Kadın politikası 'türbanlılar ikinci sınıf' diyen Nur Serter'e emanet

VolkaN

Altın Üye
Katılım
28 Haz 2007
Mesajlar
8,232
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Gönlüm uçmak dilerken semavi ülkelere;ayağım takıl
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partinin kadın politikalarını belirleme görevini başörtülü kadınların 'ikinci sınıf vatandaş' olduğunu savunan İstanbul Milletvekili Nur Serter'e verdi.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) rektör yardımcılığı döneminde başörtülü öğrencileri ikna odalarından geçiren Serter, darbe planları yapmakla suçlanan eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur'un başkanı olduğu Atatürkçü Düşünce Derneği'nde (ADD) başkan yardımcılığı yapıyor. MYK'daki iki kadından biri olan Serter, Baykal'a kadın politikaları konusunda kurmaylık yapacak.

Her seçim öncesinde başörtülü kadınları kampanya reklamlarında kullanan CHP, 32. olağan kurultay sonrası oluşturduğu yönetim kuruluna başörtüsü karşıtı isimleri aldı. Söz konusu isimlerin başında İÜ rektör yardımcılığı döneminde başörtülü öğrencilerin başlarını açmaları için ikna odaları kuran Nur Serter geliyor. Geçen yıl Köşk seçimleri öncesinde düzenlenen cumhuriyet mitinglerinde yıldızı parlayan Nur Serter ve Necla Arat'ı önce milletvekili, ardından da Parti Meclisi (PM) üyesi yapan Baykal, Serter'i 20 kişilik Merkez Yönetim Kurulu'nda (MYK) da görevlendirdi. Serter, başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin anayasa değişiklik teklifinin TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmelerinde, "Türban, kadını ikinci sınıf birey konumuna indirgeyen, kadın-erkek eşitliğini ortadan kaldıran, ikinci sınıf bir giyim tarzıdır." ifadelerini kullanmıştı. Baykal, bir Amerikan gazetesine verdiği demeçte başörtüsünü "Alman Nazilerinin kahverengi gömleği ve İtalyan faşistlerinin kara gömleğiyle" karşılaştıran Onur Öymen'i de yine genel başkan yardımcılığıyla ödüllendirdi.

Öymen, söz konusu gazetenin bu yöndeki demeçlerini çarpıttığını ileri sürmüş; ancak haberi yazan muhabir konuya ilişkin ses bantlarını yayınlayarak çarpıtma olmadığını ortaya koymuştu. Türbanlı kadınlar için 'figüran' ifadesini kullanan ve "Sümerlerde fahişeler örtünmüş" diyerek, başörtülü kadınlara hakaret eden İzmir Milletvekili Canan Arıtman da yine PM'ye seçilen bir diğer isim oldu.

Habib Güler
kaynak
 
yaziklar olsun.. bir insani dini görüşünden ötürü asla ikinci sinif yerine koyamazsin.. o kadınlarımız dini görüşleri dini iananislarinin gerekliliğini yerine getiriyorlar sırf bu yüzden ikinci sinif vatandas yerine koyuyorlarsa yaziklar olsun.. bas örtüsü dinimizin bir gerekliliği sen bas örtüsü takti die ikinci sinif yerine koyuyorsan ozaman muskada takanada aynisini yapacaksin demektir.. butür davranislar müslümanliği cignemekten baska birsey değil.. haber için tşkler..

bir cok arkadasimiz benim bas örtüsüne karsi olduğumu düşünebilir yorumlarımdan ama asla öyle bir durum söz konusu değil.. benim bazi konularda anlatmak istediğim çok farklı.. saygılarımla
 
insan sınıfına alıp 2. sıraya yerleştiren bu şahıs pembe gözlük le bakıyor hayata :D
karar çok yanlış................
 
sonrada din düşmanlığı var deyince nerde derler...yazık ya kor olan ve kendi çıkarlarından başak birşey düşünmeyen okadar çok insan varki...ve asıl 2 .sınıf insan bunlar paylaşım için sağolsın...
 
ınsan ınsandır ama bunu bımeyen ::::::::::::::::::::::::::
 
konuşmanın aslı aşağıdadır


Prof. Dr. Nur Serter , kılık kıyafetin bireyin dünya görüşünü ifade eden bir tercih olduğunu ve demokratik toplumlarda başörtüsü gibi bir `sorun` olmadığını söyledi. `İslam dininde başın örtülmesinin zorunlu olduğunu`` kaydeden Serter , `başörtüsünün dinde zorunlu olup olmamasının laik bir ülkedeki tartışmada bir anlam ifade etmeyeceğini`` iddia etti. Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından, Çağdaş Sanatlar Merkezi `nde, ``Kılık Kıyafet Devrimi ve Günümüz Gerçeği`` konulu panel düzenlendi. Panelde konuşma yapan İstanbul Üniversitesi öğertim üyesi Prof . Dr. Nur Serter başörtüsü sorununu değerlendirdi Kılık kıyafetin bireyin dünya görüşünü ifade eden bir tercih olduğunu belirten Serter , demokratik toplumlarda, başörtüsü gibi sorun olmadığını ifade etti. Serter , ``Türkiye `de vatandaşlar için başörtüsü yasağı gibi bir durumun söz konusu olmadığını``söylerek, ``tartışmanın, devlet dairelerinde, okullarda ve yükseköğretim kurumlarında yasalara aykırı bir kıyafet uygulamasıyla başladığını`` savundu. ``İslam dininde başın örtülmesinin zorunlu olduğunu`` kaydeden Serter , ``başörtüsünün dinde zorunlu olup olmamasının laik bir ülkedeki tartışmada bir anlam ifade etmeyeceğini`` düşüncesine karşı çıktı. Serter , şöyle konuştu: ``Türkiye laik bir devletse kamu kurumlarında ve okullarda kişilerin başlarını örtmeleri veya örtmemeleri dini fetvalara göre belirlenemez. Laik bir ülke olarak, çıkarılan yasalara dinden cevaz almaya kalkarsak, önce laikliği tartışmamız gerekir. Biz bu ülkede devlet kurumlarında uygulanan kurallar için dini kendi isteklerimiz doğrultusunda yorumlamak durumunda kalmamalıyız.`` Türban ve başörtüsü arasında hiçbir fark olmadığını savunan Serter , bu konudaki yasaların ve yönetmeliklerin açık olduğunu söyledi. Serter , ``başörtüsüne evet, türbana hayır`` şeklindeki düşünceye de karşı çıktı. Serter , 1960`lı yıllarda bugünkü kadar dinsel kıyafet giyilmediğini ifade ederek, ``2000`li yıllarının Türkiyesi bir kuşatılmışlık içerisindeyse kuşkusuz bu, siyasal İslam `ın getirdiği bir kıyafet uygulamasından kaynaklanmaktadır`` görüşünde bulundu. Bundan 30 yıl önce üniversitelerde başörtüsü gibi bir sorunun olmadığına dikkati çeken Serter , ``başörtüsünün İmam Hatip liselerini bitirenlerin üniversiteye girmeye başlamalarıyla bir sorun haline geldiğini`` söyledi. Serter , ``bunun önceden planlanmış bir düşüncenin uygulamaya konulması olduğunu`` öne sürdü. Üniversitelerdeki başörtüsü konusunda yüksek yargı organlarının verdiği kararları anımsatan Serter , ``Bu tartışma, yüksek yargı organlarına ayak direyen bir anlayışın sonucudur. Bütün bu yargı sonuçları varken biz AKP iktidarıyla yeniden bu konuyu tartışmaya başladık. Bütün siyasetçiler oy için bu meseleyi kullanmışlardır`` diye konuştu. (aa) 07.12.2004
 
Geri
Üst