illaki namaz!!!

WhiteAngel

PASAKLI KONTES
Katılım
12 Ağu 2008
Mesajlar
5,881
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
&HAYATIN İÇİNDEN&

Yine'mi basini Secde'ye vurmadan yatacaksin Yine'mi Melekleri aglatip, iblis'e kanacaksin



Söylesene!
......

Sen ne zaman nefsine ok atacaksın Ne sabah kildin! Ne Ögle... ne de ikindi! Ne o...! Yoksa Elin-Ayagin mi kilitlendi?


Aksami da kilmadin! Hadi bari Yatsiyi kil Sen de... Secdelilerin arasina katil Hadi be...! Siva kollarini, ve Abdest'ini al Vur basini Secde'ye! Cennet'in düsüne dal


Dün iblise egilen boynun, Bügün Allah'a egilsin Sen Allah'in kulusun, iblisin kulu degilsin


Namaz, Mü-min'in Miracidir,


ayirma basini Secde'den Bomba altinda bile,


Secde'den ayrilmadi deden Sen de "Vur basini Secde 'ye "


...sevinsin Seccaden


Öyle vur ki, hic bir sey koparamasin seni Secde'den Vur basini derken... Anliyorsun degil mi?... kendi basini...


Yoksa incitme, (sebepsiz) kafirin dahi, Gözünü-kasini


Vur basini Secde'ye...


yani, Namaz kil demek Yakisiyor mu Mümin'e, Secdesiz Gün gecirmek Tiryakisi ol... "Allah'u Ekber sözünün Senin de Nuru olsun Namaz gözünün, Hadi durma!


Vur basini Secde'ye


Vur ki,


daha yakin ol


"EL ALIY'YE Nefsin diyebilir ki,


"Bugün söz ver! Yarin kilarsin..."


Azrail (a.s.) ile karsilasinca, bu sözleri daha iyi anlarsin.



alıntı
 
Maneviyatın iki düşmanı olan Nefs ve Şeytan..bu ikisini yenmeyi becerebilen ne mükkemmel bir insan...
Namaz Namaz Yolda Koymaz demiş eskiler...Konu için Teşekkürler..:smile:
 
...Tiryakisi ol... "Allah'u Ekber" sözünün Senin de Nuru olsun Namaz gözünün...

Teşekkürler WhiteAngel. Allah yolunu açık, aydınlık etsin...
 
180021_178171518887721_171880042850202_377043_6406555_n.jpg



Her türlü bunalıma, Strese, Gönül Ağrısına ve Ruhi sıkıntılara şifa kaynagıdır...1390 seneden beridir tecrübe edilmiştir....:smile:
 
İslam'da Namaz Nedir?
İsmail Raci ve Luis Lamia el-Faruki

Namaz; cemaat halinde eda edildiği zaman,
aynı saftaki müslümanı sosyal ve siyasi eşitliğe, evrenselliğe,
kardeşliğe ve diğer kardeşleriyle ilgilenmeye,
onları desteklemeye teşvik eder.

İslam'da namaz Peygamber Muhammed (s.a.v.)'e vahiy suretiyle anlatılmış, sınırları ve şekli belirlenmiş özel bir ibadettir. Biçimindeki herhangi bir değişiklik onu hükümsüz kılar. Namaz, formal olduğu kadar, bütün müslümanlara farz kılınmış bir disiplindir. Onu mü'minlere mecbur kılmakla İslam, mensuplarını disipline etmeyi amaçlamış ve Allah'ın varlığının sonsuz bilincini korumuştur. Namaz, zamanı bölümlere ayırarak müslümanı sağlıklı ve düzenli bir hayata alıştırır. Temiz suyla alınan abdestle o, tazeleyici ve temizleyici bir ameliye olarak kabul edilir. Ayağa kalkma, diz çökme, secde ve oturma değişimleriyle, aynı zamanda vücut içinde bir egzersiz görevi görür . Namaz maddi ve manevi itminanı ve ruhi hazzı beraberinde getirir. Zihni günlük işlerden uzaklaştırmak,

Allah'a ve O'nun emirlerine ve varlığına konsantre olmak, kendini mutlak ve evrensel hükümdarlığa yükseltmektir. İbadet eden kişi, bu gibi uygulamalarla hayata ve onun problemleriyle karşılaşmaya öncekinden daha hazır olarak çıkar. Namazın mahiyeti, dini ibareler yoluyla akla gelen fikirler, insanı arzu dolu kılar; onu hayırlı işlere yöneltir; kötüden kaçınmaya, dünyayı iyilikle doldurmaya olan azmini güçlendirir. Nihayet cemaat halinde eda edildiği zaman, aynı saftaki müslümanı sosyal ve siyasi eşitliğe, evrenselliğe, kardeşliğe ve diğer kardeşleriyle ilgilenmeye, onları desteklemeye teşvik eder (*).

Kainattaki bütün varlıklar; güneş, çayır, çimen, ağaçlar, zikir halindedir. Sürü halinde uçan kuşlar, dağlar, taşlar keyfiyeti bize meçhul bir tesbihat ile Allâh'a kulluk ederler. Bitkilerin ibadeti kıyam halinde; hayvanlarınki rükû halinde; cansız olarak isimlendirilen nesnelerinki de yere kapanmış vaziyette, yani secde halindedir. Sema ehlinin durumları da böyledir. Meleklerin bir kısmı kıyamda bir kısmı rükûda, bir kısmı secdede bir kısmı da tespih ve tehlil'de... Ancak Allah'ın mü'minlere bir miraç olarak ikram ettiği namaz ibadeti ise bütün ibadetlerin camî (tamamını bünyesinde barındıran) bir muhtevadadır. Dolayısıyla gerçek namaz kılanlar yerde ve gökte tüm varlıkların yaptığı ibadeti içine alan bir ibadet yapmış olurlar.

Peygamber (s.a.v.) buyurdular ki:Namaz, yüce ve büyük olan Allah'ın rızasını kazandırır. Meleklerin sevgisine nail eder. Peygamberlerin yoludur. Mârifet nurudur. îmanın aslıdır. Duanın icabetine vesiledir. Amelleri makbul kılar. Rızka bereket getirir. Vücuda rahatlık verir. Düşmanlar üzerine silahtır. Şeytanı uzaklaştırır. Ölüm meleği ile musallî arasında şefaatçidir. Kabirde kandildir ve orada yaygıdır. Münker ve Nekir meleklerine cevaptır. Kıyamete kadar kabirde can yoldaşıdır. Kıyamet günü olduğunda namaz kılanların üzerine bir gölgeliktir. Başına taçtır. Bedenine elbisedir. Önünde giden nurdur. İnsanlarla arasına getirilen bir perdedir. Rableri huzurunda mu'minlerin hüccetidir. Mizanda ağırlıktır. Sıratta geçiştir. Cennete anahtardır. Çünkü namaz tesbihtir, hamttır, tâzimdir, kırât ve duadır. Hasılı faziletli amellerin tümü, vaktinde kılınan namazdadır. (Tenbîhü'l-Gafilîn, 293)

Namaz Nasıl Farz Kılındı?

Farzlar, Hazret-i Peygamber - sallâllâhü aleyhi ve sellem-'e Cebrâil vasıtasıyla bildirilmiştir. Fakat beş vakit farz namaz, bunlardan ayrı olarak mirâc gecesi bizzât Cenabı Hak tarafından Âlemlerin Efendisi'ne bir hediye kabîlinden takdim buyurulmuştur. Başlangıçta elli vakit olarak farz kılınan namaz, Musâ -aleyhisselâm-'ın semâda Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem-'e ;"

- Yâ Rasûlallâh! Ben, senden evvel İsrâîl oğulları'nda tecrübe ettim. Elli vakte senin ümmetin de güç yetiremez!"

şeklindeki tavsiyesi dolayısıyla Rasûlallâh -sallâllâhü aleyhi ve sellem-, o gece Cenâb-ı Hakk'a beş defa mürâcaat ve münâcat eyledi. Nihayet namaz beş vakte indirildi.

Hazret-i Mûsâ, Peygamber Efendimiz -sallâllâhü aleyhi ve sellem-'e ;"

- Buna da güç yetiremezler!" dediyse de Rasûlallâh -sallâllâhü aleyhi ve sellem-;"

- Bundan başka tenkîsi Rabbimden istemeye hayâ ederim." diyerek beş vakitte karar kıldı.Ancak Cenâb-ı Hak, Hazret-i Peygamber - sallâllâhü aleyhi ve sellem-'in duâsı bereketiyle merhamet eyleyip namazı beş vakte indirmenin yanında o vuslat gecesi olan mirâcda Resûlü'ne şu müjdeyi de lütfetti:"Ey Resûlüm! Benim katımda söz asla değişmez. Bu beş vakit namazın karşılığında sen, elli vaktin ecrini alacaksın." (İbn-i Mâce, İkâmetü's salât, 194)

Hazret-i Peygamber - sallâllâhü aleyhi ve sellem-, ümmetine bu beş vakit hususunda şöyle buyurur:Allâh Teâlâ buyurdu ki; "Senin ümmetine beş vakit namazı farz kıldım. Kendi katımda verilmiş bir söz vardır. Kim o namazları tam vaktinde kılarsa, onu mutlaka cennete sokacağım. Kim de o namazları korumazsa, katımda ona verilmiş hiçbir söz yoktur."(İbn-i Mâce, İkâmetü's salât, 194),

(*) İslam Kültür Atlası, İsmail Raci ve Luis Lamia el-Faruki s.162., İnkılab Yay., İSTANBUL.
 
Namaz, Allah’ın kudretini idrâk eden ve büyüklüğü karşısında hayranlık duyan insanın, bu hürmet ve hayranlığını en münasip söz ve hareketlerle dile getirmesidir. Yahut da aynı hareketleri tekrarlamak suretiyle bu hürmet ve hayranlık duygularını kuvvetlendirmesidir.

Namaz, kulun günde 5 defa Yaradanın huzuruna çıkması, divanında durması demektir. Bu yüce divanda, arada hiçbir vasıta olmadan her türlü dilek ve ihtiyacını, kul, bizzat Allah’a arzeder, O’na sığınır, yalnızca O’ndan yardım diler.

Kur’an okumak başlı başına bir ibâdettir. Namazda bir miktar da Kur’an okunmaktadır.

Mü’minlerin birbirleri ile selâmlaşmaları ayrı bir ibâdettir. Namaz sonunda selâm da vardır.

Namaz içinde yemeyi, içmeyi terk gibi oruca ait yasaklar bulunduğundan, namazda oruc da mevcuttur.

Namazın zekât ve hacc ile de alâkası vardır. Çünkü namaz, vücudun ve ömrün zekâtıdır. Namazda kıbleye dönülmesi ise, hacca bir işârettir.

Namazın farz oluşunu inkâr etmek, mü’mini dinden çıkarır. Ancak farz olduğunu inkâr etmeksizin tembellikten dolayı bu ibâdeti yapmayan kimseler ise, mânevi yönden büyük zarar ve kayıplara uğrarlar.

Allah Teâlâ müslüman olan her erkek ve kadına, günde 5 vakit namazı farz kılmıştır.

Beş vakit namaz, kırk rek’at eder. Bunlardan onyedi rek’ati farzdır. Üç rek’ati vâciptir. Yirmi rek’ati sünnettir.

Şöyle ki:

Sabah namazı Dört rek’attir. Önce, iki rek’at sünneti, sonra iki rek’at de farzı kılınır. Bu sünnet, çok kuvvetlidir. Vâcip diyenler de vardır.

Öğle namazı On rek’attir. Önce, dört rek’at ilk sünneti, sonra dört rek’at farzı, farzdan sonra da iki rek’at son sünneti kılınır.

İkindi namazı Sekiz rek’attir. Önce, dört rek’at sünneti, sonra dört rek’at farzı kılınır.

Akşam namazı Beş rek’attir. Önce üç rek’at farzı, sonra iki rek’at sünneti kılınır.

Yatsı namazı Onüç rek’attir. Önce, dört rek’at sünnet, sonra dört rek’at farz, sonra iki rek’at son sünnet, bundan sonra üç rek’at, Vitir namazı kılınır.

NAMAZ NİÇİN KILINIR?

Namazı, kulluk görevimizi yerine getirmek, Allah’ı sıkça anmak için kılarız.

Namazlarda kalbimizi Allah’a açar, ona dua eder, ona sığınırız. Dileklerimizi ve halimizi ona arz ederiz.

Namaz kılmakla, aynı zamanda Allah’a şükür borcumuzu da yerine getirmiş oluruz.

Namaz kılan bir kişi, Allah’a yakınlaştığı için kötülüklerden uzaklaşır. Bedenini ve ruhunu temiz tutar. Günahlardan arınır.

Namaz insanı kötülüklerden uzak tutar, çünkü günde 5 defa Allah’ın huzurunda namaza duran bir insan bir kötülük yapacağı zaman, Allah’ı daha çabuk hatırlar ve Allah’ın kötülük yapanları sevmediğini düşünerek yapacağı kötülükten vazgeçer.

Günde beş vakit namaz kılan bir insan, daima Allah’ı hatırlar ve kendisini her an O’nun huzurunda hisseder. Bu ise, o insanın aklında kötü düşüncelerin barınmasına fırsat vermez. Verse bile çıkarıp atmasına sebeb olur.

Namaz, mü’minin günlük hayatını da düzenler. Günde beş vakit, belirli vakitlerde Allah’ın huzurunda bulunma zarureti, insanı belli bir düzen ve disiplin içinde yaşamaya sevkeder. İşlerini, namaz vakitlerinin hâsıl ettiği zaman dilimlerine göre tanzime mecbur eder. Böyle düzenli ve disiplinli bir şekilde yapılan çalışmalar ise, insanı hayatta huzurlu ve başarılı kılar.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (ASV) namazla ilgili olarak şöyle buyuruyor: ” Birinin kapısının önünden bir nehir geçse, günde beş kere yıkansa kirden iz kalır mı? Namaz da böyledir.”

alıntı
 
Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et. Senden rızık istemiyoruz; (aksine) biz seni rızıklandırıyoruz. Güzel sonuç, takvâ iledir. (TAHA/132)
 
Geri
Üst