Kürt anasını görmesin!

Kürt anasını görmesin!
Kimdir Kürt? Kimlerdendir? Dağdan mı gelmiştir, yoksa bağdan mı kovulmuştur? Kürt kelimesi, bizim toplumsal skalamızda nereye oturuyor? Bu, kimliği olmayan 'sözde vatandaş' yaşamımızın hangi köşesinde kendine bir yer buluyor? "Türkiye Türklerindir", "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur" vs. cümlelerinin ülkenin dağını/taşını, köyünü/kentini, caddesini/mahallesini, gazetesini/televizyonunu kapladığı bu diyarda, Kürt ne anlam ifade ediyor bizler için, herkes için? Sahiden "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur" derken, "Türk'ün Türk'ten başka dostu vardır; o da Kürt'tür" diyebilecek olgunluğa erişebilecek mi bu topraklar?



Türkiye'de yaşayanlar, Kürtler üzerine hayata kazınmışları bilirler. İşte onlardan birkaçı: "İstanbul'a gelmesinler, Ankara ya da başka büyük kentlere de gelmesinler, tatil bölgelerine de gitmesinler, Irak'taki soydaşlarıyla gönül bağı kurmasınlar, kendilerine ait bir dilleri olduğunu öne sürmesinler, DTP'ye oy vermesinler, Meclis'te temsil edilmesinler, işportacılık yapmasınlar, tezgâhtarlık da yapmasınlar, bir araya gelmesinler, sokaklarda çok dolaşmasınlar, aralarında Kürtçe dedikleri şeyi konuşarak alenen ortaklıkta olmasınlar, yurtdışına filan gitmesinler, gidenleri de bir araya gelip dernek filan kurmasınlar, maazallah Irak'a da gitmesinler, oturdukları yerlerdeki ekonomik ve sosyal koşullardan şikâyet etmesinler, dırdır yapmasınlar, mümkünse tiplerini değiştirsinler; sarışın ve yakışıklı olsunlar". Kürtlerin şehirlerde, dağlarda, Kerkük'te ve dünyanın her yerinde bir sorun olarak karşımıza dikilmesinin ardında ne var sizce?

Farkında mıyız, ötekileştiriyoruz...

'Yahudi Psikanalist' Freud, Slovaj Zizek'in altını çizdiği gibi, Nazi ideolojisinin tırmanış dönemine denk düşen Monoteizm ve Tek Tanrılı Dinler'de Yahudi kimliğinin mihenk taşı olan Peygamber Musa'nın kökeninin gerçekte Mısır olduğunu yazmıştı. Eğer Musa Mısırlı ise, Yahudi kimliğinin otantikliği yok demektir. Başka bir deyişle, "Yahudi yoktur" diyor Freud anti-Semitizm'e cevaben. Musa'nın kökenine ilişkin tezin doğruluğu-yanlışlığı bir yana, ilginç soru şu: Niçin bu stratejiyi seçerek en başta Yahudi'yi kimliğinden ediyor Freud? Bu soruyu ilk aşamada Zizek'in milliyetçiliği tartışmak için kullandığı, tren seyahatinde karşılaşan bir Polonyalı ile bir Yahudi'ye dair 'Yahudi fıkrası' ile yanıtlayalım.

Vagonda Yahudi'yle karşılıklı oturan Polonyalı, hazır rastlamışken punduna getirip, Yahudi'den zengin olmanın sırlarını öğrenmek istemektedir ve sonunda merakını yenemeyip, muhabbetin bir yerinde sorar: "Söyler misin, siz Yahudiler insanların cebini son kuruşuna kadar boşaltıp servet biriktirmeyi nasıl başarıyorsunuz?" Yahudi cevap verir: "Tabii söylerim; ama bedavaya olmaz, önce bana 5 zloty ver." Yahudi bu parayı aldıktan sonra anlatmaya başlar: "Önce ölü bir balık bul, kafasını kes ve içine içi su dolu bir bardak yerleştir. Sonra gece yarısı, ay tam tepedeyken, bir bardağı bir kilisenin bahçesine göm..." Polonyalı açgözlü bir tavırla, "Ee" diye sözünü keser, "Bütün bunları yaparsam, ben de zengin olur muyum?" "Öyle hemen olmaz" diye cevap verir Yahudi, "Daha başka şeyler de yapman lazım; ama geri kalanını öğrenmek istiyorsan 5 zloty daha vermelisin!" Yahudi parayı aldıktan sonra hikâyesine devam eder: "Seni aşağılık herif, ne yapmak istediğini anlamadım mı sandın? Bu işin sırrı mırrı yok, sen sadece cebimi son kuruşuna kadar boşaltmaya çalışıyorsun!" Yahudi sakin sakin, uysal bir tavırla cevap verir: "İşte şimdi biz Yahudilerin bu işi nasıl yaptığını anladın..."

Bu fıkrada, Zizek'in önemli bulduğu nokta, Yahudi'nin Polonyalıyı aldatmamış olması, sözünü tutup ona insanların cebini nasıl boşaltabileceğini öğretmesi ve Polonyalının farkında olmaksızın gerçeği söylemesidir; bu gerçek orada 'sır' olmadığı gerçeğidir. Çünkü Yahudi'nin 'sırrı', "Polonyalının Yahudi hakkındaki fantezisinden -ya da 'bizim', 'onların' davranış kalıplarına, kimliğine özgü beklentilerimizden- başka bir şey değil aslında. Aynı nedenle, Polonyalının aldatıldığını söyleyemeyiz; aldatılıyorsa bile, bunun nedeni Yahudi değil, kendisinin 'ötekine' (Yahudi'ye) ait fantezileridir." Bizim de Kürtlere karşı beslediğimiz duyguların temelinde, onları ötekileştirip fantezi dünyamıza hapsettiğimiz gerçeği olmasın? Ya da onlara karşı hissettiğimiz şey, tam anlamıyla 'içimizdeki terör'ün bir yansıması olmasın?

İnsanı gıdıkladığı kadar işaret ettiği tuhaf insanlık hali nedeniyle derin derin düşündüren bir fıkra da bizden verelim: Bir Lazla bir Kürt birlikte idam sehpasına çıkarılır. Cellât, iki kurbanından önce Kürt'e son arzusunu sunar. Kürt, "Anamı görmek isterim" der. Cellât, "Kabul" deyip Laz'a döner; "Senin son arzun nedir?" Laz cevaplar; "Kürt, anasını görmesin."

Bu iki fıkranın bize gösterdiği şu: Semptom yoksa kimlik de yoktur. Yahudi figürü olmasaydı Nazi milliyetçiliğinin söyleyebileceği pek bir şey de olmayacaktı. Aynı şekilde, Kürtler de olmasaydı, Türklerin söyleyecek hiçbir şeyleri olmayacaktı. "Kimliğin ardındaki travmatik boşlukla karşılaşmayı semptom sayesinde (ve 'öteki' pahasına!) yapay bir şekilde önleyerek illüzyonlarla yaşayabilir insan; bunu seçmeyenler içinse, semptomu yorumlamak tek çare." Ve semptomu yorumlamanın mantıki uzantısı, semptomla özdeşleşmek (ki Lacancı etik de bu şekilde beliriyor): "Biz hepimiz Kürt'üz" diyebilmek. Ya da: Biz hepimiz zenciyiz, Ermeni'yiz, Alevi'yiz...

Çıkış noktası olarak, toplumu ve toplumsal bağları homojen, antagonizm içermeyen statik bir 'bütünlük' olarak görmekten vazgeçmek gerekiyor. Vazgeçmemiz gereken bu 'makro' bakış, ister istemez, bir semptom olarak 'öteki' figürüne ihtiyaç duyacaktır. Bunun tersine, sadece Lacan, Zizek değil, Levinas, Derrida gibi birçok başka filozofun da öne sürdüğü gibi, toplumsallığı 'ötekine' karşı duyulan bir sorumluluk çerçevesinde yeniden tariflemek gerekiyor. Etik/politik tavır da, böylece, 'millet', 'biz' gibi bağların gerektirdiği/dayattığı normları, kuralları ve inançları izlemekte değil, bunları öteki ile karşılaşma çerçevesinde yeniden gözden geçirmekte belirecektir. 'Öteki' sadece yakınımızda oluşandan ötürü bile bizi bu yeniden düşünmeye, 'refleksiyona' zorlayan kişi.

İçimizdeki terörle yüzleşmek...

Etik tavır, 'biz' ya da 'ötekinin' kimliğine ilişkin sorulardan ve hatta 'toplum'dan önce gelen bir tavır. Öteki ile karşılaşma, toplumsal bağın kendisinin kurulması için yapısal olarak gerekli; zira yabancı figürü olmadan ne 'biz'den ne de 'onlar'dan söz edebiliriz. Öteki olmazsa, tam da varlığını öteki ile karşılaşmaya dayandırdığı için, toplumsal bağ da yok olmaya mahkûm (Bu nedenle Yahudi kıyımı, Nazizm'in de yıkımı ya da toplumsal akışkanlığın kendini yok etmeye yönelen 'ölüm çizgileri'ne dönüşmesi anlamına gelmiyor mu?).

Kürtler şu anda çıplak ve çıplaklık, gerçek bir kimliğin oluşumu engellendiğinde ortaya çıkar. Bu çıplaklık, toplumsal bağlam tarafından imkânsız kılındığında dağılan performansa dayalı sahte bir kimliğin parçasıdır. Bu noktadan sonra, Kürtleri sevdiğimizi söylememiz de, bu sahte kimliği yeniden üretmekten başka bir işe yaramayacaktır. Peki, bütün bu belirtilenlerden sonra, içimizdeki terör nereye oturuyor? Kürtler neden sürekli 'içimizdeki terör'ün ve 'içimizdeki faşizm'in görünür/gönüllü kurbanları oluyorlar? Neden onlardan nefret ediyoruz? Sürekli böyle düşünmekle, Kürtleri ağır ağır öldürmekte olduğumuza inanmıyor muyuz? En büyük kötülük bu değil mi, insanın ağır ağır ölmekte oluşu? Bu tersine dönüş, ruhumuzun derinliklerine işlemiş durumda. Bunun çözülmesinin tek yolu, ardında gizlenen terörle yüzleşip onu güncelleştirmektir. Çünkü her birimiz, gerçekle karşılaşmaktan duyduğumuz korkunun tutsağıyız. Bachmann ne demişti: "İnsanın gerçek ölümü, hastalıklardan değildir, insanın insana yaptıklarındandır."

İçimizdeki terörle yaşanılacak yüzleşme, kendiliklerin de daha bir güzel ortaya dökülmesini, ifade alanları bulabilmesini sağlayacak. Kendiliğimizin asıl kurbanı 'içimizdeki terör', 'içimizdeki yabancı' ve 'içimizdeki faşizm' çözülecek. Bu kendilik, tüm sürecin gerçeğini görmeyi neredeyse imkânsız hale getiren bir itaat tarafından çarpıtılmış bir kendilik olmaktan çıkacak. İşte tam da burada, biz Kürtleri yeniden göreceğiz. O zaman içimizdeki yabancı olan Kürtlerle ilişki kuracak ve böylece kendimizi yeniden tanıyacağız. Çünkü unutmayalım ki, bir yabancıyı nasıl düşündüğünüz, onunla nasıl ilişkili olduğunuzdan bağımsız değildir; yabancıyla nasıl ilişkili olduğunuz da kendinizle nasıl ilişkili olduğunuzdan bağımsız değildir. Yani, Kürtleri tanımakla aslında kendinizi tanıyacaksınız. Kürtlere bakın, onlarda kendinizi göreceksiniz.

alıntıdır...
 

İηvictus

Banned
bence anlamsız bir kürt-türk çatışması içerisine girmek kimseye bir şey kazandırmaz. kazanalar bu konuyu ortaya atarak bizim bu sorunla meşgul olmamızı arzulayanlar olacaktır.. bu topraklarda bu insanlar senelerdir beraber yaşamayı başarmışlardır. bundan sonrada başaracaklardır..
 

ChaMuR

Altın Üye
son günlerde okuduğum en güzel yazı..yazan mükemmel bir kalem örneği göstermiş..
 

Kel_Bald

New member
Zaten ne zaman önemli meseleler açılsa konuyu kapatmak için hemen Kürt-Türk kavgası başlatılır. Kavga yoksa bile konusu açılır, tıpkı bu konu gibi.
Hadi kavgayı yapanlar bir tarafta yapıyor. Ki bunca insanın dikkatini çekebildiklerine göre son derece akıllı adamlar.
İyi hoş onlar akıllıda biz neden bu kadar salağız. Türkiyede bir Türk-Kürt kavgasının olmadığını ve olmayacağını ne zaman anlayıp bu boş konuyu bir tarafa bırakacaz. ve gerçek konulara bizi asıl ilgilendiren konulara dönecez. Türklerle kavga edenlerden hangisi Kürtleri temsil ediyor, yada Kürtlere laf atanlardan hangisi Türkleri temsil ediyor. Temsil değerleri ne ?
Zaten bu konuyu konuşmak bile birilerinin ekmeğine balı seriyor. Konuyu kapatıp Kürt-Türk ayrımını bir tarafa bırakıp gerçek sorunlarımıza bir gün dönebilmek hayal bile olsa bence çok güzel bir hayal. Belki bir gün akıllanır ve bu hayali gerçekleştiririz.
 

esfanu

New member
ArkadaŞlar Konu Ve Yazi GÜzel
Ayni Gazetede Alev Alatlinin 'unutma'baŞlikli İkİ Veye ÜÇ Tam Hatirlamiyorum Yazisi YayinlanmiŞti, Onu Takİp Eden ArkadaŞlar Varsa Kİ DÜn Ögrendİm Ayni İsİm Altinda Kİtabida VarmiŞ.okumayanlarin Okumasi Gereken Bİr Yazi .
Orada Bu Hallere GelİŞİmİzİn,İngİlİz SÖmÜrgecİlİgİnİn,İngİlİz MaŞasi Devlet Adamlarinin,diŞardan Bİr Mİllet Nasil YÖnetİlİr,nasil SÖmÜrÜlÜr,arap Yarimadasina Bu İŞgalcİ Devletlerİn Nezaman GİrdİĞİ Ve BugÜnlere GelİŞİmİzİn
İŞte Bu AyrimciliĞin KardeŞ Kavgalarinin HerŞeyİn Cevabini, Tarİh ,yer,İsİm Nevarsa Verİyor. Tabİ Hepsİde Malesef Osmanlinin HastalandiĞi Yillarda BaŞliyor. Bunlarin Hepsİnİn Oyun OlduĞunu Anlamamiz Ve FİgÜranliktan VazgeÇmemİz Gerekmektedİr.saygilar
 

K£ĿWΪNAТǾЯ

New member
Çanakkalede cephede kürtlerde vardı ve halen orduda kürt askerler var ama malesef kürtlere devlet kurdurtmak isteyen ve Türkiyenin karşı çıkacağını bilen dış güçler kardeşi kardeşe kırdırıyor. Bizde evlat acısı kürtlerde kuyruk acısı olduğu sürece pek kardeş gibi olmamız mümkün olmayacak. Kürt meselesi için siyasi rant yada kavgalar asla bitmeyecek, şimdi başbakan çıkıp bu meseleyi halletmeye kalksa birileri çıkıp tavizci diyecek, teslimiyetçi diyecek, bölücü diyecek, vatan hayini diyecek, vs. vs. bunları söyleyecek arkadaşlar bu forumda bile mevcut. Nasıl çözülecek ki bu mesele?
 

Gizli Özne

New member
Ne güzel söylemişsiniz arkadaşlar
Kardeşçe yaşamak varken ne diye bizi kışkırtanların oyunlarına geliyoruz anlamıyorum
Ben de bir Kürt genciyim
Bugüne kadar hiçbir Türk'ü düşman olarak görmedim
Aksine hepsini kardeş olarak benimsedim ki öyle de zaten
Ama bu forumda da mevcut olmakla birlikte birçok Türk arkadaşımız bizi düşman olarak görüyor
Diğer arkadaşlarımın da söylediği gibi bu durum sadece bizi birbirimize düşürmeye çalışıp bunu menfaatleri doğrultusunda kullananların işine gelecektir
Madem aynı topraklarda yaşıyoruz,topraklarımızın ve birbirimizin kıymetini bilelim
 

araghorn-g

Pentaxian
bir devlet içinde farklı etnik kökende insanların olması o ülkenin kültür zenginliğini artırır. Farklı düşüncedeki insanların bir ülkede yanyana olması, tartışması demokrasi kültürünü geliştirir.

Bizim ülke aydınlarımız bile tartışmaktan aciz çoğu zaman. Halk ne yapsın. Biz toplum olarak empati yapmayız. Biraz bu yeteneğimizi kullanmaya çalışsak birçok kişinin düşüncesi değişecek. bundan 10 yıl kadar önce Ordu Valisi Kemal Yazıcıoğlu doğudan gelen vatandaşların Ordu'ya girişini yasaklamıştı. Tepki görünce sadece belli bölgelerde denetim altında tutmaya çalışmıştı. Ben şimdi kendimi o vatandaşların yerine koyuyorum. Ben İzmir'e gitsem ve beni izmir'e sen karadenizlisin diye sokmasalar acaba ne düşünürdüm, siz ne düşünürdünüz, herkes size potansiyel terörist muamelesi yapma tepkini ne olurdu. İnsanları dışlayarak aslında bilmeden teröre destek veriyoruz. İnsanlar birşeye, bir gruba bağlı olmak isterler. Biz Kürt vatandaşlarımızda bu boşluğa yer vermemeli kendimizden biri olarak kabullenmeliyiz. Her Kürt terörist değildir arkadaşlar.
 

2007birol

New member
KÜRT-TÜRK ve diğer ırklar insan olarak aynı atadan geliyoruz ...
Ama ülkede başka nasıl kaos yapabilirlerki Alevi-Sünni,Laik-Antilaik,.....
Böyle bir malzeme varken ellerinde.........
Kaşıyıp duruyorlar...Ama millet oyuna hala gelmedi Toplumsal bir Çatışma hala olmadı Afrika kabilelerinde olduğu gibi...
Her halde buna şaşırıp duruyorlardır bazı Senaristler nerede yanlış yaptık diye....
 

Gєηco

Altın Üye
şimDi oLay şu...
ben Türk'üm TürklüğümLe heR zaman guRur duyaRım..
KarşımdaKi kürt'se yada farKLı bir ıRksa ona kaRşı saygım sevgim sonsuzDur. eğer kişiliği Türk vatandaşLığını götürebiliyorSa..
şimdi yukarda yazıLan yazıLarı oKudum yazan kişiye ksmen katılıyorum..ama yanLış yerLerde yok değiL..
Kürtçe konuşuldugunDa neden garipseniliyor deniLmiş..
buRası Türkiye ve biz bağımsızlığımızı DilimizLe dinimizLe kazanDık.. ve buRası Türkiye Amerika diiL...düşünsenize.. heRkes faRklı faRKlı dillerde konuştugunu.. önemLi oLan kimsenin egosunu tatmin etmeme duygusudur.. ve kenDini geRçekten Türk vaTAndaşı olarak yürekten hissetmektir.. yokmu böyLe kürt kardeşlerimiz tabiKi var güneydoğudayım..
ve canımı istese vericeğim en yakın arkdaşım küRt şimdi ben nasıl kürtLerden nefret edebiliyorum deRimki.. yanLış ve insanı kötüye doğru sürükleyecek bişy..

kısacası ben şunu deRim...
TürkLer kardeştir..Kürtler kalleştir diyen kişinin zekasından şüphe edeRim ve benim gözümDe en büyük böLücü oDur. yada 14-15 yaş grubuna sayaRım..


Kimsenin istediği olmayacak bu ülke hepimizin bayrağımız ay yıldız..

KuruyLa yaş ayrılıcak birgün ve geriye KalanLar..temizlenecek

Ne mutLu kürt oLupta ben Türk vatandaşıyım Diyene....
 

ifrit

RuHaNi WaRliK
arkadaşlar ne güzel yazmışsınız, sevgi kardeşlik dostluk barış

tarihini, yaşadağı coğrafyayı bilmeynler için, kitap okumadan ziyade bildiği üç beş bilgi kırıntısıyla fikir yürütenler için çok güzel söylemler bunlar

ama gerçekler böyle değil;

aslında onların kendi kendilerine sorması lazım, tarihteki yerimiz nedir, biz ne zaman bu topraklara gelmişiz, nereden gelmişiz ama bunu yapmıyorlar, yapmadıkları gibi bizim yaptığımız araştırmalara da inanmıyorlar

siz türklerin göç eden kollarından birisiniz diyoruz kabul etmiyorlar, aksini idda ediyorlar ama gerçekçi bir yaklaşımla açıklamasını da yapamıyorlar

hadi bunları geçtik, onların ezelden burada olduğunu kabul ettik, onlar ne türk ne fars ne arap, peki tarih bunu kabul ediyor mu, yada edecek mi? hayır!

kimin nerden geldiği derin mevzu, işin içinden çıkamıyoruz, onları istedikleri şekilde yarım yamalak kabul ettik diyelim

peki bize 17,18 ve 19. yy da olanların hesabını kim verecek? kendi tarihini okumadan konuşanlar, sevgi nutukları atanlar mı?

93 harbi değilmidir Osmanlı İmparatorluğu'nu sarsan, 93 harbi değilmidir moskof tohumlarının Kars vilayetimizi zaptedip Erzurum kapılarına dayanan, gencecik fidanları sokulta solduran?

tek moskof tohumu değil ki savaştığımız, soğuk bir yandan, yokluk bir yandan... düşmanin biri değil ki bini birden geliyor

ordu toplayalım deniyorda, hani nerede? koca imparatorluk heryerinden alev almış gencecik fidanlar savaşlarda yanıp yok oluyor

gelin diyoruz savaşalım, moskof geldimi türk kürt ayırmayacak hepimiz kırıp geçirecek ama dediğimizle kalıyoruz

Osmanlı'nın en büyük eziyetidir bizi askere almak diyor biri
5000 asker silahlandırıp getireceğim diyor başka biri ama 5 kişi getiremiyor
gelenlerde kaçıyor askerden, cepheden kaçıyorlar, kaçtıklarıylada kalmıyorlar, silahlarıda alıp gidiyorlar

tamam silahtan da vazgeçtik askerliklerinden de, ah birde moskoflara yardım etmeselerdi, nede olsa onlar savaşı kazanacak diyip onlardan yana taraf tutmasalardı bize yeterdi

yardım görmediğimiz gibi birde arkadan vuruluyoruz.

moskof Kars'ı ele geçirmiş Erzuruma yürüyor, Muhtar Ahmet Paşa o zamanlar ordu komutanı, asker lazım diyor, olanları düzenleyip ordu kuruyor

ya ne?

kürtler arkadan kuşatmasın diye, gelen yardımları yağmalamasın diye Doğubeyazıt'a asker bırakıyoruz

ya Erzurumun düşme tehlikesi? hele bi arkamızı güvene alalımda Allah büyüktür diyor


sevgi dostluk kardeşlik güzel şeylerde, gerçek hayatı konuşurken gerçeklerle konuşalım

boş nutuklarla değil, tarihte olan olaylarla, bilerek!
 

Fatih Hoca

Banned
İleriye dönük bir varsayımda bulunursak, bugün K.Irak'ta savaş çıksa;

- Kılını bile kıpırtmayacak olanlar( 'Bu Vatan Kimin' şiirini iliklerinde hissetmemiş olanlar )

- Savaşa destek olanlar( PKK'dan taraf olanlar )

- Savaşta destek verenler ( Savaş durumunda PKK'ya yardım ve yataklık edecek olanlar, askerimizin karşısına geçip evlatlarımızı şehit edecek olanlar )

Sizce bu sayı azımsanacak kadar çok mu, büyütülecek kadar az mı ?

- Geçmişte askerimize polisimize halkımıza bayrağımıza toprağımıza ihanet edenler ( Bunların içinde öğretmenleri mi ararsınız, muhtarları mı sayarsınız, geçici köy korucularını mı gösterirsiniz, kimi sanayici iş adamı politikacı vs. cartcı curtcu şerefsizi mi.

- Parti kurup onu örgütün arka bahçesi haline getirenler, Apo'yla görüşenler. Yasaların belirsizliğinden ve kimi politikacıların merhametinden faydalanıp tahliye olanlar, yemek yediği çanağa işeyenler !

Ne yazık ki bu rakamlar hiç de azımsanmıyacak kadar çok ve ABD büyük 'AZINLIĞI' kullanmak istiyor. Bunu ileride başaramaması için de birlik olmaktan başka çaremiz yok. Demem o ki bu tarz tartışmalara hiç girmeyelim. İşte o zaman bölünürüz. İşte o zaman Pkk sözde amacına ulaşır. Abdülhey'in sözüyle; Tek bir devlet yok, tek bir vatan var. Bu vatana sahip çıkalım.
 

yyferhatyy

New member
ben d kürdüm ama bölmek istemiorm ve bölenlede qerekirse kanlı bıçaklı kawqa ederim arkadaş demişki tip erini deqişsin ler felan kandini ne sanıyorsa bu resmen hakarettir sonrada kürtler saldırqan oluyor bu lafı benim karşımda dese tek kürt akrabam olmasa bile verirdim hakkını.hem bu arada unutmayın ki hepimizin sülalesine bir tanede olsa kürt karışmıştır.
 

siamo

New member
Ben ırkçılığa karşıyım hepimiz Türk üz. Kürtlerinde bunu kabul etmesi lazım.
 

grossherz

New member
geçenlerde amerikadan bir türk kızla yazıştım mirc ta tıp okuyor ve amerikan vatandaşı amerikayı sordum ve orda yaşamaktan memnun olup olmadığını -elbette memnunum burası benim vatanım bu ülkenin kimliğini taşıyorum ve burdaki herkez gibi haklara sahibim diyor şimdi sorarım hakkaride yada şırnakta bir vatandaş valiliğe gelince neden devletinizden yardım isterim der sanki onlar bu ülkenin vatandaşı değilmiş gibi biraz galyana gelseler kemalin p.çleri
diye haykıran bu gençler aceba hangi ülkenin vatandaşı şimdi tekrar düşünün amerikadaki 99 ırk herbiri ben amerikalıyım diyebiliyorda türkiye vatandaşları neden türk kimliğini kendine sığdıramıyor mesele ne biliyormusunuz cehalet vebirilerinin kürk devlet sözü aslında bu konulara hiç girmek istemezdim ama bu uzun yazıyı okuyupta hele içinde sigmund freund da varken cevap yazamadan edemedim biri çıksın ve desin ki ben ankaradaki bir vatandaştan yada istanbullu bir vatandaşın yararlandığı haklardan faydalanamıyorum desin anayasa daki devleti devlet yapan aynı dil aynı bayrak kavramlarını da dikkate alarak biri söylesin ayrım yapılıyor diye....
 

bosver

New member
Sırf maniplasyon amaçlı bir yazı. Bizde, vatanın sahiplerinde ve koruyucularında kompleks oluşturup daha fazla taviz verdirmek amacıyla yazılmış. Bu yazıyı okuyan Türkler ne düşünecek(aynen yukardaki yorumcuların birçoğunda olduğu gibi) : tüh biz zalimmişiz, bu Kürtlere ne büyük kötülükler yapmışız, adamları ne biçim ezmişiz bütün haklarını ellerinden almışız v.s Sonra gelsin daha fazlası. Unutmayın insanoğlu hep daha fazlasını ister. bugün kürtçe eğitim ister, yarın kendilerine ait okul, sonra eyalet sistemi, muhtarlık , özerklik, bayrak ve toprak........ istemem diyen buz gibi yalancıdır. bugün istemezse yarın ister, çocukları istemezse torunları ister. onlar isteyecekler bu tabiatın kanunu fakat biz de vermeyeceğiz bu da bizim yaratılışımız. yaratılış zayıflığı affetmez.

ha bu arada bu yazıyı kürtler okuyunca da şöyle düşünecekler: vay babom biz haklıymışız. bizi ezmişler , sömürmüşler, Türkler bize şöyle şöyle kötülükler yapmışlar, şehre gitmemizi istememişler, kürtçe konuşmamızı yasaklamışlar vs, vs.
bu yazıyı yukarda yazdıklarımdan başkasına hizmet etmez.
Unutmayın : Bu millet ancak , yanlış yaptığına inandırılırsa ve özgüveninin yok olması için hertürlü hakarete maruz kalırsa yok olur. selamlar....
 

gokhand84

New member
bir devlet kültürüyle,örfüyle adetiyle,töresiyle ve en önemlisi tarihiyle vardır...bu unsurları oluşturanda millettir.biz türk milletiyiz veTÜRKİYE CUMHURİYETİ de vatanımız.bunu sindiremeyen her kimse vatan hainidir.vatanını milletini bayrağını seven sayan herkes kardeşimiz...bunları yok sayanda baş düşmanımızdır...
 

taypen

New member
TÜRK TÜRK'tür kürt kürt tartışmaya ve kıyaslamaya gerek yok TÜRK'ÜN TÜRK'TEN BAŞKA DOSTU OLMAZ.....
 

2007birol

New member
Ben KÜRT değilim ama şunu söyleyebilirim....TÜRK olup da adam olmayanlarda az değil yani.
Demek ki TÜRK veya KÜRT olmak önemli değil memlekete,millete nasıl bir hizmette bulunuyoruz önemli olan bu....
Söz konusu Vatansa; gerisi teferruattır.
 

DaVaM

Banned
Acaba ana dili farklı olmak farklı bir millet olmaya bir delilmidir?
Bu yazı resmen şunu diyor kürtler farklı, türkler farklı bir millettir, Türkler kürtlere azınlık gibi davranmamalı, dışlamamalıdırlar.
Peki bu yazı kime?
Türk Milliyetçiliği esaslarına göre kurulmuş t.c devletine mi?
Ülkemizdeki bütün Türk Milliyetçilerine mi?
Biyolojik ırkçılığı savunan Türkçüleremi?
Arkadaşlar bu ülkenin insanları bir şekilde birlik olmak mecburiyetindedir. Osmanlı bunu İslam Birliğiyle başardı, Türkiye ise azınlık olarak sadece gayri müslimleri gösterdi. Kürtler veya kendisine başka şekilde tanımlayan insanlar bu ülkede azınlık olarak sayılmadı.
Elbette devletin doğu ve güneydoğuya yatırımı batıdaki kadar olmamıştır ama bunun sebebi orda yaşayan insanların etnik kökeni değildir. Şırnak gelişememişse, erzurum aşkalede gelişemedi. Bu devleti yönetenlerin hatasıdır, ülkenin ideolojisini belirleyenlerin değil.
Bu ülkenin resmi dili tektir, evinde herkim nece konuşursa konuşsun resmi yazışmalarda, okullarda devlet dili türkçedir. DTP li belediye başkanı kürtçe bildiriyi belediyede yayınlayıp bunun bir insan hakkı olduğunu idda ediyorsa komik duruma düşer. Yapmak istediği sadece kürtçülük ve isyandır.
Toplumda kürtlerin haklarını koruduğunu idda eden kürtçüler bulunduğu müddetçe bu ülkede bu sorunun biteceği yoktur bu pervasız tavırlara cephe alıp kürtlerden nefret etmeye başlayan biyolojik ırkçıların çoğalmasındaki sebep budur.
Evvela kendini kürt kabul edenler nerede olduklarını iyi tayin edecekler.
1. Ben Kürdüm, kürt türk boylarının bir koludur lehçem farklı olsada türk kültürüyle içiçeyim yani orta asyadan türküm.
2. Ne olduğum önemli değil yıllarca Osmanlı zamanında kaynaşmışız kız almış, vermişiz kanımızı, kafatasımızımı ölçtüreceğiz? Türklük kimliği bu ülkede kabul edilmişse, Türküz.
3. Farklı bir milletde olsak etnik milliyetçilik yapamayız çünkü müslümanız ve islam bu tür milliyetçiliği yasaklar islamın dirliği, birliği ve bütünlüğü için vatanımız Türkiyedir, türkler v.s de kardeşlerimizdir bu ülke hepimizin.
4. Ben Kürdüm, türküm diyemem, farklı bir millet olduğuma inanıyorum Türkiyenin resmi ideolojisinin türk milliyetçiliği kalıbından çıkartılmasını hatta federasyon veya eyalet sistemine gidilmesini istiyorum, ancak ülkenin bölünmesine katiyyen karşıyım ve bu fikirlerimin demokratik yöntemlerle deklare edilmesini savunuyorum. Terörü lanetliyorum.
5. Farklı milletim ve milletimin ırkçılık derecesinde milliyetçisiyim, bölünmeyi ve kendi milli devletimizi kurmak istiyorum devlete düşmanım.
Kürt aydınları, türkleri ve devleti sorgulayacağına önce kendilerini sorgulasın yukardaki beş seçenekten hangisini tercih edecekler?
Eğer beşinciyi tercih ediyorsalar kendileri gibi düşünen türklerin mutlaka olacağını da kabul etmeleri gerekiyor. Bu da ülkemizin iç savaşa sürüklenmesi demektir.
Diğer dört seçeneği tercih edenlere ise sağduyu sahibi milletimiz düşmanca yaklaşmayacak, dışlamayacak bağrına basacaktır.
 

HTML

Üst