Spi0n
Altın Üye
- Katılım
- 18 Tem 2007
- Mesajlar
- 8,846
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 34
Arkadaslar Konu Cok Uzun Oldugu İçin harflerden baya bi kestim... Yinede Uzun Oldu Ama
ABA ALTINDAN SİK ÖLÇMEK: (d)-(ar.-türk. f.)-Yetersiz bilgilerle bir erkeğin cinsel gücünü tartmaya çalışmak & Az bilgiyle bir şeyin aslını öğrenebileceğini sanmak. "O kadar da leyla olunmaz ki canım. Sen kalk aba altından sik ölçmeye soyun sonra da o siki görünce bas yaygarayı!"
ABAROT GÖT: (d)-(o.k)-Çalım satan, hava atan kişi. "Sen de amma abarot götmüşsün annem, gören de sol taşaktan düştün sanır."
ABAZA: (i. ve s.)-(çing)-Uzunca süre cinsel ilişkide bulunmadığı için cinsel isteği artmış, azmış kimse. & Sürekli cinsel doyumsuzluk içinde yaşayan kimse.
ABAZA GEVREĞİ: (d)-Cinsel olarak doyumsuz, aç (abaza) erkeğin iyice sertleşmiş ya da hemen sertleşen cinsel organı.
ABAZA MUHABBETİ: (d)-Sürekli cinsel ilişkiden söz edilen sohbet.
BABAANNEM DE KIZDI: (d)-Bakire olduğunu iddia eden kişilere inanılmadığını anlatmak için alay yollu olarak söylenir. "Tabii tabii sen kızoğlan kızdın, babaannem de kızdı. "
BABAÇKO: (i)-ve (s)-Çok iri yarı, gösterişli ve süslü kadın. "Aynur öyle babaçko kadındır ki geçtiği yerde iz bırakır. "
BABAK: (s)-Korkak. "Bırak şunu ayol allahaşkına, babak herifin tekidir. Onunla yola çıkılmaz. "
BABALI ARAPLAR GİBİ SÖYLENMEK: (d)-Homurdanmak. Homurdanan kimseler için alay yollu olarak kullanılır.
BABANA YUTTUR: (ü)-"Kandıramazsın"anlamında söylenir. & Takma, takviyeli ya da silikonlu göğüs. "Yok be şeker, ben yemem, sen git onu babana yuttur. "
CACIK SALATASI: (d)-(türk.-ital.)-Aptal ve bön kimse. & Karmakarışık ve çetrefil durum & İşe yaramaz kimse.
CAHİL İLE ETME SOHBET KÜSTÜRÜR, CAM KIRIĞIYLA SİLME GÖTÜNÜ YIRTTIRIR: (d)-(o.k)-Bilgisiz ve görgüsüz kimselerle sohbetin sonunun gelmeyeceğini, zarar getirebileceğini anlatmak için alay yollu olarak kullanılır.
CAM: (i)-Bekaret zarı.
CAMCAMA: (d)-Kadınlar arası eşcinsel ilişki. Lezbiyenlik.
CAMİ AVLUSUNA DÜŞMEK: (d)-Kötü duruma düşmek, zor durumda kalmak. Bir şeyi elde ettiği için çok sevinenlerle alay etmek için söylenir. "Aman canım o da çocuğu olmasaymış cami avlusuna düşecekmiş. "
ÇAÇA: (i)-(ono)-(yun.)-Modayı yakından izleyen kadın.
ÇADIR KURDURMAK: (d)-Kadının cilveleri nedeniyle erkeğin penisinin sertleşerek pantolonunda kabartı yapması. Erkeğin ereksiyona geçip cinsel ilişki isteğini belli etmesi. "Bakıyorum seninkine çadır kurdurmuşsun bekletiyorsun. "
ÇAĞLAYKEN ÇALDIRMAK: (d)-Küçükken cinsel ilişki yaşamak. Bekaretin küçük yaşta kaybedilmesi.
ÇAĞLAYKEN ÇATLAMAK: (d)-Acele etmek. Aceleci kimselerle alay etmek için söylenir. "Dur biraz tamam, verecez dedik, çağlayken çatlama!
ÇAK: (ü)-(o.k)-İçkiyi bir dikişte bitirmek. Fondip.& Bir konuda hemfikir olunduğunu belirtmek için söylenir.
DAĞ KAÇKINI: (d)-Kaba saba ve görgüsüz kimse.
DAĞDAKİ İT GEL GÖTÜMÜ YIRT: (d)-(o.k)-Bir kimseyi aşağılamak , onun bir şeyi becermeye gücünün yetmeyeceğini anlatmak için söylenir.
DAĞDAN GELİR TAŞTAN GELİR KIÇI AÇIK ENİŞTEN GELİR: (d)-(o.k)-Bir kimsenin sülalesiyle alay etmek için söylenir.
DAHA NELER, TAVUK MELER KURBAĞA OTURMUŞ ÇOCUK BELER: (d)-Saçma sapan, inandırıcı olmayan durumları anlatmak için söylenir.
DAHA YUMUŞAĞI YOK: (d)-Erkek eşcinseller için alay yollu olarak kullanılır.
E
EBENİN BOKU: (d)-(o.k)-Önemsiz şey. & Bir kimseye küfür etmek onu aşağılamak için söylenir.&
EBESİ AĞZINA İŞEMEK: (d)-Çok bilmişlik ve gevezelik yapan çocuk.
EGZANTİRİT: (i)-(fr.)-Değişik ve tuhaf görünme merakındaki sığ kimse.
EĞRİ SİKE EĞRİ TAŞAK: (d)-Erkeğin cinsel kapasitesi ile alay etmek için kullanılır.
EKMEK BENDEN SOĞAN SENDEN: (d)-Cinsel ilişki isteğini anlatmak için söylenir. "Hadi civanım gel yanıma, ekmek benden soğan senden. "
FAGOT: (i)-(fr)-Kötü giyinen erkek.
FAİDELİ ZARARLAR: (d)-Kadınların giyim kuşam alışverişi. & Başkalarına göre müsriflik olarak değerlendirilen alışveriş.
FAKFAK: (i)-(ono)-Cilveli kadın.
FAKO FAK: (d)-(ing.)-"Siktir git"anlamında kullanılır.
FALLOŞ: (i)-ve (s)-Sonuna kadar açık, apaçık. & Yalakalık yapan kimseler için alay yollu olarak kullanılır.
G NOKTASINA GİTMEK: (d)-Cinsel açıdan zevk almak için uğraşmak. "O gece ikimiz de çok uğraştık ama sonunda G noktasına gitmeyi de başardık. "
GAGALAMAK: (f)-(o.k)-Bir kimseye iğneleyici laf söylemek, hakaret etmek.
GAK GAK GUBARAK: (d)-Hiçbir şeyi dert etmeden gezip dolaşmak, gününü gün etmek.
GALAKSİNİN ANGUTU: (d)-(fr.-türk.)-Çok aptal ve bön kimse.
GARANTİ SÜRESİ DOLMAK: (d)-Bir şey ya da kimseyle ilişkisini bitirmek. "Tamam aslanım dedim, senin garanti süren doldu, bana yaramazsın. "
HAAMOŞ: (i)-Hamile.
HABER TULUMU: (d)-Dedikoducu kimse.
HACIMİMİ: (d)-Cinsel açıdan azgın erkek.
HACIYATMAZ: (d)-Sürekli ereksiyon durumundaki erkeklik organı, penis.
HADIMLAR MAHALLESİNDE PREZERVATİF SATMAK: (d)-Hiç olmayacak yerde olmayacak bir şeyi yapmaya, beğendirmeye uğraşanlarla alay etmek için söylenir.
ICIK BICIK: (d)-(ono)-Bir şeyin ya da bir ilişkinin çok sıkı fıkı olduğunu anlatmak için söylenir. & İncelikli iş.
ISIRAMAZ AMA FENA EMER: (d)-Yeteneksiz sanılan bir kimsenin bilinmeyen veya beklenmedik yetenekleri olduğunu anlatmak için alay yollu olarak kullanılır.
ISITIP ISITIP SÜRMEK (d)-(o.k)-Bir meseleyi sürekli yeniymiş gibi ortaya getirmek. Bir şeyi hiç unutmamak ve karşısındakinin başına kakmak.
ISKA TISKA: (d)-(o.k)-Hedefi tutturamamak. & Bir kimsenin başarısızlığıyla ya da yenilgisiyle alay etmek.
ISKALA BABİÇ: (d)-(o.k)-Bir kişinin hedefi tutturamadığını anlatmak için söylenir. & Bir kimsenin başarısızlığıyla ya da yenilgisiyle alay etmek için kullanılır.
İBİBİK: (i)-Erkeklik organı, penis.
İBİK GUGUK: (d)-Çocuksuz karı koca.
İBİŞ: (i)-ve (s)-Erkek eşcinsel. & Aptal ve bön kimse.
İBNE TARLASI: (d)-(o.k)-Çıkar birliği içindeki bir grup erkeği aşağılamak ve onlara hakaret etmek için söylenir.
İÇİ KAN AĞLAMAK: (d)-Kadınların aylık kanaması, regl.
JALE: (i)-Açık saçık giyinerek erkeklerin ilgisini çekmeyi adet edinen kadın.
JAMBON: (i)-(fr)-Erkeklik organı, penis.
JANJANLI: (d)-(fr)-Hile ve tuzak. & Güvenilmez kişi. "Sen de amma janjanlıymışsın kardeşim. Ben sana hiç güvenemeyecek miyim!”
JANTİ: (i)-(fr)-(o.k)-Son moda ve şık giyinen erkek.
JARJÜRÜ DOLU OLMAK: (d)-Cinsel açıdan erkeğin iyice aç olduğunu anlatmak için söylenir.
KABAKÇİÇEĞİ: (d)-Sonradan görme, açık saçık giyimiyle dikkat çeken kadın.
KABAKLAMAK: (f)-Aptal ve bön kimseyi işletmek, dalga geçmek. "Sen de bana kabaklama mı geçiyorsun lan salak!”
KABALAK: (i)-Tıraşsız, tıraş olmamış erkek.
KABUĞU KALIN OLMAK:(d)-(o.k)-İnatçı kimseler için söylenir. & Duyarsız olmak.
KABUKSUZ: (d)-Makyajsız kadın.
LABUZİTTİN: (i) - Deli, çılgın ve güvenilmez erkek.
LAF BİLMEZ GÖT SİLMEZ: (d) - Söylediği sözün nereye gittiğini düşünmeyen, boşboğaz kimselerle alay etmek için söylenir.
LAF SARKITMAK: (d) - (o.k) - Sohbeti başlatmak için laf atmak. & Bir kimseye lafla sataşmak. "Sana o kadar laf sarkıttık gene de tek söz alamadık ağzından."
LAFA TAKMAK: (d) - (o.k) - Birini ilgisini çeken hikayelerle oyalamak. Bir kimsenin ilgisini başka şeylere yönlendirmek. "Beni lafa taktı, bir yandan da masanın altından öteki karıyı ayartıyormuş."
LAFI GÖTÜNDEN SAMANLAMAK: (d) - (o.k) - Kendisine yapılan bir hakareti cevapsız bırakmak, bir küfürün karşılığını verememek.
MACAR SALAMI: (d) - Erkeklik organı, penis.
MACUN: (i) - (ar.) - Bok.
MACUNCU FIRILDAĞI: (d) - Güvenilmez, dönek kimse.
MADAME DÖLLEMEĞER: (d) - Cinsellikle ilgili olarak üretilen özel adlardan. Fransız isimlerine benzetilmiştir.& Erkeğin mastürbasyon yaptığı eli.
MADEN OLAN DAĞDA OT BİTMEZ: (d) - (o.k) - Saçsız, kel erkeklerin cinsel açıdan güçlü oldukları iddiasıyla söylenir.
NA ALIRSIN ARABADAN SOĞANI: (d) - Bir kimseye "Biraz zor yaparsın" ya da "Biraz zor alırsın" anlamında kafa tutmak için kullanılır.
NA ŞURAYA YAZMAK: (d) - (o.k) - Bir şeyi unutmayacağını ya da unutturmayacağını anlatmak için biraz tehdit ifadesiyle söylenir. "Na şuraya yazıyorum, sen biraz zor alırsın ondan öpücük."
NABIZ BİNBEŞYÜZ: (d) - Bir kimsenin çok heyecanlandığını anlatmak için kullanılır.
NADASA BIRAKMAK: (d) - Bir kimseyi bilerek bekletmek, söz verdiği halde randevusuna gitmemek.
NALLAMAK: (f) - Bir kimseyi kovmak, def etmek. "Sen de herifi nallayalı on sene oluyor hala onun adını mı sayıklıyorsun kız!"
O EL BELİ GEÇMEZ: (d) - Bir kimseye cinsel açıdan fazla ileri gitmemesi uyarısında bulunmak için söylenir. "Tamam ama koçum kendine sahip ol, o el beli geçmez."
O İŞ: (d) - Cinsel ilişki.
ODUN KUYRUK: (d) - (o.k) - İnatçı.
OFURDAK BURUN: (d) - Kibirli. "Amma da ofurdak burunsun be ananem, senin yanına yanaşaaabilene aşk olsun."
OĞLAN YATAĞI: (d) - Rahim
ÖFÜRÜK: (d) - Sıkıntılı kişi. & Sıkıntılı durum.
ÖĞÜRMEK: (d) - Hiç olmayacak yerde kötü bir söz söylemek. "Sen de kızın yüzüne karşı iyi öğürdün ama annem."
ÖKKEŞ: (i) ve (s) - Hainlik yapan erkek, hain.
ÖKÜZ ALEYHİSSELAM: (d) - Kaba saba ve bön erkek.
ÖKÜZ SIÇAR LAP DÜŞER: (d) - Yapılan bir hatanın çok zaman geçmeden ortaya çıkacağı, anlaşılacağını anlatmak için söylenir.
PAÇA KASNAK DALMAK: (d) - (o.k) - Aniden kavgaya girişmek.
PAÇALARINDAN AKMAK: (d) - (o.k) - Gizlenmek istenen şeyin bütünüyle meydanda olduğunu anlatmak için kullanılır.
PAÇASININ ARASINA GİRMEK: (d) - Bir kimseye rahatsız edecek kadar yakın durmak, sırnaşmak. "Aman yeter be, paçamın arasına bu kadara girme diye bağırdım."
PAKET: (i) - Ağda yaptırılan cinsel organ. Vajina.
PAKET PROGRAMA GİRMEK: (d) - Düzenli cinsel ilişki kurmak. & Evlenmek.
RABİŞİN AMCIĞI: (d) - Zor. & İçinden çıkılması zor konu. "Lan bir durum ki sorma! Rabişin amcığı."
RADYALLEMEK: (f) - (o.k) - Gözetlemek, röntgenlemek.
RAF ÖMRÜ BİTMEK: (d) - Bir kimseyle arasındaki aşk veya ilişkinin bitmesi gerektiği. "Dedim kendisine, raf ömrü çoktan bitmiş birisinin peşinden gitme, üzülürsün."
RAFADAN RAFİNE: (d) - Züppe. Havalı.
RAHMETLİYİ SIÇIRTMAK: (d) - Çok öğünmek. "Kendilerini anlata anlata bitiremediler. Bir uçuş o uçuş, rahmetliyi sıçırttılar."
SAAT TİKE KADIN SİKE BAKAR: (d) - Kadınların cinsel doyumu her şeyden çok önemsediklerini anlatmak için söylenir.
SAATLİ: (i) - Dişilik organı, vajina.
SABAH GÜNEŞİ SİDİKLİYE AKŞAM GÜNEŞİ GÜZELE: (d) - Yatağa işeyen çocuklarla alay etmek için söylenir.
SABIKALI: (i) ve (s) - (o.k) - Kötü hareketleriyle bilinen, tanınan kişi.
SABUNLAMAK: (f) - Üstünkörü iş yapıp yutturmak. "Ben de ne yapayım vakit darlığından ortalığı şöyle bir sabunladım. Tamam."
ŞABANİYE: (i) - Aptal ve bön kadın.
ŞAHAKULADE: (d) - Mükemmel. Güzel bir şey karşısında abartarak söylenir. "Ay bir köfte dökmüşüm, şahakulade."
ŞAHANE: (i) - Dişilik organı, vajina.
ŞAHTI ŞAHBAZ OLDU: (d) - (o.k) - Bir kimsenin zaten kötüyken daha da kötü olduğunu anlatmak için söylenir.
ŞAKADA ŞUKADA: (d) - (ono) - Ara vermeden sürekli yinelenen şeyler için söylenir. "Ay onlar da giriştiler börek açmaya. Şakada şukada, beş tepsi açtılar."
TABAĞA KONUP YENMEMEK: (d) - İyi ve güzel niteliklerin karın doyurmadığını, herşeye yetmediğini alay yollu olarak anlatmak için söylenir. "Penisi büyük olmasına büyük ama onun penisinin bize ne yararı var. Penis tabağa konup yenmiyor ki şekerim."
TABİİ AFET: (d) - Can sıkıcı durum ya da kimse için alay yollu olarak kullanılır.
TABİİ KAYNAKLAR: (d) - Çıplak insan bedeni.
TADINDAN YENMEMEK: (d) - (o.k) - Çok sıkıntılı bir durum ya da sıkıcı kimse karşısında kalmak. "Yaa ya ne demezsin rahatımız keka. Tadından yenmiyor!"
TAKATUKA: (i) - Bir anlamı, bir değeri olmayan laf kalabalığı, gevezelik.
UCUNDAN ACIK: (d) - (o.k) - Cinsel açıdan bir kez olsun ilişki kurmak istemek. & Erkek çocukların sünnet edilmesi.
UCUNDAN TATTIRMAK: (d) - Cinsel açıdan pek çok şey vaat edip çok azını vermek. "Ulan sen de amma adammışsın be, kızı heveslendirdin heveslendirdin sonra da iş yatağa gelince kıçını döndün. Ucundan tattır bari!"
UÇANA KAÇANA: (d) - Önüne gelen herkesle cinsel ilişki kurmak isteyen erkeklerle alay etmek için kullanılır.
UÇUK ÇIKARMAK: (d) - Birkaç aylık hamile olmak. Hamileliğin ilk ayları. & Bir şeyden çok korkmak, ürkmek. "Ahsen iki aylık uçuk çıkarmış."
UÇUK DÖKMEK: (d) - Bir şeyden çok korkmak, ürkmek.
ÜÇ DAKİKADA İKİ ADAM GÖMMEK: (d) - Aynı anda çok sayıda erkekle birlikte olan ya da birden çok sevgiliyi idare edebilen kadın. "Sen Şaziye'ye bakma, o üç dakikada iki adam gömer valla."
ÜÇ GÜNLÜK SEYİSLİĞİ VAR, KIRK YILLIK AT BOKU EŞELER: (d) - (o.k) - Cahil ve deneyimsiz olup bilmişlik taslamak. Böyle kimseler için alay yollu olarak kullanılır.
ÜÇ KURUŞ FAZLA OLSUN İLLE DE KIRMIZI OLSUN: (d) - Kadınların kırmızı ve canlı-parlak şeylere meraklarını anlatmak için kullanılır.
ÜÇ OTUZ YAŞINDA OLMAK: (d) - Çok yaşlı kimse.
ÜÇGEN: (i) - Vajina, dişilik organı.
VADİKARA: (d) - Çirkin. Çok çirkin kimse.
VAKUMLAMAK: (f) - (lat. - türk. e) - Ateşli öpüşme. & Kadının cinsel ilişkiye aşırı istekle girmesi.
VANTUZ ÇEKMEK: (d) - Uzun uzun öpüşmek.
VANTUZLU BOYNUZ: (d) - (fr. - türk.) - Eşi ya da sevgilisi tarafından sürekli aldatılan erkek.
VARDAKOSTİK: (d) - İri yarı kadın. & Çok büyük memeleri olan kadın.
YA AM DİBİNE YA ÇAM DİBİNE YA TAM DİBİNE: (d) - Cinsel ilişki çağrısı olarak alay yollu söylenir. Özellikle genelev kapılarında slogan olarak kullanılır.
YA KIZ OL TEPİN, YA GELİN OL TAPIN: (d) - Her şeyin zamanında yapılması gerektiğini anlatmak için kullanılır. & Gençken gençliğin tadını çıkarmak evlenince ise çekilen sıkıntıya katlanmak gerektiğini anlatmak için söylenir.
YAFA: (i) - Bekar ve yakışıklı erkek.
YAĞ SOĞAN: (d) - Sıkı fıkı ilişkiler içinde olan kimseler için alay yollu söylenir. "Hadi hadi bakıyorum sen de Hamdi’yle yağ soğan olmuşsun anam."
YAĞA YATIRMAK: (d) - (o.k) - Bir kimseyi övgülere boğup iyice gevşetmek ve istendiği gibi yönlendirmek. "Önce adamı canımla cicimle yağa yatırdı sonra da bir güzel kafasını kopardı."
ZAMBAK: (i) - Zampara, çapkın erkek. "Senin zambak yanaklarıma yazılmaya başladı. Ulan herifin ahı gitmiş vahı kalmış hala çıtır peşinde."
ZAMÇÜK: (i) - Zampara, çapkın erkek.
ZAMKİNİ ZİMKİNOS: (d) - Adının söylenmesi zor, karmaşık nesne ya da kişiler için söylenir.
ZAMKLAMAK: (f) - Islak öpüşmek, öpmek.
ZANGIR: (i) - Erkeklik organı, penis.
A
ABA ALTINDAN SİK ÖLÇMEK: (d)-(ar.-türk. f.)-Yetersiz bilgilerle bir erkeğin cinsel gücünü tartmaya çalışmak & Az bilgiyle bir şeyin aslını öğrenebileceğini sanmak. "O kadar da leyla olunmaz ki canım. Sen kalk aba altından sik ölçmeye soyun sonra da o siki görünce bas yaygarayı!"
ABAROT GÖT: (d)-(o.k)-Çalım satan, hava atan kişi. "Sen de amma abarot götmüşsün annem, gören de sol taşaktan düştün sanır."
ABAZA: (i. ve s.)-(çing)-Uzunca süre cinsel ilişkide bulunmadığı için cinsel isteği artmış, azmış kimse. & Sürekli cinsel doyumsuzluk içinde yaşayan kimse.
ABAZA GEVREĞİ: (d)-Cinsel olarak doyumsuz, aç (abaza) erkeğin iyice sertleşmiş ya da hemen sertleşen cinsel organı.
ABAZA MUHABBETİ: (d)-Sürekli cinsel ilişkiden söz edilen sohbet.
B
BABAANNEM DE KIZDI: (d)-Bakire olduğunu iddia eden kişilere inanılmadığını anlatmak için alay yollu olarak söylenir. "Tabii tabii sen kızoğlan kızdın, babaannem de kızdı. "
BABAÇKO: (i)-ve (s)-Çok iri yarı, gösterişli ve süslü kadın. "Aynur öyle babaçko kadındır ki geçtiği yerde iz bırakır. "
BABAK: (s)-Korkak. "Bırak şunu ayol allahaşkına, babak herifin tekidir. Onunla yola çıkılmaz. "
BABALI ARAPLAR GİBİ SÖYLENMEK: (d)-Homurdanmak. Homurdanan kimseler için alay yollu olarak kullanılır.
BABANA YUTTUR: (ü)-"Kandıramazsın"anlamında söylenir. & Takma, takviyeli ya da silikonlu göğüs. "Yok be şeker, ben yemem, sen git onu babana yuttur. "
C
CACIK SALATASI: (d)-(türk.-ital.)-Aptal ve bön kimse. & Karmakarışık ve çetrefil durum & İşe yaramaz kimse.
CAHİL İLE ETME SOHBET KÜSTÜRÜR, CAM KIRIĞIYLA SİLME GÖTÜNÜ YIRTTIRIR: (d)-(o.k)-Bilgisiz ve görgüsüz kimselerle sohbetin sonunun gelmeyeceğini, zarar getirebileceğini anlatmak için alay yollu olarak kullanılır.
CAM: (i)-Bekaret zarı.
CAMCAMA: (d)-Kadınlar arası eşcinsel ilişki. Lezbiyenlik.
CAMİ AVLUSUNA DÜŞMEK: (d)-Kötü duruma düşmek, zor durumda kalmak. Bir şeyi elde ettiği için çok sevinenlerle alay etmek için söylenir. "Aman canım o da çocuğu olmasaymış cami avlusuna düşecekmiş. "
Ç
ÇAÇA: (i)-(ono)-(yun.)-Modayı yakından izleyen kadın.
ÇADIR KURDURMAK: (d)-Kadının cilveleri nedeniyle erkeğin penisinin sertleşerek pantolonunda kabartı yapması. Erkeğin ereksiyona geçip cinsel ilişki isteğini belli etmesi. "Bakıyorum seninkine çadır kurdurmuşsun bekletiyorsun. "
ÇAĞLAYKEN ÇALDIRMAK: (d)-Küçükken cinsel ilişki yaşamak. Bekaretin küçük yaşta kaybedilmesi.
ÇAĞLAYKEN ÇATLAMAK: (d)-Acele etmek. Aceleci kimselerle alay etmek için söylenir. "Dur biraz tamam, verecez dedik, çağlayken çatlama!
ÇAK: (ü)-(o.k)-İçkiyi bir dikişte bitirmek. Fondip.& Bir konuda hemfikir olunduğunu belirtmek için söylenir.
D
DAĞ KAÇKINI: (d)-Kaba saba ve görgüsüz kimse.
DAĞDAKİ İT GEL GÖTÜMÜ YIRT: (d)-(o.k)-Bir kimseyi aşağılamak , onun bir şeyi becermeye gücünün yetmeyeceğini anlatmak için söylenir.
DAĞDAN GELİR TAŞTAN GELİR KIÇI AÇIK ENİŞTEN GELİR: (d)-(o.k)-Bir kimsenin sülalesiyle alay etmek için söylenir.
DAHA NELER, TAVUK MELER KURBAĞA OTURMUŞ ÇOCUK BELER: (d)-Saçma sapan, inandırıcı olmayan durumları anlatmak için söylenir.
DAHA YUMUŞAĞI YOK: (d)-Erkek eşcinseller için alay yollu olarak kullanılır.
E
EBENİN BOKU: (d)-(o.k)-Önemsiz şey. & Bir kimseye küfür etmek onu aşağılamak için söylenir.&
EBESİ AĞZINA İŞEMEK: (d)-Çok bilmişlik ve gevezelik yapan çocuk.
EGZANTİRİT: (i)-(fr.)-Değişik ve tuhaf görünme merakındaki sığ kimse.
EĞRİ SİKE EĞRİ TAŞAK: (d)-Erkeğin cinsel kapasitesi ile alay etmek için kullanılır.
EKMEK BENDEN SOĞAN SENDEN: (d)-Cinsel ilişki isteğini anlatmak için söylenir. "Hadi civanım gel yanıma, ekmek benden soğan senden. "
F
FAGOT: (i)-(fr)-Kötü giyinen erkek.
FAİDELİ ZARARLAR: (d)-Kadınların giyim kuşam alışverişi. & Başkalarına göre müsriflik olarak değerlendirilen alışveriş.
FAKFAK: (i)-(ono)-Cilveli kadın.
FAKO FAK: (d)-(ing.)-"Siktir git"anlamında kullanılır.
FALLOŞ: (i)-ve (s)-Sonuna kadar açık, apaçık. & Yalakalık yapan kimseler için alay yollu olarak kullanılır.
G
G NOKTASINA GİTMEK: (d)-Cinsel açıdan zevk almak için uğraşmak. "O gece ikimiz de çok uğraştık ama sonunda G noktasına gitmeyi de başardık. "
GAGALAMAK: (f)-(o.k)-Bir kimseye iğneleyici laf söylemek, hakaret etmek.
GAK GAK GUBARAK: (d)-Hiçbir şeyi dert etmeden gezip dolaşmak, gününü gün etmek.
GALAKSİNİN ANGUTU: (d)-(fr.-türk.)-Çok aptal ve bön kimse.
GARANTİ SÜRESİ DOLMAK: (d)-Bir şey ya da kimseyle ilişkisini bitirmek. "Tamam aslanım dedim, senin garanti süren doldu, bana yaramazsın. "
H
HAAMOŞ: (i)-Hamile.
HABER TULUMU: (d)-Dedikoducu kimse.
HACIMİMİ: (d)-Cinsel açıdan azgın erkek.
HACIYATMAZ: (d)-Sürekli ereksiyon durumundaki erkeklik organı, penis.
HADIMLAR MAHALLESİNDE PREZERVATİF SATMAK: (d)-Hiç olmayacak yerde olmayacak bir şeyi yapmaya, beğendirmeye uğraşanlarla alay etmek için söylenir.
I
ICIK BICIK: (d)-(ono)-Bir şeyin ya da bir ilişkinin çok sıkı fıkı olduğunu anlatmak için söylenir. & İncelikli iş.
ISIRAMAZ AMA FENA EMER: (d)-Yeteneksiz sanılan bir kimsenin bilinmeyen veya beklenmedik yetenekleri olduğunu anlatmak için alay yollu olarak kullanılır.
ISITIP ISITIP SÜRMEK (d)-(o.k)-Bir meseleyi sürekli yeniymiş gibi ortaya getirmek. Bir şeyi hiç unutmamak ve karşısındakinin başına kakmak.
ISKA TISKA: (d)-(o.k)-Hedefi tutturamamak. & Bir kimsenin başarısızlığıyla ya da yenilgisiyle alay etmek.
ISKALA BABİÇ: (d)-(o.k)-Bir kişinin hedefi tutturamadığını anlatmak için söylenir. & Bir kimsenin başarısızlığıyla ya da yenilgisiyle alay etmek için kullanılır.
İ
İBİBİK: (i)-Erkeklik organı, penis.
İBİK GUGUK: (d)-Çocuksuz karı koca.
İBİŞ: (i)-ve (s)-Erkek eşcinsel. & Aptal ve bön kimse.
İBNE TARLASI: (d)-(o.k)-Çıkar birliği içindeki bir grup erkeği aşağılamak ve onlara hakaret etmek için söylenir.
İÇİ KAN AĞLAMAK: (d)-Kadınların aylık kanaması, regl.
J
JALE: (i)-Açık saçık giyinerek erkeklerin ilgisini çekmeyi adet edinen kadın.
JAMBON: (i)-(fr)-Erkeklik organı, penis.
JANJANLI: (d)-(fr)-Hile ve tuzak. & Güvenilmez kişi. "Sen de amma janjanlıymışsın kardeşim. Ben sana hiç güvenemeyecek miyim!”
JANTİ: (i)-(fr)-(o.k)-Son moda ve şık giyinen erkek.
JARJÜRÜ DOLU OLMAK: (d)-Cinsel açıdan erkeğin iyice aç olduğunu anlatmak için söylenir.
K
KABAKÇİÇEĞİ: (d)-Sonradan görme, açık saçık giyimiyle dikkat çeken kadın.
KABAKLAMAK: (f)-Aptal ve bön kimseyi işletmek, dalga geçmek. "Sen de bana kabaklama mı geçiyorsun lan salak!”
KABALAK: (i)-Tıraşsız, tıraş olmamış erkek.
KABUĞU KALIN OLMAK:(d)-(o.k)-İnatçı kimseler için söylenir. & Duyarsız olmak.
KABUKSUZ: (d)-Makyajsız kadın.
L
LABUZİTTİN: (i) - Deli, çılgın ve güvenilmez erkek.
LAF BİLMEZ GÖT SİLMEZ: (d) - Söylediği sözün nereye gittiğini düşünmeyen, boşboğaz kimselerle alay etmek için söylenir.
LAF SARKITMAK: (d) - (o.k) - Sohbeti başlatmak için laf atmak. & Bir kimseye lafla sataşmak. "Sana o kadar laf sarkıttık gene de tek söz alamadık ağzından."
LAFA TAKMAK: (d) - (o.k) - Birini ilgisini çeken hikayelerle oyalamak. Bir kimsenin ilgisini başka şeylere yönlendirmek. "Beni lafa taktı, bir yandan da masanın altından öteki karıyı ayartıyormuş."
LAFI GÖTÜNDEN SAMANLAMAK: (d) - (o.k) - Kendisine yapılan bir hakareti cevapsız bırakmak, bir küfürün karşılığını verememek.
M
MACAR SALAMI: (d) - Erkeklik organı, penis.
MACUN: (i) - (ar.) - Bok.
MACUNCU FIRILDAĞI: (d) - Güvenilmez, dönek kimse.
MADAME DÖLLEMEĞER: (d) - Cinsellikle ilgili olarak üretilen özel adlardan. Fransız isimlerine benzetilmiştir.& Erkeğin mastürbasyon yaptığı eli.
MADEN OLAN DAĞDA OT BİTMEZ: (d) - (o.k) - Saçsız, kel erkeklerin cinsel açıdan güçlü oldukları iddiasıyla söylenir.
N
NA ALIRSIN ARABADAN SOĞANI: (d) - Bir kimseye "Biraz zor yaparsın" ya da "Biraz zor alırsın" anlamında kafa tutmak için kullanılır.
NA ŞURAYA YAZMAK: (d) - (o.k) - Bir şeyi unutmayacağını ya da unutturmayacağını anlatmak için biraz tehdit ifadesiyle söylenir. "Na şuraya yazıyorum, sen biraz zor alırsın ondan öpücük."
NABIZ BİNBEŞYÜZ: (d) - Bir kimsenin çok heyecanlandığını anlatmak için kullanılır.
NADASA BIRAKMAK: (d) - Bir kimseyi bilerek bekletmek, söz verdiği halde randevusuna gitmemek.
NALLAMAK: (f) - Bir kimseyi kovmak, def etmek. "Sen de herifi nallayalı on sene oluyor hala onun adını mı sayıklıyorsun kız!"
O
O EL BELİ GEÇMEZ: (d) - Bir kimseye cinsel açıdan fazla ileri gitmemesi uyarısında bulunmak için söylenir. "Tamam ama koçum kendine sahip ol, o el beli geçmez."
O İŞ: (d) - Cinsel ilişki.
ODUN KUYRUK: (d) - (o.k) - İnatçı.
OFURDAK BURUN: (d) - Kibirli. "Amma da ofurdak burunsun be ananem, senin yanına yanaşaaabilene aşk olsun."
OĞLAN YATAĞI: (d) - Rahim
Ö
ÖFÜRÜK: (d) - Sıkıntılı kişi. & Sıkıntılı durum.
ÖĞÜRMEK: (d) - Hiç olmayacak yerde kötü bir söz söylemek. "Sen de kızın yüzüne karşı iyi öğürdün ama annem."
ÖKKEŞ: (i) ve (s) - Hainlik yapan erkek, hain.
ÖKÜZ ALEYHİSSELAM: (d) - Kaba saba ve bön erkek.
ÖKÜZ SIÇAR LAP DÜŞER: (d) - Yapılan bir hatanın çok zaman geçmeden ortaya çıkacağı, anlaşılacağını anlatmak için söylenir.
P
PAÇA KASNAK DALMAK: (d) - (o.k) - Aniden kavgaya girişmek.
PAÇALARINDAN AKMAK: (d) - (o.k) - Gizlenmek istenen şeyin bütünüyle meydanda olduğunu anlatmak için kullanılır.
PAÇASININ ARASINA GİRMEK: (d) - Bir kimseye rahatsız edecek kadar yakın durmak, sırnaşmak. "Aman yeter be, paçamın arasına bu kadara girme diye bağırdım."
PAKET: (i) - Ağda yaptırılan cinsel organ. Vajina.
PAKET PROGRAMA GİRMEK: (d) - Düzenli cinsel ilişki kurmak. & Evlenmek.
R
RABİŞİN AMCIĞI: (d) - Zor. & İçinden çıkılması zor konu. "Lan bir durum ki sorma! Rabişin amcığı."
RADYALLEMEK: (f) - (o.k) - Gözetlemek, röntgenlemek.
RAF ÖMRÜ BİTMEK: (d) - Bir kimseyle arasındaki aşk veya ilişkinin bitmesi gerektiği. "Dedim kendisine, raf ömrü çoktan bitmiş birisinin peşinden gitme, üzülürsün."
RAFADAN RAFİNE: (d) - Züppe. Havalı.
RAHMETLİYİ SIÇIRTMAK: (d) - Çok öğünmek. "Kendilerini anlata anlata bitiremediler. Bir uçuş o uçuş, rahmetliyi sıçırttılar."
S
SAAT TİKE KADIN SİKE BAKAR: (d) - Kadınların cinsel doyumu her şeyden çok önemsediklerini anlatmak için söylenir.
SAATLİ: (i) - Dişilik organı, vajina.
SABAH GÜNEŞİ SİDİKLİYE AKŞAM GÜNEŞİ GÜZELE: (d) - Yatağa işeyen çocuklarla alay etmek için söylenir.
SABIKALI: (i) ve (s) - (o.k) - Kötü hareketleriyle bilinen, tanınan kişi.
SABUNLAMAK: (f) - Üstünkörü iş yapıp yutturmak. "Ben de ne yapayım vakit darlığından ortalığı şöyle bir sabunladım. Tamam."
Ş
ŞABANİYE: (i) - Aptal ve bön kadın.
ŞAHAKULADE: (d) - Mükemmel. Güzel bir şey karşısında abartarak söylenir. "Ay bir köfte dökmüşüm, şahakulade."
ŞAHANE: (i) - Dişilik organı, vajina.
ŞAHTI ŞAHBAZ OLDU: (d) - (o.k) - Bir kimsenin zaten kötüyken daha da kötü olduğunu anlatmak için söylenir.
ŞAKADA ŞUKADA: (d) - (ono) - Ara vermeden sürekli yinelenen şeyler için söylenir. "Ay onlar da giriştiler börek açmaya. Şakada şukada, beş tepsi açtılar."
T
TABAĞA KONUP YENMEMEK: (d) - İyi ve güzel niteliklerin karın doyurmadığını, herşeye yetmediğini alay yollu olarak anlatmak için söylenir. "Penisi büyük olmasına büyük ama onun penisinin bize ne yararı var. Penis tabağa konup yenmiyor ki şekerim."
TABİİ AFET: (d) - Can sıkıcı durum ya da kimse için alay yollu olarak kullanılır.
TABİİ KAYNAKLAR: (d) - Çıplak insan bedeni.
TADINDAN YENMEMEK: (d) - (o.k) - Çok sıkıntılı bir durum ya da sıkıcı kimse karşısında kalmak. "Yaa ya ne demezsin rahatımız keka. Tadından yenmiyor!"
TAKATUKA: (i) - Bir anlamı, bir değeri olmayan laf kalabalığı, gevezelik.
U
UCUNDAN ACIK: (d) - (o.k) - Cinsel açıdan bir kez olsun ilişki kurmak istemek. & Erkek çocukların sünnet edilmesi.
UCUNDAN TATTIRMAK: (d) - Cinsel açıdan pek çok şey vaat edip çok azını vermek. "Ulan sen de amma adammışsın be, kızı heveslendirdin heveslendirdin sonra da iş yatağa gelince kıçını döndün. Ucundan tattır bari!"
UÇANA KAÇANA: (d) - Önüne gelen herkesle cinsel ilişki kurmak isteyen erkeklerle alay etmek için kullanılır.
UÇUK ÇIKARMAK: (d) - Birkaç aylık hamile olmak. Hamileliğin ilk ayları. & Bir şeyden çok korkmak, ürkmek. "Ahsen iki aylık uçuk çıkarmış."
UÇUK DÖKMEK: (d) - Bir şeyden çok korkmak, ürkmek.
Ü
ÜÇ DAKİKADA İKİ ADAM GÖMMEK: (d) - Aynı anda çok sayıda erkekle birlikte olan ya da birden çok sevgiliyi idare edebilen kadın. "Sen Şaziye'ye bakma, o üç dakikada iki adam gömer valla."
ÜÇ GÜNLÜK SEYİSLİĞİ VAR, KIRK YILLIK AT BOKU EŞELER: (d) - (o.k) - Cahil ve deneyimsiz olup bilmişlik taslamak. Böyle kimseler için alay yollu olarak kullanılır.
ÜÇ KURUŞ FAZLA OLSUN İLLE DE KIRMIZI OLSUN: (d) - Kadınların kırmızı ve canlı-parlak şeylere meraklarını anlatmak için kullanılır.
ÜÇ OTUZ YAŞINDA OLMAK: (d) - Çok yaşlı kimse.
ÜÇGEN: (i) - Vajina, dişilik organı.
V
VADİKARA: (d) - Çirkin. Çok çirkin kimse.
VAKUMLAMAK: (f) - (lat. - türk. e) - Ateşli öpüşme. & Kadının cinsel ilişkiye aşırı istekle girmesi.
VANTUZ ÇEKMEK: (d) - Uzun uzun öpüşmek.
VANTUZLU BOYNUZ: (d) - (fr. - türk.) - Eşi ya da sevgilisi tarafından sürekli aldatılan erkek.
VARDAKOSTİK: (d) - İri yarı kadın. & Çok büyük memeleri olan kadın.
Y
YA AM DİBİNE YA ÇAM DİBİNE YA TAM DİBİNE: (d) - Cinsel ilişki çağrısı olarak alay yollu söylenir. Özellikle genelev kapılarında slogan olarak kullanılır.
YA KIZ OL TEPİN, YA GELİN OL TAPIN: (d) - Her şeyin zamanında yapılması gerektiğini anlatmak için kullanılır. & Gençken gençliğin tadını çıkarmak evlenince ise çekilen sıkıntıya katlanmak gerektiğini anlatmak için söylenir.
YAFA: (i) - Bekar ve yakışıklı erkek.
YAĞ SOĞAN: (d) - Sıkı fıkı ilişkiler içinde olan kimseler için alay yollu söylenir. "Hadi hadi bakıyorum sen de Hamdi’yle yağ soğan olmuşsun anam."
YAĞA YATIRMAK: (d) - (o.k) - Bir kimseyi övgülere boğup iyice gevşetmek ve istendiği gibi yönlendirmek. "Önce adamı canımla cicimle yağa yatırdı sonra da bir güzel kafasını kopardı."
Z
ZAMBAK: (i) - Zampara, çapkın erkek. "Senin zambak yanaklarıma yazılmaya başladı. Ulan herifin ahı gitmiş vahı kalmış hala çıtır peşinde."
ZAMÇÜK: (i) - Zampara, çapkın erkek.
ZAMKİNİ ZİMKİNOS: (d) - Adının söylenmesi zor, karmaşık nesne ya da kişiler için söylenir.
ZAMKLAMAK: (f) - Islak öpüşmek, öpmek.
ZANGIR: (i) - Erkeklik organı, penis.