmasın diye pazarlık masasında tutuyor. Her gün şehit veren Türk Milleti’nin Kuzey Irak’ta neler oluyor diye sorgulayacak hali zaten kalmadı.

Türk Ordusunun vesayetine son veren AKP, ABD vesayetini Türkiye’ye hakim kılmıştır.BOP eşbaşkanı, BOP basını, BOP polisi… Yakında BOP askeri de olursa ihanetin dibine vuranlar şenlik yapar artık.

Amerika'ya göre Türkiye "İkici Derecedeki Serseri Devlet"ler katagorisinde ve İran'dan sonraki ikinci hedef.

Ordusuna düşman olan ahmaklar, ABD vesayetine “evet” oyu veren aymazlar da kına yakar o zaman.

KÜRTLERE SESLENİYORUM

Kürt halkı, Kürt hakkı diye diye kaleminiz kırılıyor farkında mısınız? Petrol ve doğal kaynaklar üzerinde oturuyorsunuz. Küresel eşkıya böl ve yut yöntemi ile sizi ayırmayı planlıyor. Başarabilirlerse Ortadoğu’nun ikinci Filistin’i olacaksınız. Türkiye, Suriye, Irak ve İran Halkının nefretini biriktirmiş olacağınızdan size sahip çıkacak kimse de olmayacaktır. Bu durumu göze alıyor musunuz?

Bakınız, yıllardır Türk Halkı AB-D elinde kiralık katil olan PKK terörüne evlatlarını şehit veriyor ama öfkesini Kürt komşusuna yöneltmiyor. Bu asil millet bunca kana rağmen hala Kürt ile PKK’yı ayrı tutmayı başarıyor. Öfkeye kapılmıyor çünkü öfkeye kapılırsa küresel güçlerin istediği oyuna geleceğini biliyor.

Eğer ülkemizde yaşananlar AB-D, İsrail gibi ülkelerde yaşansa idi, Kürtler çoktan tecrit edilmiş olurdu, bunu da unutmayın!..

Kürtlere sesleniyorum. Bunca zamandır çocuklarınızı kullanan, mezara gönderen, sömürgeci katil devletlerin maşası Kürt Baronları mı çözecek problemlerinizi? Ya da açılım-saçılımla Güneydoğu’yu PKK’ya teslim eden AKP’ mi? AKP gerçekten Kürtleri düşünseydi ne yapardı biliyor musunuz? Öncelikle oradaki aşiret, ağalık sistemini yıkar, devlet ile ağalar arasına sıkışmış halkı direk devlete muhatap kılardı. Halkın kendi toprağını işlemesi için yasal düzenlemeler yapar, 21. yüzyılda ağalara köle olmasını önler, toprak reformu yaparak köylüyü kendi toprağının efendisi kılardı. Orada eğitim seferberliği başlatır, okuma oranını yükseltirdi. Devletin bütün fabrikalarını satıp, işyerlerini kapatıp, Güneydoğu halkını “ki, orada farklı gösterilse de sadece Kürtler yaşamıyor” BOP çerçevesinde terörle bütünleştirmezdi.

Güneydoğu’da PKK’nın insafına terk edilen Kürtler değil ama batıda ki Kürtler artık konuşmalı. Gittikçe araya daha çok kan giriyor. Bu kanı kınamaz ve devletin bütünlüğüne sahip çıkmazsanız, bu kana ortak olursunuz. Bu da Türk milletine ihanet olur.

Bunca kana rağmen, ülkenin en ücra köşesine kadar şehit mezarlarının olduğu bir ülkede komşun hala kapını çalıyor ve sana ayrımcılık yapmıyorsa ve sen hala bu cinayetlere seyirci kalıp sesini çıkarmıyorsan komşuna ihanet ediyorsun demektir. Unutma!!.

Ülke bir ayrım noktasına doğru sürükleniyor. Bu sürece vatanına bağlı Kürtler “dur” diyebilir. Bugün susarsanız ne zaman konuşacaksınız? Bugün susanlardan yarın çocukları hesap sorar. 2. Filistin kurulduğunda torunlarınız size lanet okur, sakın bunu da unutmayın. Bu millet sabırlıdır ama ihaneti hiç affetmez. Ve Kürtlerin bu ölümcül suskunluğu ihanet olarak algılanmaya başlarsa, dönülmez bir sona doğru gideriz.

Hiç düşündünüz mü? Ya Türkler de sizden vaz geçerse ne olur? Bunca şımarıklığa, AB-D’ye güvenerek efelenmeye “YETER” derse ne olur?

Artık herkesin aklını başına alma zamanı, elini taşın altına koyma zamanı!!. Yoksa İsrail’in “vaad edilen topraklar”a kavuşmasında basit birer piyon olursunuz. Bu topraklar daha fazla ihaneti taşıyamaz. Bu da böyle biline!!

Mütedeyyin Müslümanlara Sesleniyorum

Sizler, evet sizlere sesleniyorum. Elinizden tesbih, dilinizden Allah Kelamı düşmüyor ama zulme susmak sizi zulme ortak kılmıyor mu?

Bu topraklar çok ihanet gördü. İhanetin her türlüsünü yaşadı. Kırk yerinden hançerlendi ama direndi. AKP iktidarı ile bambaşka bir döneme girdi. Ülken cemaati olmayan kiliselerle donatıldı, besmele ile kilise açıldı gıkın çıkmadı.Müslüman Türk kadınına tecavüz edilen kiliseyi onarıp bir de haç taktılar. Tecavüzcülerin torunlarına ayin yaptırdılar, sesini çıkarmadın. ABD Konsolosunun talebi doğrultusunda “Allah katında din İslam’dır” (Âli İmran, 19) ayetinin hutbelerden kaldırıldı, oralı olmadın. Yıllarca diğer partileri dinsizlikle suçladınız, hepsine mason dediniz amaErdoğan Rotaryen toplantısına ilk katılan Başbakan oldu, siz üç maymunu oynamaya devam ettiniz. Yetmedi Bülent Arınç Rotaryenlere, “Peygamberimiz ‘Veren el alan elden üstündür’ diyor. Siz veren elsiniz, öpülecek elsiniz” dedi, es geçtiniz.

İçişleri Bakanlığı’nın emri ile, Papa Jean Paul’ün ölümünde Türkiye’de bayraklar yarıya indirildi. 12 şehit verdiğimiz günlerde ise televizyonlarda şarkılı-türkülü-göbek atmalı programlar devam etti, sıkılmadınız.

Yıllarca Merhum İnönü’yü 12 Ada’yı hibe etmekle suçladınız ama gözünüzün önünde iki adamız Yunanistan’a terk edildi, Dışişleri Bakanı vatan toprağına “adacık” dedi, yüzünüz bile kızarmadı.


Kuran Kursları diye yırtındınız, AKP Kuran Kursu yıktı, birçoğunu da kapattı ama AKP yapınca normal karşılayıp yandaşlığın dibine vurdunuz.

AKP, umuma açık içkili yerlerin okullara uzaklığını 200 metreden 100 metreye indirdi. Turizmi teşvik kapsamında olan yerlerde ise mesafe şartı aranmayacak. (4.4.2004 – Türkiye)

Bu karara bırakın tepki vermeyi, çocuklarınızdan bile utanmadınız.

Misyonerliğe yasal izin verildi, gene sustunuz. Eşbaşkan aynı zamanda medeniyetler ittifakı, diğer adıyla dinler arası diyalog eşbaşkanı oldu. Kısacası, tek dinli bir dünya devleti projesinde rol aldı. Yani, Evangelist Protestan Müslümanlığa evrilmenin eşbaşkanı oldu. Susarken Allah’tan da korkmadınız.

Yıllarca “Müslüman ülkelerden uzak bırakıldık, Avrupacı olduk, ahlaksızlık aldık” diye yakındınız. AKP Müslüman ülkelerle yakınlaştı diye alkışladınız. Irak’a Türkiye üzerinden yağan bombaları görmemezliğe geldiniz. ABD askerlerinin Müslümanlara yaptığı tecavüzlere kulağınızı tıkadınız. Partinin hatırını hakikatin hatırından üstün tuttunuz. Biz “AKP Müslüman ülkelerin içine sokulmuş Truva Atıdır” derken bizi düşman bellediniz.

Ne oldu? Geldiğiniz yer neresi? AKP Haçlının işbirlikçisi olarak Müslüman ülkelere açılan kirli savaşa katılıyor... Libya’da, Afganistan’da, Somali’de yapılan katliamlara ortak oluyor. Vicdanınız hiç mi sızlamıyor? Rahat uyuyor musunuz?

Emevi’nin, Muaviye’nin, Yezid’in yolundan gidenlere hala sahip mi çıkacaksın? Bak, bütün ülke Kerbela kesildi. Bu zulümlere daha ne kadar ortak olacaksın?

Yıllarca başkalarını hırsızlık, yolsuzlukla suçladınız. Deniz Feneri Derneği, hani şu yok-yoksullara yardım için kurulduğu söylenen dernek... Almanya’da sanıklar itiraf ederek içeri girdi. İtiraflara göre fakir için verilen sadakalara el uzatılmış. Yani yoksulun ekmeği çalınmış. Yoksulun ekmeği çalınarak gemi alınmış, işyerleri açılmış. Sen gene susuyorsun. Susarak bu hırsızlığı onayladığının farkında değil misin?

Bütün zulümlere, Kuran dışı uygulamalara, din diye diye cahiliye dönemi adetlerinin uygulanmasına, daha da vahimi dinini elinden almalarını daha ne kadar seyredeceksin?

Yıllarca Osmanlıcı kesildiniz başımıza.Cumhuriyeti bir türlü içinize sindiremediniz. Fatih Sultan Mehmet Rum Pontus Devletine 15 Ağustos’ta son vermişti. Rum Pontus haritalı tişörtler giyip gelen Rumlar 15 Ağustos tarihinde Fatih Sultan Mehmet’e meydan okurcasına AKP’nin izniyle Sümela’da ayin yapıyor. Ve siz gene susuyorsunuz. Bir çırpıda Osmanlı mirasını da sattınız yani(!).. Üstelik ne utanıyorsunuz, ne yüzünüz kızarıyor.

Bari yıllardır savunduğunuz tek bir ilkeye olsun sahip çıkın da, sizleri iki yüzlü diye damgalamayalım.

Ülkemizde yaşananlar, din olarak pazarlanan rezillikler Allah’a, Peygamberine ve Kuran’a iftiradır, görmüyor musun?

Bugün susan; dinine, bayrağına, ülkesine sahip çıkamayanların yarın konuşmaya hakkı olmayacaktır!! Çünkü iş işten geçtikten sonra konuşsalar da kimse kendilerine itibar etmeyecektir!!

Bugün konuşun ve dininizi “din” kisvesi altında elinizden alanlara “YETER” deyin! “Dinimle oynama” diye haykırın. Bu gün haykırın ki; yarın konuşmaya yüzünüz olsun!

SUR-iye

Suriye Emperyalizme direniyor. Suriye komşumuz, akrabamız. Bizde Çorum ve Kahramanmaraş olaylarını gerçekleştiren CİA güdümlü gladyo, Suriye’de katliam yapıyor, yaptırıyor. Gladyonun basını katliamları Esad’a mal ederek kamuoyu oluşturuyor.

Suriyeli din adamı Şeyh Adnan Abdulkerim El Osman, ''Suriye'deki olayların baş sorumlusu Tayyip Erdoğan'dır'' diyor. Uluslararası mahkemelerde bir dava açılırsa şahit olacağını söyleyen El Osman: ''Erdoğan'ın yaptıkları dinsizliktir. Halkımız Erdoğan'ın gerçek yüzünü gördü ve ihaneti affetmez.'' ''Erdoğan'ı Alla ıslah etsin; dini bütün sanırdık, yaptıkları dinsizliktir. Suriye halkı Erdoğan'ın gerçek yüzünü son 1 ayda gördü. Suriye'yi bilmiyor, bu halk ihaneti affetmez.” Diye de devam ediyor.

Haçlı güruhun müttefiki hükümet Suriye’ye gözdağı vermeye devam ediyor. Suriye bizim iç işimizmiş(!)..

Suriye saldırısı Ortadoğu’yu tamamen içine alacak bir savaşın başlangıcı olabilir. Bir anlamda “SUR” a üflemek gibi bir kıyameti başlatabilir.

Oysa Suriye, İran, Rusya ve Türkiye’nin işbirliği AB-D’nin sonu demektir. Bu işbirliği gerçekleştirilemezse; kartlar yeniden karılırken kopacak kıyametin sonunu kimse tahmin edemez.

Rusya ve Çin Suriye’ye saldırıya müdahil olur diye bir görüş var. Olmayabilir de.

Rusya sıcak denizlere açılmayı istemiyor mu? İstiyor. AB-D’nin savaşta başarılı olamayacağını görürse seyreder ve AB-D’nin çöküşünü bekler. Çünkü Suriye ve İran’da başarısız olan bir ABD’yi batmaktan kimse kurtaramaz! Savaştan çıkmış, zayıflamış ülkelere müdahale etmek Rusya için daha elverişli olur?

Kartlar yeniden karılıyor, bütün ülkeler batırılırken bankerler sürekli ceplerini şişiriyor.

Ve AB-D elinde gönüllü Rehin olanlar SUR’a üflemek için HAZIROLDA bekliyor.

Kıyametin korkak piyonları, kendi mecburiyetlerine Türk Halkını da mecbur kılmaya çalışıyor.

Ve biz direneceğiz. Şeytanın uzattığı SUR’a üfleme heveslisi olanlara direneceğiz.

Şeytan kağıtları karıyor. Bugün konuşma zamanı. Bugün saflarını seçme zamanı.

Kerbela yeniden kuruluyor. Zulüm ateşleri yakılıyor.

Ve biz bu zulme BAŞKALDIRACAĞIZ!!

NOT:Şimdi anladınız mı “mayınlı araziyi İsrail’e verme oyununun altında ne yattığını? Mayınlı arazi işinin aslında bir proje olduğunu ve İsrail’in sınıra ne için yerleştirilmeye çalışıldığını? “Van minut”muş… Hadi canım sende…



Zahide Uçar

HALKnet.com
 
herkes tutturmuş bir ulusalcılık türküsü gidiyor bakalım. İran girer tabi düşünmek lazım niye girer... İran amerikayı sallamıyan bir adam allahtan başka dünyevi korkulardan arınmış bir devlet... balığın başı belli aslında da insanlar diretiyorlar. Elbet o günler de aşılır inşallah.

son olarak bir hadis-i şerif: hakettiğiniz gibi yönetilirsiniz

gelişim işinde kişideki içsel gelişimden başlamadıkça o noktayı hep atladıkça toplumsal gelişmeyi beklemek nasıl olacak merak ediyorum... İş plastik atomlarını bir araya getirip metal çubuk yapma teşebbüsüne benzer.. yapsaydı bunu simyacılar yapardı =)
 
herkes tutturmuş bir ulusalcılık türküsü gidiyor bakalım.

Bu kısmı anlamadım.. Herkes ulusalcılık türküsünü söyleseydi amerikanın ya da başkasının dizinin dibine oturmazdık.. İnsanların görüşü fikri zikri ne olursa olsun önce ulusal bilinç olmalı, olsaydı biz şimdi başkaların emir eri değil; kendi fikrimiz ve kararımızla merhamet, hak, hukuk, dayanışma götüren olurduk...
 
Bu kısmı anlamadım.. Herkes ulusalcılık türküsünü söyleseydi amerikanın ya da başkasının dizinin dibine oturmazdık.. İnsanların görüşü fikri zikri ne olursa olsun önce ulusal bilinç olmalı, olsaydı biz şimdi başkaların emir eri değil; kendi fikrimiz ve kararımızla merhamet, hak, hukuk, dayanışma götüren olurduk...

Böyle kavramlarla yapılan duvar hiçbir zaman sağlam olmaz... Aşılamaya çalışılan bu tarz felsefenin de genel halk üzerinde hiçbir etkisi yoktur.. Bunların hepsi teorik kavramlardır. bu tarz kavramlarla kurulan devletler süper güçlük yarışında 100 sene bile dayanamamıştır. Bu tarz kavramlarla 1000 sene, 1500 sene süper güç olabilmek namümkündür...
 
Mümkün değil diye birşey yok.. İzin vermek istemezler sadece.. Ama doğrusu milli bir kavramdır..Yoksa 1000 sene devlet yönetmenin daha basit yollarıda var.. Diktatör olabilirsin kendi halkın dahil herkesi ezersin... Emperyalist olup fakir cahil halkları sömürebilirsin.. Kendi halkınıda refah içinde uyutabilirsin.. Ama milli bilinç olmaz halk neyi neden yaptıgını bilmez..Bu yüzden milli birlik ve bir takım kırmızı çizgiler şart.. Bu teori değil sadece pratiği zor.. Aslında herkes ulus bilinci ile başlıyor ama gücü eline alınca (doğru veya yanlış) kendi öznel fikrini empoze etmeye çalışıyor..
 
Böyle kavramlarla yapılan duvar hiçbir zaman sağlam olmaz... Aşılamaya çalışılan bu tarz felsefenin de genel halk üzerinde hiçbir etkisi yoktur.. Bunların hepsi teorik kavramlardır. bu tarz kavramlarla kurulan devletler süper güçlük yarışında 100 sene bile dayanamamıştır. Bu tarz kavramlarla 1000 sene, 1500 sene süper güç olabilmek namümkündür...
Bu söyleminizi çok önemli deneyimlerinize dayalı olarak söylüyorsunuz galiba,çünkü hem altın üyesiniz hemde Osmanlıcılık gibi bir eğiliminiz var.
l3adl3oy çok güzel özetlemiş Ulusal Bilinç tabii bu anlayabilene.Eğer sizin ülkenizde ulusal bilinci oturmamış satılmaya hazır tipler varsa ne yaparsanız yapın ülkenin aleyhine AJAN'lık yapacaktır.Maalesef ülkemizin insan?'larıda ajanları seçip işbaşına getirmede üstüne yoktur.
Birkere hepsi ana argüman olarak DİN kullanırlar en kolay kandırma yöntemidir,milliyetçilik,etnisite,mezhepçilik,tarikat vs. gibi argümanlarla karıştırabildikleri kadar boş beyinleri karıştırıp dururlar.Daha fazla yazmaya gerek varmı?.
 
ingiltereden mi bahsediyorsunuz
1000 sene

sanırım başka yok
 
Böyle kavramlarla yapılan duvar hiçbir zaman sağlam olmaz... Aşılamaya çalışılan bu tarz felsefenin de genel halk üzerinde hiçbir etkisi yoktur.. Bunların hepsi teorik kavramlardır. bu tarz kavramlarla kurulan devletler süper güçlük yarışında 100 sene bile dayanamamıştır. Bu tarz kavramlarla 1000 sene, 1500 sene süper güç olabilmek namümkündür...
Bu söyleminizi çok önemli deneyimlerinize dayalı olarak söylüyorsunuz galiba,çünkü hem altın üyesiniz hemde Osmanlıcılık gibi bir eğiliminiz var.
l3adl3oy çok güzel özetlemiş Ulusal Bilinç tabii bu anlayabilene.Eğer sizin ülkenizde ulusal bilinci oturmamış satılmaya hazır tipler varsa ne yaparsanız yapın ülkenin aleyhine AJAN'lık yapacaktır.Maalesef ülkemizin insan?'larıda ajanları seçip işbaşına getirmede üstüne yoktur.
Birkere hepsi ana argüman olarak DİN kullanırlar en kolay kandırma yöntemidir,milliyetçilik,etnisite,mezhepçilik,tarikat vs. gibi argümanlarla karıştırabildikleri kadar boş beyinleri karıştırıp dururlar.Daha fazla yazmaya gerek varmı?.

Deneyimlerim tarihtir kardeş. İngiltere batmamış devlet olmakla beraber dünya hakimiyeti 100 sene bile sürmemiştir.. İslam ile yönetilen müslümanlar ise birkaç kez yıkılmasına rağmen her kurulan devletlerle kısa sürede dünya hakimiyetini ve süper güçlüğü elde etmişlerdir... 1400 senede böyle kısa sürelerde dünyada en büyük güç olmuş bir 2. yönetim biçimi gösterilemez. Hepsi 100 sene veya en fazla 200 senede erken bunamaya giren sistemler olmuştur. Demokrasinin erken bunamasına örnek abd gösterilebilir.. Tahtını Çine devretmeye hazırlanıyor.. Baktığımız pencereler çok farklı olmakla birlikte düşüncene saygılıyım...kısaca özetlersem... avrupa istediğini başardı ve 1000 yıl bizden ürken, uzunca yıllar teknolojide bizi örnek almak zorunda kalmış olan, bizdeki teşkilat sistemini derinlemesine inceleyerek başarılarımızın kerametini anlamaya çalışmış ve hassas anımızda bu sistemi yıkmayı başarmış o adamların şimdi maskarası olmak, kapılarında avrupa birliği diye inlemek, teknolojilerini almak yerine onlara benzemeye çalışmak ağrıma gidiyor.. hepsi budur. Tekrar bir şahlanma gerçekleşecek inşallah tabi bize o müjdeyi veren allahtan bir an bile şüphe duymuyorum ;)...
 
Geri
Üst