Kadınlarımız

nedensiz35

New member
Kimi der ki kadın
Uzun kış gecelerinde
Yatmak içindir.
Kimi der ki kadın yeşil bir
Harman yerinde dokuz zilli
Köçek gibi oynatmak içindir.
Kimi der ki ayalimdir.
Boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal
O benim kollarım bacaklarım.
Yavrum, anam, karım, kız kardeşim
Hayat arkadaşımdır.
Nazım Hikmet



Yazıma, büyük şair Nazım Hikmet’in kadınlara bakış açısını açıklayan dizeleri ile başlamak ve büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kadınlar hakkında ki görüşleri ile bitirmek istiyorum.



Cumhuriyet öncesi şeriat yasaları hükümleri gereği;



Kocasının “boş ol” sözcükleri ile kapının önüne konulan kadınlarımız,



Genç yaşında, kocasının şehevi zevklerinin doyumu için, “Kuma” denilen ikinci, üçüncü, dördüncü ortağı kabullenmek zorunda olan kadınlarımız,



Babasından kalan mirastan, erkek kardeşinin yarısı kadar pay alan kadınlarımız,



Tanıklığı bir erkeğe eşit görülmeyerek aşağılanan kadınlarımız,



Şeriat karanlığında recm (taşlanarak) edilerek öldürülen kadınlarımız,



Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yürürlüğe koyduğu devrim yasaları ile hiç bir çaba harcamadan, erkeklerle her konuda eşit haklara bir anda kavuşturulan kadınlarımız,



Uygar devletlerin birçoğunda henüz kabul edilmemiş, kadının temel haklarından olan seçme ve seçilme hakkının 1934 tarihinde verildiği kadınlarımız,



Töre kurallarının kurbanı olarak öldürülen kadınlarımız,



Uzun zamandan beri üzerinde oynanan oyunların farkında olmayarak bohçalanmak isteyen kadınlarımız,



Sizler adına;



Özgürlük kılıfı altında haklarımın elimden alınmasını istemiyorum,



Tekrar eve hapsedilerek ikinci sınıf yurttaş sayılmak istemiyorum,



Erkek egemenliği uğruna tekrar bohçalanıp, insan onuruna aykırı olarak, okulda, lokantada, otobüste ve her yerde, harem-selamlık işlemine tabi tutulmak istemiyorum,



Giyim ve kuşamımı kendi özgür istencimle (irademle) seçmek istiyorum,



Artık Törelerin kurbanı olmak istemiyorum,



Laik Cumhuriyet kazanımları ile elde ettiğim haklarımın geri alınmasını istemiyorum,



Diye bağırmak ve haykırmak istiyorum.



Çünkü sizler için kurulan tuzakların farkında olmayarak, verilen tüm haklarınızdan çoğunuz vazgeçmek ve bu haklarınızı geri almak isteyenlere çanak tutmaktasınız. Bu nedenle bağırmak ve sesimi size duyurmak istiyorum.



Medyada sürekli gündeme getirildiği gibi iktidar partisi AKP başarısını, ev ev dolaşarak ve yurttaşlarla bire bir görüşerek propaganda yapan kadınlara borçludur deniliyor.



Son günlerde gündemi oluşturan ve AKP’nin kapalı kapılar arkasında hazırladığı Anayasa taslağında özellikle sıkmabaşın (türbanın) kamu alanları dahil serbest hale getirilmesi için gösterilen çabanın, sizlerin özgür istencinize aykırı olduğunu neden görmüyorsunuz. Siz kabullenmezseniz bile, çoğunuzun baba, kardeş, eş baskısı veya medyada sıkça dile getirildiği gibi bazılarınızın maddi çıkar için sıkmabaş taktığınızı biliyoruz.



AKP’nin kadını tekrar ikici sınıf yurttaş yapmak istediğini neden görmüyorsunuz?

Uygar hemcinsleriniz gibi özgürce yaşamak varken, sizi tekrar eve kapatmak isteyen erken egemenliğine neden boyun eğiyorsunuz?



Oysa Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk sizler için;



"Dünyada hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez."



“Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın”



"Bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki, başında bir bez, peştemal veya buna benzer bir şeyler asarak yüzünü, gözünü gizler ve yanında geçen erkeklere karşı arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. Bu tavrın manası neye delalet eder? Medeni bir millet anası, bir millet kızı için bu garip şekiller, bu vahşi vaziyet nedir? Bu hal milleti çok gülünç gösterir ve derhal düzeltilmesi lazımdır”



"Bu karar Türk kadınına sosyal ve siyasal hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lazım gelecektir”

Demişti.

Anamız, bacımız, can yoldaşımız kadınlarımız, sahip olduğunuz haklarınızı korumak adına ayak sesleri duyulan şeriat düzenine tüm varlığınızla karşı çıkarak geçit vermeyiniz.

Yoksa sizin için gelecek karanlıktır. Son pişmanlık sizi bu karanlıktan kurtarmayacaktır.

Tüm kadınlara uygar bir yaşam dileği ile gönülden saygılar….
 

HTML

Üst