Hakaco
New member
- Katılım
- 3 Eki 2005
- Mesajlar
- 388
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 43
En temel fark
Peki, tek eşliliğin bütün bu genel etkenler arasındaki yeri ne? Daha basit sorular soralım: Neden kadınlar, en kötü ihtimalle görünüşte, laf atılmasından hoşlanmıyorlar? Niçin kadınlar, diğer primatlar gibi, cinsel birleşmeye hazır olduğunu göstermiyor (mesela, dişi maymunların bedenleri, kokusu ve net davranışları bunu belli ediyor)?
Bizim tekniğimiz, kadının doğru üreme anı gelene kadar erkeği el altında tutmak. Doğru zaman geldiğinde, aile kuran kadınlar, aileyi savunan bir rol benimsiyorlar. Bu durumda, günlük dilde sıklıkla başvurduğumuz bilgiç bir ifade gerçeğe işaret etmiş oluyor: Erkekler kadın, kadınlar koca seçiyor. Erkeklerin genellikle güzel kadınların peşinden koşması, kadınların ise dış görünüşe, erkekler kadar önem vermemesi (en azından eş seçerken) bunun doğal sonucu.
Toplumlarda ilk hamleyi genellikle erkeğin yapması da ataerkil sistemlerin anaerkil nitelikler taşıdığının göstergesi. Kadınlar, erkeklerin ilk onlara hamle etmesini sağlamak için, öbür kadınlardan daha güzel olmak amacıyla süsleniyorlar. Bu yüzden, sarkıntılık yapan erkeklere hemen ilgi göstermiyorlar. Kadınlar, diğer kadınları yenip gözde olmaya çalışıyorlar. Erkekler de diğer erkeklerin arasından scçilmeye çalışıyor.
Ancak, milyonlarca yıllık baskın erkek haremi genlerc kazınmış. Bu yüzden, sık sık erkekler çıkma teklif ediyor, ama kadınlar sinyal veriyor. Kadınların erkeklerden daha çok süslenmesi, konfeksiyon ve mutfak alışverişi yapması (yuvayı dişi kuş yapar) bunun bir yan sonucu olabilir. Modacıların her yıl başka giysiler tasarlayıp, kadınların bunları son moda diye para harcayarak satın alması ve erkeklerin yakınması, eş seçme taktiklerinin karikatürleştirilmiş bir ifadesi. Keza, Discovery Channel'da yayınlanan bir belgesele göre, avcı erkekler ihtiyaç duydukça alışveriş yapıyor. Toplayıcı kadınlar ise biriktiriyor. Hatta şu ilginç strateji, ahlakçıları çileden çıkarabilir: Yakışıklı veya güzel bir yüz ve orantılı bir vücut yüksek genetik kalitenin bir ölçütü.
Çokeşlilik
Ayrımcılık yapılmayan toplumların hayali kurulabilir, ama genler ırkçı özellikler taşıyor. Yüzünün yarısı diğer yarısına eş ve insan çehresinin ideal matematik oranlarına sahip erkekler yakışıklı, kadınlarda güzel bulunuyor. Temiz ve düzgün dişler, yuvarlak kalçalar ya da atletik erkekler çekici geliyor. Aynı belgesel, hormonların toplumsal yaşamdaki etkisi üstüne yapılan bir araştırmadan söz ediyor. Adet görmek üzere olan kadınların, kocalarını aldatmaya eğilimli olduğu belirtiliyor (ARD'de yapılmış bir istatistik). Böyle aldatma olaylarında, üremeye hazır kadınların, sağlıklı ve yakışıklı eşleri zenginlere tercih ettiği kayıtlara geçmiş. Bilim insanlarına göre aldatma, havuza rasgele genler sokarak gen çeşitliliğini koruyan bir güvenlik mekanizması. Bunun adı Amerika'da ve Avrupa'da aldatma oluyor. Türkiye'nin kırsal kesimlerinde veya kırsal kökenli büyük şehirlilerde ise kendini çokeşlilik, kuma getirme olarak gösteriyor.
Genetik mirasımızın kadın-erkek rollerindeki etkisi öyle büyük ki, erkek ve kız çocukları bir başına bırakıldıklarında, kızlar kızlarla, erkekler erkeklerle oynuyor. Erkek çocuklar maço karakterler sergiliyor, grup hiyerarşisini kavga ederek sağlıyor. Erkekler grup arkadaşlıkları kuruyor ve bu, yetişkinlerde yoldaşlık, askerlik olarak gözlemleniyor. Kızlar iki-üç kişilik samimi dostluklar kuruyor. Bu, ileride komşuluk, iş arkadaşlığı gibi formlara bürünüyor (ülkemizde yayınlanan McLeod'un Kızları dizisi sıcak bir örnek). Oğlanlar, baskın harem erkeğinin uzantısı olarak yandaşlar ediniyor, açıktan açığa önder olmaya çalışıyorlar. Kadınlar ise daha dengeli ve içten ilişkiler kurarak, döllerini tehlike anında büyütecek alternatif anneler peşinde koşuyor. Yalnız şunu belirtelim, sözü edilen kalıplar alt tarafı birer basitleştirme, işlevleri, kadın-erkek farklılıkları ve ilişkileri gibi son derece karmaşık bir konuyu biraz olsun anlatabilmek...
SEVGİLERLE...
Peki, tek eşliliğin bütün bu genel etkenler arasındaki yeri ne? Daha basit sorular soralım: Neden kadınlar, en kötü ihtimalle görünüşte, laf atılmasından hoşlanmıyorlar? Niçin kadınlar, diğer primatlar gibi, cinsel birleşmeye hazır olduğunu göstermiyor (mesela, dişi maymunların bedenleri, kokusu ve net davranışları bunu belli ediyor)?
Bizim tekniğimiz, kadının doğru üreme anı gelene kadar erkeği el altında tutmak. Doğru zaman geldiğinde, aile kuran kadınlar, aileyi savunan bir rol benimsiyorlar. Bu durumda, günlük dilde sıklıkla başvurduğumuz bilgiç bir ifade gerçeğe işaret etmiş oluyor: Erkekler kadın, kadınlar koca seçiyor. Erkeklerin genellikle güzel kadınların peşinden koşması, kadınların ise dış görünüşe, erkekler kadar önem vermemesi (en azından eş seçerken) bunun doğal sonucu.
Toplumlarda ilk hamleyi genellikle erkeğin yapması da ataerkil sistemlerin anaerkil nitelikler taşıdığının göstergesi. Kadınlar, erkeklerin ilk onlara hamle etmesini sağlamak için, öbür kadınlardan daha güzel olmak amacıyla süsleniyorlar. Bu yüzden, sarkıntılık yapan erkeklere hemen ilgi göstermiyorlar. Kadınlar, diğer kadınları yenip gözde olmaya çalışıyorlar. Erkekler de diğer erkeklerin arasından scçilmeye çalışıyor.
Ancak, milyonlarca yıllık baskın erkek haremi genlerc kazınmış. Bu yüzden, sık sık erkekler çıkma teklif ediyor, ama kadınlar sinyal veriyor. Kadınların erkeklerden daha çok süslenmesi, konfeksiyon ve mutfak alışverişi yapması (yuvayı dişi kuş yapar) bunun bir yan sonucu olabilir. Modacıların her yıl başka giysiler tasarlayıp, kadınların bunları son moda diye para harcayarak satın alması ve erkeklerin yakınması, eş seçme taktiklerinin karikatürleştirilmiş bir ifadesi. Keza, Discovery Channel'da yayınlanan bir belgesele göre, avcı erkekler ihtiyaç duydukça alışveriş yapıyor. Toplayıcı kadınlar ise biriktiriyor. Hatta şu ilginç strateji, ahlakçıları çileden çıkarabilir: Yakışıklı veya güzel bir yüz ve orantılı bir vücut yüksek genetik kalitenin bir ölçütü.
Çokeşlilik
Ayrımcılık yapılmayan toplumların hayali kurulabilir, ama genler ırkçı özellikler taşıyor. Yüzünün yarısı diğer yarısına eş ve insan çehresinin ideal matematik oranlarına sahip erkekler yakışıklı, kadınlarda güzel bulunuyor. Temiz ve düzgün dişler, yuvarlak kalçalar ya da atletik erkekler çekici geliyor. Aynı belgesel, hormonların toplumsal yaşamdaki etkisi üstüne yapılan bir araştırmadan söz ediyor. Adet görmek üzere olan kadınların, kocalarını aldatmaya eğilimli olduğu belirtiliyor (ARD'de yapılmış bir istatistik). Böyle aldatma olaylarında, üremeye hazır kadınların, sağlıklı ve yakışıklı eşleri zenginlere tercih ettiği kayıtlara geçmiş. Bilim insanlarına göre aldatma, havuza rasgele genler sokarak gen çeşitliliğini koruyan bir güvenlik mekanizması. Bunun adı Amerika'da ve Avrupa'da aldatma oluyor. Türkiye'nin kırsal kesimlerinde veya kırsal kökenli büyük şehirlilerde ise kendini çokeşlilik, kuma getirme olarak gösteriyor.
Genetik mirasımızın kadın-erkek rollerindeki etkisi öyle büyük ki, erkek ve kız çocukları bir başına bırakıldıklarında, kızlar kızlarla, erkekler erkeklerle oynuyor. Erkek çocuklar maço karakterler sergiliyor, grup hiyerarşisini kavga ederek sağlıyor. Erkekler grup arkadaşlıkları kuruyor ve bu, yetişkinlerde yoldaşlık, askerlik olarak gözlemleniyor. Kızlar iki-üç kişilik samimi dostluklar kuruyor. Bu, ileride komşuluk, iş arkadaşlığı gibi formlara bürünüyor (ülkemizde yayınlanan McLeod'un Kızları dizisi sıcak bir örnek). Oğlanlar, baskın harem erkeğinin uzantısı olarak yandaşlar ediniyor, açıktan açığa önder olmaya çalışıyorlar. Kadınlar ise daha dengeli ve içten ilişkiler kurarak, döllerini tehlike anında büyütecek alternatif anneler peşinde koşuyor. Yalnız şunu belirtelim, sözü edilen kalıplar alt tarafı birer basitleştirme, işlevleri, kadın-erkek farklılıkları ve ilişkileri gibi son derece karmaşık bir konuyu biraz olsun anlatabilmek...
SEVGİLERLE...