Kabul etmek, yenilmek değil saygı duymaktır

MaYdOnOz

New member
Katılım
23 Haz 2005
Mesajlar
1,072
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
44
Kabul etmek, yenilmek değil saygı duymaktır

"Evliliklerde kavga olmazsa, kabullenme başlar" görüşü, gönderdiğiniz mesajlarla çürümüş oldu. "Kabul etmek" kötü bir şey değil, tüm evliliklerde olması gereken saygı duyma gerekliliğiymiş.

Tüm mesajlar içerisinde, Çocuk Gelişimi ve Aile Sağlığı Uzmanı Birgül Hanım'dan gelen mesaj benim için çok kıymetliydi. "Kabullenmek, kötü bir şey değildir" diyordu. "Kabullenmek, eşini tanımaktır, onu olduğu gibi sevmektir, ilişkilerde olması gereken saygı duyma gerekliliğidir" Nasıl rahatladım anlatamam.
Geçen haftaki yazım sebebiyle yakın çevremden çok tepki aldım, özel hayata bu kadar girilir miymiş, eşimle gerçekleştirdiğim tartışma gazete sayfalarına taşınır mıymış... Ayşe'nin Ikizleri'nde 60 haftadır annelik deneyimlerimi yazıyorum, herkes bayılıyor. Bu köşede bir gün, her evlilikte olabilecek bir tartışmayı yazıyorum ve ailemden veto yiyorum. Bakın her işte bir hayır varmış. Birgül Hanım'in yukarıda son derece basit ifade ettiği cümleler, ben de sihirli değnek etkisi yarattı, evlilik felsefemi belirlememe neden oldu. Bazı şeyler değiştirilebilir. Karşılıklı konuşarak, savunduğunuz görüşün faydalarını anlatarak, birbirinizi ve ilişkinizi geliştirebilirsiniz. Ama bazı yapısal özellikler değiştirilemez. Bunlar üzerine kavga etmek yıpratıcıdır ve zaman kaybıdır. Sevdiğinizi bu özellikleriyle kabul etmek gerekir. Valla bu "kabul etmek" felsefesini edineli üç gün oluyor, şimdiden daha rahat ve huzurluyum.

Ayşe Hanım ve Elmas Hanım da tartışmayı büyütmemenin, kavgaya dönüştürmemenin formülünü bulmuşlar. Darısı bütün evli çiftlerin başına!

Eşimin kıskançlığı neredeyse bizi ayırıyordu

17 yıldır evli ve iki kız çocuğu annesiyim. Evliliğimizin başında, eşimin kıskanç mizacı gereği çok şiddetli kavgalarımız olurdu. Ben yaşantımı değiştirmek istemez, kıskandığı arkadaşlarımla görüşmeyi sürdürürdüm. Şimdi hatırlamak bile istemediğim saçma çekişmeler ve çocukça inatlaşmalardı onlar. Bu kavgaların sonunda ya eşim, ya ben ağlaya ağlaya evi terk eder, o geceyi bir arkadaşımızda geçirirdik. Sevgimiz ağır bastığı için ertesi gün barışırdık. Daha bir yıllık evliyken boşanmanın eşiğine geldik. Baktık ki hayatımız zehir oluyor, "Ya boşanacağız, ya birlikte yaşamayı öğreneceğiz" dedik. Yavaş yavaş öfkemizden sıyrılıp, birbirimizi dinlemeye ve anlamaya başladık. Çocuklarımızdan sonra ise tam bir aile olduk. Şimdi kocamın kıskançlıkları kalmasa da, ara sıra çocuklar yüzünden tartışıyoruz. Ama önceki deneyimlerimizin korkusuyla büyütmüyoruz, birbirimizi alttan alıyoruz. Bana göre sağlıklı bir evliliğin sırrı, tartışırken bile alttan almaya çalışmak, kendi dediğine takılmaktansa, onun dediğini anlamaya çalışmaktır. Kavga ilişkileri yavaş yavaş bitiren bir zehirdir. "Kavga etmek sağlıklıdır" düşüncesiyle anlamadan evliliğiniz bitme noktasına gelir. Ben yaşadım. Aman dikkat! (Ayşe Merzifon, 40, Ankara)

Kocama her gün söylenirim ama bir şey değişmez

Kocamla, sigara küllerini halıya dökmesi, evin içine ayakkabıyla dalması, işten eve gelir gelmez ceketini, kravatını, hatta gömleğini salonun ortasında çıkarması gibi çok önemli olmayan meselelerden dolayı tartışırız. Aslında tartışmayız. Ben söylenirim, o da bana cevap vermez. Hergün aynı şeyi yaparak, benim gibi titiz bir insanı çileden çıkarır. Ben de belki bir gün dediklerimi dikkate alır düşüncesiyle, söylenmeye devam ederim. (Elmas Yurdakul,47, Kütahya)

Yatağa asla dargın girmiyoruz

16 yaşında bir oğlum ve 12 yaşında bir kızım var. Evliliğimin çocuksuz dönemini neredeyse hatırlamıyorum (22 yıl oldu) ama hatırladığım kadarıyla biz hiç kavga etmiyorduk.

Çocuklu olduktan sonra beraber karar vermemiz gereken konular arrtı. Konu çocuklar olunca, ikimiz de onlar için en iyisini istiyoruz. Ama "en iyi" den anladığımız şeyler farklı olabiliyor. Hangi okula gidecekleri, özel ders alıp almamaları, özel derse ayrılan bütçe, 16 yaşındaki oğlumun gece arkadaşlarıyla dışarı çıkmak istemesi, hatta kulağına küpe takmak istemesi gibi konular bizim günlük tartışma nedenlerimiz... Sanki hayatımızın bir rutini gibi... Mutlu bir ilişki için en temel kurallardan birinin yatağa dargın girmemek olduğu söylenir. O gün tartışsak da, yatağa yattığımızda sarılacağımızı biliriz. Kendimize bu davranışı ilke edindiğimizden beri, evliliğimiz çok daha mutlu ve huzurlu geçiyor. (Gonca Karaca,44, İstanbul)

Uzman görüşü
Evliliklerde saygı önemli
Birgül U. Bayoğlu, Çocuk Gelişimi ve Aile Sağlığı Uzmanı

"Kavga olmazsa kabullenme başlar, kavga yararlıdır" düşüncesi biraz tartışmalı gibi. Kavga ve fikir tartışması kavramlarını ayırmak gerekir. Danışmanlık görüşmelerimizde, evlilikte-ilişkide kavganın aile ve çocukların ruh sağlığı açısından tehlike oluşturduğunu sık sık vurgularız. Konunun ne olduğu önemli olmadan eşlerin kavgası her çocuk için endişe vericidir. Zaten kullandığınız resim bunu çok iyi tanımlamış. Asıl soru eşler arasında tartışma acaba nasıl olmalıdır?

Yanlızca eşler arasında değil bütün yetişkinler için fikir ve durum tartışmaları yaşanması doğaldır. Ancak kişiliğe özgü ve yaşamsal bakış açısı alanındaki tartışmaların kavgaya ve iletişimsizliğe yol açacağı kesindir ki, bu gereksizdir. Bu alanlarda tartışmaya girmemek beklentilerin azalması anlamı taşımaz. Eşini tanıdığını ve olduğu gibi kabul ettiğini gösterir. Bu da günümüz evliliklerinde eksik olan, sağlıklı ilişkilerde olması gereken "saygı duyma" gerekliliğidir. Elbette aynı evde yaşamaktan kaynaklanan günlük basit konulardan söz etmiyorum. Çamaşırın ortada bırakılması, masanın toplanması gibi günlük rutinlerde çekişme yaşanması her ev için olağandır, büyütülmemelidir. Eğer bunlar kavgaya dönüşüyorsa altta yatan daha büyük bir problem var demektir. Dolayısıyla ilişkilerde bırakın bağıra çağıra kavga etmeyi, surat asmak, iğneleyici sözlerle sataşmak da ilişkiyi zedeleyici ve yıpratıcıdır. Kavgadan sonra barışmanın güzel olduğu düşüncesi aldatıcıdır.

Acaba kaç kişi kırıcı sözler duyduğu kişiyle aynı ortamı paylaşmaktan zevk alır? Yaşamı paylaşmanın sürekliliği, ortak mutluluklarla ve karşılıklı saygıyla mümkündür. Her iki tarafın eğitimli kişiler olduğu durumlarda ilişkilerini kavga etmeden de geliştirme ve birbirlerinin beklentilerini yerine getirebilme yollarını bulabileceğini unutmamak gerekir.


30.11.2005
Haber: Ayşe AYDIN
 
Geri
Üst