MilliEğiti
New member
- Katılım
- 6 Nis 2010
- Mesajlar
- 530
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Önceki gün akşam saatleri. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile referandum öncesi sıcak gündemi konuşuyoruz.
Anamuhalefet lideri sohbetimizin hemen başında çok çok önemli bir konuyu gündeme getiriyor:
-Sabahattin Bey Başbakan BDP ve PKK’lıların özerklik taleplerine niye susuyor? Her şeye laf yetiştiren Başbakan bu konuda niçin tek kelime olsun etmiyor?
Kılıçdaroğlu devam ediyor:
- “Kamuoyu merak içinde, bu suskunluk niçin? Yoksa Başbakan bir yerlere gizlice belli bir süre sonrası için özerklik sözünü mü verdi?”
Soru önemli, hele bunun Anamuhalefet önderi tarafından dillendirilmesi daha da önemli.
Evet çetelerin yaptığı kanunsuz telefon dinlemelerini bile diline dolayabilen Başbakan bir kez olsun bu özerklik talebine niçin meydan okumaz ve bunu talep edenlere “hadi oradan” demez?
Hepimizin gözden kaçırdığı bu çok önemli konuyu dillendirdiği için Kılıçdaroğlu’nun kutlanması
gerekiyor!
Peki CHP bu konuya nasıl mı
bakıyor?
Onu Kemal Kılıçdaroğlu’ndan dinleyelim:
- “CHP’nin olmazsa olmazı üniterliktir. Ondan zerre taviz vermeyi bölünme sayarız. Her türlü fikir özgürlüğüne evet ancak özerklik gibi üniterliği sabote edecek teşebbüslere hayır. Biz entegre etmeyi, bütünleştirmeyi ve kaynaştırmayı esas alıyoruz.”
Tam bu noktada bu sütunda da eleştirilen PKK’ya af konusunu soruyoruz:
- “Sözlerim çarpıtıldı. Benim dediğim şudur. Eğer PKK silahı bırakır, nedamet getirirse ve toplumda tam bir uzlaşma olursa bu konu tartışılır dedim. Ayrıca Öcalan’ın böyle bir af olsa bile kurtulması zaten mümkün değil ki!”
Anamuhalefet lideri , PKK’ya af beyanını çarpıtıp toplumu ajite eden Başbakan için dehşet bir hatırlatma yapıyor:
- “Sabahattin Bey siz siyaseti yakından izliyorsunuz hatırlayacaksınız, Başbakan 18-04-2006 tarihinde Öcalan’ın af edilmesi için kendi imzası ile kanun teklifi vermiştir ki bu belge TBMM’nin internet sitesinde bile mevcuttur. Bunu yapan biri şimdi benim sözlerimin önüne ve arkasına bakmadan bana hücum ediyor ama bu millet aptal değil.”
Kemal Kılıçdaroğlu burada da haklıdır.
Evet Tayyip Erdoğan ve kabinesinin Öcalan’ı af için böyle bir teşebbüsün içine girdiği sadece bizim değil arşivlerin de malumudur.
Hal bu iken Tayyip Erdoğan’ın şimdi şehidim edebiyatını yapması Habur’da yediği vurgunu telafi etmek ve BDP’li seçmenleri ürkütmemek içindir!
Üçüncü konu başlığımız CHP adına basılıp muhtelif yerlere asılan türbanlı kadını rahibelere benzeten malum afiş konusu!
Bu konuyu sorduğumda o sakin Kılıçdaroğlu bile soğukkanlılığını koruyamıyor ki, ifadelerini okuduğunuzda ona siz de hak vereceksiniz!
- “Bu yapılan alçaklıktır. Bizim böyle bir afişimiz yok. Ne böyle bir afiş bastırdık ne astırdık. İlgili bütün arkadaşlarıma sordum haberleri yok. Birileri bizim adımıza bu çirkin afişi hazırlattı ve bunun üstünden bize saldırıyor. Saldıranların başında Başbakan olduğuna göre o afişi kimler hazırlattı ve astırdı Başbakan biliyor olmalı. Bu yapılan çirkinlik ötesidir. Bu kadar belden aşağı vurulmaz. Yazıklar olsun. Savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Bizim türbana ve türbanlılara olan sıcak yaklaşımımızdan belli ki çok rahatsız oldular ve bu komployu yaptılar”
Dehşet içindeyim sevgili okurlar.
Birileri sizin adınıza çirkin afişler bastırıp, onun üzerinden size hücum ediyor!
Şeytan denen mahlukun bile yapmayacağı bu rezillik Türkiye’de bugün siyasetin nasıl yapıldığını ve AKP’den iktidarı geri almanın ne kadar zorlaştığını gösteren net vesikadır.
Sadece yapılan bu densizlik bile ülkeyi AKP’den kurtarmanın ne kadar hayati olduğunu gözler önüne seriyor!
***
İŞTE TAYYİP ERDOĞAN
Tek bayrak ve
Türk Milleti diyemedi!
Gördünüz işte yine bir kez olsun Türk Milleti demedi. Tersine Türklüğü yine alt kimlik olarak yani 36 ayrı etnik guruptan biri diye söz etti. Kimden söz ettiğimi anlamışsınızdır. Tayyip Erdoğan bildiğiniz gibi hep aynı.. Türklüğe karşı bir alerjisi mi var anlamış değilim! Türkiye’nin Başbakanı ama Türk milleti demiyor.. Dahası Diyarbakır’a Kürt bayrağı asacağım diyen Osman Baydemir’e de cevap vermiyor ve tek bayrak vurgusunu yapmıyor. Bunun yerine rol kesip Ahmet Kaya istismarını yapıyor ve Ahmet Arif’den mısralar döktürüyor. Önceki gün yazmıştım, Türk Milleti desin, PKK ve Öcalan’ı lanetlesin, oyum evet diye ama gördünüz ne PKK’ya ne Öcalan’a lanet var ve bu adam Türkiye’nin Başbakanı... İmdaaaaat!
***
KARANLIK NOKTA
Öcalan’ın yol haritası
kimin cebinde?
Hatırlayacaksınız Kürt açılımının arefesinde Öcalan geçen yıl 180 sayfalık bir yol haritası hazırlamış ve bunu hükümete teslim etmişti. Aradan bir yıldan fazla zaman geçti, bu yol haritasından bir haber yok. İlginçtir İmralı’daki nemden ve hamam böceğinden bile şikayetçi olan bölücübaşı kendi yazdığı yol haritasının kaybından şikayetçi değil ve onun gizlenmesini sorgulamıyor. Belli ki birileri ile gizli mutabakatları var. Öyle olmasaydı ya feveran edip nerede sorusunu sorar ya da o 180 sayfalık yol haritasından bazı bölümleri kamuoyuna sızdırırdı. Hiç birini yapmadığına göre belli ki anlaşma ya da mutabakatları sürüyor ve o yol haritasının izlenmesi için uygun zaman bekleniyor!
Kılıçdaroğlu: Başbakan, gizli özerklik sözü mü verdi?-Yazarlar-Yeniçağ Gazetesi
Anamuhalefet lideri sohbetimizin hemen başında çok çok önemli bir konuyu gündeme getiriyor:
-Sabahattin Bey Başbakan BDP ve PKK’lıların özerklik taleplerine niye susuyor? Her şeye laf yetiştiren Başbakan bu konuda niçin tek kelime olsun etmiyor?
Kılıçdaroğlu devam ediyor:
- “Kamuoyu merak içinde, bu suskunluk niçin? Yoksa Başbakan bir yerlere gizlice belli bir süre sonrası için özerklik sözünü mü verdi?”
Soru önemli, hele bunun Anamuhalefet önderi tarafından dillendirilmesi daha da önemli.
Evet çetelerin yaptığı kanunsuz telefon dinlemelerini bile diline dolayabilen Başbakan bir kez olsun bu özerklik talebine niçin meydan okumaz ve bunu talep edenlere “hadi oradan” demez?
Hepimizin gözden kaçırdığı bu çok önemli konuyu dillendirdiği için Kılıçdaroğlu’nun kutlanması
gerekiyor!
Peki CHP bu konuya nasıl mı
bakıyor?
Onu Kemal Kılıçdaroğlu’ndan dinleyelim:
- “CHP’nin olmazsa olmazı üniterliktir. Ondan zerre taviz vermeyi bölünme sayarız. Her türlü fikir özgürlüğüne evet ancak özerklik gibi üniterliği sabote edecek teşebbüslere hayır. Biz entegre etmeyi, bütünleştirmeyi ve kaynaştırmayı esas alıyoruz.”
Tam bu noktada bu sütunda da eleştirilen PKK’ya af konusunu soruyoruz:
- “Sözlerim çarpıtıldı. Benim dediğim şudur. Eğer PKK silahı bırakır, nedamet getirirse ve toplumda tam bir uzlaşma olursa bu konu tartışılır dedim. Ayrıca Öcalan’ın böyle bir af olsa bile kurtulması zaten mümkün değil ki!”
Anamuhalefet lideri , PKK’ya af beyanını çarpıtıp toplumu ajite eden Başbakan için dehşet bir hatırlatma yapıyor:
- “Sabahattin Bey siz siyaseti yakından izliyorsunuz hatırlayacaksınız, Başbakan 18-04-2006 tarihinde Öcalan’ın af edilmesi için kendi imzası ile kanun teklifi vermiştir ki bu belge TBMM’nin internet sitesinde bile mevcuttur. Bunu yapan biri şimdi benim sözlerimin önüne ve arkasına bakmadan bana hücum ediyor ama bu millet aptal değil.”
Kemal Kılıçdaroğlu burada da haklıdır.
Evet Tayyip Erdoğan ve kabinesinin Öcalan’ı af için böyle bir teşebbüsün içine girdiği sadece bizim değil arşivlerin de malumudur.
Hal bu iken Tayyip Erdoğan’ın şimdi şehidim edebiyatını yapması Habur’da yediği vurgunu telafi etmek ve BDP’li seçmenleri ürkütmemek içindir!
Üçüncü konu başlığımız CHP adına basılıp muhtelif yerlere asılan türbanlı kadını rahibelere benzeten malum afiş konusu!
Bu konuyu sorduğumda o sakin Kılıçdaroğlu bile soğukkanlılığını koruyamıyor ki, ifadelerini okuduğunuzda ona siz de hak vereceksiniz!
- “Bu yapılan alçaklıktır. Bizim böyle bir afişimiz yok. Ne böyle bir afiş bastırdık ne astırdık. İlgili bütün arkadaşlarıma sordum haberleri yok. Birileri bizim adımıza bu çirkin afişi hazırlattı ve bunun üstünden bize saldırıyor. Saldıranların başında Başbakan olduğuna göre o afişi kimler hazırlattı ve astırdı Başbakan biliyor olmalı. Bu yapılan çirkinlik ötesidir. Bu kadar belden aşağı vurulmaz. Yazıklar olsun. Savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Bizim türbana ve türbanlılara olan sıcak yaklaşımımızdan belli ki çok rahatsız oldular ve bu komployu yaptılar”
Dehşet içindeyim sevgili okurlar.
Birileri sizin adınıza çirkin afişler bastırıp, onun üzerinden size hücum ediyor!
Şeytan denen mahlukun bile yapmayacağı bu rezillik Türkiye’de bugün siyasetin nasıl yapıldığını ve AKP’den iktidarı geri almanın ne kadar zorlaştığını gösteren net vesikadır.
Sadece yapılan bu densizlik bile ülkeyi AKP’den kurtarmanın ne kadar hayati olduğunu gözler önüne seriyor!
***
İŞTE TAYYİP ERDOĞAN
Tek bayrak ve
Türk Milleti diyemedi!
Gördünüz işte yine bir kez olsun Türk Milleti demedi. Tersine Türklüğü yine alt kimlik olarak yani 36 ayrı etnik guruptan biri diye söz etti. Kimden söz ettiğimi anlamışsınızdır. Tayyip Erdoğan bildiğiniz gibi hep aynı.. Türklüğe karşı bir alerjisi mi var anlamış değilim! Türkiye’nin Başbakanı ama Türk milleti demiyor.. Dahası Diyarbakır’a Kürt bayrağı asacağım diyen Osman Baydemir’e de cevap vermiyor ve tek bayrak vurgusunu yapmıyor. Bunun yerine rol kesip Ahmet Kaya istismarını yapıyor ve Ahmet Arif’den mısralar döktürüyor. Önceki gün yazmıştım, Türk Milleti desin, PKK ve Öcalan’ı lanetlesin, oyum evet diye ama gördünüz ne PKK’ya ne Öcalan’a lanet var ve bu adam Türkiye’nin Başbakanı... İmdaaaaat!
***
KARANLIK NOKTA
Öcalan’ın yol haritası
kimin cebinde?
Hatırlayacaksınız Kürt açılımının arefesinde Öcalan geçen yıl 180 sayfalık bir yol haritası hazırlamış ve bunu hükümete teslim etmişti. Aradan bir yıldan fazla zaman geçti, bu yol haritasından bir haber yok. İlginçtir İmralı’daki nemden ve hamam böceğinden bile şikayetçi olan bölücübaşı kendi yazdığı yol haritasının kaybından şikayetçi değil ve onun gizlenmesini sorgulamıyor. Belli ki birileri ile gizli mutabakatları var. Öyle olmasaydı ya feveran edip nerede sorusunu sorar ya da o 180 sayfalık yol haritasından bazı bölümleri kamuoyuna sızdırırdı. Hiç birini yapmadığına göre belli ki anlaşma ya da mutabakatları sürüyor ve o yol haritasının izlenmesi için uygun zaman bekleniyor!
Kılıçdaroğlu: Başbakan, gizli özerklik sözü mü verdi?-Yazarlar-Yeniçağ Gazetesi