SEPTAGH
New member
Bu cümleyi o kadar çok duydum ki sayısını ben bile hatırlamıyorum. Önündeki bira bardağına dalıp gidip, sigarasından çeken dostlarım bana bakıp kafalarını sallarlar ve şunu derler: kadınları anlayamıyorum, hiç anlamıyorum. En son kadınlar ne ister diye bir filimde bu söz tekrar aklıma geldi. Gerçekten kadınlar anlaşılmaz yaratıklar mı? Olaya duygusal değil de bilakis mekanik yoldan yaklaşmaya çalıştım. Bir gerçeğe erme yada size bir mesaj iletme gibi bir isteğim ve kaygım da yok inanın. Benimkisi bir tür fikir cimnastiği. Olaya karşı saygısızlığımdan yada kadınları önemsemediğimden değil sadece böylesi kapsamlı bir şeyin beni aştığımı düşündüğümden. Neyse.
Öncelikle anlamak ne demek onu düşünelim. Genel anlamda anlamak iki düşünceye karşılık gelir;
1- Anlamak istediğiniz sistemin bir modelinin olması. Yani anlamak istediğimiz sistem kadın ruhu yada atmosferik olaylar bile olsa da, bu sistemin bir modelinin olması bize sistemi anlama sanşı verebilir. Örneğin yer çekimi sistemi Newton’un başına bir elma düşmesiyle keşfedilen modeline göre işler ve bu modelin bir matematiksel biçimi vardır: yani F=ma gibisinden. İnsan gibi çok karmaşık ve parametresi çok fazla olan bir sistem içinde tarih boyunca modeller geliştirildi. Akla ilk gelen Freud’un insan ruhu modelidir. Bu modelin temel noktası bildiğiniz gibi cinsel enerjidir. Başka modellerde var tabi, örneğin homo economicus (ekonomik insan) gibi. Bütün bunlardan farklı olarak bir de kendimizin geliştirdiği modeller vardır. Bu modeller günlük dilde karşılığını şöyle bulur, “bütün erkekler adidir yada kadınlar saçma yaratıklar” gibi uç model örnekleri vardır. İleride tekrar bu noktaya gireceğim.
2- Kadınları anlaşılmaz yaratıklardır yada kadınlar anlaşılmaz gibi bir önerme aslında şu düşünceye karşı geliyor, kadınların belirli şartlar altında nasıl tepki göstereceğini önceden asla kestiremeyiz. Yani bir model kursak bile kadınların bu modele göre davranmadıklarını hayal kırıklığı ile görürüz. Anlamaktan bir diğer kastımızda o sistemin öngörülebilir olması, yani belirli şartlar altında nasıl tepki vereceğini bilebilme özelliği. Matematiksel olarak ifade edersek, bu bir fonksiyonun zaman içinde ne değer alacağını bilebilme yetisidir.
Şu soruyu da cevaplamamız gerekiyor “Biz erkekler kadınları neden anlamak istiyoruz?” Soru size saçma gibi geldi ama dürüstçe soralım, neden kadınları anlamak istiyoruz? Bir kadın ruhu modeli yaratıp onun davranışlarını önceden belirlemek istiyoruz di mi? Yani bir kadın bu durumda niye böyle bir tepki verdi, kocasını bırakıp o adamla niye kaçtı? O kız için elimden geleni ardıma koymadım ama ona zerre değer vermeyen o adama aşık gibisinden saptamalarımız var. Bu tür davranışları anlamak istiyoruz. Kadınlar ne ister? Aslında cevabını aradığımız soru şu: “kadın ruhu nasıl çalışır, belirli durumlarda nasıl tepkiler verir, kadın nasıl düşünür ve davranışlarını nasıl üretir?”
Şimdi soruya tekrar geri dönmek istiyorum, neden kadınları anlamak istiyorsunuz? Çünkü kadınları anlayıp, onları kontrol etmek istiyoruz. Bunu salt bilme açısından yada bilgiye duyduğunuz einstein benzeri bir istek nedeniyle olduğunu söylemeyin. Evinizde bir tane psikoloji kitabı yokken nasıl olurda masumane bir şekilde sadece bilmek için merak ettiğiniz açıklayabilirsiniz. Hikaye. Siz de benim gibi kadınları anlayıp kontrol etmek istiyorsunuz. İlişkilerinizde mutlu olmak içinde yada çok hızlı bir çapkın olmak için de bunu isteyebilirsiniz. Bu size kalmış bir şey ama temel amacınız kontrol etmek ve kendinize göre olayı yönlendirmek. Bunda hiçbir kötülük yok, kafanızda çılgın biliminsanı imajını atın. Gayet normal. Bu satırların sahibi de bu düşünsel yolculuğa bu amaçlar çıktı.
Şimdi gelelim sorumuza: kadınlar anlaşılabilir mi? Cevap çok basit: HAYIR. Hayal kırıklığına uğradığınızın farkındayım. Kadın okurlarım bana kızacaklar, erkek okurlarımda düşüncelerinin haklılığının bir kez daha ortaya konmasından dolayı memnuniyetle başlarını sallayacaklardır. Kadınlar neden anlaşılmaz önermemin açıklamasını aşağıda açıklıyorum;
Kadınlar anlaşılmaz çünkü kadın da insandır. Evet, kadın insandır. Bu bir aşağılama yada dalga geçme değil, sık sık gözden kaçırdığımız bir gerçeğin belirtilmesidir. İnsanlık tarihi boyunca daha önce belirttiğim gibi bir çok insan davranışı modeli geliştirilmiştir. Psikaytri yada psikoloji gibi bilim dalları kurulmuştur fakat bütün ağırbaşlılığı, yayınlanan binlerce makaleye rağmen Fehime halamın insanlar hakkındaki bilgisinden bir gıdım ileriye gidememişlerdir. Hiçbir model insanı açıklayamamıştır. Freud, davranışlarımın anneme olan aşkımdan kaynaklandığını, kadınların da bir penise sahip olmadıkları için komplekse sahip olduğunu söylemiştir. Bir başkası insanın temel amacının alabildiğine tüketmek olduğunu söylemiştir. Sayısız model oluşturuldu ve oluşturulacak. Bence hiçbir model insanı anlatamaz çünkü insan bir açıklanabilecek bir durum değil bir süreçtir. Resmi yapılabilecek bir ağaç değil, sürekli akan bir ırmaktır. Sürekli değişen bir şeydir insan. Gençlikte, çocuklukta ve yaşlılıkta farklıdır. Dünü bugüne benzemez. Biyokimyasal modellerde yaratıldı, örneğin mutsuzluğumuzun nedeni eksik olan serotonin hormonu olduğu söylendi. Tüm bunlar sonuçta filin bir bacağı, hortumu yada dişleri. Kimse fili göremez, halam hariç. Fili görmek için engin bir deneyim, içgörü, sevgi, bilgi ve akıl lazım. Bu da şu anda kimsede yok çünkü bilge değiliz.
Bir insan modeliniz olsa bile bu öngörülebilirliği sağlamaz. Diyelim ki çok uğraştık ve insan daha doğrusu kadın davranışlarının bir matematiksel modelini çıkardık diyelim. Malum bilgisayarlarımız canavar gibi, yapmamız gereken tek şey şu andaki tüm parametreleri girip, istediğimiz andaki sistem durumunu öğrenmek, diyelim ki iki gün sonra bu kadın nasıl davranacak. Verileri giriyoruz, enter düğmesine basıyoruz ve şak ekranda veriler dökülüyor. Üç ay sonra ilişkimiz nasıl olacak? Gir verileri enter tuşuna bas. Kulağa çok hoş geliyor di mi? Cevap yine hayır. Yani f(t)=10t-2 gibi bir fonksiyomuz olsa bile mi öngöremeyiz. Öngöremezsiniz. Kaos teorisi bunu engeller. İnsan gibi olağanüstü karmaşık bir sistemde kaos teorisi dolu dizgin işler. Kaos teorisini ileriki tarihlerde anlatacağım. Umarım yaşama ve kadınlara bakış açınız değişir.
Bazı kişileri ve yazarları bazen televizyonda ve başka yerlerde “kadınları anlayan” erkek olarak lanse edildiğini görüyorum. Bu erkekler, benden farklı olarak kadınları anlayabiliyor mu? Benden çok daha bilgili, içgörü sahibi ve akıllı mı? Cevap yine hayır. Bu erkekler de kadınları anlamıyorlar, sadece kadınların bu karışık haleti ruhiyelerine karşı bir olgun ve anlayışlı yaklaşım içindeler. Kadınları seviyorlar ve değer veriyorlar yoksa onlarında anladıkları falan yok çünkü anlayamazlar. Bu satırların sahibi de kadınları anlamanın daha doğrusu insanı anlama işinin baştan imkansız bir davranış olduğunu kabul edip, kadınların her anlaşılmaz davranışına “kadın ruhunun yapısal kaotik dengesizliğinin” bir sonucu olarak gördüğü için, o da kadınları anlayan erkekler sınıfına atlamıştır. Oysa valla kadınları anlamıyorum. Erkekleri de anlamıyorum. Sevdiği kadını bıçaklayarak öldüren bir adam yada delikanlı inanın kadınlardan çok daha anlaşılmaz. Anlaşılmazlık eğer kadınsı bir özellik ise biz erkekler inanın çoğu durumda daha kadınsıyız.
Kadınların anlaşılmaması şikayeti çoğu zaman ilişkilerde hayal kırıklığına uğramış erkekden geliyor. Erkek ilişkilerde daha anlaşılır çünkü beklentileri ve istekleri daha yalındır. Kadında ise bu çok karmaşık. Bu karmaşıklık ister istemez kaos davranışını getiriyor. Kadının bizce mantık dışı ve irrasyonel davranış biçimi bize anlaşılmaz geliyor. Aklı başında ve iyi bir insan olan bir kadın tanıdığım on yıllık evliliğini ve kızını bırakarak bir başka adamla kaçtığında bu bana da anlaşılmaz gelmişti. Gerçekten inanıyorum ki, o kadında kendini anlayamıyordur. Bu gibi durumlarda aklıma Laplace’ın bir sözü geliyor; (kendisi aynı zamanda müthiş bir matematikçidir)
“Kalbin, aklın anlayamayacağı sebepleri vardır”.
Akılla kadınları anlamanın imkansızlığı gün gibi ortada. İnsanı anlamak da imkansız gibi. Belki belirli şartlar altında kaba tahminlerde bulunabiliriz. Karnı doyar ve bir sıcak evi olursa insan mutlu olur diyebiliriz ama tersinin her iki şekilde olduğu durumlar her an gözümüzün önünde. Bir de gönül gözüyle mi anlamayı denesek ne?
Şunu eklemeden bitiremeyeceğim. Anlaşılmazlık, kaotik bir yapıya sahip olmak vs. hiç de sanıldığı gibi kötü bir şey değildir. Tüm bu özellikler insanı harikulade yapan yapının doğal sonuçlarıdır. Bir bilgisayar hem anlaşılabilir hem de öngörülebilir. Bu yüzden ya, bir bilgisayar asla şiir yazamayacak.
Mehmet Emin Arı
Öncelikle anlamak ne demek onu düşünelim. Genel anlamda anlamak iki düşünceye karşılık gelir;
1- Anlamak istediğiniz sistemin bir modelinin olması. Yani anlamak istediğimiz sistem kadın ruhu yada atmosferik olaylar bile olsa da, bu sistemin bir modelinin olması bize sistemi anlama sanşı verebilir. Örneğin yer çekimi sistemi Newton’un başına bir elma düşmesiyle keşfedilen modeline göre işler ve bu modelin bir matematiksel biçimi vardır: yani F=ma gibisinden. İnsan gibi çok karmaşık ve parametresi çok fazla olan bir sistem içinde tarih boyunca modeller geliştirildi. Akla ilk gelen Freud’un insan ruhu modelidir. Bu modelin temel noktası bildiğiniz gibi cinsel enerjidir. Başka modellerde var tabi, örneğin homo economicus (ekonomik insan) gibi. Bütün bunlardan farklı olarak bir de kendimizin geliştirdiği modeller vardır. Bu modeller günlük dilde karşılığını şöyle bulur, “bütün erkekler adidir yada kadınlar saçma yaratıklar” gibi uç model örnekleri vardır. İleride tekrar bu noktaya gireceğim.
2- Kadınları anlaşılmaz yaratıklardır yada kadınlar anlaşılmaz gibi bir önerme aslında şu düşünceye karşı geliyor, kadınların belirli şartlar altında nasıl tepki göstereceğini önceden asla kestiremeyiz. Yani bir model kursak bile kadınların bu modele göre davranmadıklarını hayal kırıklığı ile görürüz. Anlamaktan bir diğer kastımızda o sistemin öngörülebilir olması, yani belirli şartlar altında nasıl tepki vereceğini bilebilme özelliği. Matematiksel olarak ifade edersek, bu bir fonksiyonun zaman içinde ne değer alacağını bilebilme yetisidir.
Şu soruyu da cevaplamamız gerekiyor “Biz erkekler kadınları neden anlamak istiyoruz?” Soru size saçma gibi geldi ama dürüstçe soralım, neden kadınları anlamak istiyoruz? Bir kadın ruhu modeli yaratıp onun davranışlarını önceden belirlemek istiyoruz di mi? Yani bir kadın bu durumda niye böyle bir tepki verdi, kocasını bırakıp o adamla niye kaçtı? O kız için elimden geleni ardıma koymadım ama ona zerre değer vermeyen o adama aşık gibisinden saptamalarımız var. Bu tür davranışları anlamak istiyoruz. Kadınlar ne ister? Aslında cevabını aradığımız soru şu: “kadın ruhu nasıl çalışır, belirli durumlarda nasıl tepkiler verir, kadın nasıl düşünür ve davranışlarını nasıl üretir?”
Şimdi soruya tekrar geri dönmek istiyorum, neden kadınları anlamak istiyorsunuz? Çünkü kadınları anlayıp, onları kontrol etmek istiyoruz. Bunu salt bilme açısından yada bilgiye duyduğunuz einstein benzeri bir istek nedeniyle olduğunu söylemeyin. Evinizde bir tane psikoloji kitabı yokken nasıl olurda masumane bir şekilde sadece bilmek için merak ettiğiniz açıklayabilirsiniz. Hikaye. Siz de benim gibi kadınları anlayıp kontrol etmek istiyorsunuz. İlişkilerinizde mutlu olmak içinde yada çok hızlı bir çapkın olmak için de bunu isteyebilirsiniz. Bu size kalmış bir şey ama temel amacınız kontrol etmek ve kendinize göre olayı yönlendirmek. Bunda hiçbir kötülük yok, kafanızda çılgın biliminsanı imajını atın. Gayet normal. Bu satırların sahibi de bu düşünsel yolculuğa bu amaçlar çıktı.
Şimdi gelelim sorumuza: kadınlar anlaşılabilir mi? Cevap çok basit: HAYIR. Hayal kırıklığına uğradığınızın farkındayım. Kadın okurlarım bana kızacaklar, erkek okurlarımda düşüncelerinin haklılığının bir kez daha ortaya konmasından dolayı memnuniyetle başlarını sallayacaklardır. Kadınlar neden anlaşılmaz önermemin açıklamasını aşağıda açıklıyorum;
Kadınlar anlaşılmaz çünkü kadın da insandır. Evet, kadın insandır. Bu bir aşağılama yada dalga geçme değil, sık sık gözden kaçırdığımız bir gerçeğin belirtilmesidir. İnsanlık tarihi boyunca daha önce belirttiğim gibi bir çok insan davranışı modeli geliştirilmiştir. Psikaytri yada psikoloji gibi bilim dalları kurulmuştur fakat bütün ağırbaşlılığı, yayınlanan binlerce makaleye rağmen Fehime halamın insanlar hakkındaki bilgisinden bir gıdım ileriye gidememişlerdir. Hiçbir model insanı açıklayamamıştır. Freud, davranışlarımın anneme olan aşkımdan kaynaklandığını, kadınların da bir penise sahip olmadıkları için komplekse sahip olduğunu söylemiştir. Bir başkası insanın temel amacının alabildiğine tüketmek olduğunu söylemiştir. Sayısız model oluşturuldu ve oluşturulacak. Bence hiçbir model insanı anlatamaz çünkü insan bir açıklanabilecek bir durum değil bir süreçtir. Resmi yapılabilecek bir ağaç değil, sürekli akan bir ırmaktır. Sürekli değişen bir şeydir insan. Gençlikte, çocuklukta ve yaşlılıkta farklıdır. Dünü bugüne benzemez. Biyokimyasal modellerde yaratıldı, örneğin mutsuzluğumuzun nedeni eksik olan serotonin hormonu olduğu söylendi. Tüm bunlar sonuçta filin bir bacağı, hortumu yada dişleri. Kimse fili göremez, halam hariç. Fili görmek için engin bir deneyim, içgörü, sevgi, bilgi ve akıl lazım. Bu da şu anda kimsede yok çünkü bilge değiliz.
Bir insan modeliniz olsa bile bu öngörülebilirliği sağlamaz. Diyelim ki çok uğraştık ve insan daha doğrusu kadın davranışlarının bir matematiksel modelini çıkardık diyelim. Malum bilgisayarlarımız canavar gibi, yapmamız gereken tek şey şu andaki tüm parametreleri girip, istediğimiz andaki sistem durumunu öğrenmek, diyelim ki iki gün sonra bu kadın nasıl davranacak. Verileri giriyoruz, enter düğmesine basıyoruz ve şak ekranda veriler dökülüyor. Üç ay sonra ilişkimiz nasıl olacak? Gir verileri enter tuşuna bas. Kulağa çok hoş geliyor di mi? Cevap yine hayır. Yani f(t)=10t-2 gibi bir fonksiyomuz olsa bile mi öngöremeyiz. Öngöremezsiniz. Kaos teorisi bunu engeller. İnsan gibi olağanüstü karmaşık bir sistemde kaos teorisi dolu dizgin işler. Kaos teorisini ileriki tarihlerde anlatacağım. Umarım yaşama ve kadınlara bakış açınız değişir.
Bazı kişileri ve yazarları bazen televizyonda ve başka yerlerde “kadınları anlayan” erkek olarak lanse edildiğini görüyorum. Bu erkekler, benden farklı olarak kadınları anlayabiliyor mu? Benden çok daha bilgili, içgörü sahibi ve akıllı mı? Cevap yine hayır. Bu erkekler de kadınları anlamıyorlar, sadece kadınların bu karışık haleti ruhiyelerine karşı bir olgun ve anlayışlı yaklaşım içindeler. Kadınları seviyorlar ve değer veriyorlar yoksa onlarında anladıkları falan yok çünkü anlayamazlar. Bu satırların sahibi de kadınları anlamanın daha doğrusu insanı anlama işinin baştan imkansız bir davranış olduğunu kabul edip, kadınların her anlaşılmaz davranışına “kadın ruhunun yapısal kaotik dengesizliğinin” bir sonucu olarak gördüğü için, o da kadınları anlayan erkekler sınıfına atlamıştır. Oysa valla kadınları anlamıyorum. Erkekleri de anlamıyorum. Sevdiği kadını bıçaklayarak öldüren bir adam yada delikanlı inanın kadınlardan çok daha anlaşılmaz. Anlaşılmazlık eğer kadınsı bir özellik ise biz erkekler inanın çoğu durumda daha kadınsıyız.
Kadınların anlaşılmaması şikayeti çoğu zaman ilişkilerde hayal kırıklığına uğramış erkekden geliyor. Erkek ilişkilerde daha anlaşılır çünkü beklentileri ve istekleri daha yalındır. Kadında ise bu çok karmaşık. Bu karmaşıklık ister istemez kaos davranışını getiriyor. Kadının bizce mantık dışı ve irrasyonel davranış biçimi bize anlaşılmaz geliyor. Aklı başında ve iyi bir insan olan bir kadın tanıdığım on yıllık evliliğini ve kızını bırakarak bir başka adamla kaçtığında bu bana da anlaşılmaz gelmişti. Gerçekten inanıyorum ki, o kadında kendini anlayamıyordur. Bu gibi durumlarda aklıma Laplace’ın bir sözü geliyor; (kendisi aynı zamanda müthiş bir matematikçidir)
“Kalbin, aklın anlayamayacağı sebepleri vardır”.
Akılla kadınları anlamanın imkansızlığı gün gibi ortada. İnsanı anlamak da imkansız gibi. Belki belirli şartlar altında kaba tahminlerde bulunabiliriz. Karnı doyar ve bir sıcak evi olursa insan mutlu olur diyebiliriz ama tersinin her iki şekilde olduğu durumlar her an gözümüzün önünde. Bir de gönül gözüyle mi anlamayı denesek ne?
Şunu eklemeden bitiremeyeceğim. Anlaşılmazlık, kaotik bir yapıya sahip olmak vs. hiç de sanıldığı gibi kötü bir şey değildir. Tüm bu özellikler insanı harikulade yapan yapının doğal sonuçlarıdır. Bir bilgisayar hem anlaşılabilir hem de öngörülebilir. Bu yüzden ya, bir bilgisayar asla şiir yazamayacak.
Mehmet Emin Arı