Köleleştirme Oyununun Umut Tacirleri

atn42

New member
Katılım
6 Ağu 2008
Mesajlar
2,052
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
PROMETHEUS'UN yanından
- Televizyonlarda, gazetelerde, meydanlarda “öbür dünyadaki cenneti” bugünden pazarlayıp paraya ve koltuğa dönüştürenler…

- İnsanların piyango bayilerinin önünde uzun kuyruklar oluşturmasını marifet sanıp umut satanlar…

-Televizyonda, “para kazandırma oyunu” oynatıp halkı aşağılayanlar…

- Ve kapılarına sadaka niyetine üç kilo pirinç bırakılmasını bekleyen insanlar, karanlık çağlardaki gibi…

21. yüzyılda yaşanan bütün bunlar, yozlaşmış faşist bir ortamın göstergeleridir.

- İnsanlara eğitimi, sağlığı, konutu sağlayacaksın; onu üretken hale getireceksin, çalışma olanakları yaratacaksın…

- Örgütlenip payını elde edebilmesi için, demokratik haklarını sağlayacaksın…

- Sosyal devlet güvencesi altına sokacaksın…

Oligarşi ne yapıyor? Sıralayalım;

1) İnsanları, kapılarının önüne “sadaka bırakılmasını bekleyen dilenciler” durumuna sokuyor, halkı aşağılıyor… Balık tutmayı öğrenmesinin yolunu tıkıyor, sadaka balık dağıtarak vatandaşı, kul ve köle haline bilinçli bir biçimde getiriyor…

2) İnsanlar umutlarını piyangoya bağlamışlar. İş yok, çalışıp onurlu bir biçimde ayakta durmak yerine “lotarya cemaati” olarak bir sığınak arayacak. Uyuduğu zaman rüyasında “büyük ikramiyeyi görecek”, onunla avunacak… Gerçekler rüyalarla örtülüyor.

3) Televizyonlarda “para kazanma yarışları” düzenleniyor. Horoz dövüşü, at yarışı, it yarışı misali insancıklar birbirine kırdırılıyor; aşağılanarak duygu sömürüsü yapılıyor. Bunların o eski Brezilya dizisi Köle İsaura’dan farkları yok, insanlar köleleştiriliyor…

4) Kapılarına sadaka bırakılıyor. Binlerce yıl öncesindeki ilkel toplumlarda zenginin fakire “artıklarını dağıtması gibi” dilenci bir topluluk, programlı bir biçimde yaratılıyor.

Çağdaş değerlerin yerine ilkel ve kokuşmuş çağdışı dönemlerin laboratuvar çalışmaları yapılıyor.

5) Ve siyaset meydanlarında sesleri kısılmış umut tacirleri halka plan, proje, çağdaşlık, egemenlik, hak, hukuk, insanlık vaat etmiyorlar, umut tacirlerinin vaazını veriyorlar sadece; onlar aralarında yarışıyorlar, “it dalaşı misali”…

Oligarşi demokrasi oyunu oynuyor; aynen televizyonlardaki para kazandırma oyunu gibi, “bul karayı al parayı” oyunu bu; insanlık ayıbı, karartma, aşağılama, köleleştirme, kullaştırma ve sonunda sömürgeleştirme…

Mal pazarı değil, insan pazarı…

- Her şey piyasaya emanet ama sonunda o da batmış

- “Her şey Allah’a emanet” diye inanç sömürüsü yaparak çıkar sağlayanlar

- Aslında, “her şey Amerika’ya emanet” diyemedikleri için işi başkalarının üzerine yıkıyorlar.

“Her şey bize emanet, biz de Amerika’ya…” deseler işi çözecekler, gerçek ortaya çıkacak. Bir kere de dürüst olsalar…

Kullar, köleler, cemaatler bir yanda; ve öte tarafta yeni oligarşinin sadaka dağıtıcıları… Onun arkasında Avrupa, Amerika desteği…Çığırtkanlar, umut tacirleri meydanlarda, öbür dünya cennetini pazarlayanlar, piyango bileti satanlar, artık yemekleri kapılara bırakanlar…

Türkiye Cumhuriyeti, sosyal ve laik hukuk devleti nerede? 70 milyon nerede? Umut tacirlerinin esiri mi olduk hep birlikte?

Geçen gün televizyonda bir reklamcı parlak çocuk, bir zenginin bilmem kaç kişilik koca bir mutfak yapıp sadaka yemek dağıttığını övünerek anlatıyordu.

Sadaka fabrikası kurmuşlar da haberimiz yok, Kafka’nın Ceza Sömürgesi gibi.. önce halktan çalacaksın, sonra çaldıklarının bir kısmını, durumunu daha da güçlendirmek için rüşvet olarak vereceksin. Hırsızın çaldığı malın birazını geri getirip kendini haklı çıkarması gibi…

Türkiye’ye çağdaşlık, katılımcı demokrasi, sosyal devlet gerek. Bunu yapacak siyasal partiler gerek. Halkın kendine sahip çıkarak “kulluğa, köleliğe son” demesi gerek… Kısacası, artık uyanmamız gerek…

K A Y N A K
 
Geri
Üst