kadıköy Çarşısı ..

Novace

New member
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
4,054
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
31
Konum
Istanbul
kadikoy1.jpg


Kadiköy Çarsisi : Balikçilari, antikacilari, eski kitapçilari, küçük nostaljik dükkanlari, kafeleri, lokantalari ve de kilise ve camii gibi anitsal yapilariyla Kadiköy’ün renkli dokularindan olan tarihi çarsi
Kadiköy de 18.yüzyildan itibaren Türk ve Rum halklarinin renkli ortak yasamalariyla sekillenmis, 19.yüzyilda Ermenilerin de katilimi ile konut ve ticaret merkezi haline dönüstürülmüs, Osmanli Imparatorlugu’nun da özgün mimari eserleriyle süslenmistir.

Tarihi Çarsi, günümüzde ekonomik, fiziksel ve tarihi degerlerinden kaybetmeye baslamisken, Kadiköy Belediyesi, Tarihi Çarsi’ya “yeniden hayat vermeyi” ve özellikli ayricalikli kimligini canlandirmayi amaçlayan bir projeyi Tellalzade Sokak’ta baslatti (2007)


Kadiköy Hakkinda Bir Yazi

Bazen evde otururken, içinizde bir sıkinti hissedersiniz; belki midenizde bir sizi, basinizda bir çember, gözlerinizde bir agirlik. Hiçbir yere sigamazsiniz, ne televizyon oyalar sizi ne de okumaya can attiginiz kitabiniz, ne de yaza yetistirmeye çalistiginiz pul islediginiz çantaniz. Ben sık sık yasarim bunu. Hiperaktif olmamdan mi? Hareketli geçen is yasamimdan mi bilemiyorum ama çogunlukla sigamam bir yerlere. Pelin’i ararim, Gülen’i ararim, ah Didem burada olsa derim… En sonunda aklima yine beni en çok rahatlatan yere gitmeye karar veririm.

Nereye mi? Kadiköy Çarsisi’na… Çarikçi Yokusu’ndan asagi dogru yürürken yavas yavas yanaklarima renk gelmeye baslar. Sadikoglu’nun önünde hafif bir tebessümün belirtileri görülmeye baslar yanaklarimda, Petek Firin’in önünde burnuma gelen ekmek kokulari ile artik herkes görebilir gülümsememi. Burasi yasamin devam ettiginin, dünyanin kaynaklarinin yavas yavas tükenmeye basladigi günlerde olsak bile toprak ananin bizlere ne ürünler ne bolluklar sundugunun, denizlerin bereketinin en canli tanigi sokaklardir.

Her adimda sizi çagiran tezgahlar, sarküteri vitrinleri, aradaki küçük kasetçiden yükselen nagmeler, Mercan’dan gelen kokoreç kokulari, Sekerci Cafer Erol’un renk renk kristallerden olusan bir hazine gibi yansiyan vitrini, Hacioglu’ndaki lahmacun ve sevmesem de Peymacun kuyruklari, yerlere serili duran gökkusagi gibi çorap tezgahlari, her keseye uygun envai çesit alinacak sey bulunabilen isporta tezgahlari… Gözleri görmeyen limoncunun her seferinde demir arabasini ayagimin üzerinden geçirmesi bile bozamaz keyfimi.

Geçenlerde bir gün kendimi Adanali Tatlici’nin vitrinin önünde öylece durup seyrederken buluverdim, kaç dakikadir oradaydim bilemiyorum ama isıklar ile parlayan serbetli tatlilar bir resim gibiydi. Kadiköy Çarsisi’nda kurulu olan her tezgah ve her dükkan vitrini inanin bana çok ince zevk sahibi ellerden çikmis birer tablo. Bu hissi bir kez de Yalova Pazari’nda duymustum ama tezgahlar ve sahipleri arasinda duygusal bir bag olduguna inaniyorum. Özellikle Brezilya Kahvecisi’nin karsi kaldiriminda yillardir yesillikler ve dogal otlar satilan tezgahi bir kez görmeniz tüm bu satirlari bile anlamsiz kilacak kadar dokunur yüreginize. Adamcagiz her sabah rokalari ile konusup, turplari parlatir ve reyhan yapraklarini düzenlerken siz daha bir sarilmak istersiniz hayata...Yine ayni sokakta bulunan Çiya’nin biyikli ustasinin elinden çikan yöresel yemeklerin durdugu vitrin bir Anadolu Mozaigidir, Antep’den, Antakya’dan, Erzurum’dan, Tokat’dan türküler söyler size… Üç basamakla indigim ufacik bahçesinde Lüküs Hayat oyununa nazire edercesine yaptigi sosyete mantisi ile ünlü Mine ablanin büfesi...

Ve kitapçilar… Kadiköy Çarsisi ayni zamanda insanlarin kültür biyografisinin (! Bu sözü çok sık duyar olduk degil mi bu aralar?) gelisimine en büyük katkiyi yapan onlarca kitabevi, sahaflari ve Akmar Pasaji ile de çok degerlidir. Ve benim irademin de en zayif oldugu bölüm iste tam da burasidir. Her seferinde “önce elindekini bitir” deyip de torbalar dolusu alip eve geldigim, “anne sizin kitapliginizda bos raf varsa bir süreligine kullanabilir miyim?” diye sordugum, hayata karsi savunma mekanizmalarimi yönlendiren, yüregimi isitan kitaplar. Girip de o kagidin ve baskinin kokusunu alabilmek için kokladigim kitapçilar…

Saymakla ve anlatmakla bitmez, dogdugum Kadiköy’ümün çarsisi. Ne diyeyim herkesin cebi sicak olsun, çarsi Pazar ve evler, tencereler dolsun, yüzler gülsün… Rahmetli dedemin deyisi ile tumbalar sissin..
 
Geri
Üst