Focus StyLe
FıRtına'
Çay muhabbeti
Efsaneye göre “zamanın birinde büyük bir imparator yaşarmış. Bu imparator çok uzak bir diyarda, Çin’de, hükmünü sürermiş. Güzel bir günün, güneşli bir öğle vakti, çiçeklerle bezeli bahçesinde dolaşırken, o zamana kadar hiç duymadığı esrarengiz bir kokuyla karşılaşmış. Bu koku öylesine hoşuna gitmiş ki, hemen yanına hizmetlilerini çağırıp, kokunun kaynağını bulmalarını buyurmuş. Meğerse koku, kaynayan bir suyun içine kazara düşen yemyeşil ve küçük yaprakçıkların haşlanması sonucu oluşmuş. “Kokusu bu kadar güzelse, tadı kim bilir nasıldır?” diye düşünen imparator, çayın tadına bakmış…” çok hoşuna gitmiş. Böylece çay içeceği keşfedilmiş.
İstanbullu bir gelin, Erzurumlu bir komşuya gitmiş. Kıtlama çay içmeyi öğrenmek istemiş. Şekeri ağzına almış, şeker hemen erimiş. İkinci bir şeker istemiş, o da hemen erimiş. Üçüncüyü istemiş, daha bardakta çok çay var. Ev sahibi de dayanamamış; “Gurban gelin hanım, ben senin çayı şimdi tatlı edim de, sen kıtlamayı evinde öğren” demiş.
Yine, İstanbul’da Boğaz’da çaycılık yapan bir Erzurumlu, gelen müşterisine çok güzel bir çay demlemiş ve müşterisinin önüne masaya çayları koymuş. Adam da:
- Biraz da limon getirir misiniz ? deyince Erzurumlu, adamın önünden çayları alıp geri götürmüş.
- Burası işkembe çorbası dükkanı değil diyerek, müşteriye kızmış
varmı tiryakisi ? deneyeni?:saskin
yoksa adam ben beceremem bölesi daha iyi diyenimi?:saskin
Efsaneye göre “zamanın birinde büyük bir imparator yaşarmış. Bu imparator çok uzak bir diyarda, Çin’de, hükmünü sürermiş. Güzel bir günün, güneşli bir öğle vakti, çiçeklerle bezeli bahçesinde dolaşırken, o zamana kadar hiç duymadığı esrarengiz bir kokuyla karşılaşmış. Bu koku öylesine hoşuna gitmiş ki, hemen yanına hizmetlilerini çağırıp, kokunun kaynağını bulmalarını buyurmuş. Meğerse koku, kaynayan bir suyun içine kazara düşen yemyeşil ve küçük yaprakçıkların haşlanması sonucu oluşmuş. “Kokusu bu kadar güzelse, tadı kim bilir nasıldır?” diye düşünen imparator, çayın tadına bakmış…” çok hoşuna gitmiş. Böylece çay içeceği keşfedilmiş.
İstanbullu bir gelin, Erzurumlu bir komşuya gitmiş. Kıtlama çay içmeyi öğrenmek istemiş. Şekeri ağzına almış, şeker hemen erimiş. İkinci bir şeker istemiş, o da hemen erimiş. Üçüncüyü istemiş, daha bardakta çok çay var. Ev sahibi de dayanamamış; “Gurban gelin hanım, ben senin çayı şimdi tatlı edim de, sen kıtlamayı evinde öğren” demiş.
Yine, İstanbul’da Boğaz’da çaycılık yapan bir Erzurumlu, gelen müşterisine çok güzel bir çay demlemiş ve müşterisinin önüne masaya çayları koymuş. Adam da:
- Biraz da limon getirir misiniz ? deyince Erzurumlu, adamın önünden çayları alıp geri götürmüş.
- Burası işkembe çorbası dükkanı değil diyerek, müşteriye kızmış
varmı tiryakisi ? deneyeni?:saskin
yoksa adam ben beceremem bölesi daha iyi diyenimi?:saskin