Kıble yönünü bilmeyen Ne Yapar?

DeRSaaDeT

Islambol
Altın Üye
Katılım
3 Şub 2006
Mesajlar
6,597
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
118
Sual: Birkaç sualim var. Cevap verirseniz memnun olurum; Al-i İmran suresinin 191. ayetindeki zikir namaz mıdır? Kıble yönünü bilmeyen ne yapar? İmâmda namazı bozan birşey bulunduğunu anlayan kimse ne yapar? Kunut duasını bilmeyen ne okur? Cemaatle namazda kendisi şaşıran secde-i sehv yapar mı? Devamlı kısa sureleri okumakta mahzur var mı?

CEVAP

Al-i İmran suresinin (Onlar ayakta iken, otururken, yanları üzerine yatarken Allahı zikrederler) mealindeki 191. ayetindeki zikir, namazdır. (Namazı, gücü yeten ayakta kılar, ayakta kılmaktan aciz olan oturarak kılar, bundan da aciz olan, yatarak ima ile kılar) demektir. (Bahr-ür-raık)

Kıble yönünü bilmiyen kimse, kendisi araştırır (bilenlere sorar, yakınlardaki bir caminin yönüne bakar…), zannına göre karar verdiği yöne doğru kılar. Sonradan yanlış olduğunu anlasa bile namazını iâde etmez. Çünkü kıble ve namaz vakitleri fazla zan ile kabûl olur. Kıble yönünü bilmiyen kimse, bilene sormadan veya kendi araştırmadan kıble cihetine doğru namaz kılarsa, kıbleye rastlamış olsa bile namazı kabûl olmaz. Kıbleyi araştırıp da, zan ile karar verdiği yöne doğru kılmazsa, rastladığını anlasa bile tekrar kılması gerekir.

İmâmda namazı bozan birşey bulunduğunu anlayan kimse, bu namazı tekrar kılar. Bunu imâm namazda hatırlarsa yahut namazda iken namazı bozan birşey hâsıl olursa, bunu hemen cemâ’ate bildirir. Namazdan sonra anlarsa, o cemâ’atten olduklarını hatırladığına söyliyerek, haber göndererek bildirir. Haber alan, iâde eder. Alamayan affolur. Bir kavle göre de, imâmın cemâ’ate haber vermesi lâzım değildir.

Kunut duâsını bilmiyen kimse, üç kere istigfâr okur. Mesela, (Allahüm-magfir lî) der. Yahut bir kere (Rabbenâ âtinâ...) ayetini sonuna kadar okur. Ayet-el kürsî’yi okuyamıyan da yine tesbihleri çeker. Namazlardan sonra Salâten tüncina duâsını okumakta hiç mahzur yoktur, okumak iyi olur.

İmama uyup cemaatle namaz kılarken, şaşıran kimse secde-i sehvi yapmaz.

Uzun sureleri bilse de, İhlas, Felak, Nas gibi kısa sureleri namazda okumakta mahzur yoktur.


Mehmet ORUC
 
saol eline sağlık güsel bilgiler ...!
 
bu forumun genel uslubu içinde doğrudan düşünülmese de dolayısı ile içinde yer almış bir alt başlık olsa da, paylaşımlarınızdaki hassasiyet burayı da diğer başlıklar kadar canlı tutuyor...

sorular da cevaplar da hoş, katılmamak mümkün değil...

ben sadece ek bilgi nevinden tamamlayıcı bir kaç nokta eklemek isterim...

tefsirler, ayetler içindeki manayı bizim yaşadığımız sosyal yapıya ve zamana taşıyan ilhamla yazdırılmış eserlerdir. ayetin o dopdolu mana zenginliğinden bu yüzyıl insanına gerekli dersi iletirler. ki siz de zaten kaynakla rivayet etmişsiniz.

yön meselesi, kişinin geldiği sosyal yapı ile, kendisi ile, namazı kılacağı yer ile alakalıdır. örneğin kırsal yaşamda yaşayan insanların bulundukları ortamda hem daha kolay yön bulabildikleri hem de yalnızlığın gevşekliğine daha çabuk kapılabildikleri için yön meselesinde daha hassas davranmaları gerekir. şehir yaşamından kıble yönü bulma derdine düşmüş kişi ise böyle bir şeye genelde çok hazırlıklı değildir. hem zaten kıble hassasiyeti yaşadığı yerle sağlanmış olduğundan ona nibeten daha rahat bir müsaade verilmiş.

kıble istikameti problemi ya yolculuklarda yada yeni bulunulan bir mekanda ortaya çıkar. google earthde şehirlerimizin halinden de göreceğiniz gibi tam bir imar gelişmemiz olmadığından her girilen evin köşe çaprazına durularak namaz kılınamaz. tetkik etmeniz gerekir. bu da orada bulunan birine sorarak olur. değil se, pusula kullanmanız gerekir. eğer gece hava açıksa yıldız okuyabilmeniz gerekir. gündüz hava açıksa güneş ve saat kullanarak yön tayin edebilmeniz gerekir...

türkiyenin büyük coğrafi alanı yön bahsini de değiştirmektedir. doğudaki iller (viranşehir gibi) neredeyse tam güneye dönerler. ankara istanbul kuşağındaki ülkenin yarısı ise GGD (yani güney ile güneydoğunun ortası), izmir antalya kuşağında yaşayanlar ise güneydoğu'ya yakın namaza dururlar. böylece herkes goncasında Kabenin olduğu kocaman bir gülün yaprakları gibi sıralanmış olur.

diğer sorularınız ise, bulunduğunuz ilin müftülüğünce verilebilecek cevaplardır. çünkü söylediğim gibi, bu konular size ve o cemaate göre değişebilecek uygulamalar içerir. hem de bu konuların araştırılması ve cevaplanması bir makamın elindedir. mesuliyeti de onlar çeker. burada "bence" ile başlayayacak bir cevabın amellerle doğacak sorumluluğu fazlaca ağır olacakdır. biz toplum olarak müftülüğe, doktora maalesef danışmayı adet edinmemişiz. çevreden öğrenivermek pek tatlıdır. manevi sağlık da maddi sağlık gibi önemli olduğundan zaten siz gerekli dikkati gösterirsiniz...

paylaşımlarınızın devamı dileğiyle...
 
güzel paylaşım helal kardeşime durmak yok devam devam yorum yapan arkadaşların da konu açmasını bekliyoruz sizlerde bizlere katılın bu güzel dinimizi yaymaya öğretmemize sizlerde fayda sağlayın
 
Eline sağlık..
 
Teşekkürler crazyboy_9999. Allah razı olsun. Hepside mühim olan ilmahal bilgileri, bazen bu gibi durumlarla karşılaşmıyor değiliz.
 
Geri
Üst