Islak İmza'da flaş gelişme

muammer-oz

New member
Katılım
26 Eyl 2007
Mesajlar
363
Reaction score
0
Puanları
0
'Islak imzalı belge'de parmak izi araştırmak isteyen askeri savcılığa tahribat olur diye izin verilmedi.

160320101725504114392_2.jpg




[FONT=Arial, Verdana, Helvetica, sans-serif]Genelkurmay Başkanlığı, 1 Mart'ta İrticayla Mücadele Eylem Planı belgesinin ıslak imzalı aslının mevcudiyeti iddialarını doğrulayabilecek bazı delillerin elde edildiğini, bu kapsamda planı hazırladığı iddia edilen Albay Dursun Çiçek'in tutuklama istemiyle Askeri Mahkeme'ye sevkedildiğini, ancak tutuklama talebinin reddedildiğini açıklamıştı.

Adli Tıp "imza Çiçek'in" demişti

Adli Tıp Kurumu da 7'ye 4 oyla "İrtica ile Mücadele Planı'ndaki imza Dursun Çiçek'e ait" sonucuna varmıştı.

Taraf'ın iddiasıyla başladı

İrticayla Mücadele Planı, Taraf gazetesinin 12 Haziran 2009 tarihli sayısıyla gündeme gelmişti. Belgede, AK Parti ve Fethullah Gülen cemaatini yıpratmak için yapılması gerekenler sıralanıyordu.

'AKP ve Gülen'i Bitirme Planı' başlıklı haberde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında, bir şüphelinin ofisinde yapılan aramada ele geçirildiği iddia edilen bir belgeye istinaden, Genelkurmay Harekat Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'nde 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' adı altında bir çalışma yapıldığı belirtiliyordu.

Çalışmayı içeren belgenin altında 3. Bilgi Destek Şube Müdürü Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek'in paraf ve imzasının bulunduğu iddia edilmiş ve belgeye ait fotokopiler yer almıştı.

İrtica eylem planı, aylar sonra bir subayın savcılara gönderdiği "orijinal belge" ve beraberindeki ihbar mektubuyla tekrar gündeme gelmişti. Belgeyi gönderen subay, "Tartışmaların başladığı dönemde Albay Dursun Çiçek'in odasındaki belgelerin imha edildiğini, kendisinin sadece bu belgeyi kurtarabildiğini" yazmıştı.

Bu süreçte Albay Çiçek iki kez tutuklanıp serbest bırakılmıştı.
[/FONT]

Islak İmza'da flaş gelişme





Hani Başbakan 'kurumlar arası Güven tamdır' diyordu. Hakikaten doğruymuş.
Belgenin sahte olduğu meydana çıkacak tabiii.....
 
Keşke gerçek olsada akepe ve gülen bitse şu ülkede de rahat a ersek .. Sağcı yada Soldu değilim ; Tamamen Kemalist ' im ama şu an en azından Türk'lüğü savunduğu için Mhp taraftarı biriyim ; elimde olsa yaparım yani ..

Ama durun daha neler çıkıcak sahte böyle , foyalar çıkıyor meydana sayır rte .. sırada ne var ; Laz açılımımı ? ama onlar yemez demi onlar senin kadar cahil değil
 
hmmmm smiley kullanarak görüşlerimi göstermek istiyorum::

:smile::durdurun:001_rolleyes::001_tongue::w00t::rolleyes::tongue_smilie::biggrin::biggrin::laugh::thumbup1::thumbup::001_smile::lol::biggrin:goz::clap:victory:):p


:sigara:
 
140320100905531201852_2.jpg


Islak imzalı belge tehlikede!
Millete ihanet planlarının bulunduğu ‘Islak imzalı' belge üzerinde TÜBİTAK ve Adli Tıp Kurumu'ndan sonra Jandarma Kriminal Laboratuvarı tarafından yapılan 3. incelemenin ardından askeri savcılık 4. bir inceleme başlattı. Belge üzerinde daha önce yapılan üç inceleme de, imzanın Albay Dursun Çiçek'e ait olduğunu ortaya koyarken, askeri savcılığın Jandarma Kriminal Laboratuvarından yeni bir araştırma istemesi manidar bulundu. Askeri Savcılığın bu kararı ise, Albay Dursun Çiçek'in avukatı İrem Çiçek'in ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı' üzerinde parmak izi, kağıt ve mürekkep incelemesinin yeniden yapılmasını talep etmesi üzerine aldığı öğrenildi. Vakit'e konuşan uzmanların son uyarıları ise, yeni bir planı önceden deşifre etti.

“ÇIKIŞ YOLU ARANIYOR”

Eski Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek, Adli Tıp Kurumu'nun kanunen kurulan resmi bilirkişi olduğunu belirterek, “Jandarma ya da Emniyet kriminal elbette inceleme yapabilir ancak mahkemelerin teknik uzmanlık isteyen raporlarını Adli Tıp Kurumu veriyor. Yani dikkate alınması gereken rapor, Adli Tıp tarafından hazırlanmış olandır. Buna rağmen 4. incelemenin talep edilmesi ve bunun kabul edilmesi manidardır. Türkiye'de devam eden hiçbir davada Adli Tıp Kurumu tarafından verilen rapordan sonra üst üste inceleme yapılmamıştır. Kaldı ki artık bir değil 4. incelemeden söz ediyoruz. Burada çok açık bir çıkış yolu arandığı gözüküyor” dedi.

BU OYUNA DİKKAT!

Çıkış yolu arayanların aklından geçen yeni planı deşifre edecek şekilde açıklamalarda da bulunan Petek, “Albay Çiçek imzalı belge gide gele orijinalinin başına bir şeyler gelecek. Gelmese bile bilinçli bir şekilde birileri tarafından şüpheler dile getirilecek. Şüphelerle birlikte de mahkemeleri etkilemeye yönelik kampanyalar başlatılacak. Dahası eğer bu belge kurumdan kuruma dolaşırken bir süre sonra ‘inceleme niteliğini kaybetmiş', ‘incelemeye esas olacak nitelikte özelliği kalmamıştır' denilirse de şaşırmam. Çünkü belge incelenmekten artık orijinal özelliğini kaybetme riski ile karşı karşıyadır” diye konuştu.

ÜNLÜ GRAFOLOG BORNOVALI DA UYARDI

İlk kez Savcı Petek'in gündeme getirdiği konuyu Vakit'e değerlendiren ünlü grafolog (Yazı Bilimci) Zeynep Bornovalı da, belge üzerinde defalarca inceleme yapıldığını hatırlatarak, “İncelemeye tabi tutulan belgelerin aslının çok iyi korunması gerekmektedir. İncelemelerde de belgenin yıpranmaması için büyük özen gösterilmelidir. Belgenin taşınması esnasında meydana gelecek lekelemeler belgenin orijinalliğinin yitirilmesine neden olur. Belgeler taşınma ve korunma ortamlarından bile etkilenerek bozulabilir. Bu da devam eden soruşturmayı olumsuz yönde etkileyebilir. Sonuçta 3 önemli inceleme yapılmıştır. Halen bir inceleme yapılacaksa bundan sonra belgenin çok daha titiz şartlarda ele alınması gerekmektedir. Her inceleme ile belgenin orijinal ömrünün kısaldığı unutulmamalıdır” uyarısında bulundu.

kaynak


..................................

zaten ilker paşada konuşmasında "parmak izi araştırmasında kimyasallar kullanılacağını" dile getirmişti... bu ne demek oluyor belge tahrip olursa orjinalliğini yitirir istenen de bu zaten :goz:
 
140320100905531201852_2.jpg


Islak imzalı belge tehlikede!
Millete ihanet planlarının bulunduğu ‘Islak imzalı' belge üzerinde TÜBİTAK ve Adli Tıp Kurumu'ndan sonra Jandarma Kriminal Laboratuvarı tarafından yapılan 3. incelemenin ardından askeri savcılık 4. bir inceleme başlattı. Belge üzerinde daha önce yapılan üç inceleme de, imzanın Albay Dursun Çiçek'e ait olduğunu ortaya koyarken, askeri savcılığın Jandarma Kriminal Laboratuvarından yeni bir araştırma istemesi manidar bulundu. Askeri Savcılığın bu kararı ise, Albay Dursun Çiçek'in avukatı İrem Çiçek'in ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı' üzerinde parmak izi, kağıt ve mürekkep incelemesinin yeniden yapılmasını talep etmesi üzerine aldığı öğrenildi. Vakit'e konuşan uzmanların son uyarıları ise, yeni bir planı önceden deşifre etti.

“ÇIKIŞ YOLU ARANIYOR”

Eski Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek, Adli Tıp Kurumu'nun kanunen kurulan resmi bilirkişi olduğunu belirterek, “Jandarma ya da Emniyet kriminal elbette inceleme yapabilir ancak mahkemelerin teknik uzmanlık isteyen raporlarını Adli Tıp Kurumu veriyor. Yani dikkate alınması gereken rapor, Adli Tıp tarafından hazırlanmış olandır. Buna rağmen 4. incelemenin talep edilmesi ve bunun kabul edilmesi manidardır. Türkiye'de devam eden hiçbir davada Adli Tıp Kurumu tarafından verilen rapordan sonra üst üste inceleme yapılmamıştır. Kaldı ki artık bir değil 4. incelemeden söz ediyoruz. Burada çok açık bir çıkış yolu arandığı gözüküyor” dedi.

BU OYUNA DİKKAT!

Çıkış yolu arayanların aklından geçen yeni planı deşifre edecek şekilde açıklamalarda da bulunan Petek, “Albay Çiçek imzalı belge gide gele orijinalinin başına bir şeyler gelecek. Gelmese bile bilinçli bir şekilde birileri tarafından şüpheler dile getirilecek. Şüphelerle birlikte de mahkemeleri etkilemeye yönelik kampanyalar başlatılacak. Dahası eğer bu belge kurumdan kuruma dolaşırken bir süre sonra ‘inceleme niteliğini kaybetmiş', ‘incelemeye esas olacak nitelikte özelliği kalmamıştır' denilirse de şaşırmam. Çünkü belge incelenmekten artık orijinal özelliğini kaybetme riski ile karşı karşıyadır” diye konuştu.

ÜNLÜ GRAFOLOG BORNOVALI DA UYARDI

İlk kez Savcı Petek'in gündeme getirdiği konuyu Vakit'e değerlendiren ünlü grafolog (Yazı Bilimci) Zeynep Bornovalı da, belge üzerinde defalarca inceleme yapıldığını hatırlatarak, “İncelemeye tabi tutulan belgelerin aslının çok iyi korunması gerekmektedir. İncelemelerde de belgenin yıpranmaması için büyük özen gösterilmelidir. Belgenin taşınması esnasında meydana gelecek lekelemeler belgenin orijinalliğinin yitirilmesine neden olur. Belgeler taşınma ve korunma ortamlarından bile etkilenerek bozulabilir. Bu da devam eden soruşturmayı olumsuz yönde etkileyebilir. Sonuçta 3 önemli inceleme yapılmıştır. Halen bir inceleme yapılacaksa bundan sonra belgenin çok daha titiz şartlarda ele alınması gerekmektedir. Her inceleme ile belgenin orijinal ömrünün kısaldığı unutulmamalıdır” uyarısında bulundu.

kaynak


..................................

zaten ilker paşada konuşmasında "parmak izi araştırmasında kimyasallar kullanılacağını" dile getirmişti... bu ne demek oluyor belge tahrip olursa orjinalliğini yitirir istenen de bu zaten :goz:[/COLOR]


Kimmiş o uzman Zeynep Bornovalı mı:huh:yapmayın allahaşkına..El yazılarından yola çıkarak siyasiyerin ve ünlü isimlerin karakter ve sağlık analizlerini yapan MODERN FALCI.Nette zırvaları için 100 liraya müşteri arayan biri...Bumu uzman:huh:


Belgenin gerçekliğinin üzerindeki sisin dağılması için yapılması gereken parmak izi, kağıt ve mürekkep araştırmasından neden bu kadar korkuluyor anlamadım. Adli Tıp'ın verdiği karar tartışmasız kabul edilmeliymiş. Eğer Adli Tıpda şüpheye mahal verecek eylemler olmasaydı kabul derdim ama belge incelemesinde şaibeli işler oldu. Mesela imza albaya ait diyen dört üyenin üçünün 1 haftalık kurs ile üç ay önce atanan kişiler olduğu ortaya çıktı. Üç üye imza kime ait belli değil dedi. Adli Tıpda inceleme için kura yöntemi seçilirken bu inceleme için her daireden seçilen birer kişiden yeni bir birim oluşturulduğu idda edildi. Niçin hangi dairenin inceleyeceği kurayla belirlenirken bu iş için seçilme yeni bir birim oluşturuldu. Adli Tıp Kurumu başkanı bayan siyasi tesiri kastederek istifa etmedi mi? Diğer olaylarda da Adli Tıpın saçma kararları insanları defalarca mağdur etmedi mi? Bi gün siyah dediklerine öteki gün beyaz demediler mi? Şimdi nasıl Adli Tıpa güvenmemizi istiyorlar. Jandarma kriminal imza albayındır demedi, sadece benziyor dedi ama yandaş medya kendine yakışanı yapıp jndarma da imza albayın dedi gibi bir çarpıtma yaptı. Bütün bunların üstüne albayın avukatının belgede parmak izi, kağıt ve mürekkep araştırması, nereden kim tarafından gönderildiğini belirleme çalışması yaptırılmıyor, birileri bunu engelliyor iddaları da ortaya çıkınca insan tabi ki şüpheye düşüyor.Tabi bi de emniyetteki Fethullahçı örgütlenmeyi de unutmamak lazım. O yüzden bırakın belgede incelemeler yapılsın ve gerçek mi sahte mi anlaşılsın. Korkmayın belgeye birşey olmaz.
 
Belgede parmak izi incelemesi yapılması çok önemli...Bakalım kimlerin parmak izi çıkacak?Neden karşı çıkılıyor anlaşılması güç...
 
Bir ülkenin namusuyla bukadar uğraşilirmi acaba ?

Askeriye neden cami bombalasin arkadaşlar , onlar cuma namazina gitmedikleri için mi böyle düşünüyorsunuz ?

R.T.E nın yıllar önce Atatürke hakaretler içeren konuşmasini yaşi benden büyük ve araştirmaci olanlar herhalde daha iyi biliyordur.

Gülen kimdir ?

Askerde vardi birkaç tane arkadaşim onlarin tarafindan,anlata anlata bitiremezdi.Söyle okul yapdirdi,böyle dernek açardi bilmemne...

Şimdi devir onlarin devri,havuza paralar gömülüyor.Para akışı onlarda bu gülen denen adamin dünyanin 4 bir yerinde müritleri var resmen. Arkadaş madem 4/4 lük bir adam neden bu adami Türkiye de yaşatmiyorlar ? Adam yaşamamasina rağmen gitti RTE yi başbakan yapdirdi.

Üniversite dede çok başiniza gelmişdir , belli başlı evler var,abiler,ablalar var. Bu evlerde genelde yemek verilir kafasi yikanmaya müsaitler yada,zaten yıkanmişlar zincir gibi katilirlar birbirine.

Gene eski yıllarda Gülen'in TSK'nin içine kendi adamlarini yerleştirildiği bilinir,neden yerleştirdi ? Türk Silahli Kuvvetleri namazinda,niyazinda olanlara baskımı yapiyordu ? Hani demokratik ülkeydi açılımlar vardi ? Yada komutanlarin 5 vakit namazında mı olması lazım neyi kaldiramiyor ?

benim de pek işim olmaz siyasetle ama yeter tak etti.
Her Türk genci asker olur,olacak ve oldu. Yarin bir gün bizim evlatlarimiz askere gidecek,onlara böyle bir gelecek hazirlatmalarina izin vermeyin artik.TSK nin yerini rahmetli saddam gibi Tayyibin Ordusu almasin uyanin artik,vatan gidiyor,Türk Telefon'un bir tek adi kaldi,bu ülkeyi en hassas yerlerinden vurup satip bölmelerine izin vermiyelim.
 
Adli TIp

Tubitak

Emniyet kriminal

Jandarma Kriminal

olmak üzere bu dört kurum 7 defa bu imzanın Dursun Çiçek e ait olduğunu söyledi

Normalde sadece Adli Tıp ın verdiği bir kez verdiği karar yeterli oluyorken bu konuda tam 4 kurum 7 kez rapor verdi

Ama gel gör ki birileri mızıkcı çocuklar gibi banene banene diye her seferinde ağlıyor
 
Adli Tıp Raporları ne anlama gelir?

Tutuklanamayan komutan Dursun Çiçek yine ülkenin gündemine oturdu.

Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Laboratuarı’nın raporuna dayanılarak yapılan haberlerde “İrtica ile Mücadele ve Eylem Planı” başlıklı belgenin orijinal olduğunun artık tüm kurumlarca tescil edilip onaylandığı dile getiriliyor. Genelkurmayın internet sitesinden yaptığı açıklamalar da cabası.Peki durum gerçekten böyle mi? Adli Tıp ve Jandarma kriminoloji laboratuarlarının hazırladıkları raporlar ne anlama gelir.

Ortada yandaş medyanın bilinçli bir şekilde kavramları yanlış lanse etmesinden kaynaklan bir bilgi kirliliği var. Kamuoyunda kabul gördüğünün aksine adli tıp veya jandarma kriminal laboratuarlarından çıkacak herhangi bir rapor hukuki açıdan mahkeme kararı veya kesin hüküm niteliği taşımadıkları gibi olayların aydınlatılmasında kesin delil niteliği de taşımazlar. Bu raporlar sadece yapılan teknik ve bilimsel incelemelerin sonuçlarını verir.

Örnek bir olay: Aralarında husumet olan X kişisi ile Y kişisi kavga eder, Y’yi feci şekilde döven ve yarayan ve hukuki konularda daha tecrübeli olan X kişisi Y’yi dövmekle yetinmeyip bir de hakkında şikâyette bulunur, adli tıptan da darp raporu almaya gider. Biliyordur ki Y’nin polis tarafından ifadesi alınmasına kadar geçecek sürede bütün yaraları düzelecektir. Attığı yumruk ve tekmelerden dolayı kendisinin de eli ve ayağı zedelenmiştir, hatta adli tıpa giderken vücudunun çeşitli yerlerine de bizzat kendisi yumruk atmıştır. Adli tıp kurumu zarar görmüş yerleri inceleyerek “…a bölgesinde b cm çapında, x bölgesinde y cm çapında ödem …” oluşmuştur şeklinde bir rapor hazırlar. Raporda dayak yediği veya yumruk attığı için elinde ödem oluşmuştur şeklinde bir ifade yer almaz. Sanığın ifadesi olmadan sadece müştekinin şikâyeti ve adli tıp raporuna dayanılarak yapılan değerlendirmede Y kişisinin saldıran taraf olduğu düşünülür. Sanığın ifadesini de göz önünde bulundurmak zorunda olan savcı Y kişisinin de talebi üzerine X kişisine karşı dava açabileceği gibi adli tıp raporunu ve Y kişisinin daha önce şikayetçi olmamasını dikkate alarak Y kişisi hakkında da dava açabilir. Kısaca ortada çok bilinmeyenli bir denklem vardır.

Şimdi gelelim Jandarma Kriminoloji Laboratuarı’nın raporu ne diyor ve bu rapor ne anlama gelir?

Öncelikle bu laboratuardan savcılığın talebi ne ona bakalım.

Askeri Savcılık Albay Çiçek’e ait çeşitli dönemlerde atılmış 20 ayrı imza ile ellerindeki belgedeki imzanın karşılaştırılmasını talep ediyor. Belgeyi Dursun Çiçek hazırlamış mı hazırlamamış veya belge orijinal mi değil mi incelensin diye bir talepte bulunmuyor çünkü böyle bir tespit bilimsel ve teknik açıdan mümkün değil.

Rapor ne diyor, ne demiyor.

Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Laboratuarı tarafından hazırlanan rapor:Söz konusu belgenin "El yazısı inceleme kısım amirliği" uzmanları tarafından, basınç, hız, kalem kaldırma, yazı vasıtasının pozisyonu, çizgilerin başlangıç ve bitiş noktası ve gidiş yönü açısından incelendiğini ve bu incelemeler sonucunda söz konusu belgedeki imzanın Albay ÇiçeK’in imzası ile birebir uyuştuğu kanısına varıldığını belirtiyor.

Bu rapor tek başına söz konusu belgenin Dursun Çiçek tarafından oluşturulduğunu ispat etmeye yetmiyor. Sadece bu yöndeki iddiaları kuvvetlendirici bir gösterge niteliği taşıyor.

Yani herhangi bir kriminal laboratuarından sadece imzanın incelenmesi sonucu alınacak bir rapor hiçbir şekilde belgenin Dursun Çiçek tarafından hazırlandığını ispat edemiyor.

Karşımıza yukarıdaki örnek olaydaki gibi çok bilinmeyenli bir denklem çıkıyor.

Olayı biraz daha somuta indirgeyip Albay’ın bundan sonra neler yapabileceğine bakalım.

Bizim bildiğimiz kadarıyla…

Askeri savcılık sanığın aksi yöndeki ifadesine rağmen kriminoloji raporlarını dikkate alarak tutuklama talep etti, mahkeme de bu kararı tutuklamayı gerektirecek istisnai durumlar olmadığı gerekçesiyle reddetti.

Bu durumda Albay’ın savcının iddialarını çürütecek ve belgeyi kendisinin hazırlamamış olabileceğini gösterecek bir şeyler yapması lazım.

Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde Özel Kuvvetlerde veya başka bir birimde karşı istihbarat faaliyetleri yürütmek üzere sahte belge hazırlama ve imza taklit etme konusunda uzmanlaşmış subaylar olduğunu varsaymak pek de komplo teorisi kapsamına girmeyecek gerçekçi bir varsayım olacaktır.

Dursun Çiçek ve avukatları Genelkurmay Başkanlığı’ndan bu konuda eğitilmiş subaylarını mahkeme huzurunda Albay ile birlikte çeşitli belgelere Dursun Çiçek’in imzasını atmak üzere talep etmelidir. Sadece mahkeme heyeti tarafından hangi subay tarafından imzalandığı bilinecek belgeler daha sonra aynı teknik incelemelerin yapılması için kriptoloji laboratuarlarına gönderilmelidir. Belgelerdeki imzaların %90 oranında aynı el ürünü olduğunun tespit edildiği bir rapor bile Dursun Çiçek’in söz konusu imzalarının başkalarını tarafından taklit edilmiş olabileceğini gösterir. Bu durumda da herhangi bir parmak izi olmaksızın sadece imzanın tıpatıp aynı olmasından yola çıkılarak yapılan iddia çürütülmüş olur.

Genelkurmayda böyle bir konuda uzmanlaşmış bir personel var mıdır onu ben bilemem.Eğer İlker Başbuğ'un yerinde ben olsaydım arkama kuvvet komutanlarını ve generalleri alarak yaptığım basın açıklamalarının yerine bu çok özel subaylarımdan iki tanesini alıp yüzleri maskeli bir şekilde kameralar karşısında büyük bir imza şovu yaptırırdım.

Sahte belge hazırlayabilecek imza taklit edebilecek bir subayın bulunmaması istihbarat savaşlarının yaşandığı günümüzde TSK açısından bence tüm bu “darbe ve bombalama” iddialarından daha vahimdir.
TUTUKLANAMAYAN ADAM DURSUN ÇİÇEK | ivir-zivir
 
Adli TIp

Tubitak

Emniyet kriminal

Jandarma Kriminal

olmak üzere bu dört kurum 7 defa bu imzanın Dursun Çiçek e ait olduğunu söyledi

Normalde sadece Adli Tıp ın verdiği bir kez verdiği karar yeterli oluyorken bu konuda tam 4 kurum 7 kez rapor verdi

Ama gel gör ki birileri mızıkcı çocuklar gibi banene banene diye her seferinde ağlıyor

adli tıpın da jandarma kriminalin de verdiği raporlar o imzanın dursun çiçek tarafından atıldığını ispatlamaz, bu raporlar sadece imzanın dursun çiçekin imzası ile aynı olduğunu söyler, başka birinin de atmış olması mümkündür.
 
parmak izi taraması yapmak da belgeye zarar vermez
üzerinde parmak izi alınacak olan kağıt türü belge iyot buharına maruz bırakılır ve iyot buharı emilmiş olan ter ve yağ maddelerini etkileyerek görünür duruma getirir. ancak burada dikkat edilmesi gereken husus iyotun kısa zamanda buharlaşıp kaybolacağı için iz hemen fotoğraf makinası ile çekilmelidir
 
adli tıpın da jandarma kriminalin de verdiği raporlar o imzanın dursun çiçek tarafından atıldığını ispatlamaz, bu raporlar sadece imzanın dursun çiçekin imzası ile aynı olduğunu söyler, başka birinin de atmış olması mümkündür.

Bak arkadaşım. Bu kurumların verdiğ raporlar imzanın Dursun Çiçek in imzasına benzediği şeklinde değil

İmzanın Dursun Çiçek in el ürünü olduğu şeklindedir.

Senin söylediğin şekilde olsa ozman bu kurulların raporlarına gerek olmaz. Çünkü İmzaların benzediğini anlamak için sıradan bir insanın çıplak gözle bakması yeterlidir.

Kaldı ki aylardır elden ele gezen bir raporda parmak izi mi kalır.

belkide belgeyi en son inceleyen kurumun başkanının parmak izi çıkabilir. :)
 
Geri
Üst